Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Ankara ve Şam arasında hızlı hava değişimi

Yayınlanma

Türkiye ve Suriye arasında uzun süredir istihbarat düzeyinde yapılan görüşmeler savunma bakanlarının Moskova görüşmesiyle bir üst aşamaya taşındı. Türk ve Suriyeli yetkililer görüşmenin “olumlu bir atmosferde” geçtiğini resmi kanallardan açıkladı.

Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar, Suriyeli mevkidaşı Ali Mahmud Abbas Moskova’da Rusya’nın arabuluculuğunda bir araya geldi. Görüşmeye iki ülkenin istihbarat yetkilikleri de katıldı.

Suriye Savunma Bakanlığı’nın konuya ilişkin açıklamasında, Bugün Rusya’nın başkenti Moskova’da, Rusya tarafının katılımıyla, Suriye Savunma Bakanı ile Suriye İstihbarat Başkanı ve Türkiye Savunma Bakanı ile Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanı arasında bir görüşme gerçekleşti. Taraflar bir diz meseleyi değerlendirdi. Görüşme olumlu geçti ifadeleri yer aldı.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da, Türkiye, Rusya ve Suriye arasındaki üçlü toplantıya ilişkin, “Toplantıda Suriye ve bölgedeki durumun bir an önce olumlu yönde gelişmesi, sulhun, sükunun, istikrarın sağlanması için neler yapılabileceğini görüştük” dedi.

İki saate yakın süren toplantının ardından konuşan Bakan Akar, “Suriye ve Irak olmak üzere tüm komşularımızın toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarına saygılı olduğumuzu, tek amacımızın terörle mücadele olduğunu, başka bir amacımızın bulunmadığını vurguladık” diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da “Faydalı bir görüşme olduğunu söyleyebilirim. Kalıcı bir barış ve istikrar için, siyasi çözüm için rejimle angajmanın önemli olduğunu, rejimle ılımlı muhalefetin bir yol haritası üzerinde uzlaşması bakımından bu angajmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Suriye rejimi aynı zamanda Suriyelilerin ülkesine dönmesini istiyor. Bunların olumlu bir şekilde can güvenliğinin sağlanarak dönmesi önemli” ifadelerini kullandı.

Rusya iki ülkenin bir araya gelmesi için uzun süredir diplomatik çalışma yürütüyordu. Suriye’de bulunan diğer aktör ABD ise yakınlaşma gündemini onaylamıyor. Ciner Medya Grubu ABD Temsilcisi Ali Çınar, Suriye ile normalleşme gündemini geçen hafta ABD Dışişlerine sormuştu. Bakanlığın yanıtı,“ABD, Esad rejimi ile diplomatik ilişkilerimizi geliştirmeyecek ve diğer ülkelerin ilişkilerini geliştirmesini desteklemiyoruz” olmuştu.

Suriye tarafında ise uzun bir aranın ardından hava değişimini hissetmek mümkün. Suriye devletinin resmi görüşlerini yansıtan El Vatan gazetesinin 29 Aralık tarihli manşetinde Türkiye, Suriye ve Rusya savunma bakanlarının fotoğrafları yer aldı. Gazetenin manşeti şu şekilde: “Suriye, Rusya ve Türkiye Savunma Bakanları Moskova’da Görüştü. Atmosfer “Olumlu”

El Vatan gazetesine konuşan Suriye güvenlik kaynakları ayrıca “Geçtiğimiz dönem istihbarat yetkilileri arasındaki görüşmeler Şam’ın istediği gibi gitmeseydi bu görüşme gerçekleşmezdi” bilgisini verdi.

Harici’ye Suriye’den bilgi veren ve Suriye istihbarat mekanizmasına yakın bir kaynak, SDG ve ABD’nin varlığı konusunda Suriye’nin Türkiye ile benzer görüşlere sahip olduğunu ancak Şam yönetiminin TSK’nın çekilmesi konusunda net garantiler istediğini söyledi.

Suriye’nin başkenti Şam’da yaşayan Gazeteci Sarkis Kassarjian’a konuyla ilgili yorumunu sorduk. Kassarjian da Esad yönetiminin Türkiye’den “kesin sözler” istediğini düşünüyor. Suriyeli yetkililerin Türkiye’nin Suriye’den çekilme talebini ise “olmazsa olmaz şart” olarak gördüğünü anımsatan Kassarjian, bu tutumun Şam için “İlkesel ve egemenlikle ilgili bir durum” olduğunu kaydediyor.

Peki, ABD desteği ile özerk bir yönetim kurmaya amaçlayan “Suriye Demokratik Güçleri” (SDG) meseleye nasıl yaklaşıyor? “Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi” Dış İlişkiler Dairesi Eş Başkanı Bedran Çiya Kurd Twitter hesabından konuyla ilgili yaptığı paylaşımında “Moskova’daki savunma bakanları toplantısı, Suriye’nin değil Türk-Rus çıkarlarının korunmasını ve yaklaşan seçimlerde Erdoğan ve partisinin desteklenmesini amaçlıyor” iddiasında bulundu.

Suriyeli gazeteci Gassan Yusuf, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “Suriye Demokratik Güçleri (SDF) en kötü günlerini yaşıyor ve Moskova’dan, Şam’dan, Ankara’dan gelen en kötü haberleri dinliyor” ifadelerini kullandı.

Ankara Şam yakınlaşmasının Suriye sahasına olası yansımasını değerlendiren Kassarjian da “Bu görüşmeler beklenen normalleşme Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) tedirgin edecektir” dedi. SDG’nin zemin kaybettiğine işaret eden Kassarjian, “Aslında SDG Türkiye ile Suriye arasında patlayan bu sorun neticesinde oluşan boşluğu doldurdu. Bu şekilde kendini gösterdi. SDG’nin en güçlü yönü IŞİD’e karşı savaşması. IŞİD’in de o bölgelerde aktif olma sebebi aslında Türkiye’nin sınırları kapatmaması ve Suriye ordusunun sınır hattında olmaması neticesindedir. Olası bir normalleşme SDG’nin kendini gösterdiği şartların değişmesi anlamına gelecek. Bunun için SDG tedirginlik yaşayacak” tespitinde bulundu.

ORTADOĞU

Eski Beyaz Saray yetkilisi Doran: Suriye’de İsrail ve Türkiye’nin çıkarları örtüşüyor

Yayınlanma

Hudson Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı ve George W. Bush yönetiminde eski bir üst düzey yetkili olan Dr. Michael Doran, Hebron Yahudi Cemaati Uluslararası Sözcüsü Yishai Fleisher’e verdiği mülakatta, Türkiye, İsrail ve Azerbaycan’ın rollerine odaklanarak Orta Doğu’nun karmaşık jeopolitiğine ilişkin kapsamlı bir analiz sundu.

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın devrilmesini değerlendiren Doran, “(Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan muhafazakâr bir Türk ve son derece pragmatik, inanılmaz derecede işini bilen, Türkçe’de bir deyiş vardır, aklında kuyrukları birbirine değmeyen 49 tilki olan biri,” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bu açıdan Erdoğan ile benzerlik taşıdığını belirten Doran, “Orta Doğu’nun doğru analizi devletlerin çıkarlarıyla başlar. Devletlerle ve devletlerin ne istediğiyle başlayalım ve önce devletlerle oyunun ne olduğunu anladıktan sonra insanlar ve ideolojileri seviyesine inelim. Türkiye ne olursa olsun, İsrail devleti için varoluşsal bir tehdit değildir,” değerlendirmesini yaptı.

Aynı zamanda Azerbaycan’ın İsrail’in en büyük müttefiklerinden biri olduğunu anımsatan Doran, şöyle devam etti:

“Azerbaycan dili bir Türk dilidir. Türkçe, Türkiye Türkçesi ve Azerbaycan Türkçesi karşılıklı olarak anlaşılabilir. Türkler ve Azeriler kendilerini kardeş olarak görürler, Türkiye büyük kardeştir. Kendi aralarında, bir millet, iki devlet diyorlar. Azerbaycan İsrail’e petrol tedarik ediyor ve bu petrol Türkiye üzerinden geçiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı tüm bu tatsız açıklamalara rağmen bu konuda endişelenmeliyiz. Petrol hala akmaya devam ediyor. Ama bir düşünün, Azerbaycan, İsrail’in büyük müttefiki, Türkiye’nin büyük müttefiki. Irak Kürdistanı’nda Barzani’ye giderseniz, Barzani Türkiye’yi en iyi müttefiki olarak görüyor, İsrail ise ikinci en iyi müttefiki.”

Tel Aviv ve Ankara’nın Suriye sahasında çıkarlarının ortaklaştığına dikkat çeken uzman, “Şu anda neler yaşandığına bir bakın. Türkiye destekli güçler Şam’a doğru ilerliyor. Ne yapıyorlar? İsrail’e yönelik İran tehdidini ortadan kaldırıyor ya da ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyorlar. Buradaki örtüşen çıkarlar açık ve dikkat çekici,” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Al Arabiya: Rusya, Suriye’deki iki askeri tesisini İsrail’e teslim etti

Yayınlanma

Suudi Al Arabiya televizyonunun haberine göre Rusya, Golan Tepeleri’ne sınır olan Suriye’nin Dera vilayetindeki iki tesisini İsrail’e devretti.

Habere göre, İsrail ayrıca Tel el-Hara Dağı’nda bir gözetleme kulesini de aldı.

Daha önce İsrail ordusu, Suriye’de yeni bir cephe açıldığını duyurmuştu.

Bunun ardından İsrail güçleri, Suriye ordusunun çekildiği Golan Tepeleri’ndeki Hermon (Şeyh) Dağı’nı işgal etti.

İbranice yayın yapan Kanal 12, “Bu, aslında İsrail ordusunun Kıyamet Günü Savaşı’ndan bu yana bölgedeki ilk varlığıdır,” ifadelerine yer verdi.

Öte yandan Axios, İsrailli ve Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberinde, İsrail’in tampon bölgede kontrol sağlama planlarını ABD’ye önceden bildirdiğini ve bunun sınırdaki güvenlik durumu istikrara kavuşana kadar birkaç gün ile birkaç hafta sürecek geçici bir hamle olduğunu belirtti.

Gazeteye konuşan iki İsrailli yetkili, son günlerde Tel Aviv’in, Suriye hükümet karşıtı güçlere sınıra yaklaşmaları halinde İsrail ordusunun harekete geçeceği uyarısında bulunduğunu söyledi.

Kıyamet Günü Savaşı, 6-25 Ekim 1973 tarihleri arasında Mısır ve Suriye’nin İsrail’e karşı başlattığı savaştı. Mısır, İsrail tarafından kontrol edilen Sina Yarımadası’na, Suriye ise Golan Tepelerine saldırmıştı. İsrail’in başarılı karşı saldırılarının ardından çatışmalar sona erdi.

Öncesinde, İsrail kuvvetleri Golan Tepeleri bölgesinde bir tampon bölgeye yerleşmişti. Bu bölge, 1967’den beri İsrail’in kontrolündeydi. İsrail ordusu, Şam’ın Suriyeli isyancılar tarafından ele geçirildiği haberlerini takiben tampon bölgeye girdi.

İsrail ordusu, 8 Aralık’ta Golan Tepeleri’ndeki bazı bölgeleri kapalı askeri alan ilan etti. 9 Aralık gecesi ise “Kuzey Komutanlığı’nın durum değerlendirmesine uygun olarak” kısıtlamalar kaldırıldı.

Reuters‘e göre, İsrail Şam’da, özellikle Mezze mahallesine saldırılar düzenledi. Hedef, İsrail’in İran tarafından uzun menzilli füzeler geliştirmek için kullanıldığına inandığı bir araştırma merkeziydi. Ayrıca, ajansın kaynaklarına göre, İsrail Hava Kuvvetleri, Suriye’nin güneyindeki Halhala hava üssünü de vurdu.

Rusya’nın Suriye’deki üslerinin akıbeti ne olacak?

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Suriye’nin yeni başbakanı Muhammed el-Beşir

Yayınlanma

MUHAMMED EL-BESİR

Suriye’de geçiş sürecini, İdlib’de HTŞ’nin kurduğu hükümetin başbakanlığını yapan Muhammed el-Beşir yönetecek.

Suriye’de Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki örgütlerin Şam’a girmesiyle devrilen Suriye hükümetinin yetkilerini Muhammed el-Beşir liderliğindeki geçici hükümete devretmesi bekleniyor.

El Cezire’de yer alan habere göre Suriye Başbakanı Muhammed el-Celali, HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani ve HTŞ’nin İdlib’de kurduğu Kurtuluş Hükümeti’nin Başbakanı Muhammed el-Beşir arasındaki toplantı başladı. Haberde toplantının iktidarın devrine ilişkin düzenlemeleri belirlemek ve Suriye’nin bir kaos ortamına girmesini önlemek amacıyla yapıldığını belirtti.

Toplantıda, ılımlı bir isim olan Beşir’in geçiş dönemini yönetmek üzere yeni bir Suriye hükümeti kurmakla görevlendirileceğini belirtiliyor.

Suriyeli bir mühendis ve siyasetçi olan Beşir, 13 Ocak 2024’ten bu yana İdlib’deki Suriye Kurtuluş Hükümeti’nin Başbakanı olarak görev yapıyordu. Beşir, Başbakan olarak atanmadan önce Kalkınma ve İnsani İşler Bakanı olarak görev almıştı.

Astana sürecinde İdlib’de sağlanan ateşkes döneminde güçlenen HTŞ’nin 2017’de irili ufaklı bazı yerel örgütlerin de katılımıyla Suriye Kurtuluş Hükümeti’ni kurmuştu.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde uzmanlaşmış siyasi analist Elijah J Magnier sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Beşir’in Başbakan olarak belirlenmesinin “Batı’nın yaptırımları kaldırması ve ılımlı bir liderle Suriye’nin yeniden inşasına dahil olması için atılmış bir adım” olarak değerlendirdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English