Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD, Ukrayna’ya 20 milyar dolarlık yardımda son aşamada

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, G7 ülkeleri tarafından geliştirilen plan kapsamında Ukrayna’ya Rusya Merkez Bankası’nın dondurulmuş varlıklarından elde edilecek gelirle 50 milyar dolar verme sürecinde son aşamaya gelindiğini açıkladı. ABD, bu yardımdan 20 milyar dolar sağlayacak.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Ukrayna’ya Rusya’nın dondurulmuş varlıklarından sağlanacak 50 milyar dolarlık yardım planında ABD’nin yaklaşık 20 milyar dolar taahhüt ettiğini bildirdi.

G7 ülkeleri tarafından oluşturulan bu planla Ukrayna’nın savaş sırasında ihtiyaç duyduğu finansal desteğin sağlanması hedefleniyor.

Yellen, neredeyse tüm prosedürlerin tamamlandığını ve yalnızca birkaç küçük detayın kaldığını belirtti.

Plan kapsamında ABD, 20 milyar dolarlık katkıyı üstlenecek. Ancak, bu süreçte Macaristan’ın, Rusya’nın AB’deki varlıklarının uzun süreli dondurulmasını kabul etmemesi nedeniyle bazı belirsizlikler yaşandı.

Bu tedbirler şu anda her altı ayda bir uzatılıyor ve bu durum, yardımların miktarı ve zamanlaması üzerinde etkili oldu.

Yellen, “Yüzde 99 oranında hazırız, yalnızca çözülmesi gereken birkaç küçük sorun kaldı,” diyerek sürecin neredeyse tamamlandığını vurguladı.

Nihai anlaşmanın cuma günü açıklanması bekleniyor ve Yellen, paranın bu yılın sonuna kadar Ukrayna’ya aktarılacağını da sözlerine ekledi.

G7 ülkeleri şu ana kadar Rusya Merkez Bankası’ndan yaklaşık 280 milyar dolar dondurdu (bunun 210 milyar avrosu, yani yaklaşık 230 milyar doları AB’de tutuluyor).

Bu dondurulmuş varlıkların her yıl yaklaşık 3 ila 5 milyar dolar gelir getirebileceği öngörülüyor.

Plan kapsamında AB ve ABD’nin gelecekte dondurulmuş varlıklardan elde edilecek gelir karşılığında 20’şer milyar dolar borç vermesi, ayrıca İngiltere, Kanada ve Japonya’nın toplamda 10 milyar dolarlık katkıda bulunması bekleniyor.

Beyaz Saray, Ukrayna ile Rusya arasında bir barış anlaşmasına varılması halinde dondurulmuş varlıkların hala gelir getireceği konusunda teminat istedi ve sonunda G7 ülkeleri, savaş sona erdiğinde bile bu varlıkların dondurulmuş kalacağı konusunda uzlaştı.

Nikkei Asia‘nın haberine göre G7 liderlerinin taslak açıklamasında, “Rusya saldırganlığını durdurana ve Ukrayna’ya verdiği zararı tazmin edene kadar, Rusya’nın egemen varlıklarının dondurulmuş olarak kalacağını teyit ediyoruz,” denildi.

Avrupa Birliği, ABD’yi desteklemek amacıyla eylül ayında 35 milyar avro (yaklaşık 38 milyar dolar) tutarında bir krediyi üstlenmeye karar verdi ve Avrupa Parlamentosu bu kararı 22 Ekim’de onayladı.

Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner, Washington’un 20 milyar dolarlık yardımda bulunmaya hazır olmasının, AB’nin yaklaşık 18 milyar avro (19,5 milyar dolar) ihraç edebileceği anlamına geldiğini söyledi.

İngiltere de önceki gün bu planın bir parçası olarak 2,3 milyar sterlin (3 milyar dolar) sağlayacağını duyurdu.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English