Avrupa
Almanya’da “aşırı sağcı komplo” iddiasıyla 8 kişi gözaltında

Aralarında Almanya için Alternatif (AfD) partisinden seçilmiş bir yetkilinin de bulunduğu sekiz kişi, ülkenin doğusundaki bölgeleri ele geçirmek ve “istenmeyen” gruplara karşı etnik temizlik yapmak amacıyla yapıldığı söylenen “aşırılıkçı bir planın “parçası olma iddiasıyla gözaltına alındı.
Alman medyası, Saksonya eyaletinin doğusundaki Grimma kasabasında AfD’li meclis üyesi Kurt Hättasch’ın salı günü geniş çaplı bir polis operasyonunun parçası olarak gözaltına alınanlardan biri olduğunu belirtti.
Bazıları 21 yaşın altında olan sekiz şüpheli, Saksonya’nın Leipzig ve Dresden kentlerinin yanı sıra Polonya’da da gözaltına alındı. Federal savcılar, bu kişilerin “nazi ideolojisi” ve “Almanya’nın çöküşe yaklaştığı” inancıyla hareket eden “ırkçı, antisemitik ve kısmen kıyametçi fikirlere” sahip olduklarını söyledi.
Savcılar, “Örgüt üyeleri, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin liberal demokratik anayasal düzenini derinden reddetme konusunda birleşmişlerdir”, dediler.
Soruşturma hakkında bilgi sahibi bir kişinin FT’ye aktardığına göre, salı günkü tutuklamalarla daha önceki planlar arasında bir bağlantı olmadığını söyledi. Baskınları duyuran bir açıklamada savcılar, gözaltına alınanlardan ikisinin “Saksonya Ayrılıkçıları” adlı bir örgüt kurduklarını ve hükümetin ve toplumun belirtilmemiş bir “X Günü”nde çökeceğine inandıklarını söyledi.
Bu kişiler Saksonya’nın ve Almanya’nın doğusundaki diğer bölgelerin kontrolünü ele geçirmeyi ve nasyonal sosyalizmden esinlenen hükümet ve toplum yapıları kurmayı planlamakla suçlanıyor.
Savcılar, iddia edilen planlarına göre, “gerekirse istenmeyen insan gruplarının etnik temizlik yoluyla bölgeden uzaklaştırılacağını” da sözlerine ekledi.
Savcılar, örgütün paramiliter faaliyetler yürüttüğünü, bunların arasında defalarca savaş teçhizatı eğitimi almak ve şehir savaşı, ateşli silah kullanma, gece yürüyüşü ve devriye gezme pratiği yapmak olduğunu söyledi.
İddiaya göre grup kamuflaj kıyafetleri, savaş kaskları, gaz maskeleri ve kurşun geçirmez yelekler gibi askeri donanımlar temin etmişti.
Savcıların bildirdiğine göre polisin arama yaptığı bazı yerler Avusturya’da bulunuyordu.
AfD, Hättasch’ın tutuklanmasıyla ilgili haberlerden haberdar olduğunu söyledi. Alman iç istihbaratı BfV tarafından “radikal bir örgüt” olarak sınıflandırılan partinin Saksonya’daki birimi “demokrasiyi desteklediğini” söyledi.
“Ne içerik ne de örgütlenme açısından böyle bir neo-nazi ‘ayrılıkçı grup’ iddiasıyla hiçbir ortak noktamız yok,” diyen Saksonya teşkilatı, iddiaların kanıtlanması halinde Hättasch’ın partiden ihraç edileceğini de sözlerine ekledi.
Grimma belediye başkan yardımcısı Ute Kabitzsch ise, “[Bir meclis üyesinin] aşırı sağcı bir örgütle ilişkisi olabileceğine dair şüphelerden derin endişe duyuyoruz. Bir belediye meclisi üyesinin bu bağlantıya dahil olabileceği tamamen öngörülemezdi,” dedi.
BfV Başkanı Thomas Haldenwang da tutuklamaların “Almanya’nın iç güvenliğine yönelik aşırı sağcılıktan kaynaklanan ve süregelen yüksek tehlikeyi” gösterdiğini ileri sürdü.
2022 yılının sonlarında, aralarında eski ve aktif polis ve silahlı kuvvetler mensuplarının da bulunduğu onlarca kişi, Almanya’nın savaş sonrası düzenini reddeden Reichsbürger (Reich Vatandaşları) olarak bilinen bir hareketin parçası olarak darbe planladıkları iddiasıyla tutuklanmıştı.
Avrupa
Almanya’da milyoner sayısı %18 arttı

Federal İstatistik Ofisi’nin açıkladığı rakamlara göre, Almanya’da geliri en az bir milyon avro olan milyoner sayısı %18 artarak 34.500’e yükseldi.
Wiesbaden merkezli istatistikçiler, istatistiklerin mevcut olduğu en son dönem olan 2020 ve 2021 verilerini karşılaştırdı.
Yetkililere göre, zenginlerin sayısındaki artış, 2021’deki yüksek enflasyonla kısmen açıklanabilir. Enflasyon etkisi hesaba katılmadığında, milyonerlerin sayısı 2020’ye göre yine de %12 artmış oluyor.
Milyonerler ortalama 2,8 milyon avro kazandı. On kişiden altısı, gelirinin büyük bir kısmını ticari faaliyetlerden elde etti. Milyonerlerin %20’sinden biraz azı çalışırken, %15’i “serbest meslek” sahibi olarak nitelendiriliyor.
junge Welt’in aktardığına göre sendika bağlantılı Hans Böckler Vakfı (HBS) bu rakamlar hakkında endişelerini dile getirdi. HBS’nin Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü bilimsel direktörü Bettina Kohlrausch çarşamba günü AFP’ye verdiği demeçte, kriz dönemlerinde milyoner sayısındaki artışın yoksulların sayısındaki artışla dengelendiğini söyledi.
Kohlrausch, rakamların özellikle düşük ve orta gelirli birçok insanın Almanya’daki sosyal eşitsizlikle ilgili endişelerinin “haklı” olduğunu gösterdiğini ekledi.
Avrupa
AB ulaştırma bakanları ‘uçuş iptalleri’ konusunda anlaşamıyor

AB ulaştırma bakanlarının yolcu hakları konusunda bir araya geldiği bugün, geciken uçuşlar için tazminat talep etme hakkı belirsizliğini koruyor.
Mevcut AB kurallarına göre, uçuşunuz üç saatten fazla gecikirse tazminat talebinde bulunabiliyorsunuz. Fakat, şu anda AB toplantılarına başkanlık eden Polonya, bu eşiği yükseltmek istiyor. Bu durumda, tazminat almaya hak kazanan gecikmeli uçuşların sayısı azalacak.
Dün dağıtılan AB içi bir uzlaşma metninde, tazminat için bekleme süresinin kısa uçuşlar için dört saate, uzun uçuşlar için altı saate çıkarılması ve çok kısa uçuşlar için özel bir üç saatlik eşik getirilmesi önerildi.
Polonyalıların argümanı, bunun havayolu şirketlerini, kendilerine daha ucuza gelen uçuşları iptal etme davranışından vazgeçmeye teşvik edeceği yönünde. Bir AB diplomatı, “Yolcular, tazminat alıp uçuşlarının iptal edilmesindense, gecikmeli de olsa varış noktalarına ulaşmayı tercih ediyor,” dedi.
Berlin ve Madrid, üç saatlik kuralı korumak istedikleri için engel çıkarıyorlar. BEUC gibi tüketici grupları da bu görüşe katılıyor.
Fakat diplomatlar, İtalya ve İrlanda gibi düşük maliyetli havayolu şirketlerinin güçlü olduğu ülkelerin eşik değerinin yükseltilmesinden yana olduklarını belirttiler.
Değişiklikler müşterilerin cebine de yansıyabilir. Berlin, 300 avroluk sabit bir talep ücreti istiyor; ama Polonya’nın uzlaşma teklifinin en yüksek tutarı 500 avro olacak. Şu anda geri talep edilebilen maksimum tutar 600 avro.
2024 yılında uçuşların sadece %65’i zamanında varış noktasına ulaştı ve 2035 yılında gecikmelerin altı kat daha fazla olması bekleniyor.
Avrupa
Moldova: Rusya, Transdinyester’e 10 bin asker konuşlandırmayı planlıyor

Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı olan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını iddia etti. Recean, Moskova’nın bu amaçla eylül ayındaki parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı hedeflediğini öne sürdü.
Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı bulunan ve tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş olan Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını öne sürdü.
Financial Times‘a konuşan Recean, bu bilginin istihbarat verilerine dayandığını ve Kremlin’in bu hamle için eylül ayında yapılacak parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı amaçladığını iddi etti.
Başbakan Recean, “Bu, Moldova demokrasisini baltalamaya yönelik devasa bir çaba. Onlar [Ruslar] Transdinyester bölgesindeki askeri varlıklarını güçlendirmek istiyorlar,” dedi.
Recean, Moskova’nın müdahalesinin “internet propagandası ve partilere ile seçmenlere yönelik yasa dışı para transferlerini içerdiğini” savundu.
Recean’a göre, Rusya 2024 yılında nüfuz kampanyalarına Moldova’nın gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 1’ine denk gelen bir meblağ harcadı ve bu durum, AB’ye katılım referandumunun sadece yüzde 0,7’lik bir oy farkıyla geçmesine neden oldu.
Başbakan, “10 bin askerin Ukrayna’nın güneybatı kesimi ile NATO üyesi olan Romanya üzerinde ne tür bir etki ve baskı oluşturacağını tahmin edebilirsiniz,” diye ekledi.
Transdinyester’deki mevcut Rus askeri varlığı
Rusya’nın halihazırda 33 yıldır ayrılıkçıların kontrolünde olan Transdinyester’de az sayıda askeri bulunuyor.
Ancak, bu bölgenin denize çıkışı olmaması ve Ukrayna ile Moldova tarafından çevrelenmiş olması nedeniyle Rusya’nın buraya ek asker göndermesi mümkün görünmüyor.
2023 yılında bölgenin Rusya Federasyonu’ndaki temsilcilik başkanı Leonid Manakov, bölgede 450 Rus barış gücü askerinin konuşlu olduğunu ve toplamda 3 bin 100’e kadar asker yerleştirilebileceğini söylemişti.
Bölgede ayrıca, barış gücü operasyonuna destek sağlayan ve Sovyetler Birliği döneminden kalma 20 bin ton mühimmatın bulunduğu depoları koruyan yaklaşık 1000 kişilik bir Rusya Operasyonel Asker Grubu da bulunuyor.
Moldova’nın talepleri
Moldova, defalarca Kremlin’den, bölgenin “işgalci güçler” ve “ulusal güvenlik tehdidi” olarak algıladığı askerlerini Transdinyester’den çekmesini talep etti.
Benzer bir çağrıyı içeren bir karar Birleşmiş Milletler’de (BM) kabul edilmiş, ancak Rusya bu kararı uygulamayı reddetmişti.
Tiraspol, Moskova’ya çağrıda bulunmuştu
Geçen yılın şubat ayında Tiraspol, Kişinev’in “baskısı”, “soykırım politikası” ve “dilin zorla dayatılması” nedeniyle Moskova’dan müdahale talebinde bulunmuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Ukrayna’da savaşı başlatma kararından bahsederken benzer ifadeler kullanmıştı. Bu durum, benzer bir senaryonun Moldova’ya karşı da devreye sokulabileceği yönünde tahminlere yol açtı.
Savaşın başlamasının ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu’nun NATO’ya “can attığı” için Moldova’nın “bir sonraki Ukrayna” olabileceği konusunda defalarca uyarıda bulunmuş ve Rusya’nın “Transdinyester’de yaşayan 220 bin vatandaşının bir başka Batı macerasının kurbanı olmasına izin vermeyeceğini” beyan etmişti.
-
Dünya Basını2 hafta önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Diplomasi2 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Görüş2 hafta önce
Rusya ile müzakerelerde aklıselimin galip gelme ihtimali
-
Söyleşi2 hafta önce
Eski AP Türkiye Raportörü Kati Piri Harici’ye konuştu: AB’nin tutarlı bir Türkiye stratejisi yok
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Tantura katliamı: İsrail’in örtbas ettiği savaş suçu
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 1
-
Avrupa7 gün önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor