Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Alman savaş gemileri Tayvan Boğazı’ndan geçmeye hazırlanıyor

Yayınlanma

Nikkei Asia’ya konuşan kaynaklar, Güney Kore’de demirli iki Alman savaş gemisinin önümüzdeki birkaç gün içinde Tayvan Boğazı’ndan geçmeye hazırlandığını, bunun Berlin’in yirmi yılı aşkın süredir yapmadığı bir hamleyle Pekin’i kızdırma riski taşıdığını söyledi.

ABD, Fransa, İngiltere ve diğer müttefikler seyrüsefer serbestisi tatbikatlarının bir parçası olarak daha önce Tayvan Boğazı’ndan geçtiler. Ancak Alman kuvvetleri 2002’den beri bunu yapmadı. Berlin, Hint-Pasifik bölgesine yapılan bu sevkiyatı bu yılki “en önemli” sevkiyat olarak nitelendiriyor. Birlik, 2021’de bölgeye gönderilen son birlikten daha büyük.

Hamburg’daki Alman Savunma ve Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Stefan Bayer, “Alman Donanması Tayvan Boğazı’ndan geçerek Hint-Pasifik kılavuzunda vurgulandığı gibi uluslararası kurallara dayalı düzenin korunmasına görünür bir katkıda bulunuyor” dedi.

Nikkei’ye konuşan kaynaklar, mayıs ayında Wilhelmshaven’dan yola çıkan Baden-Wuerttemberg fırkateyni ve Frankfurt am Main muharebe ikmal gemisinin eylül ayı ortalarında Cakarta’ya giderken boğazdan geçmesinin beklendiğini söyledi. Alman Savunma Bakanlığı Nikkei’ye henüz bir açıklama yapmadığını söyledi.

Alman Donanması 2. Filo Komutanı Tuğamiral Axel Schulz 20 Ağustos’ta Nikkei’ye verdiği bir mülakatta dünya düzeninin korunmasına yardımcı olmak için “sadece sözde hizmet veremeyiz” dedi ve Almanya’nın ortaklarıyla dayanışmasını “sahada bulunarak” göstereceğini söyledi.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü pazartesi günü Alman savaş gemilerinin Tayvan Boğazı’ndan geçme ihtimaliyle ilgili bir soruya sert tepki gösterdi.

Mao Ning olağan basın brifingi sırasında yaptığı açıklamada “Tayvan Çin topraklarının devredilemez bir parçasıdır” dedi ve ekledi: “Tayvan Boğazı’nın her iki kıyısından boğazın ortasına kadar olan sular Çin’in iç sularıdır… İlgili ülkeler tarafından seyrüsefer özgürlüğü bahanesiyle Çin’in egemenliğine ve güvenliğine zarar veren her türlü provokasyon eylemine kesinlikle karşı çıkıyoruz.”

Haziran ayında Hollanda fırkateyni HNLMS Tromp, Tayvan Boğazı’ndan geçerken iki Çin savaş uçağı tarafından takip edildi. Bunun üzerine Hollanda Savunma Bakanlığı Çin’in bu hareketini “potansiyel olarak güvensiz” olarak nitelendirmişti.

Analistler Alman birliğinin de benzer bir tepkiyle karşılaşabileceğini belirtiyor.

Berlin’deki Küresel Kamu Politikası Enstitüsü Direktörü Thorsten Benner, “Alman fırkateyni, haziran ayında Tayvan Boğazı’ndan geçerken Çin savaş uçakları tarafından bir şekilde taciz edilen Hollanda fırkateynine benzer bir şeyle karşılaşabilir” dedi. “Ama ben buna tam anlamıyla bir askeri çatışma demezdim. Pekin’in hoşnutsuzluğunu ifade etme ölçeğinde bu oldukça önemsiz bir şey” diye ekledi.

Alman misyonu Hint-Pasifik turunun bir parçası olarak Kanada, ABD, Japonya ve Fransa filolarıyla birlikte tatbikatlara katıldı. Yaz boyunca Hawaii yakınlarında dünyanın en büyük deniz tatbikatı olan ABD Donanması liderliğindeki Pasifik Kıyıları (RIMPAC) manevralarında yer aldı. RIMPAC’ta gemiler Alman Hava Kuvvetleri ile bir araya geldi.

Hava kuvvetleri ayrıca temmuz ayında Japon hava sahası üzerinde Japonya Hava Öz Savunma Kuvvetleri ile ilk ortak manevrasını gerçekleştirdi. Alman Eurofighter uçakları Japonya’nın kuzey adası Hokkaido’dan doğrudan Hawaii’ye 10 saatte uçarak bu tür uçakların yaptığı en uzun aktarmasız yolculuğu gerçekleştirdi.

Almanya’nın Tayvan Boğazı’nda askeri faaliyetlerde bulunacağı haberi Taipei’de ise memnuniyetle karşılandı.

Bir düşünce kuruluşu olan Ulusal Savunma ve Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan Taipei merkezli Hung Tzu-Chieh, “Bu eylem, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun askeri faaliyetler yoluyla Tayvan Boğazı üzerinde kontrol sağlama girişimlerine karşı diplomatik bir mesaj ve karşı önlem olarak görülebilir” dedi.

Ancak Hung, Çin’in savaş gemilerinin bu hareketi yapmasını engellemek için Berlin üzerinde diplomatik baskı kurmaya devam edeceği uyarısında bulundu.

Benner ise Berlin’in Çin’in misillemesinden endişe etmemesi gerektiğini söyledi.

DİPLOMASİ

Almanya, Çinli EV’lere yönelik gümrük vergilerine karşı lobi yapıyor

Yayınlanma

South China Morning Post’un (SCMP) üst düzey AB kaynaklarından aktardığına göre Almanya ve Çin, Avrupa Birliği üyelerini önümüzdeki hafta yapılacak oylamada elektrikli araç (EV) vergilerine karşı çıkmaya ikna etmek için aktif bir şekilde çalışıyor.

Berlin, 25 Eylül’de yapılması planlanan oylama sırasında gümrük vergilerine karşı çıkmalarını sağlamak için diğer Avrupa başkentlerine ulaşıyor.

Bu gelişme, Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao’nun Avrupa’yı dolaşarak etkili hükümetlerdeki üst düzey isimlerle yüksek profilli ticaret anlaşmazlığını görüştüğü sırada meydana geldi.

Bloomberg’e göre Almanya, üye ülkeleri plandan vazgeçmeye ikna etmeye çalışmalarında diğer otomobil üreticisi İspanya ile birlikte çalışıyor.

Bloomberg: Avrupa otomotiv sektöründe sorun aşırı kapasite

Habeck-Wang görüşmesi

Düzenlemeler hakkında bilgi sahibi olan kişilere göre Wang hafta sonunu İtalya’da geçirdikten sonra salı günü Berlin’de Almanya’nın Yeşil Ekonomi Bakanı Robert Habeck ile bir araya geldi.

Çin Ticaret Bakanı, Avrupa Birliği’nin elektrikli araçlara gümrük vergisi uygulamasının ticaret ve yatırım işbirliğini “ciddi şekilde engelleyeceğini” ve hem Çin’e hem de Almanya’ya zarar vereceğini söyledi.

Çin Ticaret Bakanlığı tarafından çarşamba günü erken saatlerde yapılan açıklamaya göre Wang, Habeck ile yaptığı görüşmelerde, en kısa zamanda Dünya Ticaret Örgütü kuralları doğrultusunda bir çözüme ulaşmayı ve Çin-AB ekonomik ve ticari sürtüşmelerinin tırmanmasını önlemeyi umduğunu söyledi.

Wang, Almanya’nın “kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederek” Avrupa Komisyonu ve Çin’i aynı yönde çalışmaya zorlayacağını umduğunu da sözlerine ekledi.

Çin Ticaret Bakanı, elektrikli araçlara yönelik gümrük tarifelerini görüşmek üzere İtalya’da

Habeck: Ne pahasına olursa olsun ticari bir çatışmadan kaçınmalıyız

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre Habeck, Almanya’nın serbest ticareti desteklediğini, Çinli otomobil ve parça şirketlerinin Avrupa’ya yatırım yapmasını memnuniyetle karşıladığını ve Avrupa Komisyonunu Çin ile uygun bir çözüm bulmaya ve ticari çatışmalardan kaçınmak için her türlü çabayı göstermeye teşvik edeceğini söyledi.

Habeck, AB ve Çin’i, Çin yapımı elektrikli araçlarla ilgili anlaşmazlıkta siyasi bir çözüm bulmaya çağırdı ve ticari bir çatışmadan “her ne pahasına olursa olsun” kaçınılması gerektiğini savundu.

Habeck, “Bu nedenle benim pozisyonum net: siyasi bir çözüme ihtiyacımız var. Avrupa Komisyonu ve Çin müzakere edilmiş bir çözüm bulmak için her türlü çabayı göstermelidir. Ben de bu konuda Avrupa Komisyonu ile temas halindeyim,” diye ekledi.

Elektrikli araçlar için umutsuz gelecek: Otomotiv sektöründen uyarılar

Pekin Berlin’e “diyalog ve istişare” öneriyor

Çin Ticaret Bakanlığı tarafından çarşamba günü yapılan ayrı bir açıklamaya göre Wang ayrıca Berlin’de Federal Özel İşler Bakanı Wolfgang Schmidt ile de bir araya geldi.

Wang bu görüşmede Schmidt’e Çin’in ülkeye karşı açılan anti-sübvansiyon davasının diyalog ve istişare yoluyla düzgün bir şekilde çözülmesi konusunda ısrarcı olduğunu söyledi.

Wang görüşmelerde, AB’nin Çin’in çabalarını görmezden gelmesi, yüksek telafi edici vergi oranlarına hükmetmekte ısrar etmesi ve Çin endüstrisi tarafından önerilen paket çözümü aceleyle reddetmesi üzerine Çin’in “derin bir hayal kırıklığına” uğradığını söyledi.

Otomotiv devlerinin Çin açmazı

Çin Ticaret Bakanı, Avrupalı otomotiv şirketleri ile görüşecek

Wang, Çin’in çabalarından vazgeçmeyeceğini ve “son ana kadar” istişarelerde bulunmaya devam edeceğini söyledi.

Ticaret Bakanlığından görüşmelerle ilgili olarak çarşamba günü yapılan ikinci bir açıklamaya göre Wang, “AB’nin çekirdek bir üyesi olarak Almanya’nın aktif bir rol oynamada öncülük edeceği ve Avrupa Komisyonunu siyasi irade göstermeye ve davayı düzgün bir şekilde çözmek için Çin ile birlikte çalışmaya teşvik edeceği umulmaktadır,” dedi.

Çarşamba günü Brüksel’de Avrupa ve Çin’den otomobil endüstrisi operatörleriyle yuvarlak masa toplantısında bir araya gelecek olan Wang, perşembe sabahı da Belçika’nın başkentinde AB ticaret şefi Valdis Dombrovskis ile görüşerek vergilerin yürürlüğe girmesini engellemeye çalışacak.

Draghi raporu ve Avrupa’nın Bush momenti

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Stoltenberg: Bugün Ukrayna’da olan yarın Asya’da da olabilir

Yayınlanma

Görevden ayrılacak olan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Foreign Policy dergisine verdiği mülakatta Rusya’ya karşı şahin bakış açısını iki katına çıkardı.

2014’ten beri NATO Genel Sekreterliği görevini yürüten ve ekim ayında yerini eski Hollanda Başbakanı Mark Rutte’ye bırakacak olan Stoltenberg, Kuzey Kore, Çin ve İran’ın Ukrayna’daki çatışmada Rusya’yı desteklemesi nedeniyle NATO’nun Asya-Pasifik bölgesindeki müttefikleriyle daha yakın çalışması gerektiğini belirtti.

Stoltenberg, “Kuzey Kore, Rusya’ya büyük miktarda, özellikle de mühimmat sağlıyor. Bunların çoğu demiryoluyla taşınıyor; demiryolu Kuzey Kore’den kara sınırından geçerek Rusya’ya ulaşıyor ve oradan da cepheye sevk ediliyor. Demiryolu taşımacılığı kapasitesi oldukça yüksek. Kuzey Kore’ye yönelik ağır yaptırımların sürdürülmesi ve NATO’nun Güney Kore, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda’yı içeren Asya-Pasifik bölgesindeki ortaklarımızla iş birliğini daha da artırması bu yüzden önemli” diye konuştu.

Foreign Policy Genel Yayın Yönetmeni Ravi Agrawal’ın, NATO’nun aşırı genişleme potansiyeli ve yaptırımların tarihsel olarak etkisiz kaldığına dair görüşlerini dile getirmesi üzerine Stoltenberg şu yanıtı verdi: “NATO bölgesel bir ittifak olsa da küresel bir yaklaşıma ihtiyacımız var ve bu, Çin’e yaklaşımımızı da içeriyor. Çünkü Ukrayna’daki savaş bir kez daha güvenliğimizin yalnızca bölgesel olmadığını gösterdi. Güvenliğimiz küreseldir.”

Ardından şunları ekledi: “Asya’da olanlar Avrupa için önemlidir. Avrupa’da olanlar da Asya için önemli. Japonya Başbakanı’nın söylediği gibi, bugün Ukrayna’da olan yarın Asya’da da olabilir.”

Stoltenberg, ayrıca Çin ve Rusya’nın her zamankinden daha yakın olduğu yönündeki görüşü destekledi: “Bunun nedeni NATO’nun onları bir araya getirmesi değil; farklı bir dünya düzenine inandıkları için aynı safta yer almalarıdır.”

Bu nedenle yaptırımların artırılması gerektiğini savunan Stoltenberg, “Bu yakınlaşma aslında, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana Batılı karar alıcılar tarafından alınan somut kararların bir sonucudur” diye ekledi.

Yetkili, “2022’den sonra Batı’nın Rusya’ya karşı yürüttüğü azami baskı kampanyası, Moskova’yı Ukrayna’yı işgal etmekten vazgeçirmekte başarısız oldu; ancak Rusya’yı, Çin’e olan ticari ve diplomatik bağımlılığını büyük ölçüde artıracak şekilde Batı’nın ekonomik ve siyasi alanından koparmayı başardı” ifadelerini kullandı.

Bu arada Stoltenberg, Ukrayna’nın Rusya topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırmasını kuvvetle desteklediğini belirterek, Moskova’nın topçu mevzilerini vurmak için bunun gerekli olduğunu savundu.

Putin’in nükleer silah kullanıp kullanmayacağı sorulduğunda, NATO Genel Sekreteri, Putin’in böyle bir adım atmayacağına inandığını ve bu nedenle Batı’nın baskıyı sürdürmeye devam edebileceğini ederek “Rusya’nın ne yaptığını çok yakından izliyor ve takip ediyoruz. Ancak şu ana kadar nükleer duruşlarında bizim tarafımızdan herhangi bir değişiklik yapılmasını gerektirecek bir şey görmedik” değerlendirmesini yaptı.

Rusya, Sovyet döneminden bu yana ilk nükleer denemeye hazır olduğunu açıkladı

Okumaya Devam Et

ASYA

Vietnam lideri To Lam yeni Pekin elçisine Çin ile ilişkilerin ‘en önemli öncelik’ olduğunu söyledi

Yayınlanma

Devlete ait Vietnam Haber Ajansı’na göre, ülkenin en üst düzey lideri To Lam salı günü Çin’in yeni büyükelçisi He Wei’den güven mektubunu alırken yaptığı açıklamada, Vietnam’ın Çin ile ilişkilerini geliştirmesinin Hanoi’nin dış politikası için “stratejik bir seçim ve en önemli öncelik” olduğunu söyledi.

Lam, geleneksel dostluğun ve Vietnam’ın Çin ile kapsamlı stratejik işbirliği ortaklığının önemini vurguladı.

Lam, geçen ay Çin’e yaptığı gezi ve Devlet Başkanı Xi Jinping’ in Aralık ayında Hanoi’ye yaptığı devlet ziyareti de dahil olmak üzere her iki ülkenin üst düzey liderlerinin son ziyaretlerinin “ikili ilişkiler için yeni bir konumlandırma oluşturduğunu … iki ülke için pratik faydalar sağlamaya ve bölgede ve dünyada barış, istikrar ve kalkınmayı sürdürmeye katkıda bulunduğunu” sözlerine ekledi.

Vietnam Haber Ajansının bildirdiğine göre, geçen hafta Hanoi’ye varan Çin Dışişleri Bakanı, “siyasi güveni pekiştirmek, savunma ve güvenlik alanında önemli işbirliğini genişletmek, sosyo-ekonomik ve kültürel işbirliğini yükseltmek, insanlar arası dostane alışverişi teşvik etmek … ve denizdeki anlaşmazlıkları ortaklaşa kontrol etmek ve daha iyi çözmek için düzenli üst düzey değişimleri hızlandırmaya katkıda bulunma sözü verdi”.

Çin Dışişleri Bakanlığı açıklamasında Güney Çin Denizi’ndeki ihtilaflardan bahsetmedi ancak “dostluk gemisinin” “istikrarlı ve uzaklara yelken açmasını” umduğunu söyledi.

He Wei, yaklaşık altı yıl görev yaptıktan sonra geçen ayın sonunda Hanoi’den ayrılan Xiong Bo’nun yerine atandı.

İki komşu Güney Çin Denizi’nde devam eden gerginliklere rağmen ekonomik ve siyasi bağları güçlendirmeyi umuyor. Pekin’in tartışmalı sulardaki iddialarına, Çin’de Nansha olarak bilinen Spratly Adaları’ndaki tartışmalı birkaç resifte son aylarda arazi ıslahını önemli ölçüde hızlandıran Vietnam tarafından meydan okundu.

Bu ayın başlarında Vietnam sahil güvenliği, Güney Çin Denizi’ndeki güneydoğu kıyısı açıklarındaki sularda “yeni durumda” güvenlik tehditlerine yanıt vermeye odaklanan nadir bir canlı ateş tatbikatı düzenledi.

Hanoi, pragmatik “bambu diplomasisi” kapsamında geçtiğimiz yıl ABD ve Japonya ile olan ilişkilerini, ülkenin diplomatik ilişki için en yüksek tanımı olan kapsamlı stratejik ortaklığa yükseltti.

Lam’ın önümüzdeki hafta ABD’ye gitmesi ve salı günü başlayacak olan yıllık Birleşmiş Milletler Genel Kurul oturumuna katılması bekleniyor.

Hem Çin hem de Vietnam liderleri ve üst düzey yetkilileri, ikili ilişkileri diplomatik bir öncelik haline getirme ve denizdeki farklılıklarını yönetme konusunda söz verdiler.

Geçen hafta Hanoi’ye vardıktan sonra He, farklılıklarını yönetmek için her iki tarafa da “sabır” çağrısında bulundu.

Vietnam’da mayıs ayında cumhurbaşkanı seçilen Lam, aynı zamanda Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri seçildikten iki hafta sonra geçen ay ilk yurtdışı ziyareti için Çin’e gitti. Ziyaret sırasında Xi ile görüştü ve partiler arası bağları güçlendirme mesajı verildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English