Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

‘ABD, Şam’la gizlice görüşüyor’ iddiası

Yayınlanma

Türkiye ve Arap ülkelerinin Suriye ile normalleşme girişimlerine karşı çıkan ABD’nin Suriye yönetimiyle Umman’da gizli görüşmeler yaptığı iddia edildi. Görüşmelerde Suriye, ABD işgal birliklerinin ülkeden tamamen çekilmesini talep ederken ABD tarafı 2012’de Şam’da kaybolan gazeteci Austin Tice hakkında bilgi istedi.

The Cradle’nin Arap Birliği’nden üst düzey diplomatik bir kaynağa dayandırdığı haberine göre ABD’li yetkililer, bölge ülkelerinin Suriye ile ilişkileri düzeltmeye yönelik hamlelerinden sonra Şam heyetiyle doğrudan görüşmelerde bulundu. İsminin açıklanmasını istemeyen diplomatik kaynak, “görüşmelerin Washington ile Batı Asya’daki bazı ülkeler arasında ‘gizli görüşmelerin şehri’ olan Umman’ın başkenti Maskat’ta yapıldığı” söyledi. Ayrıca “görüşmelerde her iki ülkenin güvenlik ve dışişlerinden temsilcilerin de yer aldığına” dikkat çekti.

Görüşmelerde Suriyeli yetkililer ABD’nin işgal birliklerinin ülkeden tamamen çekilmesini istediği kaydedildi. Pentagon’a göre ABD’nin Suriye’de 900 askeri personeli var. Ancak The Cradle’a göre 22 ABD üssünde yaklaşık 2.000 Amerikan askeri personeli bulunuyor.

Görüşmelerde Amerikan tarafı ise 2012’den beri kayıp olan eski deniz subayı Amerikalı gazeteci Austin Tice’ın akıbetini gündeme getirdi. ABD Başkanı Joe Biden, geçen yıl Tice’ın Suriye hükümeti tarafından tutulduğunu “kesin olarak” bildiğini açıklamış, Suriye Dışişleri Bakanlığı bu iddiayı yalanlamıştı. Görüşmede ABD heyeti, Tice’ın Suriye ordusuna ait bir gözetim merkezinde tutulduğu iddiasını yeniledi ancak Suriye heyeti Tice hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığı konusunda ısrar etti ve Şam’ın Tice’ın akıbetini ortaya çıkarmak için mümkün olan her türlü çabayı göstermeye hazır olduğunu ifade etti. Tice, 2012’de Şam’ın bir banliyösünde silahlı gruplar tarafından kaçırılmıştı. Bu ayın başlarında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Washington’un Tice’ın bulunması için “Suriye ve üçüncü ülkelerle temas halinde olduğunu” açıklamıştı.

Kısıtlı iletişim, Trump’ın “öldürme” niyetiyle kesildi

Kaynaklara göre Washington ve Şam, eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde gizli iletişim kurmaya başladı. Ancak Trump’ın Eylül 2020’de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı “öldürme” niyetini açıklamasının ardından bu görüşmeler kesildi. Trump, Esad’ın öldürülmesi için suikast emri vermek istediğini ancak eski Savunma Bakanı James Mattis’in bu fikre karşı çıktığını söylemişti.

Washington ve Şam arasında yapılan önceki görüşmelerle ilgili diplomatik kaynak şunları söyledi: “Şam ve Washington arasında önceki yıllarda gizli görüşmeler yapıldı ama bunların çoğu eski Lübnan Genel Güvenlik Direktörü Abbas İbrahim gibi arabulucular aracılığıyla gerçekleşti. İki ülke arasında, biri Suriye’nin başkenti Şam’da olmak üzere doğrudan görüşmeler de yapıldı.”

Lübnanlı üst düzey güvenlik yetkilisi İbrahim’in 2020’de Austin Tice ile ilgili görüşmeler yürütmek üzere Washington’un talebi üzerine Şam’ı ziyaret ettiği basına yansımıştı.  Ancak tüm bu görüşmeler sınırlı kaldı. Kaynaklar, iletişim kesilmeden önce ABD’nin Suriye’deki askeri güçlerini eninde sonunda geri çekme niyetlerini dile getirdiklerini belirttiler.

ORTADOĞU

İsrail ve BM’den “Starlink” girişimi

Yayınlanma

Birleşmiş Milletler, yardım çalışmalarının devamı için Gazze’de Starlink internet uydularını kullanmak amacıyla İsrail ile görüşmeler yürütülüyor. Hamas’ın güç kazanabileceğinden endişe duyan İsrail, BM’den bazı güvenceler istedi. BM, İsrail’in talebini yerine getirmeye hazırlanıyor.

Axios’tan Barak Ravid’in üç İsrailli ve bir BM yetkilisine dayandırdığı habere göre İsrail ve Birleşmiş Milletler (BM) Elon Musk’ın SpaceX Starlink internet sisteminin Gazze’de BM yardım görevlilerinin güvenliğini artırma planının bir parçası olarak konuşlandırılmasını müzakere ediyor.

BM, İsrail’e sistemin, Gazze’de yardım dağıtımının devam edebilmesi için gereklilik olduğunu söyledi. İsrail ise sistemin Hamas’ın eline geçmesinden ve İsrail istihbaratının, Hamas’ı izlemesini zorlaştırarak İsrail’e yönelik koordineli saldırı riskini artırmasından endişe duyuyor.

Yardım çalışanlarının İsrail hava saldırılarına hedef olması üzerinde BM, haziran ayında Gazze’deki operasyonlarının büyük bölümünü askıya aldı. Bu durum Gazze’de ihtiyaç sahibi Filistinlilere ulaşan yardım miktarında keskin bir düşüşe yol açtı ve insani krizi daha da derinleştirdi.

Axios’a konuşan İsrailli yetkililer, İsrail hükümetinin BM’nin yardım operasyonlarını askıya alma kararını BM liderliği tarafından yönlendirilen ve savaşı sona erdirmesi için İsrail üzerindeki baskıyı artırmayı amaçlayan siyasi bir hamle olarak gördüğünü söyledi. BM yetkilileri bunu özel olarak yalanladı.

ABD’li yetkililer, Biden yönetiminin taraflar arasında arabuluculuk yapmaya çalıştığını, İsrail’e BM’nin güvenlik endişelerinin gerçek olduğunu vurgularken bir yandan da bir çözüm üzerinde çalışmaya başladığını söyledi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller geçen hafta yaptığı bir açıklamada “BM’nin insani yardım ulaştırmak için karşı karşıya olduğu bazı güvenlik sorunlarını aşmak için son birkaç gündür çeşitli BM ve İsrail hükümetinin çeşitli bileşenleri arasında bir dizi görüşmeye katıldık” dedi ancak Starlink’ten özellikle bahsetmedi.

Üst düzey bir İsrailli yetkili, konunun İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın geçen hafta Washington’a yaptığı ziyaret sırasında gündeme geldiğini söyledi.

Ardından konuyla ilgili New York’taki BM merkezinde konuyla ilgili bir dizi toplantı düzenlendiği kaydedildi. Habere göre görüşmeler sırasında BM yetkilileri sahadaki personeliyle daha sağlıklı iletişim kurabilmek için SpaceX Starlink uydu sistemini Gazze’ye yerleştirmek istediklerini söyledi. İsrailli yetkililer ise Hamas’ın geçmişte sofistike ve hassas iletişim ekipmanlarını ele geçirdiğini ve Starlink sistemini de ele geçirebileceğini söyledi. İsrail; BM’den sistemin ele geçirilmesi durumunda uzaktan devre dışı bırakılabileceği konusunda garanti istediler.

Bunun üzerine BM de sistemin uzaktan etkisiz hale getirilebileceğini göstermek ve İsrail güvenlik servislerinin endişelerini gidermek amacıyla İsrailli teknik uzmanlara sistemin sunumunu yapmak üzere İsrail’e bir ekip göndermeyi önerdi.

Axios’a konuşan üst düzey bir BM yetkilisi “BM güvenlik departmanından bir ekip, Gazze’deki BM operasyonlarıyla ilgili güvenlik konularında devam eden angajmanımızın bir parçası olarak İsrail’e gidiyor” dedi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail’den “UCM” adımı: Ben-Gvir’e “göstermelik” soruşturma

Yayınlanma

İsrail Devlet Savcısı Amit Aisman’ın, “Uluslararası Ceza Mahkemesini (UCM) memnun etmek” amacıyla Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir hakkında soruşturma açılmasına ilişkin adımlar attığı iddia edildi.

İsrail devlet televizyonu KAN’da yer alan habere göre, Aisman, Başsavcı Gali Baharav-Miara’dan “Gazze’deki Filistinlileri provoke ettiği şüphesiyle” Ben-Gvir hakkında adli soruşturma başlatılmasını istedi.

Süreci Başsavcı Miara’nın yürüttüğüne yer verilen haberde, Ben-Gvir’e yönelik soruşturma açılıp açılmayacağı hakkında henüz nihai bir karar alınmadığını, soruşturma açılması yönünde karar alınsa bile Ben Gvir’e karşı iddianame hazırlanması ihtimalinin uzak olduğuna dikkati çekildi.

Başsavcılık ofisi yetkililerinin görüşlerine yer verilen haberde, muhtemel soruşturmanın “hiçbir sonuca varmayacağı” değerlendirildi.

Uzmanlar, Devlet Savcısı Aisman’ın bu adımı “sadece UCM’yi ikna etmek için” attığını belirtti.

Haberde, Ben Gvir hakkında muhtemel soruşturmanın, “UCM’yi memnun etme ve İsrail yargı sisteminin bakanları soruşturduğunu gösterme” amacıyla başlatılan “göstermelik” bir girişim olduğuna ilişkin intibaların olduğuna yer verildi.

Ben-Gvir’den tepki

Aşırı sağcı görüşleriyle bilinen Ben-Gvir ise KAN’ın haberine ilişkin X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, “İnanılmaz. Savcı, İsrailli bir bakanı düşman ülkenin vatandaşlarını provoke etme şüphesiyle soruşturmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Ben-Gvir, İç güvenlik teşkilatı Şin-Bet (Şabak) ile başsavcılığın, “Gazze’de suikast düzenleyeceğine İsrailli bir bakana suikast düzenlemeye çalıştıklarını, bunun başarılı olmayacağını” savundu.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Han, 20 Mayıs’ta, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında “yakalama kararı” başvurusunda bulunduğunu bildirmişti.

Han, Netanyahu ve Gallant’ın 8 Ekim 2023’ten itibaren Gazze Şeridi’nde “savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan cezai sorumluluk taşıdığına inanmak için makul gerekçeler bulunduğunu” açıklamıştı.

Uluslararası bölgesel insan hakları mecralarında aynı şekilde Ben-Gvir hakkında da tekrarladığı provoke açıklamaları çerçevesinde benzer bir adım atılması çağrıları yükseliyor. Ben-Gvir, son olarak 30 Haziran’da yayımlanan videoda “Filistinli mahkumlar başlarından vurularak öldürülmeli” ifadelerini kullanmıştı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Tunus’ta cumhurbaşkanı seçimi 6 Ekim’de yapılacak

Yayınlanma

kays said

Tunuslular 2022’de yapılan Anayasa referandumuyla başkanlık sistemine geçtikten sonra ilk kez Cumhurbaşkanını seçecek.

Yeni Anayasa ile başkanlık sistemine geçilen Tunus’ta, Tunus Cumhurbaşkanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Kays Said’in 6 Ekim Pazar günü cumhurbaşkanı seçiminin düzenlenmesi için kararname yayımladığı belirtildi.

Tunus’ta 5 yılda bir düzenlenen cumhurbaşkanı seçimi en son Ekim 2019’da yapılmış, seçimin ikinci turunda yüzde 70’in üzerinde oy alan Anayasa Profesörü Kays Said Cumhurbaşkanı seçilmişti.

Said’in yeniden aday olup olmayacağı belli değil. Ancak daha önce yaptığı açıklamalarda “Kendimi kimseyle rekabet içerisinde hissetmiyorum. Sorumlu hissediyorum ve vazgeçmeyeceğim” demişti.

Siyasi tartışmalar ve başkanlık sistemi

Kays Said’in 25 Temmuz 2021’de açıkladığı olağanüstü kararla Meclis’in çalışmalarını dondurması ve milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırması, ülkede siyasi krizin derinleşmesine yol açtı.

Cumhurbaşkanı Said’in 22 Eylül 2021’de açıkladığı yeni kararnameyle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağlamasının ardından, Aralık 2021’de açıklanan “siyasi krizden çıkış yol haritası” kapsamında, ülkede 25 Temmuz 2022’de Anayasa referandumu, ardından erken genel seçimler yapıldı.

Yeni Anayasa ile başkanlık sistemine geçilen Tunus’ta, 24 Aralık 2023’te yapılan seçimler ile Halk Meclisinin yanı sıra Bölgesel ve Yerel Ulusal Konsey oluşturuldu.

Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz kararlarının ardından attığı adımları “demokratik bulmadıkları” gerekçesiyle ülkedeki çoğu siyasi parti seçimleri boykot ediyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English