Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

ABD, Harir üssünden çekilmemek için diretiyor

Yayınlanma

ABD güçlerinin Irak’tan çekilmesi için yapılan müzakerelerde tarafların uzlaşmak üzere olduğu iddia edildi. ABD’nin Suriye’deki operasyonlarını yönetmek için Erbil’deki hava üssünden çekilmemekte diretmesi temel anlaşmazlık konusu.

The National News’te yer alan habere göre Bağdat ve Washington, ABD öncülüğündeki koalisyonun IŞİD’le on yıl süren mücadelesinin ardından Irak’taki varlığını sona erdirecek bir anlaşmaya yaklaşıyor. Bu kapsamda Irak heyeti, pazartesi ve salı Washington’da görüşmelerde bulundu.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, IŞİD ile mücadele gerekçesiyle kurulan koalisyon kapsamında ülkede bulunan ve çoğu Amerikalı olan yabancı güçlerin çekilmesi için takvim belirlenmesi konusunda kamuoyu baskı altında ancak ABD, Irak’tan çekilme konusunda temkinli davranıyor.

Parlamentonun güvenlik ve savunma komitesinde yer alan Iraklı siyasetçi Cevad el-Bulani, Bağdat ve Washington’un “Irak’taki koalisyonda yer alan tüm yabancı askerlerin çekilmesi anlaşması üzerinde son rötuşları yaptığını” söyledi. The National’a konuşan Bulani, “Anlaşmayı hayata geçirmek için son aşamaya geldiler” dedi.

Pentagon basın sekreteri Tümgeneral Ryder, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in salı günü Irak Savunma Bakanı Sabit Muhammed Said Rıza el-Abbasi ile görüştüğünü söyledi.

Ryder, çekilme için bir takvim belirlenip belirlenmediği sorulduğunda yorum yapmaktan kaçındı ancak koalisyonun Irak’tan ayrılması halinde nelerin tehlikeye gireceğini anlattı.

The National’a konuşan Ryder, “Bu, 10 yıl önce IŞİD’i yenmek için bir araya gelen uluslararası bir koalisyon ve bunun bir parçası da IŞİD’in yeniden dirilememesini sağlamak” dedi. Ryder, “Yeniden canlanmaya kararlı olduklarını ve saldırıları yönlendirmeye ve ilham vermeye kararlı olduklarını biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Irak hükümetine yakın kaynaklar Bağdat ve Washington’un koalisyon bünyesinde görev yapan ABD askerlerinin bir kısmını geri çekmeye başlama konusunda anlaştıklarını doğruladı. Ancak kaynaklar, bazı ABD güçleri ve koalisyondaki diğer ülke güçlerinin yapılacak yeni güvenlik anlaşmaları kapsamında ülkede kalmaya devam edeceklerini söyledi. Muhtemel rollerden biri Irak güvenlik güçlerinin eğitilmesi olacak.

Iraklı kaynaklar, Washington’un Irak’ın batısındaki el-Anbar vilayetinde bulunan Ayn’ül Esad Hava Üssü’ndeki güçlerini çekmeye açık olduğunu söyledi.

Ancak Erbil’deki Harir Hava Üssü iki taraf arasında anlaşmazlık noktası olmaya devam ediyor. ABD buradaki varlığının Suriye’de “IŞİD’e karşı operasyonları” koordine etmek için gerekli olduğunda ısrar ediyor ancak Bağdat, koalisyon güçleri 2014’te Irak’a gittiğinde bunu kabul etmediğini söylüyor.

ABD muharip birlikleri, Saddam Hüseyin’i devirmek için ABD öncülüğünde gerçekleştirilen işgalden sekiz yıl sonra, 2011 yılında Irak’tan ayrıldı.

Binlerce ABD’li ve uluslararası asker, Irak ve Suriye’nin büyük bölümünü ele geçiren IŞİD’le mücadeleye yardım gerekçesiyle 2014 yılında bölgeye yeniden gönderildi. IŞİD 2017 yılında yenilgiye uğratıldı ve Irak’ta ele geçirdiği Musul ve Tikrit gibi başlıca şehirlerden çıkarıldı, ancak Irak ve Suriye’nin başka yerlerinde varlığını sürdürdü.

Yaklaşık 2.500 ABD askeri uluslararası koalisyonun bir parçası olarak Irak’ta konuşlanmış durumda.

Reuters’in dün geçtiği habere göre Irak, ABD öncülüğündeki koalisyon kapsamında ülkede bulunan askerlerin Eylül ayında çekilmeye başlamasını ve koalisyonun Eylül 2025’e kadar resmen sona ermesini istiyor.

Dört Iraklı kaynaktan alıntı yapan haber ajansı, bazı ABD güçlerinin muhtemelen yeni müzakere edilen ikili anlaşma kapsamında ülkede kalacağını söyledi.

Gazze’de katliam yapan İsrail’e destek verdiği için ülkedeki ABD misyonlarını hedef alan Iraklı milis güçlerin bu saldırılarına ara vermesinin bir nedeninin de ABD ile Irak arasındaki müzakereler olduğu tahmin ediliyor. Ancak müzakerelerde anlaşmaya varılamaması halinde, Iraklı milislerin daha fazla saldırı düzenlemesi bekleniyor.

ORTADOĞU

Irak’a sığınan iki bin Suriye askerinin iadesi bugün başlıyor

Yayınlanma

suriye ordusu

Irak Güvenlik Medya Ağı Sözcüsü Mikdad Miri, Irak’a kaçan Suriye ordusu askerlerinin iadesine bugün başlanacağını açıkladı.

Irak resmi haber ajansı INA’ya göre Irak Güvenlik Medya Ağı Sözcüsü Mikdad Miri, konuya dair açıklama yaptı. Miri, Irak’a Esad yönetimi askerlerinin Suriye’ye iadesine bugün başlanacağını belirtti. İade işlemlerinin Irak’taki ilgili makamlar tarafından başlatılacağını aktaran Miri, sürecin Suriye tarafı ile koordineli yürütüleceğini ifade etti.

Suriye ordusuna bağlı yaklaşık 2 bin asker 7 Aralık’ta El-Kaim Sınırı Kapısı üzerinden Irak’a kaçmıştı. 9 Aralık’ta ise Heyet-i Tahrir Şam’a bağlı askeri operasyonlar komutanlığı, zorunlu askerlik yapanlara yönelik genel af kararı çıkarmıştı.

Irak’ın Anbar vilayetine bağlı Rutba ilçesinde bir kampa yerleştirilen askerler kötü koşullar nedeniyle ülkelerine geri gönderilmek için eylem yapmıştı.

Rutba ilçesi Kaymakamı İmat el-Duleymi, yaptığı açıklamada kaçan askerlerin çadırlarda barındığını ve bölgede elektrik, su ve ısınma imkanlarının yetersiz olduğunu ve yerleştirildikleri kampın internet erişiminden yoksun olduğundan dolayı aileleriyle iletişim kuramadıklarını söylemişti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail tek kurşun sıkmadan Dera’ya ilerliyor: PYD, İsrail dahil herkesten yardım istiyor

Yayınlanma

Türkiye ve onun desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) Ayn el Arap’a (Kobani) yönelik operasyona hazırlanırken HTŞ ile aradığı diyaloğu henüz kuramayan PYD, Türkiye’ye karşı İsrail dahil tüm ülkelerden yardım bekliyor. Bu arada Suriye topraklarına giren İsrail de Dera’ya doğru ilerliyor.

PKK’nın Suriye kolu Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

DW Türkçede yer alan habere göre Salih Müslim HTŞ ile PYD arasında PYD’nin işgalindeki toprakların geleceğine ilişkin henüz bir müzakere süreci başlamadığını söyledi.

Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) Suriye’nin başkentini ele geçirip Esad yönetimini devirdiğinde Salih Müslim HTŞ ile diyaloga açık olduklarını söylemiş, “HTŞ bize bir adım atarsa biz iki adım atarız” demişti. Ayrıca PYD liderliği kendine bağlı kurumlara HTŞ’nin tanıdığı yeni Suriye bayrağının asılması talimatını vermişti.

Şam’a gönderdikleri mesajlara “henüz yanıt alamadıklarını” söyleyen Müslim, yine de olası müzakereleri yürütmek üzere bir heyet hazırladıklarını ve umutlu olduklarını belirtti.

Müslim, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın “HTŞ ve Kürtler arasında bir diyaloğu önlemek için aceleyle ve erkenden” Şam’a gitmiş olabileceğini düşündüğünü de söyledi.

HTŞ ile müzakerelerden istedikleri sonucu alamamaları halinde Şam’la bir çatışma ihtimali görüp görmediğinin sorulması üzerine Müslim, “Bu olmazsa kendimizi siyasi olarak savunacağız. Her şey masada ancak iyi niyetle yaklaşıyoruz” dedi.

Hem HTŞ hem SMO için “cihatçı” nitelemesi yapan Müslim, yine de HTŞ’nin geçmişte kendilerine yönelik operasyonlara katılmadığına dikkat çekti. Fakat bu yapının da “Türkiye ile koordinasyon halinde olduğunun” farkında olduklarını kaydetti.

“İsrail desteğine açığız”

İsrail basınında son günlerde çıkan “İsrail’in Suriyeli Kürtleri Türkiye’ye karşı koruması gerektiği” şeklindeki yorumların sorulması üzerine Müslim, “Özellikle İsrail’den değil, herkesten destek istediklerini” söyledi. Salih Müslim, “İsraille iletişimimiz yok, eğer böyle bir (Kürtlere destek) açıklamaları varsa elbette takdirle karşılarız” dedi. Müslim, Türkiye’nin Ortadoğu’da izlediği tutumun “İsrail’i de rahatsız ettiğini” savundu.

Jerusalem Post gazetesi 9 Aralık tarihinde, “Suriye Kürtlerinin temsilcileri yardım ve koruma talebiyle İsrailli yetkililere başvurdu” diye yazmıştı.

İsrail’in Türkiye’ye karşı açık desteğinin SDG kontrolündeki bölgelerde yaşayan Arap halkları huzursuz edip etmeyeceği sorusu üzerine Müslim, “Mısır, Fas, Tunus, Körfez ülkeleri… tüm bu Arap ülkelerinin zaten İsraille ilişkisi var” ifadelerini kullandı. Arap aşiretlerinin sırf bu yüzden kendileri aleyhine tutum almasını beklemediğini söyledi.

İsrail ordusu Dera’ya ilerliyor

Türkiye’nin PYD’ye yönelik eylemlerinden rahatsızlığını dile getiren İsrail ise Esad yönetiminin devrilmesi üzerine girdiği Suriye topraklarındaki işgalini tek bir kurşun dahi sıkmadan derinleştiriyor.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail’in Dera kırsalında dokuz kilometre ilerleyerek bölgedeki Koya köyüne ve Vahdet barajı bölgesine girerek stratejik mevzilere konuşlandığını duyurdu.

SOHR’un bildirdiğine göre İsrail güçleri bölgeye girmeden önce bölge sakinlerinden silahlarını teslim etmelerini istedi.

SOHR, ayrıca İsrail güçlerinin İsrail – Suriye sınırındaki tampon bölge yakınlarındaki Kuneytra bölgesi ve Dera arasındaki sınırda yer alan Sayda köyü yakınlarındaki askeri bir bölge olan 74. Tugay bölgesine girdiğini aktardı.

İsrail ordusu bu ay Esad hükümetinin çöküşünün ardından, Suriye sınırında yer alan stratejik Hermon Dağı’nı işgal etmiş ve Suriye ile işgal altındaki Golan Tepeleri arasındaki silahtan arındırılmış bölgeye girmişti. İsrailli yetkililer, bu hareketi İsrail’in sınırlarının güvenliğini sağlamak için sınırlı ve geçici bir önlem olarak tanımlamasına rağmen en az 2025’in sonuna kadar işgali devam ettireceklerinin mesajlarını veriyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

ABD, Suriye’de eğittiği gruba Esad devrilmeden önce “Zamanınız geldi” demiş

Yayınlanma

“IŞİD’e karşı mücadele” kapsamında ABD ve Birleşik Krallık tarafından eğitilen “Devrimci Komando Ordusu” (RCA) isimli gruba, Esad devrilmeden önce ABD Özel Kuvvetleri tarafından verilen bir brifingde, “Sizin zamanınız geldi,” denildiği belirtiliyor.

İngiliz The Telegraph’ta yayınlanan habere göre, Washington’un saldırıdan önceden haberdar olduğuna dair ilk işaret olarak RCA, Esad yönetiminin sonunu getirebilecek bir saldırı için güçlerini artırmalarının ve “hazır olmalarının” söylendiğini açıkladı.

RCA komutanlarından Başar el-Maşadani, Palmira kentinin eteklerinde Rusya tarafından kullanılan eski bir Suriye ordusu hava üssünden The Telegraph’a yaptığı açıklamada “Bize bunun nasıl olacağını söylemediler. Bize sadece, ‘Her şey değişmek üzere. Bu sizin anınız. Ya Esad düşecek ya da siz düşeceksiniz’ [dediler]. Ama ne zaman ya da nerede olacağını söylemediler, sadece hazır olmamızı söylediler,” dedi.

Maşadani’ye göre, Irak sınırındaki ABD kontrolündeki Tanf hava üssündeki brifingden önceki haftalarda, RCA’nın safları, komutası altına aldığı kendisi gibi daha küçük serbest birliklerle dolduruldu.

HTŞ geçen ayın sonlarına doğru yıldırım harekatıyla güneye, Şam’a doğru ilerlerken, RCA da Tanf’tan ilerledi ve şu anda başkentin kuzeyindeki toprak parçaları da dahil olmak üzere ülkenin yaklaşık beşte birini işgal ediyor.

Üst düzey RCA yetkilileri, Suriye’deki ABD’li komutanların ilerleme emrini, 2019’daki yenilgisine kadar ülkenin kuzeydoğusunun büyük bölümünü işgal eden IŞİD’in kalıntılarının “Esad’ın düşmesi halinde oluşacak güç boşluğundan yararlanmasını önlemek için” verdiklerini söyledi.

The Telegraph’a göre bu durum Washington’un sadece 8 Aralık’ta Beşar Esad yönetimini deviren HTŞ öncülüğündeki saldırıdan haberdar olduğunu değil, aynı zamanda operasyonun boyutları hakkında da kesin istihbarata sahip olduğunu gösteriyor.

Geçen hafta kentin eteklerindeki Rus kontrolündeki Suriye hava üssünü ele geçiren RCA savaşçıları, saldırı başlamadan yaklaşık üç hafta önce, kasım ayı başında Esad’ın olası düşüşüne hazırlanmalarının söylendiğini belirttiler.

Ekim ayı başında Maşadani ve diğer komutanlar, Tanf’taki Amerikalı subayların Ebu Hatab tugayını ve diğer birlikleri RCA’nın ortak komutası altına soktuğunu söyledi.

Bunun sonucunda RCA’nın mevcudu yaklaşık 800’den 3.000’e çıktı. Kuvvetin tüm üyeleri ABD tarafından silahlandırılmaya ve şu anda feshedilmiş olan Suriye ordusundaki askerlere ödenen maaşın yaklaşık 12 katı olan ayda 400 dolar maaş almaya devam etti.

Saldırı başladığında RCA güçleri doğu çölü boyunca yayıldı ve kilit yolların kontrolünü ele geçirdi. Ayrıca güneydeki Dera kentinde HTŞ’den önce Şam’a ulaşan bir isyancı grupla birleştiler.

Yüzbaşı Maşadani, RCA ve Suriye’nin geçici lideri Muhammed el-Colani tarafından yönetilen HTŞ militanlarının işbirliği içinde olduğunu ve iki güç arasındaki iletişimin Tanf’taki Amerikalılar tarafından koordine edildiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English