Bizi Takip Edin

Avrupa

Alman SPD, ‘Rusya isyanı’ ile kongresine başlıyor

Yayınlanma

Alman Sosyal Demokratları (SPD) içinde yeniden silahlanma ve Rusya ile ilişkiler konusunda yaşanan bölünmeler, parti lideri ve maliye bakanı Lars Klingbeil’in partinin bir kanadından gelen tepkilerle karşı karşıya geldiği kongre ile doruğa ulaşacak.

Financial Times’ta (FT) yer alan habere göre SPD liderliğini eleştirenlerden biri, soğuk savaşın doruk noktasında Sovyetler Birliği ile yakınlaşma politikası anlamına gelen Ostpolitik (Doğu Politikası) ile parti üzerinde hâlâ büyük bir etkiye sahip olan eski SPD şansölyesi Willy Brandt’ın en büyük oğlu.

76 yaşındaki tarihçi Peter Brandt, hükümetin yeniden silahlanma planlarını eleştiren ve “Rusya ile gerginliğin azaltılması ve işbirliğine kademeli olarak dönülmesi”ni savunan bir SPD önergesine imza atmıştı.

Bu hafta yapılacak SPD parti konferansı öncesinde yayınlanan Manifesto’da, “Avrupa’da istikrarlı bir barış ve güvenlik düzenine dönmek için önümüzde uzun bir yol var,” ifadesine yer verildi.

Almanya ve Avrupa’nın savunma kapasitelerinin güçlendirilmesinin “gerekli” olduğunu belirten yazarlar, bu çabaların “yeni bir silahlanma yarışına değil, gerilimin azaltılması ve kademeli olarak güvenin tesis edilmesine yönelik bir stratejiye dahil edilmesi” gerektiğini vurguladılar.

Peter Brandt, FT’ye verdiği demeçte, Klingbeil’in yeni savunma harcamaları artışını “çoğunluğun görüşü olup olmadığını kontrol etmeden” onayladığını söyledi ve “Bu bir sorun. Üyeler arasında liderlikte yansıtıldığı kadar net bir tutum yok,” dedi.

Eleştiriler, Hıristiyan Demokrat Friedrich Merz liderliğindeki koalisyon hükümetinin başbakan yardımcısı Klingbeil’in, 2029 yılına kadar ülkenin savunma bütçesini yüzde 70 artırarak orduya büyük bir “fon enjeksiyonu” hazırlaması üzerine geldi.

Brandt’ın sözleri, birçok sosyal demokratın, eski SPD Şansölyesi Olaf Scholz’un 2022’de Ukrayna savaşının ardından ilan ettiği savunma alanında ülkenin “Zeitenwende” (dönüm noktası) olarak adlandırılan politikayı benimsemekte hâlâ isteksiz olduğunu hatırlatıyor.

Parti içindeki isyan, şubat ayında SPD’nin en kötü seçim sonucunun ardından Merz ile koalisyon anlaşmasını müzakere eden Klingbeil için sorunlar yaratabilir.

Alman Sosyal Demokrat Partisinden Rusya ile müzakere çağrısı

Muhalifler, 13 sandalyeyle çok az bir çoğunluğa sahip olan hükümetin bütçe, silah teslimatları ve planlanan zorunlu askerlik hizmetine dönüşle ilgili yasaları geçirmeyi zorlaştırabilir.

Trier Üniversitesinden siyaset bilimci Uwe Jun, isyancıların SPD’de çoğunluk olmadığını, ama küçük bir azınlık gibi de durmadıklarını söyledi ve “SPD’de 1970’ler ve 1980’lerde barış hareketinden gelenlerin uzun bir geleneği var. Askeriyeyle ilgili her şeyi eleştiriyorlar,” dedi.

Klingbeil’in seçim fiyaskosunun ardından parti liderliğini yeniden düzenlemesi, tartışmaları daha da şiddetlendirdi. 47 yaşındaki politikacı, 66 yaşındaki Rolf Mützenich’in yerine SPD milletvekili grubu başkanlığına getirilmesinin ardından iktidarını sağlamlaştırmakla suçlanıyor. Mützenich de Manifesto’nun imzacılarından biri.

“Kişisel ve siyasi gerilimler de rol oynuyor,” diyen siyaset bilimci ve SPD üyesi Gesine Schwan, önergeyi imzalaması için teklif almış ama reddetmiş.

Berlin duvarının yıkılmasından sonra yetişen Klingbeil, partinin dış politika tutumunu değiştirmeye çalıştı. 2022’de bir dizi konuşma ve başyazıda, partinin Rusya’da “işlerin çoktan farklı bir yöne doğru gittiğini fark edemediğini” itiraf etti.

Manifesto’nun imzacıları, barış arayışının öncelikli olması gerektiğini söylüyor. Metnin yazımına yardımcı olan Ralf Stegner, nisan ayında eski başbakan ve AB yaptırımlarına tabi bir yetkili de dahil olmak üzere Rus yetkililerle görüşmek üzere Azerbaycan’a gittiğinin ortaya çıkmasıyla geçen ay tartışmalara neden olmuştu.

O dönemde Almanya’nın istihbarat servisini denetleyen parlamento komisyonunda görev yapan 65 yaşındaki Stegner, Merz’in CDU’suna mensup milletvekillerinin de Moskova ile iletişim kanallarını açık tutmak amacıyla toplantıya katıldığını belirterek toplantıyı savunmuştu.

FT’ye verdiği demeçte Stegner, “Herkesle konuşmaya devam etmek zorundasınız. Bunun, başkalarının söylediklerine katılmak veya üçüncü bir tarafın gizli ajanı olmak anlamına geldiği iması, elbette tamamen saçmalık,” dedi.

Stegner’in tutumu, SPD’de Willy Brandt’ın Ostpolitik politikasına duyulan nostaljinin devam ettiğini gösteriyor. Parti içinden bir kaynağa göre, Brandt’ın liderliğinde SPD’ye katılan ve şu anda 60’lı yaşlarında olan partililer, üyelerin yüzde 58’ini oluşturuyor.

Babasıyla hiçbir zaman tamamen aynı görüşte olmadığını söyleyen Peter Brandt, Rus tehdidinin abartıldığını düşündüğü için manifestoyu imzaladığını söyledi.

Oğul Brandt, “Rusya’nın NATO’ya saldıracağı fikrine katılmıyorum. Rus ordusu Ukrayna savaşında zayıflık gösterdi,” dedi.

NATO’nun “şu anda geleneksel olarak, Amerikalılar olmasa bile Rus ordusundan üstün olduğunu,” ekleyen Brandt, ayrıca NATO’nun GSYİH’nin yüzde 5’ini savunmaya ayırma hedefini de “mantıksız” olarak nitelendirdi.

Klingbeil ise, 1971’de Nobel Barış Ödülünü kazanan Willy Brandt’ın da GSYİH’nin yüzde 3,5’inden fazla olan büyük savunma bütçelerini denetlediğini hatırlattı.

SPD lideri, “Ve sonuçta, Willy Brandt’ı sadece askeri meselelere odaklanan biriyle ilişkilendirecek kimse olduğunu sanmıyorum,” diye konuştu.

Jun, Klingbeil’in “parti içindeki yeni düşünce okulunun” simgesi olduğunu söyledi ve SPD’nin genç milletvekillerinin Rusya konusunda “oldukça pragmatik” olduğunu da ekledi.

Fakat Schwan, Klingbeil’in “eski muhafazakârlarla” biraz daha mücadele etmek zorunda kalacağını söyledi ve “Gerginliğin azaltılması, güvenlik ve barış politikası hâlâ SPD’nin DNA’sının bir parçası,” dedi.

Avrupa

Pistorius: Alman tugayı Rus askerlerini öldürmeye hazır olacak

Yayınlanma

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Litvanya’da bulunan Alman askerlerinin, olası bir saldırı halinde “Rus askerlerini öldürmeye hazır olacaklarını” savundu.

Bakan ayrıca silah üreticilerine şikayet etmeyi bırakıp Avrupa’nın yeniden silahlanmasına “katkıda bulunmalarını” söyledi. 

Pistorius, Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, hükümetinin yüz milyarlarca avroluk yeni askeri harcamaları rasyonelleştirerek sektörün uzun süredir devam eden endişelerini giderdiğini söyledi.

Pistorius, FT mülakatında, “Artık şikayet etmek için hiçbir neden yok. Sektör, artık teslimattan sorumlu olduğunu çok iyi biliyor,” dedi.

SPD’li siyasetçi, sanayi gruplarının da anlaşmanın kendi payına düşen kısmını yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Berlin, yıllık savunma harcamalarını bu yılki seviyenin yüzde 70 artışı ile 2029 yılına kadar 162 milyar avroya çıkarmayı hedefliyor.

Pistorius, “Maalesef, her şeyin hallolmuş gibi göründüğü bazı projelerde hâlâ gecikmeler yaşıyoruz ve bu gecikmeler sanayi tarafında ortaya çıkıyor. Bu gecikmeler için ben hesap vermek zorunda kalıyorum,” dedi.

Silah sanayiinin kapasitesini artırması gerektiğini savunan bakan, “Bu, mühimmat, insansız hava araçları, tanklar, aslında neredeyse her alana uygulanmalı,” dedi.

65 yaşındaki Sosyal Demokrat, ülkesinin savunma yaklaşımında bir Zeitenwende (dönüm noktası) gerçekleştirmekle görevlendirildi. Üç yıl önce Ukrayna savaşının başlamasının ardından açıklanan politikanın amacı, on yıllardır süren yetersiz yatırımların ardından silahlı kuvvetleri dönüştürmek ve Almanya’ya Avrupa güvenliğinde lider bir rol vermek.

Pistorius, bugün (14 Temmuz) Washington’da ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ile bir araya gelecek ve burada ABD’nin Avrupa’ya güvenlik desteği için bir “yol haritası” görüşecek.

Gündemde ayrıca Ukrayna ve Washington’un Kiev’e teslimatları askıya aldığı ABD Patriot hava savunma sistemleri konusu da yer alıyor. Berlin, bir zamanlar 12 adet olan kritik Patriot sistemlerinden üçünü Kiev’e verdi.

Pistorius, Almanya’da sadece altı tane kaldığını söyleyerek, diğer ikisinin Polonya’ya ödünç verildiğini ve en az birinin bakım veya eğitim nedeniyle her zaman kullanılamadığını ekledi.

Alman bakan, “Bu gerçekten çok az, özellikle de NATO’nun bize belirlediği kapasite hedeflerini düşünürsek. Kesinlikle daha fazlasını veremeyiz,” iddiasında bulundu.

Pistorius, geçen ay Hegseth’e, Almanya’nın Kiev için ABD’den iki Patriot sistemi satın almasına izin verilmesi yönünde yaptığı öneriyi görüşeceğini söyledi.

Öte yandan, son zamanlarda Moskova’nın hava saldırıları ve Kiev’in talebinin yenilenmesine rağmen, Ukrayna’ya uzun menzilli Taurus füzelerini teslim etmeyeceklerini belirtti.

Bakan ayrıca, Fransa ve İtalya gibi borçlu ülkelerin savunma harcamalarını artırmalarına yardımcı olmak için AB düzeyinde ortak borçlanma (eurobond) taleplerini reddetti.

Pistorius, “Eurobondlar, ödevini yapmış veya yapmaya devam edenlerin, başkalarının yapmadıklarını ödemesi anlamına gelir,” diye ekledi.

SPD’li siyasetçi, bakanlığının, muhafazakâr Şansölye Friedrich Merz’in Alman ordusunu Avrupa’nın en güçlü ordusu yapma sözünü yerine getirmek için 2030’lara kadar tank, denizaltı, insansız hava aracı ve savaş uçağı gibi ekipmanların tedarik planı üzerinde çalıştığını söyledi.

“Düzenli yıllık satın alma yükümlülükleri” içeren uzun vadeli sözleşmeler, gelecekteki siparişler konusunda kesinliğe sahip olmadan pahalı yeni üretim hatlarına yatırım yapamayacağı yönündeki uzun süredir devam eden endüstri şikayetini gidermeyi amaçlayacak.

Bu önlemin aynı zamanda Alman askerlerinin eski silahlarla uğraşmasını da önleyeceğini savunan Pistorius, 2022’de, Avrupa’nın Ukrayna savaşı ile sarsıldığı bir dönemde, Alman askerlerinin neredeyse “boş ellere” sahip olduğunu söyledi.

Pistorius, “Geçmişteki zayıflık, yedeklerin ancak mevcut olanlar neredeyse tamamen yok olduğunda veya bozulduğunda temin edilmesiydi. Operasyonel tankların sayısı her zaman aynı kalması için, uzun yıllar boyunca sürekli teslimatlarla kendini yenileyen bir sisteme ihtiyacımız var,” dedi.

Yeniliklerin baş döndürücü bir hızla gerçekleştiği insansız hava araçları konusunda, Almanya’nın silahlı kuvvetlerine yalnızca “en son teknolojiye sahip” ürünlerin teslim edilmesini sağlayacağını taahhüt etti.

Silah üreticilerine ön ödeme yapılmasına izin vereceğini de sözlerine ekleyen bakan, “Bunların tümü, sektörün ivme kazanmasına yardımcı olmak amacıyla tasarlanmış yeni araçlardır,” dedi.

Sektöre hızlanma çağrısı yaparken Pistorius, tedarik sürecini iyileştirmeye çalıştığını da belirtti ve “Daha hızlı olmalıyız. Daha etkili olmalıyız. Tedarik ve planlama konusunda kuralları bir kenara bırakmalıyız,” ifadelerini kullandı.

Pistorius, ülkenin yeniden silahlanma ihtiyacını kabul etmesinin beklediğinden daha hızlı olduğunu söyledi. Nüfusun çoğunluğunun savunma harcamalarının artırılmasını ve gelecek yıl uygulamaya girecek olan gönüllü askerlik hizmetinin başlatılmasını desteklediğini gösteren anketlere dikkat çeken bakan, “Bu zihniyet değişikliği tüm hızıyla devam ediyor,” dedi.

Soğuk Savaş döneminde NATO’nun doğu kanadını korumak için İngiliz askerlerinin konuşlandığı kuzeybatı eyaleti Aşağı Saksonya’nın Osnabrück kentinde doğan Pistorius, sivil alternatif yerine askerlik hizmetini tercih ettiği için partisi içinde öne çıktığını söyledi.

Ayrıca, 1980’lerde çoğu sosyal demokrat arkadaşının karşı çıktığı ABD’nin Pershing II füzelerinin batı Almanya’ya konuşlandırılmasını da destekledi. Son zamanlarda, Moskova ile gerginliğin azaltılmasını savunan partinin eski “muhafazakâr” kanadı tarafından eleştiriliyor.

Almanya’nın, İkinci Dünya Savaşının dehşetine tepki olarak yıllardır askeri kısıtlama kültürünü benimsemiş olan askerlerinin, Moskova’nın bir NATO üyesine saldırması durumunda “Rus askerlerini öldürmeye hazır olacağını” da ısrarla vurguladı.

Pistorius, “Caydırıcılık işe yaramazsa ve Rusya saldırırsa, bu olacak mı? Evet. Ama size Vilnius’a gidip oradaki Alman tugayının temsilcileriyle konuşmanızı tavsiye ederim. Onlar görevlerinin ne olduğunu çok iyi biliyorlar,” dedi.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Almanya, Ukrayna savaşından bu yana silahlanma harcamalarını ikiye katladı

Yayınlanma

Almanya, Ukrayna’daki savaşın başlamasından bu yana ordusunun yeniden silahlandırılmasına yönelik harcamalarını neredeyse iki katına çıkararak 2024’te 31 milyar avroyu aştı. Federal Donanım Dairesi Başkanı Annette Lehnigk-Emden, Alman ordusunun 2028 yılına kadar ‘milli ve müttefik savunması için bütünüyle donatılmış’ olması gerektiğini belirtti.

Almanya, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin başlamasından bu yana ordusunu yeniden silahlandırma harcamalarını neredeyse ikiye katladı.

2024 yılında Alman ordusu için silah alımına 31 milyar avrodan fazla harcama yapılırken, bu kapsamda yaklaşık 12 bin sözleşme imzalandı.

Federal Donanım, Bilişim Teknolojileri ve Teknik Destek Dairesi (BAAINBw) Başkanı Annette Lehnigk-Emden, Funke Mediengruppe‘ye verdiği mülakatta, 2021’de yeniden silahlanmaya yaklaşık 17 milyar avro harcandığını hatırlattı.

Bu rakamlar, Almanya’nın askeri harcamalarının Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana neredeyse iki katına çıktığını gösteriyor.

‘2028’e kadar hazır olmalıyız’

Lehnigk-Emden, n-tv‘nin aktardığına göre, “Genelkurmay müfettişinden, Alman ordusunun 2029 yılına kadar milli ve müttefik savunması için bütünüyle donatılması gerektiği yönünde bir talimat aldık. Rusya, NATO’ya saldırmayabilir ancak biz buna hazırlanmak zorundayız. Bu nedenle Silahlı Kuvvetlere ihtiyaç duydukları her şeyi 2028 yılına kadar sağlamalıyız,” diye konuştu.

Ukrayna’daki savaşın başlangıcından bu yana Alman ordusunun pek çok teçhizat sipariş ettiğini ve önemli bir kısmını halihazırda teslim aldığını belirten Lehnigk-Emden, sanayinin üretim kapasitesinin hâlâ yeterince yüksek olmadığını, bu nedenle ordunun piyasada mevcut olan ürünleri de satın almak zorunda kaldığını ekledi.

Lehnigk-Emden, önceliklerinin hava savunma sistemleri ve mühimmat olduğunu vurguladı. Daha önce yaptığı bir açıklamada, yıl sonuna kadar parlamentoya Skyranger kundağı motorlu uçaksavar sistemleri de dahil olmak üzere “büyük teçhizat” alımları ve yeni bir parti Leopard 2 tankının üretimi için teklifler sunacağını söylemişti.

‘Avrupa’nın en güçlü ordusu’ hedefi

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Rusya’dan gelen artan tehdide karşı koymak için Alman ordusunu “Avrupa’nın en güçlü ordusuna” dönüştürme sözü vermişti.

Yılın başında iktidar koalisyonu, muhalefetteki Yeşiller Partisi’nin de desteğiyle savunma alanındaki borçlanma kısıtlamalarından vazgeçerek askeri harcamalarda benzeri görülmemiş bir artışın önünü açmıştı.

Asker sayısı 460 bine çıkarılacak

Haziran ayında Savunma Bakanı Boris Pistorius, ülkenin silahlı kuvvetlerinin mevcudunu 60 bin kişi artırma planlarını duyurmuştu.

31 Ocak 2025 itibarıyla Alman ordusunda 182 bin 800’den biraz fazla muvazzaf asker bulunuyordu. Gelecekte Silahlı Kuvvetlerin toplam mevcudunun yedeklerle birlikte 460 bin kişiye ulaşması hedefleniyor.

Okumaya Devam Et

Avrupa

AB: Trump’ın yeni tarifeleri transatlantik ticareti ortadan kaldırır

Yayınlanma

AB Ticaret Komiseri Maroš Šefčovič, Donald Trump’ın koymakla tehdit ettiği yüzde 30’luk gümrük vergisini uygulaması halinde AB ile ABD arasındaki ticaretin “neredeyse imkansız” hale geleceğini söyledi.

Šefčovič, “Yüzde 30 veya yüzde 30’un üzerinde bir orandan bahsediyorsanız, ticaret üzerinde çok büyük bir etkisi olacaktır. Transatlantik ilişkilerde alıştığımız şekilde ticarete devam etmek neredeyse imkansız hale gelecektir,” dedi.

Šefčovič, ABD Başkanının 1 Ağustos’tan itibaren AB’ye bu düzeyde gümrük vergisi uygulayacağına dair uyarısına yanıt olarak bu açıklamayı yaptı.

Transatlantik tedarik zincirlerinin, Atlantik’in her iki yakasında da “ağır bir şekilde etkileneceğini” söyleyen komiser, “Bu gümrük vergisi politikasından memnun olan tek bir sektör lideri gösterin bana,” dedi.

Šefčovič, AB’nin misilleme önlemlerini değerlendirirken, bugün yapılacak toplantıda AB ticaret bakanlarına ABD ile görüşmelerin durumu hakkında bilgi verecek.

Toplantı öncesinde gazetecilere verdiği demeçte Šefčovič, kendi taraflarında bir anlaşmaya çok yakın oldunduğu hissi bulunduğunu fakat Trump’ın cumartesi günü Truth Social platformunda yayınladığı ve yeni gümrük vergisi tehdidini içeren mektubuyla Brüksel’i ve bazı AB yetkililerini şaşkına çevirdiğini söyledi.

Trump’ın “karşılıklı” gümrük vergileri, nisan ayında yüzde 20 olarak belirlenmiş, ardından müzakerelere zaman tanımak için yüzde 10’a düşürülmüş, son olarak da yüzde 30’a çıkarılmıştı.

Šefčovič, bir anlaşma sağlamak için bu öğleden sonra ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ile görüşeceğini söyledi.

Fakat diplomatlar, Trump’ın AB üye ülkelerine ABD’ye karşı olası yeni misilleme gümrük vergileri paketini sunmasını bekliyor. İki diplomat, hükümetlerin 95 milyar avroluk ilk listeden bazı istisnalar talep etmesinin ardından, bu gümrük vergilerinin ABD’nin yıllık ithalatının yaklaşık 72 milyar avrosunu kapsayacağını söyledi.

Komisyon, Trump’ın AB’den çelik, alüminyum ve otomobil ithalatına uyguladığı ayrı gümrük vergilerine yanıt olarak hazırlanan ve ABD’nin yıllık ithalatının 21 milyar avrosunu hedefleyen ayrı bir planı, müzakerelere zaman tanımak için ağustos ortasına kadar erteledi.

Šefčovič, yüzde 30’luk karşılıklı gümrük vergilerinin uygulanmasının, Trump’ın daha da yüksek rakamlarla karşılık vermesi halinde AB’nin kaybedecek bir şeyinin olmayacağı anlamına geldiğini söyledi.

Komiser, “Yüzde 30 veya yüzde 30’un üzerindeki herhangi bir oran, ABD’nin vereceği herhangi bir ek tepki, aşağı yukarı aynı etkiye sahip. Yani pratikte ticareti yasaklıyor,” dedi.

Büyük üye ülkeler, Trump’ı kışkırtmaktan çekindikleri için ABD’ye misilleme yapma konusunda isteksiz davranıyor.

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, hafta sonu müzakere yoluyla bir anlaşma sağlanabileceğini vurguladı ve ticaret savaşı konusunda uyarıda bulundu.

AB’nin dönem başkanlığını yürüten Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen ise, bloğun hizmetler sektörüne karşı önlemler almayı düşündüğünü söyledi.

Danimarkalı lider ayrıca, en güçlü aracı olan ve “ticaret bazukası” olarak adlandırılan zorlama önleme aracını (ACI) kullanmayı da düşünmesi gerektiğini söyledi.

ACI, AB’nin yürütme organının, bir ülkenin mal ve hizmetlere uyguladığı gümrük vergileriyle politika değişikliği yapmaya zorladığını tespit etmesi halinde, hizmet ticaretine kısıtlamalar getirmesine olanak tanıyor.

Rasmussen, “Barış istiyorsanız, savaşa hazırlanmalısınız,” dedi.

Ne var ki Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen hafta sonu yaptığı açıklamada, ACI’ı kullanmanın henüz zamanı olmadığını söyledi.

Šefčovič ise yaptığı açıklamada, Brüksel’in koordineli bir yanıt için “aynı görüşteki” diğer ticaret ortaklarıyla istişare halinde olduğunu söyledi ama herhangi bir ülke adı vermedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English