Bizi Takip Edin

RUSYA

Arktik LNG-2’de üretim yaptırımlar nedeniyle fiilen durdu

Yayınlanma

ABD yaptırımları nedeniyle Rusya’nın Arktik LNG-2 projesinde doğalgaz üretimi ve sıvılaştırma neredeyse tamamen durduruldu ve Novatek’in projeye yönelik 2024 ihracat hedefleri sekteye uğradı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, enerji devi Novatek’e ve bazı diğer şirketlere, faaliyetleri hakkında bilgi açıklamama yetkisi tanıdı.

Bu yetki özellikle Novatek’in yürüttüğü Arktik LNG-2 projesini kapsıyor. Projede doğalgaz sıvılaştırma tamamen durdurulmuş durumda ve gaz üretimi de neredeyse sıfırlandı.

Sektörden bir yetkilinin Bloomberg‘e verdiği bilgiye göre, kasım ayının ilk 10 gününde Arktik LNG-2 sahalarında günlük ortalama 0,4 milyon metreküp gaz üretildi. Bu, ekim ayına kıyasla yüzde 90’dan fazla bir düşüş anlamına geliyor.

Bu seviye, Arktik LNG-2’nin ilk aşaması için kaydedilen en düşük üretim miktarı.

Bloomberg‘e konuşan bir kaynağa göre, 2023’ün dördüncü çeyreğinde ilk üretim hattının deneme işletmeleri sırasında proje günlük 2 milyon ila 14 milyon metreküp arasında gaz üretimi gerçekleştiriyordu. Fakat, ABD’nin devreye soktuğu ilk yaptırımlar, Novatek’in 2024 başında LNG ihracatına başlama planlarını baltaladı.

Novatek, projedeki üç üretim hattından ikisini inşa etmiş olmasına rağmen, Arktik LNG-2’den henüz hiçbir alıcıya gaz teslim edilmedi. Ağustos ayından bu yana sekiz LNG sevkiyatı yapılmış olsa da bu sevkiyatlar satılamadı; tankerler, taşıdıkları gazı ya yüzer depolama tesislerine geri yükledi ya da denizde bekletmek zorunda kaldı.

ABD’nin projeyle bağlantılı tankerleri hızla yaptırım kapsamına alması ve Novatek’in yüzde 40 fiyat indirimi teklif etmesine rağmen, hiçbir ülke bu gazı kabul etme yönünde adım atmıyor.

Yaptırımların etkileri, Arktik LNG-2 projesindeki gemilerin bayrağını taşıyan ülkelerin denizcilik yetkililerince de izleniyor. Geçtiğimiz günlerde Panama, Rusya’nın gölge LNG filosuyla bağlantılı olduğu iddia edilen Singapurlu dört tankerin kaydını iptal edeceğini açıkladı.

Bloomberg’in aktardığına göre, Arktik LNG-2 tesisleri ekim ayında ticari gaz sıvılaştırma işlemlerini durdurdu; sadece tesisin teknik durumunu korumak için gerekli operasyonlar sürdürülüyor. Şimdi ise üretim de fiilen durmuş durumda.

Doğalgaz üretimi en azından önümüzdeki yaz aylarına kadar ertelenmiş görünüyor. Bu sonbaharda faaliyete geçirilmesi planlanan ikinci hattın çalışmayacağı, üçüncü hattın ise 2026’dan 2028’e kadar ertelendiği belirtiliyor.

Arktik LNG-2’nin yıllık 19,8 milyon ton LNG üretme kapasitesine ulaşması bekleniyordu; ilk hat ise 6,6 milyon tonluk üretim kapasitesi sunuyordu.

Projenin tam kapasiteyle devreye alınması, Moskova’nın Rusya’nın yıllık LNG üretimini 2030’a kadar üç kattan fazla arttırarak 100 milyon tona çıkarma hedefinin önemli bir parçasıydı. Bu hedefin beşte biri kadar bir katkının Arktik LNG-2’den sağlanması öngörülüyordu.

Pazartesi günü Putin, Novatek ve Surgutneftegaz gibi şirketlere, mali göstergeler dahil, açıklanan bilgilerin kapsamını kendilerinin belirleyebilmesi için yetki veren bir kararname imzaladı. Bu kararname, Yamal LNG, Arktik LNG-2 ve Nijniy Novgorod’daki Lazurit Merkezi Tasarım Bürosu için de geçerli olacak.

Rusya makamları, yaklaşık 50 şirketin operasyonel bilgilerini açıklamama yetkisini, ABD ve diğer ülkelerin “uluslararası hukuka aykırı dostane olmayan eylemlerine” karşı alınan bir tedbir olarak tanımladı.

Yaptırım altındaki Arktik LNG-2’nin akıbeti

RUSYA

Milyarderlerden Rusya Merkez Bankası’na ‘özel döviz kuru’ çağrısı

Yayınlanma

Rusya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği, rubledeki dalgalanmaların ekonomik istikrarı tehdit ettiğini belirterek Merkez Bankası’ndan büyük şirketlere “özel döviz kurları” belirlemesini talep etti. Bu girişim, SSCB dönemindeki çoklu döviz kuru sistemine benzer bir uygulamayı yeniden gündeme taşıyor.

Rusya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği (RSPP), dalgalı kur politikasının sona erdirilerek büyük dış ticaret şirketlerine özel döviz kurları sağlanması gerektiğini savundu.

Forbes listesinde yer alan milyarderlerin de yönetim kurulunda bulunduğu, ülkenin en büyük iş dünyası örgütü olan RSPP, bu öneriyi resmi olarak Merkez Bankası’na iletti.

RSPP’ye göre, Rus bankaları ve Moskova Borsası’na uygulanan yaptırımlar nedeniyle dalgalı kur politikası “geçerliliğini yitirdi” ve döviz kurlarındaki sert dalgalanmalar ekonomiyi zor duruma sokuyor: Savaşın ilk günlerinde dolar 120 rubleye kadar yükselirken, kısa süre sonra 50 rubleye geriledi, 2023 yazında tekrar 100 rubleye çıktı, ardından 85’e düştü ve şimdi yeniden 100 ruble sınırına yaklaşıyor.

Vedomosti gazetesinin aktardığına göre RSPP, bu ani değişimlerin rublenin “cazibesini azalttığını” belirterek, Merkez Bankası’nın “dış ticari faaliyet katılımcıları için döviz kuru hedeflemesi” gerektiğini ifade etti.

Merkez Bankası yaptırımlar nedeniyle dolar ve avro üzerinden işlem yapamıyor. Bu nedenle RSPP, döviz kurlarını düzenlemek için uluslararası döviz erişimi olan bankaların sürece dahil edilmesi gerektiğini kaydetti.

Bu adımın piyasadaki arz-talep dalgalanmalarını yumuşatacağı düşünülüyor.

Ekonomist Sergey Hestanov, gazeteye verdiği demeçte söz konusu uygulamanın Sovyetler Birliği’nde kullanılan bir yöntem olduğunu ve günümüzde İran gibi bazı ülkelerde örneklerinin bulunduğunu anımsattı.

Örneğin Venezuela’da devletle yakın ilişkileri olan şirketler, karaborsa fiyatının 5 ila 50 kat altında dolar temin edebiliyor.

Hestanov’a göre, “bu tür bir sistemde bazı şirketlerin daha avantajlı döviz kurlarına ayrıcalıklı erişimi” kaçınılmaz olarak iktisadi çelişkileri derinleştirebilir. Bu nedenle uzman, “kritik ithalatla ilgili acil sorunlar” olmadığı sürece RSPP’nin önerisinin başarı şansı görmediğini ifade etti.

BKS World of Investments baş ekonomisti İlya Fedorov ise, Merkez Bankası’nın döviz rezervleriyle ruble kurunu kontrol etme imkânının sınırlı olduğuna dikkat çekti.

Her ne kadar Merkez Bankası 631 milyar dolarlık altın ve döviz rezervine sahip olduğunu açıklasa da bu miktarın neredeyse yarısı -yaklaşık 300 milyar dolar- Batı ülkelerinde bloke edilmiş durumda.

Kalan rezervlerin üçte ikisi de (208 milyar dolar) likit olmayan altın olarak bulunuyor ve Merkez Bankası’nın Çin yuanı cinsinden elinde yalnızca 100 milyar dolar değerinde gerçek döviz rezervi mevcut.

Rusya Merkez Bankası, faiz oranını yüzde 21’e yükseltti

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rus milyarderler Trump dönemine hazırlanıyor

Yayınlanma

Rus iş dünyasının önde gelen isimleri, hükümetin Rusya ekonomisi için öngördüğü iyimser büyüme tahminlerini gerçekçi bulmadıklarını ve Donald Trump’ın ABD Başkanı olarak Rusya’ya uygulanan yaptırımları kaldırmasını beklemediklerini öne sürdü.

Bloomberg, büyük ölçekli Rus şirketlerini yöneten milyarderler ve iş insanları ile yapılan görüşmeler sonucunda bu yönde bir habere yer verdi.

Hükümetin planına göre, Rusya ekonomisi bu yıl yüzde 3,9 oranında büyüyecek (2023’teki yüzde 3,6 büyüme sonrasında). Büyüme oranı 2025’te hafif bir düşüşle yüzde 2,5’e gerileyecek, ardından tekrar artacak: 2026’da yüzde 2,6, 2027’de yüzde 2,8, 2028-2030 yılları arasında ise yıllık ortalama yüzde 3 seviyesinde olacak.

Ancak Bloomberg‘in haberine göre, Rusya’nın en zengin sermayedarları bu büyüme rakamlarının ulaşılabilir olduğuna inanmıyor.

Milyarderler, ülke ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini ve Batılı şirketlerin ülkeden ayrılmasının özellikle makine ve teknoloji sektörlerinde üretim tabanını zayıflattığını düşünüyor.

İthal ikame süreçleri yavaş ilerlerken, yüz binlerce kişinin askere alınması iş gücü açığını artırarak durumu daha da kötüleştirdi.

Habere göre, Trump’ın 24 saat içinde bir “anlaşma” sözü vermesine rağmen milyarderlerin çoğu savaşın yakın zamanda sona ereceğinden şüpheli.

Ayrıca, Rusya’nın yaptırımların kalkacağına dair beklenti taşımadığı ve dünya çapında en fazla yaptırım uygulanan ülke olarak İran ve Kuzey Kore’yi geçtiği belirtildi.

Stockholm School of Economics uzmanları, kısa vadede Rusya ekonomisinin “mutlak bir çöküş” riski altında olmadığını, ancak “orta ve uzun vadede görünümün karamsar” olduğunu iddia etti.

Uluslararası Para Fonu ise önümüzdeki yılın başında Rusya’nın GSYİH büyüme oranının üç kat yavaşlayarak yüzde 1,3’e düşeceğini ve on yılın sonunda yıllık yüzde 1 seviyesine kadar gerileyeceğini öngörüyor.

Rusya Merkez Bankası’nın tahminlerine göre ise ekonomi 2025’te sadece yüzde 0,5 ila 1 oranında büyüme gösterecek ve özel tüketim ile yatırım artışı sıfırlanabilir.

Yaptırımlar nedeniyle petrol dışındaki diğer önemli kaynak bazlı sektörler zorlanmaya başladı. Gazprom çeyrek yüzyıldan bu yana ilk kez zarar ederken, kömür şirketleri ihracatta ciddi bir düşüş yaşadı.

İş dünyasının yeni karşılaştığı bir başka sorun ise Merkez Bankası’nın faiz oranlarını ekonominin 20 yıldan uzun süredir görmediği bir seviyeye çıkarması oldu.

Milyarderler Oleg Deripaska ve Aleksey Mordaşov, Merkez Bankası’nı bu konuda kamuya açık bir şekilde eleştirirken, diğer sermayedarlar Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina’nın, büyük savunma harcamaları karşısında enflasyonu dizginlemek için yeterli araçlara sahip olmadığını ifade etti.

Bloomberg’e konuşan milyarderlerden biri, hükümetin savaşı “özel bir askeri harekât” olarak değil, savaş olarak kabul etmesi durumunda, yüksek enflasyonu halka anlatmanın daha kolay olabileceğini savundu.

Rusya’nın neoliberal elitleri savaştan etkilendi mi?

Okumaya Devam Et

RUSYA

Lavrentyev: Rusya, Hizbullah konusunda İsrail’e garanti vermeyecek

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı’nın Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, İsrail’in Hizbullah’a yönelik silah kaçakçılığını engelleme talebine cevap vererek, bu konuda garanti vermelerinin mümkün olmadığını açıkladı. Lavrentyev, sınırda yeni kontrol noktaları kurulmasının Rusya ordusunun yetkisi dışında olduğunu vurguladı.

Rusya Devlet Başkanı’nın Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, RIA Novosti haber ajansına verdiği mülakatta Moskova’nın, Suriye’den Lübnan’a yapılan “silah kaçakçılığını” önleme konusunda İsrail’e garanti veremeyeceğini bildirdi.

Daha önce İsrail basınında, İsrail’in Rusya’yı Orta Doğu’da çözüm sürecinde arabulucular arasında görmek istediği belirtilmişti.

Lavrentyev, İsrail’in “Şii grupların Suriye üzerinden Lübnan’a askeri malzeme geçişini engellemek için Rusya’dan garanti alma” talebi sunduğunu doğruladı. Ancak bu talebin karşılanmasının mümkün olmayacağını ifade etti.

Yetkili, “Bunun için sınırda yeni kontrol noktaları kurulması gerekiyor ki bu görev, Suriye’deki Rus ordusunun yetki alanı dahilinde değil,” ifadelerini kullandı.

Lavrentyev, İsrail’in bu düzenlemeye dair Rusya’dan garanti beklentisine dair, “Öncelikle, böyle bir garanti veremeyiz,” ifadesini kullandı.

İsrail’in, bölgesel çözüm süreci konusunda Moskova ile temas halinde olduğu daha önce de biliniyordu. Bu kapsamda, Başbakan Benyamin Netanyahu’nun en güvendiği isimlerden biri olarak kabul edilen Stratejik Planlama Bakanı Ron Dermer’in Moskova’ya gizli bir ziyaret gerçekleştireceği bile bildirilmişti.

Öte yandan Yedioth Ahronoth gazetesi yazarı Itamar Eichner, dün kaleme aldığı makalede, “İsrail, Rusya’nın Hizbullah, Suriye ve İran üzerinde etkisi olduğunu biliyor. Bu nedenle Tel Aviv, Lübnan’daki terör örgütünün savaştan sonra toparlanmasına engel olmak için Moskova’dan silah kaçakçılığını önleme konusunda garanti almak istiyor,” değerlendirmesini yaptı.

Lavrentyev, İsrail’in Suriye-Lübnan sınırını kapatma isteğine dair değerlendirmelerde bulunurken, Suriye’deki Rus hava üssü Hmeymim yakınlarında gerçekleşen bir saldırıya da dikkat çekti.

Bu saldırı, yaklaşık bir ay önce meydana gelmiş ve Rus birliklerini doğrudan etkilememiş olsa da Lavrentyev, bu olay hakkında açıklama yapmayı gerekli buldu.

Yetkili, “İsrail, Hmeymim’in yakınında bir hava saldırısı gerçekleştirdi. Doğrudan hava üssünü hedef almadılar; zira bunun İsrail açısından çok olumsuz sonuçları olurdu, bunu çok iyi biliyorlar. Bazı haberlere göre saldırı, depolara ve binalara yönelikti,” ifadelerini kullandı.

Lavrentyev ayrıca, Rusya Savunma Bakanlığı’nın “İsrail’e bir temsilci gönderdiğini” de belirtti.

Rusya Dışişleri: İran, İsrail’e saldırısını meşru müdafaa hakkı çerçevesinde gerçekleştirdi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English