Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

ABD’den İsrail ve Polonya’ya on milyarca dolarlık silah satışı

Yayınlanma

ABD’de Biden yönetimi, 20 milyar dolardan fazla değerdeki bir anlaşmayla İsrail’e 50 adede kadar F-15 savaş uçağı, araç ve mühimmat satışını onaylayarak, İsrail güçlerinin Gazze’deki savaşı yürütmesine ilişkin endişelere rağmen silah akışının devam edeceğine dair açık bir mesaj gönderdi.

Anlaşma şartlarına göre ABD, 50 adede kadar Boeing F-15IA jetlerinin yanı sıra 25 adet F-15 için yükseltme kitleri ile radar ve diğer teçhizatı gönderecek.

ABD ayrıca havadan havaya füzeler, tank ve havan mühimmatı ve Orta Taktik araçlar da gönderecek.

Toplam anlaşma 20,3 milyar dolar değerinde olacak. İsrail yeni jetleri en erken 2029’da teslim alabilecek.

Kongre’nin bu anlaşmayı engelleme hakkı varsa da salı günkü açıklama, Başkan Joe Biden’ın Gazze Şeridindeki soykırım savaşına ilişkin eleştiriler artarken bile İsrail’e istediği silahları sağlamaya devam etme kararlılığının altını çiziyor.

ABD Dışişleri: İsrail’e destek ulusal çıkarlarımız için hayati önemde

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “ABD İsrail’in güvenliğine bağlıdır ve İsrail’in güçlü ve hazır bir kendini savunma kabiliyeti geliştirmesine ve sürdürmesine yardımcı olmak ABD’nin ulusal çıkarları için hayati önem taşımaktadır,” denildi.

Bakanlık, F-15IA’ların İsrail Hava Kuvvetleri’nin savaş uçağı filosuna dahil edilmesi ile birlikte, İsrail’in ABD sistemleriyle birlikte çalışabilirliğini artıracağını ve İsrail’in mevcut ve gelecekteki düşman tehditlerini karşılamak için hava yeteneklerini güçlendireceğini söyledi.

Satış, Demokrat Maryland Senatörü Ben Cardin ve Demokrat New York Temsilcisi Gregory Meeks’in muhalefetlerini haziran ayında geri çekmelerinin ardından gerçekleşti.

Cardin’in sözcüsü Eric Harris, o dönemde Washington Post’a yaptığı açıklamada, endişelerin “Yönetim ile devam eden istişareler yoluyla giderildiğini” söylemişti.

Polonya’ya 10 milyar dolarlık Apache

Polonya da ABD’li Boeing’den yüze yakın AH-64E Apache saldırı helikopteri satın almak üzere 10 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı. 

ABD yapımı 96 helikopter için salı günü imzalanan anlaşma, Polonya hükümeti tarafından üstlenilen en pahalı askeri alım anlamına geliyor. 

Savunma Bakanı Wladyslaw Kosiniak-Kamysz merkezdeki Inowroclaw kasabasında bulunan bir askeri havaalanında yaptığı açıklamada, “Bugünkü anlaşma havacılığın, hava kuvvetlerinin ve Polonya ordusunun işleyişinin çehresini değiştiriyor. Helikopterler, insansız hava araçları ve tanklar Polonya ordusunun geleceğidir,” dedi.

Anlaşma, Polonya Başbakanı Donald Tusk’ın Varşova’nın olası saldırıları caydırma kabiliyetini güçlendirmek üzere tasarladığı yatırım paketinin bir parçası.

Ülke, Rusya ve Belarus ile olan 700 kilometrelik sınırı boyunca savunmasını güçlendirmeyi planlıyor ve Ukrayna savaşı nedeniyle AB’yi bir “Avrupa hava savunma kalkanı” kurmaya çağırıyor.

Varşova, Raytheon ile de 1,2 milyar dolarlık Patriot anlaşması imzaladı

Salı günkü anlaşma ayrıca havaalanı ve hangar ekipmanları ile helikopterler için mühimmat ve yedek parça tedariki gibi lojistik destek de sağlıyor.

Varşova’nın askeri havacılığı güçlendirmeye yönelik son hamlesinin temeli geçen yıl Polonya ve ABD hükümetlerinin AH-64E Apache için pilot ve mühendis yetiştirme konusunda anlaşmaya varmasıyla atılmıştı.

Bu hafta başında Polonya, ABD’li bir başka silah şirketi Raytheon ile 48 adet Patriot M903 fırlatma istasyonu üretmek üzere 1,2 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı.

DİPLOMASİ

Çinli diplomatlar BM’de ABD’yi İsrail’i korumak ve ateşkes çabalarını engellemekle suçladı

Yayınlanma

Birleşmiş Milletler’de Çinli diplomatlar Güvenlik Konseyi’nin neden ‘bu insanlık trajedisini durduramadığını’ sorguladı.

Çin, New York’ta Birleşmiş Milletler’de (BM) yaptığı bir dizi açıklama sırasında ABD’nin Gazze’deki savaşı nedeniyle İsrail’ i defalarca “koruduğunu” söyledi ve İsrail’i Filistin topraklarındaki işgalini derhal sona erdirmeye çağırdı.

İki gün süren toplantılarda Çinli diplomatlar Washington’u ateşkes çabalarını engellemekle suçlarken, İsrail’in Filistin’deki “yasadışı varlığına” son vermesinin “bir seçenek” değil “yasal bir zorunluluk” olduğunu ifade ettiler.

Pazartesi günü BM Güvenlik Konseyi (BMGK) brifinginde Çin’in daimi temsilci yardımcısı Geng Shuang, konseyin uluslararası barış ve güvenliği korumakla sorumlu olmasına rağmen neden “bugüne kadarkilerin en kötüsü olan bu insanlık trajedisini durduramadığını” sorguladı.

Geng, Gazze’deki sivil ölümleri “endişe verici” ve “inanılmaz” bir şekilde 41,000’i aşarken, İsrail’in askeri operasyonlarının artan ateşkes çağrılarına rağmen “hiç durmadığını” söyledi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Turk’e göre ölenlerin çoğu kadın ve çocuk.

Geng, Washington’un BMGK’da daha önce alınan üç ateşkes kararını veto etmesine atıfta bulunarak, “ABD defalarca bir tarafı korumamış olsaydı, bu konseyin birçok kararı alenen reddedilmez ve meydan okunmazdı” dedi.

Geng, “ABD’yi sorumlu bir tutum sergilemeye, taraflar üzerinde sahip olduğu önemli etkiyi kullanmaya ve konsey kararlarında talep edildiği üzere İsrail’i askeri operasyonlarını gecikmeksizin durdurmaya zorlamak için somut adımlar atmaya çağırıyoruz” dedi.

Dış İlişkiler Konseyi’ne göre İsrail, kuruluşundan bu yana ABD dış yardımlarının kümülatif olarak en büyük alıcısı olmuş ve toplamda yaklaşık 310 milyar ABD doları ekonomik ve askeri yardım almıştır. Ağustos ayında, ABD yapımı silah ve askeri teçhizata harcanmak üzere İsrail’e 3,5 milyar ABD doları daha gönderildi.

Geng ayrıca insani yardım kuruluşlarına ve personeline yönelik saldırıları da kınadı; bu saldırılarda BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın altısı geçen hafta düzenlenen bir hava saldırısında olmak üzere 224 personeli hayatını kaybetti.

Geng, “Halen orada bulunan tüm insani yardım çalışanlarına en içten saygılarımızı sunuyor ve en büyük fedakârlığı yapanların ölümü dolayısıyla başsağlığı diliyoruz” dedi ve ekledi: “İsrail’i insani yardım çalışanlarına yönelik tüm saldırıları ciddiyetle soruşturmaya ve failleri sorumlu tutmaya çağırıyoruz.”

Ertesi gün BM Genel Kurulu’nun acil özel oturumunda Çin’in daimi temsilcisi Fu Cong, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) İsrail’in Filistin topraklarını işgalinin uluslararası hukukun ihlali olduğu yönündeki kararını yineledi. İsrail ayrıca UAD’nin soykırım suçlamalarıyla da karşı karşıya.

Fu, “On yıllardır süren işgal ve baskı Filistin halkına tarifsiz acılar yaşattı ve uzun zamandır arzulanan bağımsız devlet kurma hayalini daha da zorlaştırdı. İşgale son vermek İsrail için bir seçenek değil, yasal bir zorunluluktur” dedi.

Fu, İsrail ‘in uluslararası toplum tarafından “Filistin sorununu çözmenin tek uygulanabilir yolu” olarak kabul edilen iki devletli çözümü defalarca reddetmesinin “endişe verici” olduğunu söyledi. Bağımsız bir devlet kurmanın Filistinlilerin “devredilemez bir hakkı” ve “sorgulanamaz ve inkar edilemez” olduğunu da sözlerine ekledi.

“Uzun süreli yasadışı işgal … İsrail’e Filistin üzerinde münhasır bir veto hakkı vermiştir. Bu kabul edilemez,” diyen Fu, şöyle devam etti: “Tarih, işgalin İsrail’i daha güvenli hale getirmeyeceğini, sadece daha fazla nefret ve düşmanlık doğuracağını ve Orta Doğu’da istikrarsızlık tohumları ekeceğini bolca kanıtlamaktadır.”

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Almanya, Çinli EV’lere yönelik gümrük vergilerine karşı lobi yapıyor

Yayınlanma

South China Morning Post’un (SCMP) üst düzey AB kaynaklarından aktardığına göre Almanya ve Çin, Avrupa Birliği üyelerini önümüzdeki hafta yapılacak oylamada elektrikli araç (EV) vergilerine karşı çıkmaya ikna etmek için aktif bir şekilde çalışıyor.

Berlin, 25 Eylül’de yapılması planlanan oylama sırasında gümrük vergilerine karşı çıkmalarını sağlamak için diğer Avrupa başkentlerine ulaşıyor.

Bu gelişme, Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao’nun Avrupa’yı dolaşarak etkili hükümetlerdeki üst düzey isimlerle yüksek profilli ticaret anlaşmazlığını görüştüğü sırada meydana geldi.

Bloomberg’e göre Almanya, üye ülkeleri plandan vazgeçmeye ikna etmeye çalışmalarında diğer otomobil üreticisi İspanya ile birlikte çalışıyor.

Bloomberg: Avrupa otomotiv sektöründe sorun aşırı kapasite

Habeck-Wang görüşmesi

Düzenlemeler hakkında bilgi sahibi olan kişilere göre Wang hafta sonunu İtalya’da geçirdikten sonra salı günü Berlin’de Almanya’nın Yeşil Ekonomi Bakanı Robert Habeck ile bir araya geldi.

Çin Ticaret Bakanı, Avrupa Birliği’nin elektrikli araçlara gümrük vergisi uygulamasının ticaret ve yatırım işbirliğini “ciddi şekilde engelleyeceğini” ve hem Çin’e hem de Almanya’ya zarar vereceğini söyledi.

Çin Ticaret Bakanlığı tarafından çarşamba günü erken saatlerde yapılan açıklamaya göre Wang, Habeck ile yaptığı görüşmelerde, en kısa zamanda Dünya Ticaret Örgütü kuralları doğrultusunda bir çözüme ulaşmayı ve Çin-AB ekonomik ve ticari sürtüşmelerinin tırmanmasını önlemeyi umduğunu söyledi.

Wang, Almanya’nın “kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederek” Avrupa Komisyonu ve Çin’i aynı yönde çalışmaya zorlayacağını umduğunu da sözlerine ekledi.

Çin Ticaret Bakanı, elektrikli araçlara yönelik gümrük tarifelerini görüşmek üzere İtalya’da

Habeck: Ne pahasına olursa olsun ticari bir çatışmadan kaçınmalıyız

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre Habeck, Almanya’nın serbest ticareti desteklediğini, Çinli otomobil ve parça şirketlerinin Avrupa’ya yatırım yapmasını memnuniyetle karşıladığını ve Avrupa Komisyonunu Çin ile uygun bir çözüm bulmaya ve ticari çatışmalardan kaçınmak için her türlü çabayı göstermeye teşvik edeceğini söyledi.

Habeck, AB ve Çin’i, Çin yapımı elektrikli araçlarla ilgili anlaşmazlıkta siyasi bir çözüm bulmaya çağırdı ve ticari bir çatışmadan “her ne pahasına olursa olsun” kaçınılması gerektiğini savundu.

Habeck, “Bu nedenle benim pozisyonum net: siyasi bir çözüme ihtiyacımız var. Avrupa Komisyonu ve Çin müzakere edilmiş bir çözüm bulmak için her türlü çabayı göstermelidir. Ben de bu konuda Avrupa Komisyonu ile temas halindeyim,” diye ekledi.

Elektrikli araçlar için umutsuz gelecek: Otomotiv sektöründen uyarılar

Pekin Berlin’e “diyalog ve istişare” öneriyor

Çin Ticaret Bakanlığı tarafından çarşamba günü yapılan ayrı bir açıklamaya göre Wang ayrıca Berlin’de Federal Özel İşler Bakanı Wolfgang Schmidt ile de bir araya geldi.

Wang bu görüşmede Schmidt’e Çin’in ülkeye karşı açılan anti-sübvansiyon davasının diyalog ve istişare yoluyla düzgün bir şekilde çözülmesi konusunda ısrarcı olduğunu söyledi.

Wang görüşmelerde, AB’nin Çin’in çabalarını görmezden gelmesi, yüksek telafi edici vergi oranlarına hükmetmekte ısrar etmesi ve Çin endüstrisi tarafından önerilen paket çözümü aceleyle reddetmesi üzerine Çin’in “derin bir hayal kırıklığına” uğradığını söyledi.

Otomotiv devlerinin Çin açmazı

Çin Ticaret Bakanı, Avrupalı otomotiv şirketleri ile görüşecek

Wang, Çin’in çabalarından vazgeçmeyeceğini ve “son ana kadar” istişarelerde bulunmaya devam edeceğini söyledi.

Ticaret Bakanlığından görüşmelerle ilgili olarak çarşamba günü yapılan ikinci bir açıklamaya göre Wang, “AB’nin çekirdek bir üyesi olarak Almanya’nın aktif bir rol oynamada öncülük edeceği ve Avrupa Komisyonunu siyasi irade göstermeye ve davayı düzgün bir şekilde çözmek için Çin ile birlikte çalışmaya teşvik edeceği umulmaktadır,” dedi.

Çarşamba günü Brüksel’de Avrupa ve Çin’den otomobil endüstrisi operatörleriyle yuvarlak masa toplantısında bir araya gelecek olan Wang, perşembe sabahı da Belçika’nın başkentinde AB ticaret şefi Valdis Dombrovskis ile görüşerek vergilerin yürürlüğe girmesini engellemeye çalışacak.

Draghi raporu ve Avrupa’nın Bush momenti

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Stoltenberg: Bugün Ukrayna’da olan yarın Asya’da da olabilir

Yayınlanma

Görevden ayrılacak olan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Foreign Policy dergisine verdiği mülakatta Rusya’ya karşı şahin bakış açısını iki katına çıkardı.

2014’ten beri NATO Genel Sekreterliği görevini yürüten ve ekim ayında yerini eski Hollanda Başbakanı Mark Rutte’ye bırakacak olan Stoltenberg, Kuzey Kore, Çin ve İran’ın Ukrayna’daki çatışmada Rusya’yı desteklemesi nedeniyle NATO’nun Asya-Pasifik bölgesindeki müttefikleriyle daha yakın çalışması gerektiğini belirtti.

Stoltenberg, “Kuzey Kore, Rusya’ya büyük miktarda, özellikle de mühimmat sağlıyor. Bunların çoğu demiryoluyla taşınıyor; demiryolu Kuzey Kore’den kara sınırından geçerek Rusya’ya ulaşıyor ve oradan da cepheye sevk ediliyor. Demiryolu taşımacılığı kapasitesi oldukça yüksek. Kuzey Kore’ye yönelik ağır yaptırımların sürdürülmesi ve NATO’nun Güney Kore, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda’yı içeren Asya-Pasifik bölgesindeki ortaklarımızla iş birliğini daha da artırması bu yüzden önemli” diye konuştu.

Foreign Policy Genel Yayın Yönetmeni Ravi Agrawal’ın, NATO’nun aşırı genişleme potansiyeli ve yaptırımların tarihsel olarak etkisiz kaldığına dair görüşlerini dile getirmesi üzerine Stoltenberg şu yanıtı verdi: “NATO bölgesel bir ittifak olsa da küresel bir yaklaşıma ihtiyacımız var ve bu, Çin’e yaklaşımımızı da içeriyor. Çünkü Ukrayna’daki savaş bir kez daha güvenliğimizin yalnızca bölgesel olmadığını gösterdi. Güvenliğimiz küreseldir.”

Ardından şunları ekledi: “Asya’da olanlar Avrupa için önemlidir. Avrupa’da olanlar da Asya için önemli. Japonya Başbakanı’nın söylediği gibi, bugün Ukrayna’da olan yarın Asya’da da olabilir.”

Stoltenberg, ayrıca Çin ve Rusya’nın her zamankinden daha yakın olduğu yönündeki görüşü destekledi: “Bunun nedeni NATO’nun onları bir araya getirmesi değil; farklı bir dünya düzenine inandıkları için aynı safta yer almalarıdır.”

Bu nedenle yaptırımların artırılması gerektiğini savunan Stoltenberg, “Bu yakınlaşma aslında, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana Batılı karar alıcılar tarafından alınan somut kararların bir sonucudur” diye ekledi.

Yetkili, “2022’den sonra Batı’nın Rusya’ya karşı yürüttüğü azami baskı kampanyası, Moskova’yı Ukrayna’yı işgal etmekten vazgeçirmekte başarısız oldu; ancak Rusya’yı, Çin’e olan ticari ve diplomatik bağımlılığını büyük ölçüde artıracak şekilde Batı’nın ekonomik ve siyasi alanından koparmayı başardı” ifadelerini kullandı.

Bu arada Stoltenberg, Ukrayna’nın Rusya topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırmasını kuvvetle desteklediğini belirterek, Moskova’nın topçu mevzilerini vurmak için bunun gerekli olduğunu savundu.

Putin’in nükleer silah kullanıp kullanmayacağı sorulduğunda, NATO Genel Sekreteri, Putin’in böyle bir adım atmayacağına inandığını ve bu nedenle Batı’nın baskıyı sürdürmeye devam edebileceğini ederek “Rusya’nın ne yaptığını çok yakından izliyor ve takip ediyoruz. Ancak şu ana kadar nükleer duruşlarında bizim tarafımızdan herhangi bir değişiklik yapılmasını gerektirecek bir şey görmedik” değerlendirmesini yaptı.

Rusya, Sovyet döneminden bu yana ilk nükleer denemeye hazır olduğunu açıkladı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English