Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

ABD, Japonya ile ortak kuvvet karargâhı kuracak, Pekin tepkili

Yayınlanma

Japonya ve ABD dışişleri ve savunma bakanları pazar günü, barış ve güvenliğe yönelik “derin küresel tehditler” olarak tanımladıkları durum karşısında ittifaklarında geniş kapsamlı bir güncelleme yapacaklarını açıkladılar.

Japonya Dışişleri Bakanı Yoko Kamikawa ve Savunma Bakanı Minoru Kihara ile Amerikalı mevkidaşları Antony Blinken ve Lloyd Austin, Tokyo’da düzenlenen ve “iki artı iki” olarak adlandırılan toplantıda “Japonya ve çevresindeki güvenlik faaliyetlerinin koordinasyonunda birincil sorumluluğu” üstlenecek yeni bir ABD ortak kuvvet karargahı kurulması konusunda mutabık kaldılar.

Bakanlar yaptıkları açıklamada bu karargâhın Hint-Pasifik bölgesinde ABD ve Japon savunma güçleri arasında “daha derin bir birlikte çalışabilirlik ve işbirliğini kolaylaştırma” çabalarının merkezinde yer alacağını belirttiler. Her iki ülkenin de “caydırıcılık” kabiliyetlerini destekleme ve istihbarat paylaşımı ile siber güvenlik önlemlerini genişletme sözü verdiler.

Bakanlar görüşmelerinde Çin’in Güney ve Doğu Çin denizlerindeki faaliyetleri, Kuzey Kore’nin füze geliştirmesi ve her iki ülkenin Rusya ile artan işbirliği gibi güvenlik sorunlarının altını çizdiler. Ayrıca Rusya’nın Ukrayna’yı “haksız” işgaline de değindiler.

Kamikawa ortak basın toplantısında “Tarihi bir dönüm noktasında, bugünkü kararların geleceğimizi belirleyeceği kritik bir kavşakta bulunuyoruz” dedi.

Bakanlar yaptıkları açıklamada, “ittifakımızın ortak vizyonu ve ortak değerlerine yönelik küresel tehditlerin derinliğini” kabul ederek, ülkelerinin birlikte durma kararlılığını teyit ettiler ve ABD’nin Japonya’yı elindeki her türlü araçla savunma sözünü yinelediler.

“Bölgesel aktörlerin son dönemdeki hamlelerinin neden olduğu ve giderek ağırlaşan güvenlik ortamı göz önünde bulundurulduğunda” ABD, ‘nükleer de dâhil olmak üzere tüm imkânlarını kullanarak’ Japonya’nın savunulmasına yönelik ‘sarsılmaz taahhüdünü’ yineledi.

Güçlendirilen ittifakın anahtarının, Hawaii’de bulunan ABD Hint-Pasifik Komutanlığı Komutanı’na rapor verecek ortak bir hava, kara ve deniz karargahı olan “yeniden yapılandırılmış” ABD-Japonya Kuvvetleri (USFJ) olacağı kaydedildi. Bakanlar USFJ’nin “önemli bir JJOC muadili olarak hizmet vermesinin amaçlandığını” belirttiler.

JJOC, Öz Savunma Kuvvetleri’nin hava, kara ve deniz birimlerini denetleyen ve 2025 yılına kadar kurulması planlanan yeni bir karargah olan Japonya Ortak Operasyonlar Komutanlığı’na atıfta bulunuyor.

Austin basın toplantısında USFJ’nin güncellenmesinin “kuruluşundan bu yana ABD Japonya Kuvvetleri’nde yapılan en önemli değişiklik ve Japonya ile askeri bağlarımızda 70 yıldır yaşanan en güçlü gelişmelerden biri olacağını” söyledi.

1957’de kurulan mevcut USFJ’nin merkezi Tokyo’nun batısındaki ABD Yokota Hava Üssü’nde bulunuyor. ABD ordusu ile Japon Öz Savunma Kuvvetleri (SDF) arasındaki koordinasyon Hawaii’den yürütülmekteydi, ancak ortak açıklamaya göre “aşamalı bir yaklaşımla” hayata geçirilecek olan yeni sistem kapsamında USFJ tarafından yönetilecek.

Yeni USFJ “barış zamanından beklenmedik durumlara kadar” SDF ile işbirliği yapacak.

Blinken, bakanların ABD Başkanı Joe Biden ve Japonya Başbakanı Kishida’nın nisan ayında Washington’da bölgesel savunma operasyonlarını yöneten komuta ve kontrol çerçevesini revize etmek için verdikleri “taahhütleri yerine getirdiklerini” söyledi.

Blinken, “Şu anda ittifak hiç olmadığı kadar güçlü” dedi ve ekledi: “Ülkelerimizdeki seçimlerin sonucundan bağımsız olarak bunun sürdürüleceğini biliyorum.”

Pazar günkü diyalog, son aylarda Çin ve Filipin gemileri arasında birçok çatışmanın yaşandığı Güney Çin Denizi’nde gerilimin arttığı bir ortamda gerçekleştirildi.

Japonya ve ABD’li bakanlar yaptıkları açıklamada Çin’in “Güney Çin Denizi’ndeki tehditkar ve provokatif faaliyetlerine” karşı “güçlü itirazlarını” dile getirdiler. Ayrıca Çin’in “ Doğu Çin Denizi’ndeki statükoyu güç ya da zorlama yoluyla tek taraflı olarak değiştirme girişimlerini yoğunlaştırmasını” kınadılar ve Rusya’nın Pekin ile askeri işbirliğine karşı çıktılar.

Bakanlar, Çin’in dış politikasının “Hint-Pasifik bölgesinde ve ötesinde en büyük stratejik meydan okumayı temsil ettiğini” söyledi.

Bakanlar, en batısı Tayvan’a sadece 110 kilometre mesafede bulunan Japonya’nın Güneybatı Adaları’nda “ikili varlığı artırma” hedeflerini yinelediler. “Tayvan Boğazı’nda provokatif eylemlere” karşı uyarıda bulundular.

Ayrıca Hint-Pasifik bölgesinde güvenliğin sağlanması için çok taraflı koordinasyonun gerekliliğini bir kez daha teyit eden bakanlar, pazartesi günü Tokyo’da Avustralya ve Hindistan ile yapılması planlanan Dörtlü Dışişleri Bakanları toplantısını sabırsızlıkla beklediklerini ifade ettiler.

Güney Çin Denizi konusunda ise bakanlar Filipinler ile daha fazla işbirliği yapılmasını memnuniyetle karşıladılar. ABD, Japonya ve Filipinler ilk üçlü zirvelerini nisan ayında gerçekleştirmiş ve liderler Hint-Pasifik savunma ve güvenliği konusunda yakın işbirliği yapma sözü vermişlerdi.

Kuzey Kore’nin “pervasızca balistik füze fırlatmaya devam etmesi” ve Rusya ile artan stratejik ilişkisi konusunda bakanlar Güney Kore ile daha derin işbirliği çağrısında bulundu.

Pazar günkü açıklamada ayrıca Japonya’da Patriot PAC-3 karadan havaya ve Gelişmiş Orta Menzilli Havadan Havaya füzelerinin üretimini artırarak Japonya-ABD savunma sanayi işbirliğini güçlendirmeye yönelik “yüksek öncelikli” bir plan da açıklandı. ABD’de geliştirilen her iki silah da balistik füzeleri engellemek için kullanılabiliyor.

İki artı iki oturumunun ardından ABD ve Japonya, ABD’nin olası bir saldırıda müttefiklerini savunmak için nükleer silah kullanma sözüne atıfta bulunan bir terim olan “genişletilmiş caydırıcılık” konusunda bakanlar düzeyinde ilk toplantılarını gerçekleştirdi. Yapılan ayrı bir açıklamaya göre toplantı, Kuzey Kore, Çin ve Rusya’dan yükselen nükleer tehditler karşısında “silah kontrolü, risk azaltma ve nükleer silahların yayılmasını önleme” konularında ikili işbirliğini güçlendirmeyi amaçlıyordu.

Tokyo-Washington diyalogları, Güney Kore, Japonya ve ABD savunma bakanlarının pazar sabahı gerçekleştirdikleri ve Doğu Asya’da askeri işbirliğini geliştirmek üzere bir mutabakat zaptı imzaladıkları üçlü toplantının ardından geldi. İşbirliği, Kuzey Kore’nin füze fırlatmalarına ilişkin gerçek zamanlı istihbarat paylaşımını, savunma konusunda düzenli bakanlar kurulu toplantılarını ve ortak askeri eğitimin devamını içerecek.

Mutabakat Zaptı, Kishida, Biden ve Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol tarafından geçtiğimiz ağustos ayında ABD’nin Camp David kentinde yapılan bir toplantıda duyurulan “yeni üçlü ortaklık döneminin” ayrıntılarını kurumsallaştırıyor. Japonya Savunma Bakanı Kihara pazar günü erken saatlerde gazetecilere yaptığı açıklamada “Bu memorandumun imzalanmasıyla üçlü işbirliğimiz daha güçlü ve sarsılmaz hale geldi” dedi.

Çin’den tepki

Çin Dışişleri Bakanlığı pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD ve Japonya arasındaki ortak açıklamaların Çin’i denizcilik konularında “yanlış bir şekilde suçladığını” ve normal askeri gelişimine ve savunma politikasına işaret ettiğini söyledi.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lin Jian olağan basın brifingi sırasında yaptığı açıklamada, “Denizcilik konularında Çin’e kötü niyetle saldırdılar ve itibarını zedelediler ve Çin’in normal askeri gelişimi ve ulusal savunma politikası hakkında sorumsuzca açıklamalar yaptılar” dedi.

Lin, “Pekin, Çin’in tehdidinin abartılmasından ve bölgesel gerginliklerin kötü niyetli spekülasyonundan kesinlikle memnun değildir” diye ekledi.

“Çin her zaman barışçıl kalkınma yolunu izlemiş, doğası gereği savunmaya yönelik bir ulusal savunma politikası izlemiştir ve ulusal savunma inşası ve askeri faaliyetleri meşru ve makuldür” ifadelerini kullanan Lin, Pekin’in “nükleer kapasitesini her zaman ulusal güvenlik için gereken asgari düzeyde tuttuğunu ve hiçbir ülke için tehdit oluşturmadığını” da sözlerine ekledi.

Çinli yetkili, “Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya’yı Çin’in içişlerine karışmayı derhal bırakmaya ve hayali düşmanlar yaratmaya son vermeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English