Avrupa
Batı basını, Telegram’ın kurucusu Durov’un gözaltına alınmasına nasıl tepki verdi?

Telegram’ın kurucusu Pavel Durov, 24 Ağustos’ta Fransa’nın Le Bourget Havalimanı’nda gözaltına alındı. Bu gelişme, Batı medyasında büyük yankı uyandırdı ve kamuoyunda ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Bazı medya kuruluşları ve önde gelen figürler, gözaltına alınma olayını ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdit olarak değerlendirirken, diğerleri ise olayın arka planındaki suçlamalara odaklandı.
Durov’un gözaltına alınması, Batı medyasında geniş yankı buldu ve tepkiler ikiye bölündü. X (eski adıyla Twitter) platformunun sahibi Elon Musk, “Özgürlük. Özgürlük! Özgürlük mü?” şeklinde bir paylaşım yaptı ve ‘#freepavel’ etiketini başlattı. Gazeteci Tucker Carlson ise Durov’un gözaltına alınmasını, ‘yetkililerin emriyle gerçeği sansürlemeyi reddeden tüm platform sahipleri için bir uyarı’ olarak nitelendirdi.
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev de konuya ilişkin açıklama yaparak, “Şu anda tüm ortak düşmanlarımız için, o bir Rus ve bu nedenle öngörülemez ve tehlikeli,” ifadelerini kullandı.
Fransız yetkililer ise olayın siyasetle alakası olmadığını savundu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, gözaltı olayının ifade özgürlüğüne karşı bir saldırı olmadığını belirtti. Fransız yetkililere göre, Durov hakkında 12 suçlama bulunuyor ve bunlar arasında dolandırıcılık, pornografi dağıtımı, uyuşturucu, kara para aklama ve kripto para kaçakçılığına suç ortaklığı gibi ciddi iddialar yer alıyor.
Benjamin Quenel, Le Monde:
“Savaş yanlısı kanallar birer birer Telegram’ın kurucusunu savunmaya geçerek serbest bırakılması çağrısında bulundu ve ‘#FreeDurov’ yazılı tişörtler sattı. En popüler askeri kanallardan biri olan Colonelcassad’da Boris Rojin ‘Artık George Orwell’in fikirlerinin tamamen zafer kazandığı bir dünyada yaşıyoruz’ diye yazdı. Bu devasa kişisel ‘blog’ platformundan yayılan propagandanın ardında bir gerçek var: Telegram askeri iletişimin temel direklerinden biri olarak hizmet verdi.”
Le Figaro:
“Körfez Emirliği’nde Telegram, Avrupa Birliği ve ABD’nin yasa dışı içeriği kaldırmak için büyük platformlara baskı yaptığı bir dönemde devletin denetim kurallarına sığındı. Mesajlaşma servisi, 200 bin kişiye kadar ulaşabilen tartışma gruplarıyla bazen yanlış bilgilerin viral potansiyelini artırmakla suçlanıyor.”
Veronica Dorman, Liberation:
“Rusların tepkisi anında geldi ve bu kez mevzilerin her iki tarafında da nispeten fikir birliği vardı. Telegram özgür ifade ve güvenli iletişim için tek alan.”
Mathilde Durand, Le Parisien:
“Şifrelenmiş mesajlar, özellikle Ukrayna’daki savaş bağlamında, hem hükümet hem de muhalefet tarafından yaygın olarak kullanıldı. Bugün, Rusya’nın dahil olduğu çeşitli krizlerde Telegram’ın oldukça yoğun bir şekilde kullanıldığını göz önüne alırsak, Kremlin ile girişimci arasında fiili bir çıkar çakışması var.”
Charlie Hebdo:
“Rusya’dan bakıldığında, bu Rus Elon Musk’ın tutuklanması açıkça bir heyecan yarattı. Özellikle de Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilim sürerken, mesajın önemini yadsımak zor. Tanım gereği, Rusya silahlı kuvvetlerinin iletişim şefini tutukladılar.”
Thomas McIntosh, Will Vernon, BBC:
“Telegram, grupların 200 bine kadar üyeye sahip olmasına izin veriyor ve eleştirmenler dezenformasyonun yayılmasını kolaylaştırdığını ve kullanıcıların komplo teorileri, neo-Nazizm, pedofili veya terörle ilgili içerik paylaşmasını kolaylaştırdığını söylüyor.”
Matthew Dalton, Anne M. Simmons, The Wall Street Journal:
“Telegram, eski Sovyet ülkelerindeki en önemli sosyal ağ ve sohbet uygulaması. Rusya ve Ukrayna’daki devlet kurumları Telegram’ı haber ve bilgi yaymak için kullanıyor. Moskova ayrıca bu uygulamayı Avrupa’da sabotaj eylemleri ve huzursuzluk yaratmayı amaçlayan operasyonlar için ajan devşirmek amacıyla da kullanıyor. Bu da Durov’u Telegram’ın şifrelenmiş mesajlarını kırmaya çalışan Batılı istihbarat kurumları açısından değerli bir varlık haline getirebilir. Fransız yetkililer Fransa’nın son aylarda Rusya’nın çeşitli operasyonlarının hedefi olduğunu ve bunun da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve hükümetin diğer üyelerinin şikâyetlerine yol açtığını söylüyor.”
Leili Foroudi ve Tassilo Hummel, Reuters:
“Fransa ile Rusya arasındaki gerilim aylardır tırmanıyor. Fransız yetkililer Rusya’yı, Ukrayna’daki çatışma konusundaki daha sert tutumuna karşılık olarak Paris Olimpiyatları öncesinde durumu istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçluyor.”
Adam Satariano, Paul Mosur, Aurélien Briden, The New York Times:
“Telegram ifade özgürlüğü mücadelesinde bir parlama noktası haline geliyor. Gözaltı haberine verilen tepkiler, ifade özgürlüğü, sansür ve çevrim içi içeriğin devlet tarafından gözetlenmesine ilişkin endişelerin, çevrim içi ifadeye yönelik düzenleyici incelemenin dünya çapında arttığı bir dönemde büyüdüğünü gösterdi.”
Politico:
“Telegram, aynı zamanda bir medya platformu olması nedeniyle rakip mesajlaşma programlarından farklı. WhatsApp, Facebook ve X’i bir arada düşünün. Tutuklu Durov’un lehine olan iki faktör var. Birincisi, davasının adil yargılanmanın hala mümkün olduğu Fransa’da görülüyor olması. İkincisi ise davasının kısmen enformasyon alanında ve kamuoyu mahkemesinde görülecek olması. Geçmişine bakılırsa, bu alan şovmen Durov’un tüm bilinçli yaşamı boyunca hazırlandığı alan.”
Avrupa
Madrid’de on binlerce kişi Başbakan Sanchez’in istifasını istedi

İspanya’da muhalefetteki Halk Partisi’nin çağrısıyla on binlerce kişi, Başbakan Pedro Sanchez hükümetini yolsuzlukla suçlayarak protesto etti. Madrid’de toplanan kalabalık, Sanchez’in istifasını talep ederken, Halk Partisi lideri Alberto Núñez Feijóo hükümeti ‘mafyavari uygulamalarla’ itham ederek erken seçim çağrısında bulundu.
İspanya’da muhalefetteki Halk Partisi’nin (PP) çağrısıyla on binlerce kişi, Başbakan Pedro Sanchez liderliğindeki sosyalist hükümeti yolsuzlukla suçlayarak başkent Madrid’de protesto gösterisi düzenledi.
Göstericiler, Sanchez’in istifasını talep etti.
Başkentin merkezindeki Plaza de España meydanında toplanan kalabalık, İspanya bayrakları taşıyarak “Pedro Sanchez istifa!” sloganları attı.
Ses kaydı protestoları tetikledi
Halk Partisi, Sosyalist Parti üyesi Laire Díez’in, Başbakan Sanchez’in eşi, kardeşi ve eski başdanışmanına yönelik yolsuzluk şüphelerini araştıran bir polis birimine saldırdığını iddia eden ses kayıtlarının sızdırılmasının ardından gösteri çağrısı yapmıştı.
İddiaları reddeden Díez ise çarşamba günü basın mensuplarına yaptığı açıklamada, bir kitap için araştırma yaptığını ve ne parti ne de Sanchez adına konuştuğunu belirtti.
Díez, bu açıklamasının ardından başbakanın liderliğindeki Sosyalist Parti üyeliğinden istifa ettiğini duyurdu.
Madrid, Spain
Estimates of up to a million people protesting in Madrid & the Socialist Government despite not winning the recent election in July23, have remained in power, amidst rigged election reports.
Spaniards won’t accept this. Just another example of a WEF… pic.twitter.com/CyMrTOv7Mw
— Concerned Citizen (@BGatesIsaPyscho) November 18, 2023
Muhalefet liderinden ‘mafyavari uygulamalar’ suçlaması
Nisan 2022’de partisinin başına geçen Halk Partisi lideri Alberto Núñez Feijóo, hükümeti bu olayda “mafyavari uygulamalarda bulunmakla” suçladı.
Feijóo, Sanchez’in çok sayıda yolsuzluk skandalının “merkezinde” olduğunu savundu.
Gösteriye katılan Feijóo, “Bu hükümet her şeyi lekeledi: siyaseti, devlet kurumlarını ve güçler ayrılığını,” ifadelerini kullandı. Feijóo ayrıca Başbakan Sanchez’e erken seçim çağrısı yapması için baskıda bulundu.
Diğer yandan Başbakan Sanchez, yakın çevresine yönelik soruşturmaları, sağ kanadın hükümetini devirmek için yürüttüğü bir “karalama kampanyasının” parçası olarak nitelendirerek kınadı.
Sanchez, Haziran 2018’de, selefi olan Halk Partili Mariano Rajoy’u muhafazakar partiyi etkileyen bir yolsuzluk skandalı nedeniyle verilen güvensizlik oyuyla devirerek iktidara gelmişti.
İspanya’da bir sonraki genel seçimlerin 2027’de yapılması planlanıyor.
Avrupa
Almanya’da milyoner sayısı %18 arttı

Federal İstatistik Ofisi’nin açıkladığı rakamlara göre, Almanya’da geliri en az bir milyon avro olan milyoner sayısı %18 artarak 34.500’e yükseldi.
Wiesbaden merkezli istatistikçiler, istatistiklerin mevcut olduğu en son dönem olan 2020 ve 2021 verilerini karşılaştırdı.
Yetkililere göre, zenginlerin sayısındaki artış, 2021’deki yüksek enflasyonla kısmen açıklanabilir. Enflasyon etkisi hesaba katılmadığında, milyonerlerin sayısı 2020’ye göre yine de %12 artmış oluyor.
Milyonerler ortalama 2,8 milyon avro kazandı. On kişiden altısı, gelirinin büyük bir kısmını ticari faaliyetlerden elde etti. Milyonerlerin %20’sinden biraz azı çalışırken, %15’i “serbest meslek” sahibi olarak nitelendiriliyor.
junge Welt’in aktardığına göre sendika bağlantılı Hans Böckler Vakfı (HBS) bu rakamlar hakkında endişelerini dile getirdi. HBS’nin Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü bilimsel direktörü Bettina Kohlrausch çarşamba günü AFP’ye verdiği demeçte, kriz dönemlerinde milyoner sayısındaki artışın yoksulların sayısındaki artışla dengelendiğini söyledi.
Kohlrausch, rakamların özellikle düşük ve orta gelirli birçok insanın Almanya’daki sosyal eşitsizlikle ilgili endişelerinin “haklı” olduğunu gösterdiğini ekledi.
Avrupa
AB ulaştırma bakanları ‘uçuş iptalleri’ konusunda anlaşamıyor

AB ulaştırma bakanlarının yolcu hakları konusunda bir araya geldiği bugün, geciken uçuşlar için tazminat talep etme hakkı belirsizliğini koruyor.
Mevcut AB kurallarına göre, uçuşunuz üç saatten fazla gecikirse tazminat talebinde bulunabiliyorsunuz. Fakat, şu anda AB toplantılarına başkanlık eden Polonya, bu eşiği yükseltmek istiyor. Bu durumda, tazminat almaya hak kazanan gecikmeli uçuşların sayısı azalacak.
Dün dağıtılan AB içi bir uzlaşma metninde, tazminat için bekleme süresinin kısa uçuşlar için dört saate, uzun uçuşlar için altı saate çıkarılması ve çok kısa uçuşlar için özel bir üç saatlik eşik getirilmesi önerildi.
Polonyalıların argümanı, bunun havayolu şirketlerini, kendilerine daha ucuza gelen uçuşları iptal etme davranışından vazgeçmeye teşvik edeceği yönünde. Bir AB diplomatı, “Yolcular, tazminat alıp uçuşlarının iptal edilmesindense, gecikmeli de olsa varış noktalarına ulaşmayı tercih ediyor,” dedi.
Berlin ve Madrid, üç saatlik kuralı korumak istedikleri için engel çıkarıyorlar. BEUC gibi tüketici grupları da bu görüşe katılıyor.
Fakat diplomatlar, İtalya ve İrlanda gibi düşük maliyetli havayolu şirketlerinin güçlü olduğu ülkelerin eşik değerinin yükseltilmesinden yana olduklarını belirttiler.
Değişiklikler müşterilerin cebine de yansıyabilir. Berlin, 300 avroluk sabit bir talep ücreti istiyor; ama Polonya’nın uzlaşma teklifinin en yüksek tutarı 500 avro olacak. Şu anda geri talep edilebilen maksimum tutar 600 avro.
2024 yılında uçuşların sadece %65’i zamanında varış noktasına ulaştı ve 2035 yılında gecikmelerin altı kat daha fazla olması bekleniyor.
-
Diplomasi2 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Söyleşi2 hafta önce
Eski AP Türkiye Raportörü Kati Piri Harici’ye konuştu: AB’nin tutarlı bir Türkiye stratejisi yok
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Tantura katliamı: İsrail’in örtbas ettiği savaş suçu
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 1
-
Avrupa1 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Rusya1 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı