Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD Senatosunda Karabağ tartışması

Yayınlanma

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu, Azerbaycan ile Ermenistan arasında son haftalarda Laçın koridoru üzerinden yaşadığı gerilime ilişkin geçen hafta perşembe günü oturum düzenledi.

Oturuma başkanlık eden Demokrat New Jersey Senatörü ve Komisyon Başkanı Bob Menendez, oturumda yaptığı açıklamada Başkan Joe Biden yönetiminin, ABD’nin Dağlık Karabağ’da ‘hızla kötüleşen insani durumu’ ele alma konusundaki aciliyet eksikliğinden ‘hayal kırıklığı yaşadığını’ ifade etti.

Menendez, ayrıca Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa ve Avrasya İşleri Bürosu’ndan sorumlu Müsteşar Yardımcısı Yuri Kim’in verdiği yanıtlar karşısında ‘hayrete düştüğünü’ belirtti.

Senatör, “31 yıldır bu işi yapıyorum. Bazen bakanlığın bu komisyonun önüne gelip söylediklerine hayret ediyorum,” diye konuştu.

Azerbaycan hükümetine doğrudan desteği yasaklayan Birleşik Devletler Özgürlük Destek Yasası’nın 907. Maddesine işaret eden Menendez, Washington yönetiminin Azerbaycan’ın ‘otoriter lideri’ İlham Aliyev’e yardım ettiğini savundu ve Bakü’yü, Erivan ile 2020’de varılan ateşkesi açıkça ihlal ederek Karabağ’ı abluka altına almakla suçladı.

Öte yandan Kim, başta Azerbaycan’ın terörle mücadele çabalarını desteklemek ve İran’la olan sınırını güvence altına almak olmak üzere söz konusu yasaktan feragat edilmesinin çeşitli gerekçelerini sıraladı.

‘ABD’nin desteği, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki askeri güç dengesini Aliyev’in lehine değiştiriyor’

Menendez ise, “Özgürlük Destek Yasası’nın 907. Maddesinden feragat edilerek ABD’nin Aliyev rejimine yardım göndermesine izin verilmesine karşı olduğumu defalarca ifade ettim. Bu durum Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki askeri güç dengesini açıkça Aliyev’in lehine değiştirmektedir. Bence Azerbaycan’ın son üç yıldaki eylemleri benim kuşkularımı haklı çıkardı,” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, 10 Eylül’de Laçın koridorundaki gerilime dair açıklama yaparak bölgedeki insani yardım malzemelerine duyulan ‘acil ihtiyaç’ konusunda uyarıda bulunmuş, ancak doğrudan suçlama yapmaktan kaçındı.

Açıklamada, “ABD, Dağlık Karabağ’da hızla kötüleşen insani durumdan derin endişe duymaktadır. İnsani yardım malzemelerinin hem Laçın hem de Ağdam güzergâhlarının yakınında bulunduğunu not ediyor ve Dağlık Karabağ’daki erkek, kadın ve çocuklara umutsuzca ihtiyaç duyulan insani yardım malzemelerinin geçişine izin vermek için her iki koridorun derhal ve eş zamanlı olarak açılması çağrımızı yineliyoruz. Ayrıca liderleri tansiyonu yükseltecek ya da dikkatleri bu hedeften uzaklaştıracak adımlar atmamaya çağırıyoruz. Anlaşmazlıkları çözmek için güç kullanılması kabul edilemez,” denilmişti.

Menendez’in Aliyev’in sayısız söz vermesine rağmen neden koridoru açmayı reddettiği yönündeki sorusuna yanıt veren Kim, “Bu bahsi başka bir ortamda yapabiliriz,” ifadelerini kullandı.

Menendez başını salladıktan sonra “Gizli olan nedir?” diye sordu. Kim ise “Size gizli olmayan bir yanıt vereceğim: Bakü, koridoru açmayacak zira bu insanları aç bırakarak ya da aç bırakma tehdidiyle boyun eğdirmeye ve kendi iradesine tabi kılmaya çalışıyor,” yanıtını verdi.

Senatör Menendez, 12 Eylül’de Senato kürsüsünden yaptığı açıklamada Biden yönetimini, BM Soykırım Sözleşmesinin 2. Maddesine göre sözde ‘soykırım niteliği taşıyan’ ablukadan Aliyev’i sorumlu tutmak üzere derhal harekete geçmeye çağırmıştı.

Öte yandan Ermenistan ile Rusya arasında son dönemde ‘Eagle Partner 2023’ tatbikatı ile yükselen gerilime dikkat çeken Kim, “(Ermeniler) Rus birliklerini topraklarına davet etme, tek enerji kaynağı olarak Rusya’ya bel bağlama ve topraklarında Rus askeri tesislerine ev sahipliği yapma konusunda tereddüt etmeye başlıyorlar,” yorumunu yaptı.

Kim, Dışişleri Bakanlığı’nın koridoru yeniden açmak ve yaklaşan soykırımı önlemek için çok çalıştığı konusunda komiteye defalarca teminat verirken, Menendez ikna olmadı.

Senatör, “Umarım (Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a) benim adıma bunu söylersiniz: Bu yönetimin seyirci kalmasını ve etnik temizliğin kendi gözetimleri altında gerçekleşmesine izin vermesine şahit olmaktan hiç hoşnut değilim,” diye ekledi.

AMERİKA

ABD Gizli Servisi’nde büyük istifa dalgası

Yayınlanma

ABD Gizli Servisi’nde 2022-2023 döneminde 1400’den fazla personelin istifa ettiği belirtilirken, kurumun son 20 yılın en büyük personel kaybıyla karşı karşıya olduğu bildirildi.

The New York Times’ın federal verilere dayandırdığı haberine göre, 2022 ve 2023 yılları arasında ABD Gizli Servisi’ndeki 7 bin 800 çalışandan en az 1400’ü kurumdan ayrıldı.

Bu rakam, kurumun son 20 yılda yaşadığı en büyük personel kaybına işaret ediyor.

Gazete, 20’den fazla mevcut ve eski Gizli Servis çalışanıyla gerçekleştirdiği görüşmelerde, ayrılan personelin çoğunlukla “en iyi eğitimli mensuplar” olduğunu ortaya koydu.

İstifaların başlıca nedenleri arasında karşılığı ödenmeyen fazla mesailer, terfi ve işe alımlardaki kayırmacılık ile insansız hava araçları gibi yeni teknolojilerin kullanımında yaşanan sorunlar yer alıyor.

Uzmanlar, Gizli Servis’in işe alım standartlarında da düşüş yaşandığına dikkat çekiyor.

Kurum, 2024 yazı itibarıyla 8 bin 100 personele ulaşmış olsa da bu sayı 2026 yılına kadar sorunsuz operasyon yürütebilmek için gerekli görülen 10 bin hedefinin oldukça altında kalıyor.

Kurum Geçici Müdürü Ronald L. Rou Jr., NYT‘ye verdiği demeçte bu zorlukları kabul ederek, kurumun eğitimli ajan sayısını artırması ve teknolojik altyapısını güçlendirmesi gerektiğini vurguladı.

Bu toplu istifalar, siyasi kampanyalar ve çok sayıda kongrenin düzenleneceği yoğun 2024 takvimi öncesinde gerçekleşiyor. Son aylarda başkan adayı Donald Trump’a yönelik iki suikast girişiminin yaşanması durumun ciddiyetini artırıyor.

Trump, temmuz ayında Pennsylvania’daki seçim kampanyası etkinliğinde kulağından yaralanmış, eylül ayında ise Trump International Golf Club’da bir Gizli Servis görevlisi, çit dışında dürbünlü tüfek tespit etmişti.

Şüpheli şahıs, Trump’tan 270-460 metre uzaklıkta yakalanmış, üzerinde dürbünlü bir AK-47, iki sırt çantası ve bir GoPro kamera ele geçirilmişti.

İlk saldırı girişiminin ardından Gizli Servis, Trump’ın güvenlik önlemlerini artırdığını açıklamıştı. İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas olayı güvenlik zafiyeti olarak değerlendirerek bağımsız soruşturma sözü vermişti.

Fakat ikinci saldırı girişimi sonrasında, ajanların golf kulübü arazisinde önceden gerekli aramaları yapmadığı ortaya çıktı. Gizli Servis bu hatayı kabul ederek, sorumlu personel hakkında işlem başlatılacağını duyurdu.

FBI, Florida’daki olayı “Trump’a suikast girişimi” olarak soruşturuyor

Okumaya Devam Et

AMERİKA

CIA, Çin, İran ve Kuzey Kore’de casus ağını genişletiyor

Yayınlanma

CIA, Rusya’daki ‘başarılı uygulamasının’ ardından, Çin, İran ve Kuzey Kore’deki potansiyel muhbirler için güvenli iletişim talimatları yayımladı.

Associated Press‘in haberine göre, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), Rusya’da gizli bilgi paylaşmak isteyenlere yönelik bir kullanım kılavuzunu ‘başarıyla test ettikten sonra’, diğer ülkelerdeki potansiyel muhbirlere de ulaşmaya karar verdi.

Kurum, internette Korece, Farsça ve Mandarin Çincesi dillerinde, potansiyel muhbirlerin ABD istihbaratıyla güvenli bir şekilde irtibata geçebilmeleri için gerekli adımları detaylandıran talimatlar yayımladı.

Kuzey Kore, İran ve Çin’de yaşayanları hedef alan bu talimatlar, kullanıcının kimliğini gizlemek için tasarlanmış özel araçlar kullanarak CIA ile internet sitesi veya dark web üzerinden iletişim kurmanın yollarını sunuyor. Teşkilat, benzer bir talimatı Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ardından Rusça olarak yayımlamıştı.

CIA, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Dünyanın dört bir yanından insanlar bizimle temas kurmaya çalışıyor ve biz de onlara bunu nasıl güvenli bir şekilde yapabileceklerini öğretiyoruz. Bu yöndeki çabalarımız Rusya’da başarılı oldu ve diğer otoriter ülkelerdeki insanların da iş yapmaya açık olduğumuzu bilmelerini istiyoruz.”

Talimatlar Telegram, YouTube, X, Facebook, Instagram ve LinkedIn gibi sosyal medya platformlarında yayınlanıyor. CIA, kısıtlamaları aşmak ve gözetlemeyi önlemek için potansiyel muhbirlere sanal özel ağlar (VPN’ler), özel tarayıcılar kullanmalarını ve internet tarama geçmişini silmelerini öneriyor.

Teşkilat, güvenliğin, diğer faktörlerin yanı sıra, belirli bir programın seçimine bağlı olduğu konusunda uyarıda bulunuyor: “Merkezi Rusya, İran, Çin veya ABD’ye dostça davranmadığı düşünülen başka bir ülkede olmayan bir VPN sağlayıcısı kullanın.”

The Wall Street Journal‘ın geçen yıl mevcut ve eski Amerikan istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberine göre, savaştan ve Rusya’daki gelişmelerden duyulan memnuniyetsizlik, hükümet yetkilileri ve diğer Ruslar arasında muhbir toplamak için uygun bir zemin yaratıyor.

Yetkililer, CIA’in güvenli internet kanalları aracılığıyla kendisiyle temas kurma çağrısının sonuç verdiğini belirtti.

Geçen yılın mayıs ayında teşkilat özel bir Telegram kanalı oluşturdu ve burada yayınladığı mesaj ve videolarla Ruslara ABD istihbaratıyla iletişim kurma yollarını ve neden iletişime geçmeleri gerektiğini anlattı.

Şimdi Koreliler, İranlılar ve Çinliler için de paylaşımlar yapılmaya başlandı. En son ocak ayında Ruslar için yapılan paylaşımlar 47 bin ila 61 bin arasında görüntülenirken, 2 Ekim’de yeni alıcılar için yapılan paylaşımlar yaklaşık 6 bin kez görüntülendi.

New York Times, CIA’in Ukrayna’ya ‘gizli desteğini’ yazdı

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Elon Musk’ın satın almasından bu yana Twitter’ın değeri yüzde 79 azaldı

Yayınlanma

Elon Musk’ın 44 milyar dolara satın aldığı Twitter’ın (şimdiki adıyla X) değeri, Fidelity’nin son değerlemesine göre yüzde 79 oranında düşerek yaklaşık 9,4 milyar dolara geriledi.

TechCrunch‘ın haberine göre, danışmanlık firması Fidelity’nin son değerlemesi, Elon Musk’ın sahibi olduğu sosyal medya platformu X’in (eski adıyla Twitter) değerinin, orijinal satın alma fiyatı olan 44 milyar doların dörtte birinden daha azına düştüğünü ortaya koydu.

Bu değerleme, ağustos sonu itibarıyla X’teki hissesinin değerini yüzde 78,7 oranında azaltan Fidelity Blue Chip Growth Fund’ın yakın zamanda açıklanan verilerine dayanıyor.

Karşılaştırma yapmak gerekirse, Fidelity başlangıçta mavi çip fonu aracılığıyla X’e 19,66 milyon dolar yatırım yapmıştı.

Bu, Fidelity’nin X’teki hissesinin değerinde gördüğü ilk düşüş değil.

Daha önce, temmuz sonu itibarıyla Fidelity, X’teki hisselerine yaklaşık 5,5 milyon dolar değer biçmişti. Yüzde 78,7’lik düşüş, Fidelity’nin şu anda X’e bir bütün olarak yaklaşık 9,4 milyar dolar değer biçtiği anlamına geliyor.

X, aynı adı taşıyan bir sosyal ağ geliştiren Amerikan teknoloji şirketi. Eskiden Twitter olarak bilinen platform, şirketin şu anki sahibi Elon Musk tarafından yeniden yapılandırıldıktan sonra adını değiştirdi. Musk, Twitter’ı 27 Ekim 2022 tarihinde satın almıştı.

Elon Musk, “trans yasasını” gerekçe göstererek şirketlerini California’dan taşıma kararı aldı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English