Avrupa
Alman Ekonomi Bakanı Reiche, Brüksel’den sübvansiyon desteği bekliyor

Almanya’nın yeni ekonomi bakanı Katherina Reiche, Brüksel’den Alman enerji yoğun şirketleri destekleme planını onaylaması için çağrıda bulunurken, ülkenin ağır sanayisinin hayatta kalmasının Avrupa’nın egemenliği için hayati önem taşıdığını ileri sürdü.
Financial Times’a (FT) konuşan Reiche, Avrupa Komisyonu’nun, Almanya’nın savaş sonrası en uzun durgunluk dönemini sona erdirmek için kimya ve çelik gibi sektörlerin elektrik maliyetlerini sübvanse etme ihtiyacını anladığını umduğunu söyledi.
Berlin’in “yapısal reformları” hayata geçirerek ve altyapı ve savunma sanayisine 1 trilyon avroluk bir yatırım planı başlatarak “ödevini yapmaya” kararlı olduğunu vurgulayan Reiche, Rusya ve Çin’e aşırı bağımlılığa yol açan önceki hatalara işaret ederek, diğer imalat sanayilerinin de korunması gerektiğini savundu.
Reiche, “Almanya’da çelik üretimi olmaması, yeni bağımlılıklara girilmesi anlamına gelir. Temel kimyasal üretiminin olmaması, yeni bağımlılıklara girilmesi anlamına gelir,” iddiasında bulundu.
Reiche, Almanya’daki büyümenin, Avrupa’da yeniden büyüme sağlamak için önemli olduğunu da savundu. Komisyon, bu yılki büyüme hedeflerini aşağıya çekmek zorunda kalmıştı. Alman bakana göre bu nedenle, Almanya’yı bir “iş merkezi” olarak yeniden güçlendirmekönemli.
Muhafazakâr Şansölye Friedrich Merz’in yeni koalisyonu, büyümeyi canlandırmak ve ülkenin otomobil üreticilerini ve diğer imalatçıları desteklemek için daha geniş kapsamlı bir planın parçası olarak, vergileri ve şebeke ücretlerini düşürerek elektrik maliyetlerini kilovat-saat başına en az beş sent azaltma sözü verdi.
Hükümetin vaatleri arasında çelik, cam, çimento ve kimyasallar gibi enerji yoğun sektörler için özel bir indirimli elektrik tarifesi getirme de yer alıyor.
Plan, üye ülkelerin ekonomilerine haksız avantajlar sağlamasını önlemek için tasarlanan AB’nin devlet yardımı kurallarına aykırı olma riski taşıyor. Fakat bu kurallar, Ukrayna savaşının ardından, ülkelerin rekor düzeyde yüksek gaz fiyatlarından zarar gören sektörleri destekleyebilmesi için esnekleştirildi.
Reiche, “Almanya’da enerji yoğun sektörleri … korumak için devlet yardımı onayı gerekiyor,” dedi. Bakan, dolaylı karbondioksit maliyetlerine bağlı mevcut fiyat telafi sisteminin de “genişletilmesi” gerektiğini ekledi.
Reiche, büyümenin kıtadaki “demokrasinin sağlığı” için gerekli olduğunu savunarak, “Aynı zamanda sistemler arasında rekabet içindeyiz ve Avrupa, hızlı tepki verebileceğini göstermeli ve gösterecektir. Daha iyi olmak ve demokratik süreçlerimizi korumak ve değerlerimizi savunmak için,” diye konuştu.
Daha önce 17 yıl CDU üyesi olarak Federal Meclis’te görev yapmış ve Angela Merkel’in görev süresi boyunca iki kez bakan yardımcısı olarak görev yapmış olan Reiche, son on yılını iş dünyasında çalışarak geçirdi. Son beş yıldır Alman enerji devi Eon’un iştiraki Westenergie’nin genel müdürüydü.
Reiche, Avrupa enerji işbirliği konusunda önceki hükümetten ayrıldığını işaret etti. Brüksel’de, eski şansölye Olaf Scholz’un koalisyonu, AB’nin karbonsuzlaşma çabalarının bir parçası olarak nükleer enerjiyi teşvik eden Fransa’nın çabalarına karşı çıkmıştı.
Reiche, bu tür konularda Paris ile yapıcı bir şekilde çalışmanın önemli olduğunu söyledi. “Benim yaklaşımım, bizi ayıran noktalara daha az odaklanıp ortak noktalar bulmaya çalışmak,” diyen Reiche, bu alanlardan birinin, fisyonun aksine uzun ömürlü radyoaktif atık üretmeyen nükleer füzyon teknolojisi olacağını ekledi.
Reiche, büyük otomobil üreticileri de dahil olmak üzere Alman ihracatçılar için en önemli pazarlardan biri olan, ama aynı zamanda Avrupa için iktisadi ve jeopolitik bir tehdit olarak giderek daha fazla görülen Çin konusunda bir denge kurulması gerektiğini vurguladı.
Almanya’nın zamanla Çin ürünlerine ve hammaddelerine bağımlılığını azaltması gerektiğini savunan Reiche, Pekin ile “makul ve iyi ilişkiler” sürdürmesi gerektiğini de sözlerine ekledi ve “Bu devasa bir pazar, iktisadi bir güç, askeri bir güç… Şirketlerimiz orada büyük yatırımlar yaptı. Çin’deki yatırımlardan çok fazla katma değer elde ediyoruz,” dedi.
Reiche, kendi partisinden de birkaç kişinin dahil olduğu Alman siyasetçilerin, Rusya ile ülkesi arasındaki Kuzey Akım doğalgaz boru hatlarının yeniden faaliyete geçirilmesi yönündeki son çağrılara sert tepki gösterdi.
Alman siyasetçi, “Yine Rus gazına mı? Her gün Kiev’i bombalayan bir rejime mi? Bu benim için kesinlikle düşünülemez,” dedi.
Bir zamanlar Gazprom’un Avrupa’daki en büyük müşterisi olan Almanya’nın, bunun yerine tedarik kaynaklarını çeşitlendirme çabalarını yoğunlaştırması gerektiğini savundu.
Alman Demokratik Cumhuriyeti’nde (DDR) büyüyen Reiche, bölgenin bazı kesimlerinde Rusya’ya karşı köklü bir sempati duyulmasının kendisine “yabancı” geldiğini söyledi.
Reiche, “Ailem, dedem ve büyük dedem birkaç kez devletleştirilen bir şirkete sahipti, bu yüzden eski Sovyetler Birliği ile ilişkilerim gerginlikten uzak değil. Duvar yıkıldığında çok mutlu oldum,” dedi.
Almanya’nın, dünyada ne olursa olsun Rus gazı arzının güvenli olduğuna inanarak “bir yanılgıya kapıldığını” söyleyen Reiche, “Bu naif tavrımızın bedelini acı bir şekilde ödedik,” diye ekledi.
Şubat ayında birçok doğu seçim bölgesinde birinci olan sağcı Almanya için Alternatif partisinin, buralardaki “belirsizlik duygusunu istismar ettiğini” savunan CDU’lu siyasetçi, bu eyaletlerin Nazi rejimi, Alman Demokratik Cumhuriyeti ve yeniden birleşme altında onlarca yıl süren siyasi ve iktisadi çalkantılar yaşadığını belirtti ve Batı Almanların “doğulu kuzenlerine” karşı beslediği bazı önyargıları hatırlattı.
Avrupa
Madrid’de on binlerce kişi Başbakan Sanchez’in istifasını istedi

İspanya’da muhalefetteki Halk Partisi’nin çağrısıyla on binlerce kişi, Başbakan Pedro Sanchez hükümetini yolsuzlukla suçlayarak protesto etti. Madrid’de toplanan kalabalık, Sanchez’in istifasını talep ederken, Halk Partisi lideri Alberto Núñez Feijóo hükümeti ‘mafyavari uygulamalarla’ itham ederek erken seçim çağrısında bulundu.
İspanya’da muhalefetteki Halk Partisi’nin (PP) çağrısıyla on binlerce kişi, Başbakan Pedro Sanchez liderliğindeki sosyalist hükümeti yolsuzlukla suçlayarak başkent Madrid’de protesto gösterisi düzenledi.
Göstericiler, Sanchez’in istifasını talep etti.
Başkentin merkezindeki Plaza de España meydanında toplanan kalabalık, İspanya bayrakları taşıyarak “Pedro Sanchez istifa!” sloganları attı.
Ses kaydı protestoları tetikledi
Halk Partisi, Sosyalist Parti üyesi Laire Díez’in, Başbakan Sanchez’in eşi, kardeşi ve eski başdanışmanına yönelik yolsuzluk şüphelerini araştıran bir polis birimine saldırdığını iddia eden ses kayıtlarının sızdırılmasının ardından gösteri çağrısı yapmıştı.
İddiaları reddeden Díez ise çarşamba günü basın mensuplarına yaptığı açıklamada, bir kitap için araştırma yaptığını ve ne parti ne de Sanchez adına konuştuğunu belirtti.
Díez, bu açıklamasının ardından başbakanın liderliğindeki Sosyalist Parti üyeliğinden istifa ettiğini duyurdu.
Madrid, Spain
Estimates of up to a million people protesting in Madrid & the Socialist Government despite not winning the recent election in July23, have remained in power, amidst rigged election reports.
Spaniards won’t accept this. Just another example of a WEF… pic.twitter.com/CyMrTOv7Mw
— Concerned Citizen (@BGatesIsaPyscho) November 18, 2023
Muhalefet liderinden ‘mafyavari uygulamalar’ suçlaması
Nisan 2022’de partisinin başına geçen Halk Partisi lideri Alberto Núñez Feijóo, hükümeti bu olayda “mafyavari uygulamalarda bulunmakla” suçladı.
Feijóo, Sanchez’in çok sayıda yolsuzluk skandalının “merkezinde” olduğunu savundu.
Gösteriye katılan Feijóo, “Bu hükümet her şeyi lekeledi: siyaseti, devlet kurumlarını ve güçler ayrılığını,” ifadelerini kullandı. Feijóo ayrıca Başbakan Sanchez’e erken seçim çağrısı yapması için baskıda bulundu.
Diğer yandan Başbakan Sanchez, yakın çevresine yönelik soruşturmaları, sağ kanadın hükümetini devirmek için yürüttüğü bir “karalama kampanyasının” parçası olarak nitelendirerek kınadı.
Sanchez, Haziran 2018’de, selefi olan Halk Partili Mariano Rajoy’u muhafazakar partiyi etkileyen bir yolsuzluk skandalı nedeniyle verilen güvensizlik oyuyla devirerek iktidara gelmişti.
İspanya’da bir sonraki genel seçimlerin 2027’de yapılması planlanıyor.
Avrupa
Almanya’da milyoner sayısı %18 arttı

Federal İstatistik Ofisi’nin açıkladığı rakamlara göre, Almanya’da geliri en az bir milyon avro olan milyoner sayısı %18 artarak 34.500’e yükseldi.
Wiesbaden merkezli istatistikçiler, istatistiklerin mevcut olduğu en son dönem olan 2020 ve 2021 verilerini karşılaştırdı.
Yetkililere göre, zenginlerin sayısındaki artış, 2021’deki yüksek enflasyonla kısmen açıklanabilir. Enflasyon etkisi hesaba katılmadığında, milyonerlerin sayısı 2020’ye göre yine de %12 artmış oluyor.
Milyonerler ortalama 2,8 milyon avro kazandı. On kişiden altısı, gelirinin büyük bir kısmını ticari faaliyetlerden elde etti. Milyonerlerin %20’sinden biraz azı çalışırken, %15’i “serbest meslek” sahibi olarak nitelendiriliyor.
junge Welt’in aktardığına göre sendika bağlantılı Hans Böckler Vakfı (HBS) bu rakamlar hakkında endişelerini dile getirdi. HBS’nin Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü bilimsel direktörü Bettina Kohlrausch çarşamba günü AFP’ye verdiği demeçte, kriz dönemlerinde milyoner sayısındaki artışın yoksulların sayısındaki artışla dengelendiğini söyledi.
Kohlrausch, rakamların özellikle düşük ve orta gelirli birçok insanın Almanya’daki sosyal eşitsizlikle ilgili endişelerinin “haklı” olduğunu gösterdiğini ekledi.
Avrupa
AB ulaştırma bakanları ‘uçuş iptalleri’ konusunda anlaşamıyor

AB ulaştırma bakanlarının yolcu hakları konusunda bir araya geldiği bugün, geciken uçuşlar için tazminat talep etme hakkı belirsizliğini koruyor.
Mevcut AB kurallarına göre, uçuşunuz üç saatten fazla gecikirse tazminat talebinde bulunabiliyorsunuz. Fakat, şu anda AB toplantılarına başkanlık eden Polonya, bu eşiği yükseltmek istiyor. Bu durumda, tazminat almaya hak kazanan gecikmeli uçuşların sayısı azalacak.
Dün dağıtılan AB içi bir uzlaşma metninde, tazminat için bekleme süresinin kısa uçuşlar için dört saate, uzun uçuşlar için altı saate çıkarılması ve çok kısa uçuşlar için özel bir üç saatlik eşik getirilmesi önerildi.
Polonyalıların argümanı, bunun havayolu şirketlerini, kendilerine daha ucuza gelen uçuşları iptal etme davranışından vazgeçmeye teşvik edeceği yönünde. Bir AB diplomatı, “Yolcular, tazminat alıp uçuşlarının iptal edilmesindense, gecikmeli de olsa varış noktalarına ulaşmayı tercih ediyor,” dedi.
Berlin ve Madrid, üç saatlik kuralı korumak istedikleri için engel çıkarıyorlar. BEUC gibi tüketici grupları da bu görüşe katılıyor.
Fakat diplomatlar, İtalya ve İrlanda gibi düşük maliyetli havayolu şirketlerinin güçlü olduğu ülkelerin eşik değerinin yükseltilmesinden yana olduklarını belirttiler.
Değişiklikler müşterilerin cebine de yansıyabilir. Berlin, 300 avroluk sabit bir talep ücreti istiyor; ama Polonya’nın uzlaşma teklifinin en yüksek tutarı 500 avro olacak. Şu anda geri talep edilebilen maksimum tutar 600 avro.
2024 yılında uçuşların sadece %65’i zamanında varış noktasına ulaştı ve 2035 yılında gecikmelerin altı kat daha fazla olması bekleniyor.
-
Diplomasi2 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Söyleşi2 hafta önce
Eski AP Türkiye Raportörü Kati Piri Harici’ye konuştu: AB’nin tutarlı bir Türkiye stratejisi yok
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Tantura katliamı: İsrail’in örtbas ettiği savaş suçu
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 1
-
Avrupa1 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Rusya1 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı