Bizi Takip Edin

Avrupa

ABD, Kuzey Avrupa’da Rusya’ya karşı askeri varlığını artırıyor

Yayınlanma

ABD, Rusya’ya karşı Kuzey Avrupa’daki askeri varlığını önemli ölçüde güçlendiriyor. NATO’nun kuzeydoğu kanadını daha “ölümcül” kılmayı amaçlayan Washington, Finlandiya ve İsveç’in katılımıyla stratejik önemi artan bölgede müttefik entegrasyonunu derinleştirmeyi hedefliyor.

ABD, Rusya’nın Finlandiya ve Baltık ülkeleri sınırlarına yakın bölgelerde askeri üsler inşa etmesine karşılık Kuzey Avrupa’daki askeri varlığını artırıyor.

The Wall Street Journal‘ın (WSJ) haberine göre Washington, ittifakın kuzeydoğu kanadını tahkim ederek NATO’yu daha “ölümcül” hale getirmeyi hedefliyor.

Bu çabaların merkezinde, Donald Trump yönetiminin ABD’nin NATO’ya bağlılığı konusunda Avrupa’da şüpheler uyandıran açıklamalarına rağmen Amerikan ordusu bulunuyor.

Stratejik odak: Kuzey Kutbu ve Baltıklar

WSJ‘ye göre ABD’nin askeri planlamasının odağında, deniz ticaret yollarına, topraklara ve enerji kaynaklarına erişimleri yeni jeopolitik çatışmalar çağında Batı için hayati önem taşıyacak olan Kuzey Kutbu ve Baltık ülkeleri bulunuyor.

ABD’nin askeri varlığını artırma ve tatbikatlar yoluyla görevleri yerine getirme hedefi ikili: Moskova’yı “caydırmak” ve NATO’nun yeni üyeleri Finlandiya ile İsveç dahil olmak üzere Avrupa’nın bu stratejik köşesindeki müttefikleri daha sıkı bir şekilde entegre etmek.

Bölge ülkeleri, Avrupa’nın yeniden silahlanma ve savunma harcamalarını artırma çabalarını teşvik ediyor.

Amerikalı generalden mesaj: ‘Emirler değişmedi”

ABD Avrupa ve Afrika Ordusu Harekat Komutanı Yardımcısı Tuğgeneral Andrew Saslav, WSJ‘ye yaptığı açıklamada, “ABD ordusunun komutanı olarak aldığım emirler değişmedi,” dedi.

Saslav, ABD’nin NATO’ya gelecekteki katılımı sorusunun “aklından çıkmadığını” ancak “siyasi rüzgarlar ve emir olmayan mesajlarla dikkatini dağıtmak için bu işi çok uzun zamandır yaptığını” da sözlerine ekledi.

Rusya’dan karşı hamle: Leningrad Askeri Bölgesi güçlendiriliyor

Rusya, 2024’te yeniden kurulan Leningrad Askeri Bölgesi’ni NATO’ya karşı bir üs haline getirmeyi planlıyor.

Finlandiya ve Baltık ülkeleri sınırlarına yakın bölgelerde askeri üsler, silah ve teçhizat depoları ile on binlerce askeri yönetecek bir ordu karargahı inşa ediliyor.

Küçük tugaylar yaklaşık üç kat büyütülerek 10 bin kişilik tümenlere dönüştürülecek.

Finlandiya ve Norveç sınırları boyunca, ayrıca St. Petersburg’un güneyinden Estonya sınırına kadar yeni demiryolu hatları döşeniyor ve mevcut hatlar genişletiliyor.

‘Rusya, Baltıklar için yakında hazır olabilir’

Öte yandan Carnegie Rusya ve Avrasya Çalışmaları Merkezi Berlin’den Michael Kofman, “Rus ordusunun Baltık ülkelerine karşı ne kadar sürede sınırlı bir operasyon düzenleyebileceğini sorarsanız, cevap ‘çok yakında’ olabilir,” değerlendirmesinde bulundu.

Yakın zamanda gerçekleştirilen üç haftalık tatbikatlar sırasında Amerikan ve İngiliz birlikleri, Kuzey Avrupa ve Baltık ülkelerinden birimlerle birlikte bölgedeki olası askeri harekat senaryoları üzerinde çalıştı.

Bu senaryolar arasında gerçek mühimmatlı atış talimleri, insansız hava araçlarıyla kan ikmali ve Norveç’te Kuzey Kutup Dairesi’nin ötesine hava indirme operasyonları da yer aldı.

Norveç Savunma Araştırmaları Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı olan ve ülke silahlı kuvvetlerine danışmanlık yapan Christian Atland, “Finlandiya ve İsveç’in NATO üyesi olmasıyla birlikte artık Kuzey Kutup Dairesi’nin kuzeyinde kesintisiz bir NATO toprağına sahibiz. İttifakın kuzey ülkeleriyle genişlemesi, bu bölgede bir askeri kriz veya çatışma durumunda Baltık ülkelerine takviye kuvvetlerin gönderilmesini de kolaylaştırdı,” yorumunu yaptı.

Baltık’ın kalbi Gotland neden kritik?

Kuzey Avrupa’nın stratejik açıdan en önemli yerlerinden biri, Baltık Denizi’nin ortasında yer alan ve hava ile deniz operasyonlarında hakimiyet kurmak için keşif teçhizatı ve uzun menzilli silahların konuşlandırılabileceği İsveç’e ait Gotland Adası.

İsveç’in eski Savunma Bakanı Mikael Byden, geçen yıl Moskova’nın Gotland’ı “iki gözüyle de” izlediği iddiasında bulunmuştu.

Alaska’daki Ted Stevens Arktik Güvenlik Çalışmaları Merkezi’nin İsveç şubesi başkanı Stefan Lundqvist, adanın kilit askeri-stratejik konumu nedeniyle bir çatışmanın ilk aşamasında muharebe sahası haline gelmesinin muhtemel olduğunu belirtti.

Lundqvist, “Rusya’nın Baltık Denizi’ndeki stratejik konumu çok zayıf olduğu için, herhangi bir çatışmada derhal Baltık ülkeleri, Finlandiya ve Polonya’daki kilit liman bölgelerini ele geçirmeye çalışacaktır,” diye ekledi.

Yakın zamanda yapılan tatbikatlar sırasında Amerikan deniz piyadeleri, Norveç’te HIMARS füze sistemiyle atış yaptıktan birkaç saat sonra bu sistemle Gotland Adası’na çıkarma yaptı. Adada atışlarını tamamlayan birlikler, hızla Finlandiya’ya kaydırıldı.

Avrupa

Karadağ, Ukrayna askerlerini eğiten AB misyonuna katılıyor

Yayınlanma

Karadağ parlamentosu, ülkenin Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya yönelik askeri yardım misyonuna katılımını onayladı. Karadağ Savunma Bakanı, askerlerin Ukrayna topraklarına gönderilmeyeceğini, eğitimin Almanya ve Polonya’da verileceğini belirtti. Karadağ ayrıca, ABD desteğiyle insansız hava aracı üretip ilk partiyi Ukrayna’ya gönderecek.

Karadağ parlamentosu, ülkenin Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’ya yönelik askeri yardım misyonuna katılmasına onay verdi.

Radio Slobodna Evropa‘nın haberine göre, belgenin sunulmasından dokuz ay sonra yapılan oylamada, 81 milletvekilinden 49’u kararın lehinde oy kullandı.

Kararın gerekçesinde, Karadağ’ın bu girişime katılımının temel amacının, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin uluslararası tanınmış sınırlar dahilindeki toprak bütünlüğünü koruma konusundaki savunma yeteneklerini güçlendirmek olduğu belirtildi.

Ayrıca, ülkenin bu adımla Rusya’nın askeri saldırganlığını ve diğer devletlerden gelebilecek potansiyel tehditleri caydırmaya katkıda bulunmayı hedeflediği vurgulandı.

‘Askerler Ukrayna’ya gitmeyecek’

Karadağ Savunma Bakanı Dragan Krapoviç, Karadağ askerlerinin Ukrayna topraklarında konuşlandırılmayacağının altını çizdi.

Krapoviç, “Bu konunun tamamen net olmasını istiyorum. Asla böyle bir kararı desteklemezdim. Bu misyon kapsamındaki tüm faaliyetler AB topraklarında, Polonya ve Almanya’da gerçekleştiriliyor,” ifadelerini kullandı.

AB’nin Ukrayna’ya Askeri Yardım Misyonu (EUMAM Ukraine), 17 Ekim 2022’de iki yıllık bir süre için kurulmuştu. AB ülkeleri, Kasım 2024’te misyonun görev süresini 2026’ya kadar uzatma kararı aldı. Misyonun faaliyetleri Avrupa Barış Fonu tarafından finanse ediliyor ve program kapsamında Ukraynalı askerler, başta Almanya ve Polonya olmak üzere AB üyesi ülkelerdeki üslerde eğitim görüyor.

ABD destekli İHA üretimi

Daha önce 8 Haziran’da Karadağ’ın kendi topraklarında bir insansız hava aracı (İHA) montaj projesi başlatacağı ve ilk partiyi askeri yardım olarak Ukrayna’ya teslim edeceği açıklanmıştı.

Karadağ hükümetinden yapılan açıklamada, ülkede İHA üretiminin organize edilmesinin sadece Karadağ’ın NATO çerçevesindeki savunma kabiliyetine değil, aynı zamanda Ukrayna’ya da katkı sağlayacağı belirtilmişti.

Bu projenin ayrıca Balkan ülkesinin uluslararası pazarda modern askeri teçhizatın güvenilir bir tedarikçisi olarak imajını güçlendireceği ifade edilmişti.

Proje, ABD’nin desteğiyle hayata geçirilecek ve Washington bu amaçla 15 milyon dolar tahsis edecek.

ABD’nin Podgorica Büyükelçiliği, bu yatırımın Karadağ’ın NATO kapsamındaki müttefiklik yükümlülüklerini yerine getirme konusundaki kararlılığını teyit ettiğini belirterek girişimi memnuniyetle karşıladığını duyurdu.

Vučić’ten Ukrayna’ya ‘toprak bütünlüğü’ desteği ve yeniden inşa sözü

Okumaya Devam Et

Avrupa

Fransa, Britanya’nın AB savunma fonuna erişimini engelliyor

Yayınlanma

Fransa, Brexit sonrası yeniden başlangıç olmasına rağmen, İngiliz silah şirketlerini AB’nin savunma sanayi programından dışlamaya çalışıyor.

Bir diplomatik kaynak The Telegraph’a yaptığı açıklamada, Paris’in bu program kapsamında silah satın almak isteyen üye ülkeleri, çoğunlukla blok içinde üretilen silahlarla sınırlandırmaya çalıştığını söyledi.

Avrupa Savunma Sanayii Programı (EDIP), Avrupa Komisyonu tarafından kıtanın sanayi tabanının en büyük revizyonu olarak lanse ediliyor.

Program kapsamında AB fonları, ortak tedarik projelerine ve silah, mühimmat ve diğer askeri teçhizatın üretimine aktarılacak.

Altı aydır hazırlığı süren EDIP, on yıl sonuna kadar 800 milyar avroyu savunmaya harcamak için başlatılan daha geniş çaplı bir yarışın parçası.

Fransız diplomatlar, bu aracın yalnızca AB, Norveç ve Ukrayna’da bulunan şirketleri desteklemek için kullanılması gerektiğini ısrarla vurguladı.

Bu, program kapsamında satın alma yapmak isteyen üye ülkelerin, parçalarının en az yüzde 85’i blok içinde üretilen teknolojilerle sınırlı olacağı anlamına geliyor.

Bu talep, kısa süre önce Brüksel ile önemli bir savunma ve güvenlik anlaşması imzalayan Birleşik Krallık’ın, AB bütçesinden finanse edilen projelerin çoğundan dışlanacağı anlamına geliyor.

Londra, EDIP programı kapsamındaki ortak satın alma projelerinden de men edilecek.

Bir AB diplomatı The Telegraph’a, “Daha bir ay önce, Birleşik Krallık ile ilişkilerimizde yeni bir sayfa açıldığını ve yeni bir dönem başladığını ciddiyetle ilan etmiştik. Fakat bu sözleri eyleme geçirmek için ilk fırsatta, kitabı kapattık,” dedi.

Sert tutum sergileyen Fransa’nın, ABD teknolojisi olduğu için Patriot karadan havaya füze savunma sistemleri üreten fabrikaların potansiyel AB fonlarının kesilmesine yol açacağına dair endişeler de var.

Bu karar, NATO’nun Avrupalı müttefikleri ve Kanada’nın, Rusya’nın olası bir saldırısına karşı hava savunma sistemlerini %400 oranında artırmaları gerektiği konusunda uyarıldığı bir dönemde geldi.

Diplomat, “Sırf Amerikan malı olduğu için, hazır bulunan tek hava savunma sistemine yatırım yapmamak kendi kendimize zarar vermek gibi görünüyor,” diye ekledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, fonların yabancı şirketlere yatırılmasına izin vermek yerine, AB savunma planlarının kıtanın kendi sanayisini güçlendirmek için kullanılması konusunda ısrarcı bir tutum sergiliyor.

Hollanda, Romanya ve Yunanistan gibi AB’deki birçok ülke, savunma stratejilerini Patriot hava savunma bataryaları gibi Amerikan sistemlerinin satın alınmasına dayandırıyor.

Endişeleri gidermek için, AB dışındaki savunma şirketlerinden blok içindeki şirketlere teknoloji transferine izin verilmesi konusunda tartışmalar sürüyor.

Fakat içeriden gelen bilgiler, bu mekanizmanın bürokrasiye takılacağı ve fonların sağlanmasının pratikte imkansız hale geleceği yönünde.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Avrupa: İsrail’in kendini savunma hakkı var

Yayınlanma

İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından gerilim artarken, Avrupa hükümetlerinden çoğunlukla İsrail’e destek açıklamaları geldi.

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, “Bu saldırılarla ilgili haberler endişe vericidir ve tüm tarafları geri adım atmaya ve gerilimi acilen azaltmaya çağırıyoruz,” derken, Dışişleri Bakanı David Lammy de gerilimin artmasının “kimsenin çıkarına olmayacağını” ileri sürdü “Orta Doğu’nun istikrarı” vurgusu yaptı.

Öte yandan Politico’nun haberine göre İngiliz savunma yetkilileri, İngiliz uçaklarının şu anda İsrail’ İran’ın karşı saldırılarından korumaya yardımcı olmadıklarını doğruladılar.

Times gazetesi savunma editörü X’te, “Birleşik Krallık’ın, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına dahil olmadığı ve İran’ın daha önce yaptığı gibi misilleme yapması durumunda İsrail’i korumayacağı anlaşılıyor,” demişti.

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, İsrailli mevkidaşı Binyamin Netanyahu’nun kendisine cuma sabahı İsrail’in saldırısı hakkında bilgi verdiğini söyledi.

İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu ve İran’ın nükleer silah geliştirmemesi gerektiğini vurgulayan Merz, her iki tarafa da tırmanıştan kaçınmaları çağrısında bulundu.

Merz, “Federal Hükümet, İran’ın gelişmiş nükleer silah programına ilişkin endişelerini yıllardır defalarca dile getirmiştir. Bu nükleer program, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasının hükümlerini ihlal etmekte ve tüm bölgeye, özellikle de İsrail Devleti’ne ciddi bir tehdit oluşturmaktadır,” dedi.

Almanya’nın ülkesindeki Yahudiler ve İsrail vatandaşlarının korunmasını güçlendireceğini de sözlerine ekledi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, durumu “derinden endişe verici” olarak nitelendirdi ve tüm tarafları itidal göstermeye, gerilimi azaltmaya ve misilleme yapmamaya çağırdı.

Leyen, bölgesel ve küresel güvenlik için diplomatik bir çözümün her zamankinden daha acil olduğunu da sözlerine ekledi.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, İsrail’in müttefiklerinin gerilimi azaltmak için çalışmasının “hayati önemde” olduğunu söyledi. Rutte, Stockholm’de düzenlediği basın toplantısında gazetecilere, “Bence şu anda en önemli öncelik bu,” dedi.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ise “itidal” çağrısında bulundu. Barrot, X’te yaptığı açıklamada, “Tüm tarafları itidal göstermeye ve bölgesel istikrarı bozabilecek her türlü tırmanıştan kaçınmaya çağırıyoruz,” dedi.

Bakan, “İsrail’in herhangi bir saldırıya karşı kendini savunma hakkını yeniden teyit ettiklerini” söylerken, gerilimi azaltmak için tüm diplomatik kanalların harekete geçirilmesinin çok önemli olduğunu savundu.

Élysée Sarayı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un durumu görüşmek üzere bugün saat 11’de özel bir savunma kabine toplantısı düzenleyeceğini açıkladı.

İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ise, “Durumun çok karmaşık olduğunu biliyoruz, fakat diplomatik bir çözümden başka bir çözüm yok. Çatışmaların bir an önce sona ermesini umuyoruz, eylemler ve tepkiler tehlikelidir, bölgedeki durum patlama riski taşıyor,” dedi.

Hollanda Başbakanı Dick Schoof X’te yaptığı açıklamada, Orta Doğu’daki saldırıların “endişe verici” olduğunu yazdı ve tüm tarafları “sakin olmaya ve daha fazla saldırı ve misillemeden kaçınmaya” çağırdı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English