Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’de kasırga felaketi: Kurtarma ekipleri, ‘silahlı milisler’ yüzünden afet bölgesinden çekildi

Yayınlanma

ABD’de Helen Kasırgası’nın vurduğu bölgelerde çalışan kurtarma ekipleri, silahlı milislerin tehditleri nedeniyle Kuzey Carolina’daki kurtarma çalışmalarını geçici olarak durdurup bölgeden çekildi. Federal yetkililer tehditlere rağmen ekiplerin güvenli bir şekilde çalışmalarına döneceğini açıkladı.

Geçtiğimiz günlerde ABD’de Helen Kasırgası’nın mağdurlarına yardım etmeye çalışan federal acil durum hizmetleri ekipleri, bazı “silahlı milislerden” gelen tehditler sebebiyle faaliyetlerini durdurarak başka bir bölgeye taşındı.

Washington Post’un (WP) federal kurumlara gönderilen bir mektuba dayandırdığı haberine göre Federal Acil Durum Yönetim Ajansı’nın (FEMA), Kuzey Carolina’nın Rutherford County bölgesindeki tüm kurtarma ekiplerine derhal tahliye tavsiyesi verdiği belirtildi.

Ulusal Muhafız birliklerinin “FEMA’yı hedef aldığı” iddia edilen “iki kamyon dolusu silahlı milisle” karşılaştığı bildirildi.

İsmi açıklanmayan bazı federal yetkililer, mektubun doğruluğunu gazeteye teyit etti.

Bir orman hizmetleri yetkilisi, kurtarma ekiplerinin güvenli bir bölgeye taşındığını doğrularken; başka bir yetkili, federal müdahale ekiplerinin 13 Ekim günü öğle saatlerinde görev yerlerine geri döndüğünü ifade etti.

Gazete ayrıca, Helen Kasırgası’nın yarattığı yıkım sonrasında, FEMA çalışanlarını hedef alan komplo teorilerinin ve antisemittik söylemlerin, kasırgadan etkilenen Kuzey Carolina halkı arasında yayılmaya başladığını belirtti.

Özellikle sosyal medya platformlarında, yetkililerin kasırga sonucu ölenlerin cesetlerini sakladığına dair söylentiler dolaşıyor.

Yetkililer bu iddiaları yalanladı, ancak halk arasındaki bazı gruplar, milislere “FEMA’ya karşı harekete geçme” çağrısında bulundu.

Eylül ayının sonunda ABD’nin güneydoğusunu vuran Helen Kasırgası, Kuzey Carolina’nın batısındaki birçok yerleşimi harap etti.

Bölge sakinleri elektriksiz ve susuz kalırken, ülke genelindeki elektrik kesintilerini izleyen PowerOutage.us verilerine göre, eyalette yaklaşık 21 bin 600 kişi halen elektriksiz durumda.

Kasırga nedeniyle şu ana kadar 200’den fazla kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor.

ABD’de sigorta şirketleri doğal afetleri poliçelerinden çıkarıyor

AMERİKA

Elon Musk’tan Donald Trump’ın kampanyasına 75 milyon dolar bağış

Yayınlanma

Milyarder SpaceX ve Tesla CEO’su Elon Musk, yeni bir kampanya finansman dosyasına göre geçtiğimiz çeyrekte Donald Trump’ın başkanlık kampanyasını destekleyen “süper PAC”ine (Siyasi Eylem Komitesi) 75 milyon dolar civarında para aktardı.

Salı günü Federal Seçim Komisyonuna sunulan dosyaya göre, dünyanın en zengin insanı Musk, Trump yanlısı America PAC’in tek bağışçısıydı. Musk grubu yaz aylarında kurdu ve önemli başkanlık eyaletlerinde ve bir düzineden fazla Temsilciler Meclisi yarışında seçmenlerle teması finanse etti.

Öte yandan bu meblağ Musk’ı bu dönemdeki en büyük Trump yanlısı bağışçı yapmaya yetmedi. Uzun süredir Cumhuriyetçilerin “mega bağışçısı” olan Miriam Adelson, Trump’ı destekleyen bir başka süper PAC olan Preserve America’ya 95 milyon dolar verirken, Wyoming bankeri Timothy Mellon da üçüncü bir süper PAC olan Make America Great Again Inc’ye 125 milyon dolar verdi.

America PAC, ağustos ortasından eylül sonuna kadar bağımsız harcamalar için 65,8 milyon dolar harcadığını ve bunun 60 milyon dolardan fazlasının başkanlık yarışına gittiğini bildirdi.

Paralarının çoğunu televizyon reklamlarına harcayan Preserve America ve MAGA Inc’nin aksine, America PAC’in harcamaları çoğunlukla seçmenlere kapı kapı dolaşarak ve posta yoluyla ulaşmaya odaklanıyor.

Musk, Trump’a destek için sahaya da indi

America PAC, Cumhuriyetçilerin kritik eyaletlerde oy toplama çabalarına yardımcı oluyor ve kısa süre önce Wisconsin’de Trump’ın müttefiki bir başka PAC olan Turning Point Action ile operasyonlarını birleştirdi.

Musk, bu ayın başlarında kendisine yönelik ilk suikast girişiminin gerçekleştiği Butler, Pennsylvania’ya dönüşü sırasında eski başkanla birlikte görünmek de dahil olmak üzere Trump için yollara düşmeye de başladı.

Ayrıca kısa bir süre önce, yedi temel eyaletteki olası Trump seçmenlerini belirlemeye yardımcı olan kişilere 47 dolar ödeyecek bir America PAC programını açıkladı.

Harris harcamalarda Trump’ın önünde

Demokratların başkan adayı Kamala Harris, İşçi Bayramı’ndan bu yana son düzlükte seçimi belirleyecek olan yedi eyalette de Trump’ın kampanyasından daha fazla harcama yapıyor. AdImpact’e göre, Harris’in bu süre zarfında yaptığı medya satın alımlarının toplamı 314 milyon dolar, Trump’ınki ise 173 milyon dolar.

Harris’in mali avantajı, seçmen seferberliği operasyonlarının yürütülmesine yardımcı olmak üzere 2.000’den fazla ücretli çalışanla 330’dan fazla saha ofisi açmasına da olanak sağladı.

Anketlerin kafa kafaya olduğu bir ortamda kampanyaların ne kadar harcama yapması gerektiği belirleyici olabilir.

Preserve America’nın milyarder ABC Supply sahibi Diane Hendricks, Home Depot kurucu ortağı Bernard Marcus ve yatırım bankacısı Warren Stephens gibi diğer büyük Cumhuriyetçi bağışçılardan bağış aldığı 2020’nin aksine, süper PAC diğer bağışçılardan yalnızca 85.402 dolar aldı.

Adelson’un Trump’a desteği Yahudi oyları için kritik

Miriam Adelson ön seçimlerde tarafsız kaldı fakat Cumhuriyetçi adaylığı garantiledikten kısa bir süre sonra Trump’ı desteklemeye başladı.

Mayıs ayında Trump’ın kampanyasına ve Cumhuriyetçi Partiye yasaların izin verdiği en yüksek miktar olan 844.600 dolar bağışta bulundu ve kendi süper PAC’ine de 5 milyon dolar aktardı.

Eylül ayında Trump’la birlikte katıldığı “antisemitizm” konulu bir etkinlikte, eski başkanın kaybetmesi halinde suçun çoğunun kendisini desteklemeyen Yahudi seçmenlere ait olacağını söylemesi tartışmalara yol açmıştı.

Trump ayrıca İsrail’in varlığını sürdürmesinin seçimi kazanıp kazanmamasına bağlı olabileceğini de söylemişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer ve hava üsleri üzerinde gizemli İHA’lar uçmaya başladı

Yayınlanma

ABD’deki askeri ve nükleer tesislerin üzerinde gizemli drone uçuşları gerçekleşiyor. Ordu, bu dronların kim tarafından ve ne amaçla kullanıldığını henüz belirleyemedi. Özellikle Virginia ve Nevada’da yoğunlaşan olaylar ulusal güvenlik endişelerini artırırken, Pentagon ve diğer yetkililer çözüm arayışında.

The Wall Street Journal‘a konuşan askeri yetkililer, geçen yıl ABD hava üsleri ve nükleer tesisleri üzerinde “gizemli” drone uçuşlarının kaydedildiğini belirtti.

ABD Hava Kuvvetleri Generali Mark Kelly, Aralık 2023’te 17 gece boyunca kendisinin ve diğer subayların, Virginia kıyısındaki Langley Hava Kuvvetleri Üssü üzerinde dronların hava sahasını ihlal etmesini izlediğini aktardı.

Bu üs, ABD’nin en gelişmiş savaş uçaklarından F-22 Raptor’a ev sahipliği yapıyor.

Kelly’nin ifadesine göre, drone hareketliliği genellikle gün batımından 45 dakika ila bir saat sonra başlıyordu. Yaklaşık 6 metre uzunluğundaki bu insansız hava araçları, üs üzerinde 900 ila 1200 metre yükseklikte, saatte 160 kilometreden fazla hızla ardı ardına uçuyordu.

Bu insansız hava araçları, Chesapeake Körfezi boyunca güneye, dünyanın en büyük deniz limanlarından birinin bulunduğu ve ABD Donanması’nın SEAL Team Six üssüne ev sahipliği yapan Norfolk’a doğru ilerliyordu.

Ordu, bu dronların “tehlikeyi göze alan amatörlere mi yoksa düşman kuvvetlerine mi” ait olduğunu belirleyemedi, zira gece uçuşları sırasında takip edilemedi.

Bazı yetkililer, bu uçuşların ABD’nin tepkisini test etmek amacıyla Rusya veya Çin tarafından gerçekleştiriliyor olabileceğini öne sürdü.

Bunun sonucunda, Langley Hava Kuvvetleri Üssü’nün komutanları, dron sürüsüyle çarpışma korkusuyla gece eğitim uçuşlarını iptal etmek ve F-22 savaş uçaklarını başka bir üsse taşımak zorunda kaldı.

Bu olaylardan birkaç ay önce, Ekim 2023’te, Nevada’daki bir Enerji Bakanlığı nükleer tesisinin üzerinde de birkaç gün boyunca beş drone görüldü. ABD yetkilileri, bu dronları kimin uçurduğunu ve ne amaç taşıdıklarını hâlâ çözememişti.

Benzer vakalar ABD’nin farklı bölgelerinde de kaydedildi. Bu yılın ocak ayında Kaliforniya’daki Edwards Hava Kuvvetleri Üssü yakınlarında da insansız hava araçları tespit edildi ve bu durum ulusal güvenlik endişelerini daha da artırdı.

Wall Street Journal‘a konuşan askeri yetkililer, ağustos ve eylül aylarında da üs yakınlarında dronların görüldüğünü bildirdi.

Gazetenin hatırlattığına göre, ABD’deki federal yasalar, acil bir tehdit oluşturmadıkları sürece askeri üslerin yakınındaki insansız hava araçlarının düşürülmesini yasaklıyor.

Fakat bu olaylar, Başkan Joe Biden’ın da dikkatini çekti ve Beyaz Saray’da yapılan bir toplantıda masaya yatırıldı. Pentagon, FBI ve diğer kurumlar, bu olaylara yönelik olası açıklamaları araştırıyor ve tehditlere nasıl yanıt verileceğini değerlendiriyor.

Öte yandan Washington yönetimi, stratejik bölgelerdeki dronları etkisiz hale getirme konusunda orduya “daha fazla hareket serbestisi” tanınması için ısrarcı.

Wall Street Journal, ABD’deki askeri ve nükleer tesisler üzerinde uçan dronlarla ilgili sorunun, ordunun bunları takip etme ve ülkenin ulusal güvenliğine yönelik olası tehditler hakkında daha fazla bilgi edinme çabalarına rağmen henüz çözülemediğine dikkat çekti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump: Seçim günü düzeni korumak için ordu kullanılabilir

Yayınlanma

Eski ABD Başkanı Donald Trump, pazar günü Maria Bartiromo ile yaptığı söyleşide seçim günü kaos bekleyip beklemediği sorulduğunda “gerçekten gerekirse” ordunun “bazı hasta insanlar, radikal sol deliler” için çağrılması gerektiğini söyledi.

Trump Fox News’in ‘Sunday Morning Futures’ programında Bartiromo’ya, “Bence daha büyük sorun içerideki insanlar. Bazı çok kötü insanlarımız, bazı hasta insanlarımız, radikal sol delilerimiz var. Gerekirse Ulusal Muhafızlar ya da gerçekten gerekliyse ordu tarafından çok kolay bir şekilde halledilmelidir. Çünkü bunun olmasına izin veremezler,” dedi.

Bartiromo seçim günü kaos bekleyip beklemediğini sorduğunda Trump, kendisine oy veren taraftan böyle bir şey gelmeyeceğini savundu.

Trump, Seçim Günü’nde sorun çıkması söz konusu olduğunda, aksi takdirde “ülkemizi tamamen yok eden” kişiler olsalar bile, sorunun “yeni gelen insanlar bile olmadığını”, düşmanın “içeriden” geldiğini düşündüğünü söyledi.

Thomas Jefferson’ın başkanlığı döneminde çıkarılan 1807 tarihli Ayaklanma Yasası, başkana ayaklanma ya da diğer düzensizliklerle mücadele etmek üzere Ulusal Muhafızları ve orduyu görevlendirebilme yetkisi verse de, seçim günü ordunun görevlendirilmesi fikri eşi benzeri görülmemiş bir uygulama olabilir.

Trump, başkanlığı sırasında George Floyd’un Minneapolis polisi tarafından öldürülmesi üzerine yapılan protestolara yanıt olarak bu yasayı devreye sokacağı uyarısında bulunmuş fakat sonuçta bunu yapmamıştı.

Harris’in kampanyası Trump’ın önerisine hemen yanıt verdi. Harris’in kampanya sözcüsü Ian Sams yaptığı açıklamada, “Donald Trump Amerikalı hemşerilerinin yabancı düşmanlardan daha kötü ‘düşmanlar’ olduğunu öne sürüyor ve onlara karşı orduyu kullanacağını söylüyor,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English