Bizi Takip Edin

Avrupa

Avusturya Şansölyesi Stocker: Göçle mücadelede Merz müttefik

Yayınlanma

Avusturya Şansölyesi Christian Stocker, Berlin’in iç sınırlarda uyguladığı sert önlemler nedeniyle iki ülke arasında gerginlikler sürerken, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’i Avrupa’ya yönelik “düzensiz göçü” önemli ölçüde azaltmada kilit bir ortak olarak gördüğünü söyledi.

Stocker, POLITICO’nun Berlin Playbook Podcast programında sığınma talepleriyle ilgili olarak, “Prosedürlerin [Avrupa Birliği] dış sınırlarında yürütülmesini sağlayacak bir çözüme ihtiyacımız var. Schengen bölgesindeki iç sınırlarımızı korumak son çözüm olamaz. Bu sadece acil bir çözüm olabilir,” dedi.

Stocker, bugün (27 Haziran) Berlin’de Merz ile görüşecek.

Avusturyalı siyasetçi, “Bu konularda benimle benzer görüşlere sahip Friedrich Merz gibi bir ortağım olduğu için çok mutluyum,” diye ekledi.

Stocker, Avusturya’yı sığınma başvuruları konusunda daha sıkı Avrupa politikalarının öncüsü olarak gördüğünü söyledi.

Almanya, Avrupa’nın daha sert göç önerilerinin bazılarına uzun süredir karşı çıkıyordu, fakat Merz’in göreve gelmesiyle bu paradigma değişti.

Sağcı muhalefet partisi Almanya için Alternatif’in (AfD) baskısı altında, CDU liderliğindeki hükümet, ülkeye gelen sığınmacıların sayısını önemli ölçüde azaltma sözü verdi.

Bu bahar göreve başladıktan sadece birkaç gün sonra, Merz’in içişleri bakanı Almanya’nın sınırlarında, Avusturya da dahil olmak üzere, kontrolleri artırdı ve Alman polisinin sığınmacılar da dahil olmak üzere daha fazla belgesiz göçmeni geri çevireceğini söyledi.

Sınırdaki sıkı önlemler, Almanya ile komşuları arasında gerginliklere yol açtı. Fransa, Polonya ve Avusturya’daki politikacılar, Merz hükümetini Schengen bölgesinde insanların ve malların serbest dolaşımını engellediği için eleştirdi.

Sonuçta, Almanya sınırlarında geri çevrilen sığınmacıların sayısı düşük oldu ve bu durum, eleştirmenlerin Merz’in sıkı önlemlerini büyük ölçüde sembolik olarak nitelendirmesine yol açtı.

Stocker, Almanya’nın sınır kontrollerinin iki ülke arasında önemli gerginlikler yarattığı yönündeki iddiaları önemsemedi ve bunun yerine Merz’in yanında yer alarak Avrupa içinde göç konusunda sert bir tutum sergileyen bir eksen oluşturdu.

Sınır kontrollerine ilişkin olarak, “Bu kısıtlamaların önemli bir etkisi olmadığını düşünüyorum. İç sınırları kontrol etme ihtiyacı varsa ve biz de bunu kendimiz yaptık… Diğer ülkelerin de aynısını yapmasını reddedemem. Başka bir deyişle, bu sınır kontrolleri nihayetinde kalıcı olması amaçlanmayan bir çözümdür, fakat bazen gerekli olabilir,” dedi.

Avrupa

İngiltere’de ‘sızıntı’ krizi: MI6 ve İngiliz özel kuvvetlerinin isimleri de var

Yayınlanma

MI6 ajanları ve İngiliz özel kuvvetler personeli, Afganistan’da 100.000 kadar kişiyi Taliban’ın misilleme riskine maruz bırakan sızdırılan veritabanında adı geçen 100’den fazla İngiliz hükümet personeli arasında yer aldı.

Konuyla doğrudan bilgi sahibi bir kişinin Financial Times’a (FT) aktardığına göre, İngiliz personelin e-posta adresleri, Birleşik Krallık’a yerleştirilmeleri için destek verdikleri Afganların dosyalarına kaydedilmişti.

İngiliz casusların ve seçkin özel kuvvetler askerlerinin kimlikleri, güvenliklerinin korunması için sıkı bir şekilde gizleniyor. Bu kişi, devasa veri ihlalinden etkilenen İngiliz personelin bu konuda bilgilendirildiğini söyledi.

İngiliz özel kuvvetleri Özel Hava Servisi, Özel Deniz Servisi ve Özel Keşif Alayından oluşuyor.

Veritabanında, İngiltere’ye sığınmak isteyen Afganların başvurularını destekleyen çok sayıda askeri ve hükümet yetkilisi arasında bir tümgeneral ve bir tuğgeneral de bulunuyordu.

Savunma Bakanlığında yaklaşık yirmi yıl çalışmış olan düşünce kuruluşu RUSI’nin askeri bilimler direktörü Matthew Savill, İngiliz ajanların isimlerinin aynı tabloya dahil edilmesinin son derece dikkatsizce olduğunu söyledi.

Savill, “İngiltere özel kuvvetlerinde veya [istihbarat] ajanslarında çalıştığı belirtilen bir kişinin kimliğinin ifşa edilmesi, normalde en azından ‘gizli’ olarak ele alınır. Eğer tam isimler ve özel kuvvetlerdeki görevler tabloda yer alıyorsa, bu güvenlik kurallarının ihlali anlamına gelir,” dedi.

Bu hafta başında benzeri görülmemiş bir “süper ihtiyati tedbir” kararı kaldırılırken, Yüksek Mahkeme, medyanın veri ihlalinin tüm ciddiyeti ile haber yapmasını engelleyen başka bir geçici karar verdi.

Savunma Bakanlığı, basının “dava notları” sütunundaki içeriği ve ihlal edilen veritabanında yer alan diğer verileri açıklamayı yasaklayan bir mahkeme kararı talep etti ve aldı.

Bu karar, başvuru sahiplerinin bilinen son konumlarının veriler arasında yer aldığını da kapsıyordu. Bu bilgi, Taliban’ın listeyi ele geçirmesi halinde hedef almak istediği kişileri bulmasına yardımcı olabilecek önemli bir ayrıntıydı.

Perşembe günü Yüksek Mahkeme hakimi önünde yapılan duruşmada, Savunma Bakanlığı bu kısıtlamaların bir kısmını kaldırmayı kabul etti.

Sansür uygulanan medya kuruluşlarını temsil eden Jude Bunting KC, mahkemeye, geçici kararın uygulanmasından bu yana yasaklanan kategorilere giren “önemli bilgiler”in kamuoyuna açıklandığını söyledi.

Savunma Bakanı John Healey, parlamentoya “az sayıda vakada” “parlamento üyeleri, üst düzey askeri yetkililer ve hükümet yetkililerinin başvuruyu desteklediklerinin kaydedildiğini” söylemişti.

Bunting, “savunma bakanının, sanıkların bildiremediği bu ayrıntıları bildirebilmiş olmasının sanıklar için sürpriz olduğunu” söyledi.

Okumaya Devam Et

Avrupa

ABD’li komutandan Rusya’ya tehdit: NATO, Kaliningrad’ı yeryüzünden silebilir

Yayınlanma

ABD’nin Avrupa ve Afrika’daki Kara Kuvvetleri Komutanı General Christopher Donahue, NATO’nun gerekmesi hâlinde Kaliningrad bölgesini çok kısa bir süre içinde ele geçirme kabiliyetine sahip olduğunu iddia etti. Almanya’da konuşan Donahue, ‘Bugün güçlerimiz ve müttefiklerimiz bu anklavı yeryüzünden hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde silebilecek imkânlara sahip,’ dedi.

ABD’nin Avrupa ve Afrika’daki Kara Kuvvetleri Komutanı General Christopher Donahue, NATO’nun gerekmesi hâlinde Rusya’nın Kaliningrad bölgesini çok kısa bir süre içinde ele geçirebilecek kabiliyete sahip olduğunu öne sürdü.

Defense News‘in aktardığına göre, Almanya’nın Wiesbaden kentinde düzenlenen ABD Ordusu LandEuro konferansında konuşan Donahue, “Kaliningrad bölgesi yaklaşık 75 kilometre genişliğinde ve NATO ülkelerinin topraklarıyla çevrili. Bugün güçlerimiz ve müttefiklerimiz bu anklavı yeryüzünden hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde silebilecek imkânlara sahip,” ifadelerini kullandı.

‘Doğu kanadında caydırıcılık hattı’ stratejisi

General Donahue, NATO’nun halihazırda “Doğu kanadında caydırıcılık hattı” olarak adlandırılan bir stratejiyi uygulamaya başladığını söyledi.

Bu stratejinin, ittifakın kara kabiliyetlerini güçlendirmeyi ve savunma sanayii alanında işbirliğini geliştirmeyi amaçladığını belirtti.

Donahue’ye göre, bu program kapsamında müttefikler, Rusya’dan gelebilecek tehditleri daha etkili bir şekilde caydırmak amacıyla standartlaştırılmış dijital sistemler, ortak fırlatma rampaları ve bulut tabanlı bir koordinasyon mimarisi geliştirmek için çalışmaları hızlandırdı.

‘Deniz kontrolü karadan sağlanabilir’

NATO’nun doğu sınırındaki kara varlığının giderek daha fazla önem kazandığını vurgulayan Donahue, “Kara unsuru önemini yitirmiyor, bilakis önemi artıyor. Bugün deniz kontrolü karadan sağlanabilir. Bunu Ukrayna örneğinde görüyoruz,” diye konuştu.

Geçen yıl NATO’nun 1988’den bu yana en büyük tatbikatı olan Steadfast Defender 2024 (Kararlı Savunucu 2024) düzenlendi.

Tatbikat, “Rusya’nın bir saldırısı durumunda” savunma tedbirlerinin uygulanmasına odaklandı. Tüm Avrupa’yı kapsayan manevralara 90 binden fazla asker, aralarında uçak gemileri ve destroyerlerin de bulunduğu 50’den fazla savaş gemisi, 80’den fazla uçak, helikopter ve insansız hava aracı ile 1100’den fazla zırhlı araç katıldı.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de daha önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i ittifak üyelerine yönelik herhangi bir saldırı girişiminin sonuçları hakkında uyarmıştı.

Rutte, “Cevabımız ezici olacak. Bu, Vladimir Putin ve bize saldırmaya cüret edecek herkes için son derece net olmalı,” demişti.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Çek cumhurbaşkanı komünist propagandayı suç sayan yasayı imzaladı

Yayınlanma

Çek Cumhurbaşkanı Petr Pavel, komünist ideolojinin yayılmasını suç sayan ve bunu Nazi propagandasıyla aynı kefeye koyan bir ceza kanunu değişikliğini imzaladı.

Revize edilen yasa, “insan hak ve özgürlüklerini bastırmayı veya ırk, etnik, ulusal, dini veya sınıfsal nefreti kışkırtmayı açıkça amaçlayan Nazi, komünist veya diğer hareketleri kuran, destekleyen veya teşvik eden” herkese beş yıla kadar hapis cezası getiriyor.

Değişiklik, Totaliter Rejimler Araştırma Enstitüsünün de aralarında bulunduğu Çek tarihi kurumlarının, “yasal dengesizliği” gidermek için yaptığı çağrının ardından geldi.

Avrupa Parlamentosu milletvekili Kateřina Konečná’nın liderliğindeki Bohemya ve Moravya Komünist Partisi (KSČM), şu anda “Stačilo” (“Yeter”) adlı yeni bir seçim ittifakının parçası ve bu kararı siyasi amaçlı olarak kınadı.

Konečná, “Bu, KSČM’yi yasadışı hale getirmek ve mevcut rejimi eleştirenleri sindirmek için yapılan bir başka başarısız girişim,” diye konuştu.

Yeni yasanın KSČM gibi partilere nasıl uygulanacağı henüz belirsiz. Parti şu anda parlamentoda hiçbir sandalyeye sahip değil, fakat son anketlerde ittifakının oy oranı %5 olarak gösteriliyor ve bu oran ekim ayındaki seçimlerde alt meclise geri dönmek için yeterli.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English