Bizi Takip Edin

Rusya

ABD: Rus tahıl ve gübresi yaptırımlardan muaf  

Yayınlanma

Tahıl koridoru anlaşması iki ay daha uzatıldı. Moskova, anlaşmayı yenileme şartı olarak Rusya’nın tarım ürünlerine yönelik ihracat kısıtlamalarının kaldırılmasını istedi. ABD Dışişlerinden yapılan açıklamada ise Rusya’ya yönelik yaptırımların tarım ürünleri ve gübreyi kapsamadığı belirtildi. Kremlin, anlaşmanın  “Rusya tarafından yapılmış bir iyi niyet jesti olduğunu” duyurdu.  

ABD Dışişleri Sözcüsü Ned Price, Rusya’ya yönelik yaptırımlarda tahıl ve gübre muafiyeti olduğunu söyledi.

Moskova tarafı ise Rus gübre ve tarım ürünleri konusunda engellemelerin devam ettiği görüşünü öne sürdü.

İstanbul’da varılan tahıl koridoru anlaşmasına göre, koridorun açılmasına karşılık Rus tarım ürünleri ve gübresine yönelik ihracat kısıtlamaları kaldırılacaktı. Moskova, bugüne kadar anlaşmanın devamından yana tavrını sürdürse de kısıtlamaların devam ettiğini de savunuyor.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Vershinin, “Rus tarım ihracatçılarının önündeki engeller hala duruyor” demişti. Vershinin, Brüksel, Vaşington ve Londra’nın gıda ve gübreye yönelik yaptırım muafiyetinin “çalışmadığını” dillendirmişti.

Bu açıklamalara yanıt ABD Dışişleri Sözcüsü Ned Price’tan geldi. ABD’li yetkili, söz konusu muafiyetlerin geçerli olduğunu ve Rusya tarafından gelen açıklamaların doğru olmadığını öne sürdü.

Rus TASS  haber ajansına konuşan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Alexander Grushko ise Karadeniz Tahıl Koridoru anlaşmasının iki ay daha uzatıldığını açıkladı.

Konuya ilişkin açıklama yapan Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, anlaşmanın Rusya’ya ilişkin bölümümün de uygulanmasını beklediklerini söyledi. Kremlin Sözcüsü, “Anlaşmanın uzatılması, üstünden bunca zaman geçmiş olmasına karşın, malum tarafların anlaşmanın şartlarını yerine getirecekleri umudu ile Rusya Federasyonu tarafından yapılmış bir iyi niyet jestidir” ifadelerini kullandı.

Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada ise girişimin uzatılması yönünde alınan karardan duyulan memnuniyet dile getirildi. Türkiye’nin insani yardım konusunda üzerine düşeni yapmaya devam edeceği belirtildi.

Varılan uzlaşıyla Tahıl Koridoru anlaşması imzalandığı tarihten bu yana üçüncü kez uzatılmış olacak. Anlaşma en son kasım ayında 120 gün süreyle uzatılmıştı.

Bakanlık açıklamasında; “Taraflarca girişimin uzatılması yönünde atılan adımlar takdirle karşılanmaktadır. Bununla birlikte, tahıl girişiminin bugüne kadar koordinasyon içerisinde başarıyla sürdürülen faaliyetlerinin devam etmesi, tarafların talepleri de dikkate alınarak anlaşmaya uygun şekilde uzatılması için Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda Sayın Bakanımız muhataplarıyla ve ilgili makamlar da kendi aralarında görüşmelere ve koordinasyona devam etmektedir” ifadelerine yer verildi.

Rusya

Lavrov: İran-İsrail ateşkesinin kalıcılığını konuşmak için erken

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Batı’nın Ukrayna’ya yönelik yaklaşımlarının sürekli değiştiğini ve bunun ilk planlarının başarısızlığını gösterdiğini söyledi. Lavrov, Moskova’nın ilişkileri yeniden kurmak için Batılı ülkelerden teklif bekleyeceğini belirtirken, İran-İsrail ateşkesinin kalıcılığı konusunda ise temkinli konuştu.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Primakov Okumaları uluslararası forumunda yaptığı konuşmada, Batılı liderlerin Ukrayna konusundaki yaklaşımlarının sürekli değiştiğini ve bunun ilk planlarının başarısızlığını yansıttığını ifade etti.

Lavrov, Moskova’nın ilişkileri düzeltmek için Batı’dan teklif bekleyeceğini belirtirken, İran ile İsrail arasındaki ateşkesin kalıcılığı hakkında kesin yorum yapmak için henüz erken olduğunu vurguladı.

Batı’nın sloganları ‘stratejik yenilgiden’ koşulsuz ateşkese evrildi

Lavrov, askeri müdahalenin başlangıcında Batı’nın “Rusya’ya savaş alanında stratejik bir yenilgi yaşatma” gerekliliği konusunda histerik bir şekilde bağırdığını hatırlattı.

Zamanla bu sloganın değiştiğini ve “Rusya, Ukrayna’da kazanmamalı” şeklinde ifadelere dönüştüğünü belirten Lavrov, gelinen noktayı şu sözlerle özetledi:

“Şimdi ise ön koşulsuz derhal ateşkes talep ediyor, rica ediyor, hatta yalvarıyorlar. Bu, Vladimir Zelenskiy’in birkaç yıl önce savaş alanında stratejik yenilgi sloganı altında yaşarken ve çalışırken kategorik olarak reddettiği şeyin ta kendisi.”

Bakan, Batı’nın strateji ve taktiğinin fiyaskosunun aşikâr olduğunu ancak “Avrupa’nın hâlâ çabalamaya devam ettiğini” kaydetti.

Avrupa müzakere istiyor

Mayıs ayında Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, Kiev ve müttefikleri tarafından önerilen 30 günlük ateşkesin ardından Avrupalı ülkelerin İstanbul’da yapılması muhtemel Rusya-Ukrayna müzakerelerinde temsil edilmek istediklerini bildirmişti.

Barrot, Moskova’nın ateşi kesmeyi reddetmesi durumunda ABD ve Avrupa Birliği’nin Rusya üzerindeki baskıyı artırmasını ve geniş çaplı yaptırımlar uygulamasını beklediklerini ifade etmişti.

Buna karşılık ABD Başkanı Donald Trump, defalarca yeni Rusya karşıtı yaptırımlardan kaçındığını, bunun sebebinin ise anlaşmaya yakın olduğuna inandığı barış görüşmelerini tehlikeye atmamak olduğunu belirtmişti.

20 Haziran’da Trump, Senatör Lindsey Graham’ın Ukrayna ziyareti sırasında Rusya’dan gelen enerji kaynaklarına yüzde 500’lük ikincil gümrük vergisi getirilmesini öngören bir yasa tasarısını senatoda ilerletme niyetine ilişkin açıklamaları üzerine, ifadelerin daha dikkatli seçilmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunmuştu.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise 10 Haziran’da yaptığı açıklamada, Avrupa ile gelecekteki anlaşmalar için herhangi bir ortak zemin bulunmadığını söylemişti. Peskov, bunun nedenini Avrupa’nın “şimdilik savaşa odaklanmış olması” ve Rusya ile ortak zemin arama niyetine dair sinyal vermemesi olarak açıklamıştı.

‘Hatalarını anladıklarında tekliflerle gelsinler’

Lavrov, mevcut “uluslararası küstahlık” sona erdiğinde Rusya’nın ilişkileri yeniden kurmak için Batılı ülkelerden teklif beklediğini de dile getirdi.

Birçok ülkenin kendi halklarının zararına olacak şekilde Rusya ile ilişkilerini kestiğini ve devasa mali ve itibari kayıplara uğradığını savunan Lavrov, “Bırakalım onlar, hatalarını anladıklarında bize gelsinler ve tekliflerini söylesinler, biz de kendi çıkarlarımıza göre karar veririz,” diye konuştu.

İran, Rusya’dan ne istedi?

‘İran-İsrail ateşkesi için konuşmak erken’

Konuşmasında Orta Doğu’daki gelişmelere de değinen Lavrov, İran ve İsrail arasında varılan ateşkesin sağlamlığı hakkında nihai sonuçlar çıkarmanın bu aşamada erken olacağını söyledi.

Gelen bilgilere göre ABD’nin İsrail’i ateşkese ikna ettiğini, Katar’ın da Tahran ile müzakerelerde benzer bir rol oynadığını belirten Lavrov, ateşkes ilanından sonra her iki taraftan da roket saldırılarının devam ettiğine dair haberler geldiğini vurguladı.

Lavrov, “Şu anda olan bitenin tam bir resmini oluşturmak çok zor, bilgiler parçalı geliyor. Aceleci değerlendirmeler yapmamak gerek,” ifadelerini kullandı.

Moskova’nın gerilimi düşürmeye yönelik her türlü adımı desteklediğini ve uzun vadeli bir ateşkes umduğunu belirten bakan, “Ama biz barıştan yanayız,” diye ekledi.

24 Haziran’da Türkiye saatiyle 08.08’de ABD Başkanı Donald Trump, İran ve İsrail arasındaki ateşkesin yürürlüğe girdiğini duyurmuştu.

Trump, bu açıklamadan önce tarafların “tam bir ateşkes için tam bir anlaşmaya” vardığını söylemişti. İran medyası da ateşkesin yürürlüğe girdiğini doğrulamıştı.

Ancak İsrail saatiyle 10.58’de Savunma Bakanı İsrail Katz, İran’ın ateşkes anlaşmasını iki balistik füze fırlatarak ihlal ettiğini açıkladı.

Katz, İsrail ordusuna “İran’ın ateşkes ihlaline, Tahran’ın kalbindeki rejim hedeflerine yoğun saldırılarla kararlı bir şekilde yanıt vermesi” talimatını verdiğini duyurdu.

Okumaya Devam Et

Rusya

İran, Rusya’dan ne istedi?

Yayınlanma

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırısının ardından Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Putin ile bir araya geldi. Putin, saldırıyı “kışkırtılmamış saldırganlık” olarak nitelerken, Arakçi’nin Putin’e Hamaney’den özel bir mektup getirdiği ve savunma sistemleri talebinde bulunduğu ifade edildi.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ABD Hava Kuvvetleri’nin İran’ın kilit nükleer program tesislerine yönelik saldırısının ertesi günü, 23 Haziran’da Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından kabul edildi.

Arakçi’nin, ABD ve İsrail’in saldırıları sonrası bölgesel gündemi görüşmek üzere Rus makamlarıyla istişarelerde bulunmak amacıyla Moskova’ya geldiği bildirildi.

Kremlin’in aktardığına göre, Putin görüşme sırasında ABD’nin İran’a yönelik saldırısını “hiçbir gerekçesi olmayan, kışkırtılmamış bir saldırganlık” olarak nitelendirdi.

Rusya ile İran arasında iyi ve güvenilir ilişkiler kurulduğunu belirten Putin, Moskova’nın mevcut durumda İslam Cumhuriyeti’ne yardım etmek için çaba göstereceğini ve görüşmenin tarafların bölgesel gerilimi azaltma yollarını birlikte bulmalarına olanak tanıyacağını ifade etti.

Arakçi ise Rus makamlarına ABD saldırganlığını kınadıkları için teşekkür ederek, Moskova’nın “tarihin doğru tarafında” yer aldığını vurguladı.

Ayrıca Arakçi, Putin’e İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in iyi dileklerini iletti.

Hamaney’den Putin’e özel mektup

Rusya-İran görüşmeleri öncesinde Reuters haber ajansı, İran hükümetindeki kaynaklara dayandırdığı haberinde, Arakçi’nin Putin ile yapacağı görüşmede Hamaney’in bir mektubunu teslim edeceğini yazdı.

Haberde, Hamaney’in mektupta Moskova’dan İran’ın ABD ve İsrail ile olan çatışmasında yardım istediği iddia edildi.

jansın kaynağı, Tahran’ın ne tür bir yardım beklediğini belirtmezken, mevcut destek seviyesinden memnun olmadığını kaydetti.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov ise “Rusya’nın İran ile çeşitli alanlarda çalıştığını ancak bu işbirliğinin ayrıntılarını açıklamanın sorumsuzluk olacağını” söyledi.

Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Başkanı Murad Sadıgzade, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte İranlı bakanın Moskova’dan savunma silahları ve hava savunma sistemleri tedarik edilmesini talep etmiş olabileceğini öne sürdü. Ancak uzman, bu tür teslimatların zaman alacağını ve İran-Rusya stratejik ortaklığının bir askeri ittifak anlamına gelmediğini belirtti.

‘Nükleer program yıllarca geriye gitti’

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (MAEA) Direktörü Rafael Grossi, 23 Haziran’da yaptığı açıklamada, ABD saldırısı sonrası İsfahan ve Natanz’daki tesislerde “önemli ölçüde ek hasar” meydana geldiğini bildirdi.

Grossi, Fordo’daki yer altı zenginleştirme tesisindeki yıkımın boyutunu ise değerlendiremediğini ekledi. İranlı yetkililerin saldırıya uğrayan tesislerin çevresinde radyasyon seviyesinde bir artış tespit etmediği de belirtildi.

Bu gelişmelerin ardından İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, İran’ın MAEA ile işbirliğini dondurma niyetinde olduğunu açıkladı.

Tesnim haber ajansına göre Kalibaf, İran’ın ajanstan “profesyonel davranışa dair objektif garantiler” alana kadar örgüte katılımını askıya alacağını söyledi.

Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IMEMO) Uluslararası Güvenlik Merkezi Başkanı Aleksey Arbatov ise ABD’nin saldırılarının Tahran’ın nükleer programını birkaç yıl geriye götürdüğünü, ancak yıkımın boyutları netleşmeden bu sürenin iki yıl mı yoksa 20 yıl mı olduğunu söylemenin zor olduğunu belirtti.

Okumaya Devam Et

Rusya

Putin, Rusya ordusunu yeni silahlarla donatacaklarını açıkladı

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin’de askeri akademilerden mezun olan subaylarla yaptığı toplantıda, Batı’nın Rusya’yı stratejik yenilgiye uğratma planları yaptığını ve dünyayı tehlikeli bir çizgiye yaklaştırdığını belirtti. Putin, artan jeopolitik gerilimlere karşı Rusya ordusunun modernize edileceğini, nükleer üçlemenin yeni silahlarla güçlendirileceğini ve insansız sistemler için yeni bir kuvvet kolu oluşturulacağını duyurdu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin Sarayı’nda düzenlenen törende askeri akademilerin mezunlarıyla bir araya geldi.

Putin, yaptığı konuşmada Batılı politikacıların Rusya’yı stratejik bir yenilgiye uğratma planları yaptığını belirterek, “Tarih onlara hiçbir şey öğretmiyor. Kiev rejimine silah ve para göndermeye, askeri-teknik ve istihbarat desteği sağlamaya devam ediyorlar. Bu durum, dünyayı çok tehlikeli bir çizgiye yaklaştırıyor,” ifadelerini kullandı.

Büyük Kremlin Sarayı’nın Georgiyevskiy Salonu’nda Savunma Bakanlığı, Acil Durumlar Bakanlığı, Federal Güvenlik Servisi (FSB), Federal Koruma Servisi (FSO), Rus Muhafızları (Rosgvardiya), İçişleri Bakanlığı, Soruşturma Komitesi ve Federal Ceza İnfaz Kurumu bünyesindeki yüksek askeri eğitim kurumlarından mezun olan subaylara hitap eden Putin, artan jeopolitik gerilimler karşısında Rusya’nın ve müttefiklerinin güvenliğini sağlamak için yeterli önlemleri almaya devam edeceklerini vurguladı.

NATO’ya ‘hayali tehdit’ suçlaması

NATO’nun genişleme planlarına da değinen Putin, ittifakın askeri bütçelerini artırma kararı aldığını ve üye ülkelerin askeri harcamalarının şimdiden dünyanın geri kalanının toplamından fazla olduğunu söyledi.

Putin, “İttifak yönetimi, planlarını meşrulaştırmak için Rusya’dan gelebilecek bir tehditten, Avrupa’ya olası bir saldırımızdan bahsediyor. Bu korku hikayesini kendileri uydurdular ve kendi halklarını aldatıp onlardan para koparmak için yıllardır tekrarlıyorlar. Burada yine alışıldık ve utanmaz bir yalanla karşı karşıyayız,” dedi.

Rusya ordusu yeniden yapılandırılıyor

Putin, Rusya’nın egemen ve bağımsız gelişiminin garantisi olarak Silahlı Kuvvetleri geliştirmeye devam edeceklerini belirterek, ordudaki yapısal değişikliklere ve modernizasyon çalışmalarına ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Modern çatışmalarda insansız hava araçlarının artan rolüne dikkat çeken Putin, bu doğrultuda “insansız sistemler birlikleri” adıyla yeni bir kuvvet kolu oluşturulduğunu açıkladı.

Ayrıca, Moskova ve Leningrad askeri bölgelerinin oluşturulmasına yönelik organizasyonel faaliyetlerin bu yıl içinde tamamlanacağını ve deniz piyade tugaylarının tümen seviyesine çıkarılarak saldırı gücünün ve muharebe kabiliyetlerinin artırılacağını belirtti.

Nükleer üçlemeye özel önem

Devlet Başkanı Putin, yeni ve uzun vadeli Devlet Silahlanma Programı çerçevesinde ordunun ve donanmanın teknik modernizasyonunun öncelikli hedefler arasında yer aldığını vurguladı.

Bu kapsamda nükleer üçlemeye özel önem verileceğini söyleyen Putin, “Stratejik Füze Kuvvetleri’ne modern Yars kompleksleri teslim edilecek. Stratejik nükleer kuvvetlerin havacılık bileşeni ise bu yıl içinde modernize edilmiş Tu-160M füze taşıyıcılarıyla güçlendirilecek,” diye konuştu.

Putin ayrıca, muharebe koşullarında kendini çok iyi kanıtladığını belirttiği en yeni orta menzilli füze kompleksi Oreşnik’in seri üretimine başlandığını ve Donanma’ya son nesil yüksek hassasiyetli silahlarla donatılmış yeni gemi ve denizaltıların katılacağını sözlerine ekledi.

Rusya: İran ile ültimatom dilinden konuşmayı bırakın

Belousov: Özel askeri operasyon deneyimi kilit avantaj

Törende konuşan Savunma Bakanı Andrey Belousov da bu yıl 39 askeri yükseköğretim kurumundan 13 binden fazla subayın mezun olarak Silahlı Kuvvetler saflarına katılacağını belirtti.

Belousov, “Bugün özel askeri operasyon deneyimi, Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri için kilit bir avantaj haline gelmektedir. Bu eşsiz kaynağı korumak, gelecek nesillere aktarmak ve askerlerin eğitim sürecine entegre etmek önemlidir,” dedi.

Bakan, subayların sürekli mesleki gelişim göstermesi ve astları için gerçek birer akıl hocası olması gerektiğini vurguladı.

Medinskiy: Uzlaşma olmazsa Kiev yeni topraklar kaybeder

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English