Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Biden, Britanya ile ticaret anlaşmasını rafa kaldırdı

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden, Senato’nun muhalefeti ve anlaşmanın kapsamı konusundaki anlaşmazlıkların ardından, Britanya ile yapılması planlanan ticaret anlaşmasını 2024 seçimlerine kadar rafa kaldırdı.

Amerika Birleşik Devletleri Ticaret Temsilciliği (USTR) tarafından bu yılın başlarında hazırlanan anlaşmanın ve önerilen 11 bölümünün taslağı, müzakerelerin 2023’ün sonundan önce başlayacağını belirtiyordu.

Fakat POLITICO’ya bilgi veren iki kişi, bir dizi engelden sonra, anlaşma müzakerelerinin devam etmesinin beklenmediğini aktardı. Bu kişilerden biri, “Bunun [anlaşmanın] yeniden ortaya çıktığını göreceğimizi sanmıyorum,” dedi.

Anlaşma, DTÖ standartlarında bir serbest ticaret anlaşmasından ziyade, regülasyon ve tarife dışı engellerle mücadele eden ABD liderliğindeki Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesine (IPEF) benziyordu.

Fakat geçen ay IPEF görüşmeleri, üst düzey Demokratların Biden yönetiminin uygulanabilir çalışma standartları içermeyen ticaret hükümlerini müzakere etmesini eleştirmesinin ardından dağıldı.

ABD, ‘işçi merkezli bir anlaşma’ peşinde

Londra uzun zamandır Washington ile bir ticaret anlaşmasını Brexit sonrası önemli bir mesele olarak görüyor.

Taslak, sonunda tam teşekküllü, kapsamlı bir anlaşmayı güvence altına almak için bir yol haritası olarak kabul edilmişti. Bloomberg’in bildirdiğine göre, Birleşik Krallık İş, Enerji ve Sanayi Stratejisi Bakanı Kemi Badenoch, ilk olarak Trump yönetimi altında başlatılan müzakereleri yeniden canlandırmak için Nisan ayında Biden’ın Belfast ziyareti sırasında IPEF tarzı anlaşmayı sundu.

Fakat etkili Demokrat senatörlerin anlaşmaya itirazları işleri karmaşıklaştırdı. Örneğin Oregon Senatörü ve Senato Finans Komitesinin etkili isimlerinden Ron Wyden, anlaşmanın ‘Amerikan halkının faydasına olmadığını’ söylemişti. Wyden ayrıca USTR’yi, uluslararası ticarette Kongre’nin rolüne saygı göstermeye de çağırmıştı.

USTR bunun üzerine potansiyel bir Britanya ticaret anlaşması hakkında bilgi almak için Kongre’ye başvurdu. Fakat ABD ile Britanya arasında, tarım ve herhangi bir anlaşmanın Amerikalı işçilere fayda sağlayıp sağlamayacağı da dahil olmak üzere önemli sorunlar devam ediyor.

İngiliz müzakereciler, ABD’lilerin ‘işçi merkezli ticaret politikası’ ilkelerine tutunduklarını ve “Bu, Iowa’daki çiftçilerin kaderini iyileştiriyor mu? Bu ABD ekonomisine yardımcı oluyor mu?” diye sorduklarını belirtiyorlar.

‘Londra ile anlaşma Washington’ın önem sıralamasında üstlerde değil’

Britanya kabinesi de, Başbakan Rishi Sunak’ın bu yılın başlarında bir gıda zirvesinde, ABD’den İngiltere’ye kimyasal yıkamalara veya hormon enjekte edilmiş sığır eti ithalatına izin vermeyeceğini söylemesinin ardından taslaktaki tarım düzenlemeleriyle ilgili bir bölüme itiraz etti.

Bu arada, İngiltere-ABD ticaret ilişkilerinin odak noktası, ağırlıklı olarak, İngiliz otomotiv firmalarının Biden yönetiminin Enflasyonu Düşürme Yasasında (IRA) sunulan elektrikli araç vergi indirimlerinden yararlanmasına olanak tanıyacak kritik bir mineral anlaşmasını güvence altına almaya dayanıyor.

Bir İngiliz hükümet sözcüsü, “İngiltere ve ABD, bu yılın başlarında açıklanan Atlantik Deklarasyonuna dayanan bir dizi hayati ekonomik ve ticari konuda işbirliğini hızla genişletiyor,” dedi.

Son rakamlar, ülkeler arasındaki toplam ticaretin 2023’ün 2. çeyreğinde yılda yüzde 23,8 büyüdüğünü gösteriyor.

Dünyanın en önemli finans merkezlerinden biri olan City of London’ın Belediye Başkanı Michael Mainelli, ABD ile bir ticaret anlaşması olmadan da ikili ticaretin geliştiğine işaret ediyor. Mainelli’ye göre, ABD’de Britanya ile bir ticaret anlaşması ‘listenin üst sıralarında değil.’

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English