Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

BAE hem Kuşak Yol’a hem Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Koridoru’na istekli

Yayınlanma

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Ekonomi Bakanı Nikkei Asia’ya verdiği bir röportajda, Hindistan, Orta Doğu ve Avrupa’dan geçmesi planlanan ulusötesi demiryolu ve deniz taşımacılığı güzergâhı önerisinin “gelişen dünyayı yansıttığını” söyledi.

Yaklaşık 5,000 kilometreyi kapsayacak olan ve Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne (KYG) karşı bir denge unsuru olarak görülen çok modlu ulaşım projesi, dünya liderlerinin 20’ler Grubu zirvesi için Yeni Delhi’de bir araya geldiği geçen hafta sonunda açıklandı. ABD tarafından desteklenen plan BAE’nin yanı sıra Suudi Arabistan, Hindistan ve Avrupa Birliği’ni de kapsıyor.

Al Marri ve 40 iş yöneticisi ve yatırımcıdan oluşan bir heyet iki günlük Kuşak ve Yol zirvesi için Hong Kong’daydı.

‘Dünya değişiyor’

Zirve arasında Nikkei Asia’ya konuşan BAE’li bakan Abdulla bin Touq Al Marri “Dünya değişiyor” dedi.

Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Koridoru (IMEC) hakkında daha fazla ayrıntı istendiğinde ayrıntı vermedi, ancak şunları söyledi: “Dünyayı bir araya getirmeye gerçekten odaklanmak bizim için önemli bir unsur. … Biz tedarik zincirlerini yeniden yapılandırma ve yeniden tasarlama işindeyiz.”

Al Marri, IMEC’in Çin’in KYG’sine rakip olarak düşünülüp düşünülmediği konusunda yorum yapmadı, ancak küresel ekonomik yavaşlamanın bir zorluk olduğunu belirtti.

Diğer yandan China Daily’e de konuşan Al Marri, “BAE bugün KYG ile ticarete 305 milyar dolar katkıda bulundu. Bu, son birkaç on yıla kıyasla çok büyük bir miktar ve önümüzdeki on yılda da önemli bir rol oynayacak… daha fazla kapsayıcılık, daha fazla insan bir arada,” değerlendirmesini yaptı.

BAE ayrıca önümüzdeki yıl 1 Ocak’ta BRICS’in hızlı gelişen ekonomiler grubuna katılmaya hazırlanıyor ve Al Marri bu katılımın BRICS ile ilgili anlaşmalarda gerçekleşmesi beklenen “çok sayıda bağlantı” ve bilgi transferini beraberinde getireceğini umuyor.

BAE bu yılın sonunda COP28 iklim konferansına ev sahipliği yapacak. Bu konuda da konuşan Al Marri, “İklim değişikliği konusuna baktığımızda, iklim değişikliğinin Çin olmadan ele alınamayacağını düşünüyorum. Ve bence bu, BAE’nin COP28’e ev sahipliği yaptığı çok kutuplu dünyada insanlar arası etkileşimin, kapsayıcılığın bir parçasını da getirmek istediğimiz önemli bir husus” dedi.

BAE’li bakan, “Çin’in yeşil teknoloji konusunda bize yardımcı olduğunu gördük, (ve Çin) iklim değişikliği ve 2050 yılına kadar net sıfır olma hedeflerimiz konusunda gerçekten kapsayıcı olma konusunda bize yardımcı oldu” diye devam etti.

Çinli firmalarla 19’dan fazla mutabakat zaptı imzalandı

Onuncu yıldönümüne yaklaşan Kuşak ve Yol Girişimi’nin arkasındaki ivme, Batılı ekonomistlere göre Çin’in ekonomik zorluklarla karşılaşması nedeniyle yavaşladı. Uluslararası Para Fonu temmuz ayında, Çin’in Kovid-19’dan beklenenden daha zayıf bir şekilde çıkmasının “Çin’in ticaret ortaklarının ötesinde küresel yansımaları” olacağını kaydetti.

Öte yandan Çin, Batı’nın etkisinin zayıfladığı Orta Doğu’da kendi etkisini artıracak hamleler yapıyor.

Al Marri’nin bahsettiği değişen dünyanın bir başka işareti olarak BAE kısa süre önce Suudi Arabistan, İran ve diğer yeni üyelerle birlikte Çin liderliğindeki BRICS grubuna katılmak üzere harekete geçti.

Washington IMEC’i Kuşak ve Yol’a bir cevap olarak görürken, Orta Doğu ülkeleri bunu çoklu partnerlikler kurma stratejilerinin bir parçası olarak değerlendiriyor.

Hong Kong’a giden BAE heyeti Cyberport ve Hong Kong Bilim ve Teknoloji Parkı gibi startup komplekslerini ziyaret ederek, ABD tarafından kara listeye alınan yapay zeka şirketi SenseTime da dahil olmak üzere iki düzineden fazla girişim ile bir araya geldi. 19’dan fazla mutabakat zaptı ve anlaşma imzalandı.

Kuşak Yok zirvesinde ayrıca Körfez bölgesinden temsilcilerin iş olanaklarını paylaştığı ve 6,000’den fazla katılımcıya ülkelerini tanıttığı özel bir Orta Doğu oturumu da yer aldı.

Aralarında Standard Chartered ile Dubai Ekonomi ve Turizm Bakanlığı’nın da bulunduğu, özel sermaye piyasalarının, aile ofislerinin ve yeni girişimlerin kuluçkalanmasının teşvik edilmesine yönelik işbirliğini derinleştirmek üzere Orta Doğu ile ilgili beş mutabakat zaptı imzalandı.

Çoklu angajman vurgusu

Al Marri, “BAE’nin uluslararası politikası her zaman diyalog kurmakla ilgilidir,” dedi ve ekledi: “Dolayısıyla küresel düzeyde pek çok angajman gerçekleşiyor ve BAE insanları bir araya getirme konusunda büyük bir rol üstleniyor.”

BAE bu yılın sonunda COP28 iklim konferansına ve önümüzdeki şubat ayında Dünya Ticaret Örgütü bakanlar toplantısına ev sahipliği yapacak.

DİPLOMASİ

Türkiye’den Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya’dan ithal edilen çeliğe ek vergi kararı

Yayınlanma

Türkiye, Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya’dan ithal edilen çeliğe yönelik anti-damping vergisi uygulama kararı aldı. Vergi oranları yüzde 6,1 ile yüzde 43,31 arasında değişiklik gösterirken, en yüksek vergi oranı Çin’den gelen çelik ithalatçılarına uygulanacak.

Türkiye Ticaret Bakanlığı, Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya’dan ithal edilen çeliğe anti-damping vergisi uygulama kararı aldı. Söz konusu karar, Resmi Gazete’de yayımlandı.

Ticaret Bakanlığı, yürütülen anti-damping soruşturmasının sonuçlarına dayanarak, söz konusu ithal çeliğin düşük fiyatlandırmasının Türk üreticilerine ve sanayisine zarar verdiğini belirtti.

Buna bağlı olarak, uygulanan vergiler yüzde 6,1 ile yüzde 43,31 arasında değişiklik gösteriyor.

Türkiye, Rusya’dan MMK, NLMK ve Severstal şirketlerinden yapılan çelik ithalatına ek gümrük vergisi uygulama kararı aldı.

MMK ve NLMK için yüzde 6,1, Severstal için ise yüzde 9 oranında vergi uygulanacak. Rusya’dan gelen çelikler, diğer ülkelerle kıyaslandığında en düşük vergi oranına tabi tutuldu.

Japonya’dan ithal edilen çeliğe yüzde 9 ek vergi uygulanırken, Hindistan’dan gelen çeliklerde Tata Steel dışındaki tüm firmalar için aynı oran belirlendi.

Tata Steel için ise vergi oranı yüzde 6,1 olarak belirlendi. Çinli ithalatçılara yönelik vergi oranı ise yüzde 43,31 olarak açıklandı.

Bununla birlikte, yedi Çinli şirket bu uygulamadan muaf tutuldu ve bu şirketler için vergi oranları yüzde 15 ile yüzde 36 arasında değişiyor. Bu şirketler arasında Han Steel Group ve Rizhao Steel Group dikkat çekiyor.

Vedomosti gazetesinin haberine göre, Rus çelik üreticileri bu yılın eylül ayında 5,4 milyon ton çelik üretti. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,5 oranında bir düşüş gösteriyor.

Rusya’nı çelik sektörü, üst üste dokuzuncu ayda negatif üretim dinamikleri sergiliyor. Uzmanlar, yüksek faiz oranlarının baskısı altında kalan inşaat sektöründeki zayıf talebin bu düşüşün temel nedeni olduğunu belirtiyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

İtalya’dan UNIFIL pozisyonlarına saldıran İsrail’e karşı sert açıklama

Yayınlanma

İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto, İsrail’in Lübnan’da ikisi İtalyan UNIFIL üslerine düzenlediği saldırıları şiddetle kınadı ve saldırıların “hata” olmadığını söyledi.

Perşembe günü İsrail güçleri Lübnan’ın güneyindeki üç UNIFIL üssünü hedef aldı ve vurdu. Bu üslerden ikisi İtalyan üssü, üçüncüsü ise misyonun karargâhı idi.

Crosetto, “İsrail silahlı kuvvetlerinin UNIFIL’i bazı üslerin boşaltılması gerektiği konusunda uyardığını iddia etmek için hiçbir gerekçe yoktur. Büyükelçiye, Birleşmiş Milletler ve İtalya’nın İsrail hükümetinden emir almadığını İsrail hükümetine iletmesini söyledim,” dedi.

İsrail güçleri tarafından “defalarca gerçekleştirilen düşmanca eylemler”in “savaş suçu” teşkil edebileceğine dikkat çeken bakan, “Bunlar uluslararası hukukun ciddi ihlalleridir ve herhangi bir askeri gereklilikle gerekçelendirilemez,” ifadelerini kullandı.

Günün erken saatlerinde İsrailli mevkidaşı Yoav Gallant ve İsrail’in İtalya Büyükelçisi ile görüşen Crosetto, İtalyan hükümetinin saldırının bir hata ya da kaza olduğu yönündeki gerekçelere inanmadığını yineledi. Bakan İtalya’nın bu nedenle “mümkün olan en kısa sürede gerçek açıklamalar” talep ettiğini duyurdu.

Ansa’nın haberinde görüşlerine yer verilen Orta Doğu dosyasına aşina olan üst düzey güvenlik kaynaklarına göre, UNIFIL’in İsrail’in BM misyonunun üslerine yönelik saldırısına ilişkin yorumu, Tel Aviv’in Lübnan’daki askeri “gelecek planlarına” “istenmeyen tanıkların” olmasını önlemek için “geri çekilmeye zorlamayı” amaçladığı yönünde.

Le Monde gazetesinin Fransız Silahlı Kuvvetler Bakanlığına dayandırdığı haberine göre Fransa ve İtalya, son olaylar üzerine UNIFIL’e katkıda bulunan Avrupa ülkelerini bir araya getirecek.

Video konferans yoluyla gerçekleştirilecek toplantının önümüzdeki hafta yapılması planlanıyor fakat kesin tarih henüz belirlenmedi.

Öğleden sonra yapılan açıklamaya göre İtalyan hükümeti, UNIFIL üsleri yakınlarındaki eylemlerin kabul edilemez olduğunu belirterek İsrailli yetkililere resmi bir protesto sunduğunu duyurdu.

Başbakan Giorgia Meloni ayrıca UNIFIL Batı Sektörü Komutanı General Messina ile telefonda görüşerek BM misyonu ve ikili MIBIL misyonu kapsamında Lübnan’da bulunan İtalyan askerleriyle “güçlü dayanışma” içinde olduğunu ifade etti.

Meloni, İtalyan birliklerinin Birleşmiş Milletler yetkisiyle bölgede istikrarın sağlanmasında oynadığı önemli rolü bir kez daha teyit etti.

İtalyan hükümeti, UNIFIL’in Güney Lübnan’daki rolünün önemini bir kez daha teyit ederken, bölgede çatışmaların durdurulması ve gerilimin azaltılması için çalışmaya devam ettiğini açıkladı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Alman halkının çoğunluğu İsrail’e askeri yardıma karşı

Yayınlanma

Alman kamu yayıncısı ARD’nin DeutschlandTrend anketine katılanların neredeyse yüzde 70’i Federal Ordunun İsrail’e yardımda bulunmaması gerektiğini düşünüyor.

Ankete göre katılımcıların yüzde 68’i Almanya’nın İsrail’in savunmasına askeri destek vermesini desteklemiyor. Yüzde 19’u ise bundan yana.

Çeşitli parti destekçilerine daha yakından bakıldığında, hepsinde olumsuz bir tutumun hakim olduğu açıkça görülüyor.

Yeşiller taraftarlarının yüzde 62’si Almanya’nın Ortadoğu’daki çatışmalarda İsrail’e askeri destek vermesine karşı çıkarken, yüzde 27’si destekliyor.

Almanya için Alternatif (AfD) destekçilerinin yüzde 80’i bu tür bir askeri yardımın yanlış olduğunu düşünürken, yüzde 12’si destekliyor.

Diğer partilerin destekçileri arasındaki onay oranları ise ikisinin arasında yer alıyor. Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) destekçilerinin yüzde 77’si bu yardıma karşı. CDU/CSU’da bu oran yüzde 68, SPD’de yüzde 65, FDP’e yüzde 56.

İsrail’e verdiği askeri destek bakımından ABD’nin ardından ikinci sırada yer alan Almanya, Ekim 2023’ten bu yana İsrail’e çok sayıda silah ihracatına izin verdi.

İsrail’in 7 Ekim Aksa Tufanına verdiği askeri karşılık Almanya’daki katılımcıların yüzde 57’si için “çok ileri” giderken, yüzde 21’i İsrail’in Gazze Şeridindeki eylemlerini uygun buluyor.

Mart ayında ankete katılanların yüzde 28’i İsrail’in tepkisini uygun olarak nitelendirmişti ve o zaman bile ankete katılanların yarısı bunun çok ileri gittiğini düşünüyordu.

Almanya’da İsrail’in eylemlerini eleştirenlerin sayısı geçtiğimiz kasım ayından bu yana istikrarlı bir şekilde artıyor.

ARD DeutschlandTrend’in güncel araştırmasında ayrıca İsrail’in gazze’ye yönelik askeri eylemlerinin Filistinli sivil nüfusun da etkilenmesi durumunda haklı olup olmadığı soruldu. Buradaki cevap daha da net: Yüzde 68’lik bir kesim İsrail saldırılarını bu durumda haksız bulurken, sadece yüzde 18’lik bir kesim haklı buluyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English