Bizi Takip Edin

Diplomasi

ABD istihbaratı: Ukrayna’da nükleer savaş riski devam ediyor

Yayınlanma

ABD istihbaratının Senato’ya sunduğu rapora göre Moskova, ‘Ukrayna’da nükleer silah kullanma fikrinden vazgeçmedi.’ Raporda, Kremlin’in hızlı zaferler kazanamaması ve Ukrayna’nın Rusya topraklarına yönelik saldırıları nedeniyle Putin’in nükleer silaha başvurabileceği iddia ediliyor.

ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğünün raporuna göre askeri müdahalesini sürdüren Rusya, Ukrayna’ya ile savaşta nükleer silah kullanma fikrinden vazgeçmedi.

Bloomberg‘in haberine göre, belge 25 Mart’ta ilgili Senato komisyonuna sunuldu.

Raporda, “Kremlin’in savaş alanında hızlı ve mutlak zaferler elde edememesi ve Ukrayna’nın Rusya topraklarına yönelik saldırıları, Putin’in nükleer silah kullanabileceği yönündeki endişeleri artırmaya devam ediyor,” ifadelerine yer verildi.

İstihbarat raporunda, mevcut durumda ne Rusya’nın ne de Ukrayna’nın savaşı bitirmek için acele ettiği, zira her iki tarafın da savaşın uzamasının “tatmin edici olmayan bir çözümden” daha az risk taşıdığına inandığı öne sürüldü.

Rapora göre, “savaş alanındaki olumlu eğilimler” Moskova’nın “belirli bir stratejik sabır göstermesine olanak tanıyor”.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy için ise toprak tavizi vermek veya Batı’dan önemli güvenlik garantileri olmaksızın tarafsızlığı kabul etmek, ülke içinde tepkilere ve gelecekte barışın bozulmasına yol açabilir.

ABD istihbaratı, yine de her iki liderin de uzayan savaşın risklerini anladığını düşünüyor.

Raporda, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin açısından bunun Rusya ekonomisinin kan kaybetmesine ve “Batı ile ilişkilerde istenmeyen bir tırmanışa” yol açabileceği öne sürülüyor.

Zelenskiy’nin ise geleceği belirsiz olan dış askeri yardıma bağımlı olduğu belirtiliyor.

Putin, Ukrayna savaşının ilk günlerinde nükleer güçlerin özel savaş görevi durumuna geçirilmesi emrini vermişti. Altı ay sonra ise Lugansk, Donetsk, Zaporojye ve Herson oblastlarını korumak için “eldeki tüm imkanları” kullanma tehdidinde bulunmuştu.

CNN televizyonu ise 2022 sonlarında Rus yetkililerin Ukrayna’ya nükleer saldırı ihtimalini ciddi şekilde tartıştığını savunmuştu.

Putin, Belarus topraklarına taktik nükleer silahlar konuşlandırdığını duyurdu ve 2024 yazında bunların kullanımına yönelik tatbikat emri verdi.

Devlet Başkanı, bir dizi yeni nükleer tehdidi ise Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Ukrayna’ya Batılı asker gönderme olasılığından bahsettiği Şubat 2024’teki Federal Meclis konuşmasında dile getirmişti.

Putin, böyle bir gelişmenin “nükleer silahların kullanılacağı bir çatışma ve dolayısıyla medeniyetin yok olması tehdidi anlamına geldiği” uyarısında bulunmuştu.

Geçtiğimiz yılın sonbaharında, ABD’nin Ukrayna’ya uzun menzilli füzelerle Rusya’yı vurma izni vermesinin ardından Putin, nükleer doktrini güncelledi.

Artık Rusya, insansız hava araçları ve konvansiyonel seyir füzeleriyle saldırıya uğraması durumunda nükleer silah kullanabilir.

Ayrıca belge, Moskova’nın nükleer güçlerin çatışmaya dolaylı katılımını “saldırı” olarak değerlendireceğini belirtiyor ve “saldırganlık” tanımını, sadece Rusya’nın değil, Belarus’un da egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik tehdit oluşturma olarak genişletiyor.

Diplomasi

Reuters: Katar, İran’ı ateşkese ikna etmede kilit rol oynadı

Yayınlanma

Reuters, Katar Başbakanı’nın, ABD’nin ateşkes teklifini kabul etmesi için İran’ı ikna ettiğini duyurdu. ABD Başkanı Donald Trump ateşkesi ilan ederken, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi henüz bir anlaşma olmadığını belirterek Tahran’ın şartını açıkladı.

Uluslararası haber ajansı Reuters‘ın bir kaynağa dayandırdığı haberine göre, Katar Başbakanı Muhammed bin Abdülrahman es-Sani, ABD’nin ateşkes teklifini kabul etmesi için İran’ı ikna ederek Tahran ile Tel Aviv arasındaki gerilimin düşürülmesinde kritik bir rol oynadı.

Reuters‘ın konuştuğu kaynak, Tahran’ın Katar’daki el-Udeyd Amerikan Hava Üssü’ne düzenlediği saldırının ardından Katarlı yetkililerin İranlı mevkidaşlarıyla telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini belirtti.

Habere göre, ABD Başkanı Donald Trump, İsrail’in ateşkese razı olduğunu Katar’a ileterek Tahran’ı bu adıma ikna etmesi için yardım istedi.

ABD Başkanı Trump, İsrail ile İran arasında ateşkes sağlandığını duyurdu. Trump’ın açıklamasına göre, önce İran saldırıları durduracak, 12 saat sonra İsrail karşılık vermeyi kesecek ve “24 saat içinde dünya, 12 gün süren savaşın resmi olarak sona ermesini selamlayacak.”

Beyaz Saray’dan doğrulama geldi

CNN‘in haberine göre, ABD Başkanı Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Katar Emiri Temim bin Hamed es-Sani ile görüştü. Aynı zamanda, Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Özel Temsilci Steve Witkoff’un da İran tarafıyla temas kurduğu bildirildi.

Beyaz Saray’dan üst düzey bir yetkili, İsrail’in, Tahran’ın saldırılarını durdurması şartıyla ateşkese rıza gösterdiğini ve İran’ın da bu koşulları kabul ettiğini aktardı.

Axios haber portalına konuşan bir kaynak ise İran’ın, Amerikan üssüne yönelik saldırının ardından Beyaz Saray’a daha fazla saldırı düzenlemeyeceğine dair bir mesaj gönderdiğini ifade etti.

Kaynağa göre Washington da buna karşılık İran’a saldırmayacağını ve müzakerelere yeniden başlamaya hazır olduğunu iletti.

İran’dan yanıt

Tüm bu gelişmelere rağmen İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, mevcut durumda herhangi bir ateşkes anlaşmasının bulunmadığını açıkladı.

Arakçi, “Eğer İsrail, Tahran saatiyle 04.00’e kadar saldırılarını durdurursa, İran da saldırı düzenlemeyecektir,” diyerek kendi şartlarını ortaya koydu.

İsrail, ateşkesi kabul ettiğini duyurdu

Okumaya Devam Et

Diplomasi

New York Post: Trump’ın İran’a misilleme yapma niyeti yok

Yayınlanma

New York Post’a konuşan Amerikalı bir askeri yetkili, İran’ın Katar’daki bir ABD üssüne yönelik misilleme saldırısının ardından Başkan Trump’ın daha fazla eylemde bulunma niyetinde olmadığını açıkladı. Yetkilinin iddiasına göre, Tahran’ın fırlattığı 10 füzeden 9’u imha edilirken, saldırının Katar’ın ‘itibarını kurtarmak’ için koordineli olduğu düşünülüyor.

İsmi belirtilmeyen Amerikalı bir askeri yetkili, İran’ın geçtiğimiz saatlerde Katar’daki bir ABD üssüne yönelik “başarısız misilleme” saldırısının ardından Başkan Donald Trump’ın İran’a karşı daha fazla eylemde bulunmayı planlamadığını açıkladı.

New York Post‘a konuşan askeri kaynak, “Mevcut durum devam ettiği sürece, Trump’ın ‘başarısız misilleme’ için karşılık verme niyeti yok,” ifadelerini kullandı.

Yetkilinin aktardığına göre Tahran, el-Udeyd Hava Üssü’ne toplam 10 füze fırlattı ve bu füzelerden 9’u başarıyla imha edildi.

Geriye kalan tek mühimmatın ise “açık bir alana” isabet ettiği ve herhangi bir can kaybına yol açmadığı belirtildi.

Beyaz Saray tarafından X platformu üzerinden yayımlanan bir fotoğrafta, Başkan Donald Trump’ın 21 Haziran 2025’te Beyaz Saray’daki Durum Odası’nda olduğu görülüyor.

Aynı kaynak, gazeteye yaptığı değerlendirmede füze saldırılarının koordineli bir şekilde gerçekleşmiş gibi göründüğünü ve Katar’ın “itibarını kurtarmak” amacıyla kendisinin hedef alınmasına izin verdiğini öne sürdü.

Trump: İran’ın yanıtı oldukça zayıftı

Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın nükleer tesislerinin yerle bir edilmesine yönelik resmi yanıtının “oldukça zayıf” olduğunu ve buna “son derece etkili” bir şekilde karşılık verdiklerini açıkladı.

Kendi sosyal medya platformu Truth Social’dan paylaşımda bulunan Trump, İran’ın saldırı öncesinde kendilerine erken bilgi verdiğini belirterek bu jest sayesinde herhangi bir can kaybı ya da yaralanma yaşanmadığını ifade etti.

Trump, yaptığı açıklamada, İran tarafından toplam 14 füze ateşlendiğini, bunlardan 13’ünün düşürüldüğünü, birinin ise tehdit oluşturmayan bir yöne gittiği için “serbest bırakıldığını” belirtti.

Saldırıda hiçbir Amerikalının zarar görmediğini ve neredeyse hiç maddi hasar meydana gelmediğini memnuniyetle bildirdiğini söyledi.

‘Umarım nefret sona erer’

İran’ın bu hamleyle “içini boşalttığını” ifade eden Trump, “Umarız bundan sonra artık nefret sona erer,” dedi. Trump, İran’a saldırıdan önce kendilerine bilgi verdiği için teşekkür ettiğini de sözlerine ekledi. Bu erken bilgilendirmenin can kaybı ve yaralanmaların önüne geçtiğini vurguladı.

Açıklamasının devamında bölgedeki barış ihtimaline de değinen Trump, “Belki artık İran, bölgedeki barış ve uyum yönünde ilerleyebilir,” ifadelerini kullandı. Trump, aynı zamanda İsrail’i de benzer bir adım atması için “güçlü şekilde teşvik edeceğini” belirtti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Çin, Rusya ve Pakistan İran’a yönelik saldırılara karşı BMGK’ye ortak karar tasarısı sundu

Yayınlanma

Çin, pazar günü ABD ve İsrail’i sert bir şekilde eleştirerek, İran ile çatışmayı yatıştırmaları, sivil güvenliğini öncelikli hale getirmeleri ve uluslararası hukuka uymaları çağrısında bulundu. Bu arada, Çin, Rusya ve Pakistan İran’a yönelik saldırılara karşı BMGK’ye ortak karar tasarısı sundu.

Çin’in Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi Fu Cong, 10 gün içinde üçüncü kez toplanan BM Güvenlik Konseyi (BMGK) acil toplantısında, Washington’un İran’ın egemenliğini ihlal ettiğini, “Orta Doğu’daki gerilimi tırmandırdığını ve uluslararası nükleer silahların yayılmasını önleme rejimine ağır bir darbe vurduğunu” söyledi.

Fu, “Uluslararası toplum adaleti savunmalı ve durumu yatıştırmak, barış ve istikrarı yeniden tesis etmek için somut çabalar göstermelidir” diye ekledi.

Veto hakkına sahip beş daimi üye ve 10 geçici üye, genel hatlarıyla çatışmanın sona erdirilmesinin önemine değinirken, açıklamaları hızla jeopolitik çizgilerle bölündü. Çin ve Rusya İran’ı savunurken, ABD ve müttefikleri İsrail’i savundu ve her iki taraf da birbirini kınadı.

Pekin’in, B-2 uçaklarından GBU-57 Massive Ordnance Penetrator bombaları kullanılarak İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan tesislerini hedef alan karmaşık bir operasyon olan ABD saldırısını eleştirisi büyük ölçüde diplomatik şekilde ifade edilirken, Moskova daha sert ifadeler kullandı: “Rusya, ABD’nin sorumsuz, tehlikeli ve kışkırtıcı eylemlerini en kesin şekilde kınamaktadır. Washington, bir kez daha uluslararası topluma olan tam saygısızlığını göstermiştir.”

Çin, Rusya ve Pakistan da pazar günü, acil ve koşulsuz ateşkes çağrısı yapan ortak bir karar tasarısı sunacaklarını, taslak metni dağıttıklarını ve BM üyelerinden pazartesi akşamı kadar geri bildirim istediklerini açıkladılar.

Taslağın kabul edilmesi için en az dokuz olumlu oy ve ABD, Fransa, İngiltere, Rusya veya Çin’den oluşan P5 üyelerinden hiçbirinin veto etmemesi gerekiyor.

Arab News’e göre, karar, “İran İslam Cumhuriyeti’nin nükleer programının tamamen barışçıl niteliğini garanti altına almak karşılığında tüm çok taraflı ve tek taraflı yaptırımların tamamen kaldırılmasını” öngören bir anlaşma çağrısında bulunuyor.

Fu, ateşkes ve sivillerin korunmasının yanı sıra, pazar günü açıkladığı dört maddelik planda, diyalog taahhüdü ve Güvenlik Konseyi’nin daha güçlü adımlar atması çağrısında bulundu ve Çin-Rusya-Pakistan kararını küresel konsensüs için ideal bir araç olarak gösterdi.

Çin’in dış politika alanında 38 yıllık deneyime sahip deneyimli diplomat Fu, “Büyük bir kriz karşısında seyirci kalamaz” dedi. “Çin, sinerjiyi teşvik etmek, adaleti korumak ve Orta Doğu’da barış ve istikrarı yeniden tesis etmek için uluslararası toplumla işbirliği yapmaya hazırdır” diye ekledi.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, perşembe günü İsrail’in İran’a yönelik saldırıları hakkında konuştu ve her ikisi de saldırıları kınadı. Çin Dışişleri Bakanlığı, İran’dan yaklaşık 1.800 Çin vatandaşının ve İsrail’den birkaç yüz kişinin tahliyesini koordine ettiğini açıkladı.

Pazar günü Washington, saldırısını varoluşsal ve gerekli olarak gerekçelendirdi.

ABD Büyükelçisi Shea, “40 yıldır İran hükümeti Amerika’ya ve İsrail’e ölüm çağrısında bulunarak komşularının, ABD’nin ve tüm dünyanın barış ve güvenliğine sürekli bir tehdit oluşturmuştur” dedi.

“ABD’nin müttefiklerini, kendi vatandaşlarını ve çıkarlarını savunmak için kararlı bir şekilde harekete geçme zamanı nihayet geldi” diye ekledi.

Son haftalarda, başlangıçta temkinli davranan Trump’ın desteğini kazanarak saldırıyı gerçekleştiren İsrail, ABD başkanını övgüyle bahsetti.

İsrail’in BM Büyükelçisi Danny Danon gazetecilere, “Diğerleri harekete geçmezken harekete geçen ABD ve Başkan Trump’a teşekkür ederiz. Diğerleri başka yere bakarken kararlı durduğunuz için teşekkür ederiz. Dostlarımızla ve ahlakla özgür dünyayı koruduğunuz için teşekkür ederiz” dedi ve ekledi: “Dün gece ABD inanılmaz bir cesaret ve ahlakla hareket etti. Şimdi dünyanın geri kalanı minnettarlığını göstermeli.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English