Bizi Takip Edin

Amerika

ABD, Filistin yanlısı öğrencinin vizesini iptal etti

Yayınlanma

Axios’un bildirdiğine göre, ABD Dışişleri Bakanlığı, Amerikan kampüslerinde Filistin yanlısı protestolara katılan yabancı bir öğrencinin vizesini iptal etti.

Bu, Başkan Donald Trump’ın ABD’de okuyan yabancı “Hamas destekçilerini” sınır dışı etme emrini imzalamasından bu yana görülen ilk uygulama.

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “Dün akşam saatlerinde, daha önce Hamas’ı destekleyen eylemlerle bağlantılı olarak suç teşkil eden davranışlarda bulunduğu tespit edilen bir yabancının ilk vizesini iptal ettik. Bu kişi bir üniversite öğrencisiydi. ICE [Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza] bu kişiyi ülkeden çıkarmaya devam edecektir,” denildi.

Bakanlık, öğrencinin kimliği ve üniversitesinin “yasal kısıtlamalar” nedeniyle açıklanmadığını da sözlerine ekledi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD’nin “terör örgütlerini” destekleyen yabancıların kalmasına izin vermeyeceğini ve ilgili öğrencilerin sınır dışı edileceğini söyledi.

Trump’ın yaklaşık altı hafta önce imzaladığı kararname, 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonunun ardından İsrail’in Gazze işgaline karşı ABD kampüslerinde patlak veren protestolar sırasında yasaları ihlal eden yabancı uyrukluları hedef alıyor.

Emir, federal kurumlara 60 gün içinde politika önerileri sunmaları talimatını verirken Adalet Bakanlığını da Hamas yanlısı duvar yazıları gibi olayları soruşturmaya yönlendirdi.

Trump seçim kampanyası sırasında “Hamas destekçilerini” ABD üniversitelerinden atma sözü vermişti. Geçtiğimiz mayıs ayındaki bir mitingde, “Başkan olduğumda, şiddet yanlısı aşırılık yanlılarının kampüslerimizi ele geçirmesine izin vermeyeceğiz. Eğer buraya başka bir ülkeden gelip kampüslerimize cihatçılık, Amerikan karşıtlığı ya da antisemitizm getirmeye çalışırsanız, sizi derhal sınır dışı edeceğiz,” demişti.

Amerika

Pentagon, transseksüel askerleri tespit edecek

Yayınlanma

ABD ordusu ve Pentagon, transseksüel askerleri nasıl bulup tespit edeceklerini ve ordudan uzaklaştırmak için nasıl bir yol izleyeceklerini 30 gün içinde belirlemek zorunda.

Bu zorlu görev, askerlerin kendi kendilerini ihbar etmelerine veya meslektaşlarını ispiyonlamalarına bağlı olabilir.

Pentagon’un Çarşamba günü geç saatlerde bir davaya yanıt olarak sunduğu bir notun ardından perşembe günü Savunma Bakanlığı yetkililerine gönderilen bir memoranda, ordunun 26 Mart’a kadar “cinsiyet disforisi” (cinsel kimlik bozukluğu) teşhisi konulan veya tedavi gören askerleri tespit etmek için prosedürler oluşturması emredildi.

Ardından, bu askerleri ordudan uzaklaştırmaya başlamak için 30 gün süreleri olacak.

Bu emir, Başkan Donald Trump’un göreve başladıktan kısa bir süre sonra imzaladığı, transseksüel bireylerin orduda hizmet etmesini yasaklamaya yönelik adımları belirleyen başkanlık kararnamesini genişletiyor. Bu kararname mahkemede itiraz edilmişti.

Üst düzey bir savunma yetkilisi perşembe günü, şu anda aktif görevde, Ulusal Muhafız ve Yedek Kuvvetlerde “cinsiyet disforisi” teşhisi konulan yaklaşık 4.200 asker olduğunu düşündüklerini söyledi.

Personel meselelerini tartışmak için ismini vermek istemeyen yetkili, 2015 ile 2024 yılları arasında psikoterapi, cinsiyet kimliğini doğrulayan hormon tedavisi, cinsiyet kimliğini doğrulayan ameliyatlar ve diğer tedaviler için toplam maliyetin yaklaşık 52 milyon dolar olduğunu söyledi.

Amerikan ordusunda yaklaşık 2,1 milyon asker görev yapıyor.

Trump ve Savunma Bakanı Pete Hegseth, tıbbi durumlarının askeri standartlara uymadığını savunarak onları ortadan kaldırmak için çalışıyor.

Personel müsteşarı Darin Selnick, yeni notunda, “Cinsiyet disforisi tanısı almış, geçmişi olan veya buna uygun semptomlar gösteren bireylerin tıbbi, cerrahi ve ruh sağlığı kısıtlamaları, askerlik hizmeti için gerekli olan yüksek zihinsel ve fiziksel standartlarla bağdaşmamaktadır,” dedi.

Memorandumda, “ordunun ölümcüllüğü ve bütünlüğünün”, transseksüel personelin kendilerini tanımladıkları cinsiyete geçiş sürecinde yaşadıklarıyla “uyumsuz” olduğu iddia ediliyor ve cinsiyetin “değişmez, bir kişinin hayatı boyunca sabit” olduğu belirtiliyor.

Trump’ın başkanlık kararnamesine karşı dava açan altı transseksüel askerin avukatları, mahkeme dosyalarında, bu kararnamenin transseksüel kişilere karşı açıkça “düşmanlık” ifade ettiğini ve onları “eşit olmayan ve gereksiz” olarak nitelendirerek, diğer askerlerin ve halkın gözünde onları aşağıladığını savundu.

İnsan Hakları Kampanyası’nın hukuk işlerinden sorumlu başkan yardımcısı Sarah Warbelow, yeni politikanın askerleri zor durumda bıraktığını ve transseksüel askerleri kendilerini ifşa etmeye zorladığını söyledi.

Warbellow, “Birdenbire kendinizi ifşa etmek zorunda kalacaksınız. Diğer insanlar sizi ifşa etmek zorunda kalacak. Eğer orduda transseksüel olduğunuzu bilen bir en iyi arkadaşınız varsa, bu yeni yönergeye göre, o arkadaşınız, eğer transseksüel bir kadınsanız, bugünden itibaren size [erkek kişi zamiri] ‘o’ ve ‘efendim’ diye hitap etmek zorunda kalacak,” dedi.

Askerler, “arkadaşlarının güvenliği ile doğrudan emirlere uymamak arasında seçim yapmak zorunda bırakılıyor” diyen Warbelow, transseksüel askerlerin, kendilerini ifşa etmemeleri halinde cezalandırılabileceklerini bildikleri için kendilerini ifşa etme baskısı hissedebileceklerini de sözlerine ekledi.

Perşembe günü, ABD yetkilileri, ilk rakamlara göre Donanmada yaklaşık 600, Kara Kuvvetlerinde 300 ila 500 ve Deniz Piyadelerinde 50’den az transseksüel askerin hızlı bir şekilde tespit edilebileceğini söyledi. Yetkililer, bireylerin örneğin belgelenmiş tıbbi tedavilerle tespit edilebileceğini ve bu sayının muhtemelen artacağını kabul etti.

Fakat yetkililer, bazı askerlerin geçiş sürecinden sonra orduya katılmış olabileceği ve kendilerini tanımlayabilecek tıbbi veya cerrahi işlemlerden geçmemiş olabileceği için ilk rakamların gerçek toplam rakamların altında olabileceğini belirtti.

Yetkililer ayrıca, kayıtlardan neyi ayırt edebilecekleri ve neyi rapor edebilecekleri konusunda sağlık gizliliği yasalarıyla sınırlı olabilecekleri konusunda uyarıda bulundu.

LGBT konularını araştıran Palm Center tarafından 2018 yılında yapılan bağımsız bir araştırmada, 2 milyondan fazla askerin arasında tahmini 14.000 transseksüel asker olduğu tahmin edildi.

Pentagon’un yeni politikası iki istisna öngörüyor: Askere alınmak isteyen transseksüel personel, savaş faaliyetlerini doğrudan desteklediğini vaka bazında kanıtlayabilirse veya cinsiyet disforisi teşhisi konmuş mevcut bir asker, belirli bir savaş ihtiyacını desteklediğini ve kimlikle özdeşleştirdiği cinsiyete geçiş yapmadığını kanıtlayabilir ve 36 ay boyunca “klinik olarak önemli bir sıkıntı yaşamadan” biyolojik cinsiyetinde istikrarlı olduğunu kanıtlayabilirse.

Cinsiyet disforisi, bir kişinin biyolojik cinsiyeti ile cinsiyet kimliği uyuşmadığında ortaya çıkıyor.

Muafiyet verilmesi durumunda, başvuru sahibi tuvaletler, yatakhaneler ve hatta “efendim” veya “hanımefendi” gibi resmi hitaplarda sadece biyolojik cinsiyetinin tanınması gibi bir durumla karşı karşıya kalacak.

Warbelow, transseksüel askerlerin, askerlik hizmetlerini etkileyebilecek herhangi bir adım atmadan önce, ordudan ve komutanlarından ek açıklama beklemeleri gerektiğini söyledi ve devam eden davaların bu politikayı etkileyebileceğini de belirtti.

Okumaya Devam Et

Amerika

Kokainin yasallaşmasını savunan Kolombiya liderine bağımlılık suçlaması

Yayınlanma

Kolombiya eski Dışişleri Bakanı Álvaro Leyva, ülkenin Devlet Başkanı Gustavo Petro’yu uyuşturucu bağımlısı olmakla suçladı. Leyva, suçlamasını Petro’nun Haziran 2023’teki Paris ziyareti sırasında iki gün boyunca ‘kaybolmasına’ dayandırırken, Petro daha önce yaptığı açıklamada tek bağımlılığının kahve olduğunu belirtmişti.

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, ülkenin eski Dışişleri Bakanı Álvaro Leyva tarafından uyuşturucu bağımlısı olmakla suçlandı.

Leyva’nın suçlaması, Petro’nun kısa süre önce kokain satışının yasallaştırılması çağrısı yapmasının ardından geldi.

Petro, kokainin “viskiden daha kötü olmadığını” ve “şarap gibi” talep göreceğini savunmuştu.

Petro’nun kendisi ise daha önce tek bağımlılığının kahve olduğunu söylemişti.

Levya’ya göre, bu suçlamanın temelinde Petro’nun Haziran 2023’te Kolombiya heyetinin Fransa’ya yaptığı resmi ziyaret sırasında Paris’te iki gün boyunca “kaybolması” yatıyor.

Financial Times gazetesinin aktardığına göre eski Dışişleri Bakanı, X platformunda yayımladığı açık mektupta, “İşte Paris’te uyuşturucu sorunlarınız olduğunu doğrulayabildim. Maalesef iyileşmeniz gerçekleşmedi,” diye yazdı.

Hangi uyuşturucudan bahsettiğini belirtmeyen Leyva, Ağustos 2022’den itibaren yaklaşık iki yıl boyunca Petro’nun ilk dışişleri bakanı olarak görev yapmıştı.

Mektubunda, “Çok sık yalnızlık, endişe, depresyon ve üstesinden gelmesi zor diğer durumlar yaşadığınız iyi biliniyor,” ifadelerini kullandı.

Daha önce, Kasım 2023’te araştırmacı gazeteci María Jimena Duzán, Petro’nun “sık sık ortadan kaybolmasının” gizli tutmak istediği bir bağımlılıktan kaynaklandığını yazmıştı.

Petro, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Tek bağımlılığım sabahları içtiğim kahve,” diye yanıt vermişti.

Devlet Başkanı, önemli toplantılara sık sık geç kalması veya katılmaması, hatta bazen günlerce kamuoyunun gözünden kaybolmasıyla biliniyor.

Şubat ayında Petro, ülkede kokain satışının yasallaştırılması çağrısı yaparak, kokainin “viskiden hiçbir farkı olmadığını” ve “şarap gibi” talep göreceğini belirtmişti.

Bundan önce, Kolombiya İçişleri Bakanı Armando Benedetti de kendi uyuşturucu bağımlılığıyla mücadelesini anlatmıştı.

Kolombiya, dünyanın en büyük kokain üreticisi ve Petro’nun devlet başkanlığı döneminde bu uyuşturucunun üretim hacimleri son yirmi yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi istatistiklerine göre, 2023 yılında Kolombiya’da 2 bin 664 ton saf kokain üretildi (bir önceki yıla göre yüzde 53 artış).

Ülkede kokain yapımında kullanılan koka bitkisinin ekim alanı 253 bin hektara yükselerek neredeyse Lüksemburg’un yüzölçümüne ulaştı.

Petro, Ağustos 2022’de devlet başkanlığı görevine başladı. Sol ve merkez sol siyasi güçleri bir araya getiren “Kolombiya İçin Tarihi Pakt” ittifakından aday olan Petro, ikinci tur seçimlerini az farkla kazanmıştı.

Kolombiya’da yerel seçimlerde Başkan Petro’ya darbe

Okumaya Devam Et

Amerika

Apple, ABD’de satılan tüm iPhone’ların montajını Hindistan’a kaydırmayı planlıyor

Yayınlanma

Konu hakkında bilgi sahibi kişilere göre, Başkan Donald Trump’ın ticaret savaşı teknoloji devini Çin’den uzaklaşmaya zorlarken Apple, ABD’de satılan tüm iPhone’ların montajını gelecek yıl itibariyle Hindistan’a kaydırmayı planlıyor.

Apple’ın tedarik zincirini çeşitlendirme stratejisine dayanan bu hamle, Financial Times’ın haberine göre, yatırımcıların takdir ettiğinden daha ileri ve hızlı bir şekilde ilerliyor. 2026 yılı sonuna kadar ABD’de yılda satılan 60 milyondan fazla iPhone’un tamamının Hindistan’dan tedarik edilmesi hedefleniyor.

Bu hedef, Apple’ın 3 trilyon dolarlık bir teknoloji devi haline gelmesini sağlayan dünya çapında bir üretim hattı oluşturmak için Çin’de büyük harcamalar yaptığı neredeyse yirmi yılın ardından, Hindistan’daki iPhone üretiminin iki katına çıkarılması anlamına geliyor.

Apple’ın iPhone’larının çoğunu Foxconn gibi üçüncü taraflar aracılığıyla ürettiği Çin, ABD başkanının en agresif vergilerine maruz kaldı, ancak Washington o zamandan beri Pekin ile müzakere etmeye istekli olduğunun sinyalini verdi.

Trump’ın Apple’ın piyasa değerinden 700 milyar dolar silen gümrük vergisi açıklamalarının ardından şirket, Çin’e uygulanan daha yüksek gümrük vergilerinden kaçınmak için Hindistan’da üretilen mevcut iPhone’ları ABD’ye ihraç etmek için acele etti.

Apple son yıllarda Hindistan’da fason üreticiler Tata Electronics ve Foxconn ile istikrarlı bir şekilde kapasite geliştiriyor, ancak akıllı telefonlarının çoğunu hala Çin’de monte ediyor.

Üretim sürecinin son adımı olan iPhone montajı, Apple’ın hala büyük ölçüde Çinli tedarikçilere bağımlı olduğu yüzlerce bileşeni bir araya getiriyor.

Trump başlangıçta Çin’den yapılan ithalata yüzde 100’ün üzerinde “karşılıklı” gümrük vergisi uygulanacağını duyurmuş, ancak daha sonra akıllı telefonlar için geçici bir erteleme önermişti. Bu cihazlar hala Çin’den yapılan tüm ithalat için geçerli olan %20’lik ayrı bir orana tabi.

Trump’ın tarife ertelemesi ile Apple krizin eşiğinden döndü

Hindistan’a yüzde 26’lık sözde karşılıklı bir tarife uygulandı, ancak Yeni Delhi ABD ile ikili bir ticaret anlaşması için bastırırken bu uygulamaya ara verildi. Bu hafta Hindistan’ı ziyaret eden ABD Başkan Yardımcısı JD Vance iki ülkenin “çok iyi ilerleme” kaydettiğini söyledi.

International Data Corporation’a göre ABD, Apple’ın 2024 yılındaki 232,1 milyon küresel iPhone sevkiyatının yaklaşık yüzde 28’ini oluşturuyor.

Apple’ın ABD’den gelen tüm siparişleri karşılamak için Hindistan’daki kapasitesini daha da artırması gerekecek.

Geçen yıl iPhone üreticisi Hindistan’daki üretimini artırmaya çalışırken Foxconn ve Tata Çin’den önceden monte edilmiş bileşen setleri ithal etmeye başladı.

Futurum Group araştırma şirketinin CEO’su Daniel Newman, “Bunun Apple’ın büyümesini ve ivmesini sürdürebilmesi için önemli bir hamle olacağına inanıyoruz,” dedi. “Bu kaynaklara sahip bir şirketin tarife riskini ele almak için nasıl görece ışık hızında hareket ettiğini gerçek zamanlı olarak görüyoruz” diye ekledi.

Yatırımcılar Trump’ın gümrük vergisi planlarının etkisini anlamaya çalışırken Apple önümüzdeki hafta üç aylık kazançlarını açıklayacak. Şirket, kazançlar konusunda kesin bir rehberlik sunmuyor ve tarifeleri tartışmaktan kaçınıyor.

İcra Kurulu Başkanı Tim Cook, ocak ayında başkanın yemin törenine katıldığından beri Trump ve yönetimiyle düzenli temas halinde.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English