Sahra Wagenkecht’in partisine yönelik medya saldırıları yoğunlaşıyor. ZDF, BSW destekçilerini ‘aşırı sağcı’ olarak etiketlerken ARD, Wagenkecht’in ‘Rusya propagandası’ yaptığı iddia etti.
Thüringen, Saksonya ve Brandenburg’daki eyalet seçimleri yaklaşırken, Alman kamu yayın kurumları Bündnis Sahra Wagenknecht (BSW) partisi hakkındaki suçlamalarını yoğunlaştırdı.
ZDF’de yer bulan son haberlerde BSW destekçilerinin genellikle aşırı sağcı görüşlere sahip olduğu iddia edildi.
Deutschlandfunk radyo kanalı 22 Ağustos’ta Wagenknecht’in Ukrayna savaşıyla ilgili açıklamalarını sorgulayan bir ‘fact-check’ (gerçeklik kontrolü) yayınlarken, ARD BSW’yi ‘Rusya propagandası’ ile işbirliği yapmakla suçladı.
Özellikle ZDF’in daha önce BSW temsilcilerini Mayıs 2024’teki Avrupa seçim yayınlarından çıkarmış olması dikkat çekiciydi.
“Şu anda Almanya’da devletin gerici-militarist yeniden yapılandırılmasını yaşıyoruz”
BSW’yi hedef alan medya kampanyası
Gazeteci Norbert Häring, kamu yayın kurumlarını BSW’ye karşı bir ‘kampanya’ yürütmekle suçladı ve Wagenknecht’i Rusya ile Ukrayna arasında barış görüşmelerini savunması nedeniyle yerleşik partilerin ve NATO’nun çıkarlarına yönelik bir tehdit olarak tanımladı.
Häring, milyarder George Soros’un vakfı tarafından finanse edilen bir araştırmaya dayanarak BSW destekçilerini ‘aşırı sağcı’ görüşlere sahip olarak yaftalayan ZDF haberine işaret etti.
Häring, ZDF’nin hem çalışmanın finansmanını hem de baş araştırmacısının SPD’ye bağlı Friedrich Ebert Vakfı ile olan bağlantısını açıklamadığını vurguladı.
Araştırmanın metodolojisini eleştiren Häring, bu metodolojinin SPD vakfının ‘Mitte-Studien’ adlı çalışmasından alındığını belirtti.
Häring’e göre çalışma şeffaflıktan yoksun ve kaç BSW destekçisinin iddia edilen aşırı sağcı ifadeleri onayladığına dair net bir veri sunmuyor. Dahası, çalışma aşırı görüşleri nispeten zararsız görüşlerle birleştiriyor.
Häring, ZDF’nin haberinin ve araştırmanın kendisinin ‘manipülatif kamuoyu oluşturma’ örneği olduğunu savundu. Häring, Wagenknecht’e saldırmanın sadece SPD gibi Alman siyasi rakiplerinin değil, aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile düşmanlığı bilinen George Soros’un da aralarında bulunduğu ‘transatlantik çevrelerin’ çıkarlarına hizmet ettiğine dikkat çekti.
ZDF daha önce de Yahudiler Merkez Konseyi’nin Wagenknecht’i ‘İsrail’e karşı nefreti’ kışkırtmak ve ‘komplo teorilerine’ eğilim göstermekle suçlayan iddialarını haberleştirmişti.
ZDF ayrıca, hem BSW’yi hem de aşırı sağcı Almanya için Alternatif’i (AfD) ‘özgürlük ve demokrasi’ için risk olarak nitelendiren eski Doğu Alman sivil haklar aktivisti Marianne Birthler’e de yer verdi.
Yeşiller Partisi’ne üye olan Birthler, her iki partiye de oy verilmemesini tavsiye etti. Tarihçi Ilko-Sascha Kowalczuk yakın zamanda verdiği bir mülakatta, Wagenknecht’in ve Doğu Almanların çoğunluğunun otoriter siyasete yöneldiğini öne sürerek AfD ve BSW’nin önemli bir seçmen desteği kazanması halinde bir ‘anayasal kriz’ yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Deutschlandfunk’un daha önce yayımladığı ve şimdi ‘Analiz ve Bağlam’ olarak yeniden adlandırılan doğruluk kontrolü, BSW’nin Rusya-Ukrayna çatışmasına ilişkin bazı tutumlarını eleştiriyordu.
Online dergi Nachdenkseiten, Deutschlandfunk’u temel doğruluk kontrolü ilkelerini göz ardı etmekle suçlayarak, kaynakların eksikliğine ve Wagenknecht tarafından atıfta bulunulan araştırma veya uzmanlardan bahsedilmediğine dikkat çekti.
Dergi ayrıca Deutschlandfunk makalesinin yanlış bilgiler içerdiğini ve 2008 yılında Gürcistan’a karşı başlatılan savaşı Rusya’nın başlattığına dair yanlış bir iddianın AB soruşturması tarafından yalanlandığını kaydetti.
Doğu Almanya’da seçim anketleri: “Trafik lambası” fiyaskosu yaklaşıyor
Sadece ideolojik değil, mali kaygılar da var
ARD, 31 Temmuz tarihli bir makalesinde BSW’nin Rus anlatıları için bir ‘çarpan’ işlevi gördüğünü öne sürerek Wagenknecht’i ‘çeşitli dezenformasyon yöntemleri’ kullanmakla suçlayan Tübingen Üniversitesi’nden tarihçi Klaus Gestwa’ya atıfta bulundu.
Gestwa’nın SPD vakfında ‘güvenilir öğretim görevlisi’ olarak çalıştığından bahsedilmemesi çıkar çatışması endişelerine yol açıyor. Makalede alıntılanan bir başka uzman ise NATO’ya bağlı bir kuruluştan. Häring, bu tür haberlerin siyasi tarafsızlık görüntüsünü zedelediğini savundu.
Makalenin yayımlanmasının ardından ARD’nin herhangi bir açıklama yapmadan birkaç düzeltme yapması, Kamu Hizmeti Medyası Daimi İzleyici Konferansı adlı kuruluşun şeffaflık ve özen eksikliği nedeniyle resmi şikayette bulunmasına yol açtı.
Bağımsız gazeteci Boris Reitschuster’e göre, AfD ve BSW’ye yönelik sürekli olumsuz yayınlar sadece ideolojik muhalefetten değil aynı zamanda mali kaygılardan da kaynaklanıyor.
İçeriden bir kaynak, AfD’nin de dahil olduğu tek bir eyalet hükümetinin bile tüm kamu yayıncılığı finansman sistemini bozabileceği uyarısında bulundu.
Bu kaynağa göre, BSW liderliğindeki AfD destekli bir eyalet hükümeti, kamu yayıncıları tarafından ‘en kötü senaryo’ olarak görülüyor ve bu eyalette zorunlu lisans ücretlerini sona erdirebilecek olan yayıncılık anlaşmasının olası iptalinden korkuluyor. Kaynak, kamu yayın kuruluşları içindeki korkuyu ‘muazzam’ olarak tanımlıyor.
Sahra Wagenknecht: Barış adına kampanya yürüttüğünüz için Rusya’nın sesi olarak karalanmak hastalıklı bir durum