Bizi Takip Edin

AMERİKA

Biden çekildi: Şimdi ne olacak?

Yayınlanma

2024 başkanlık seçimlerinde Demokratların adayı olması beklenen ABD Başkanı Joe Biden, yarıştan çekildiğini açıkladı.

Bir süredir hem mega bağışçılardan, hem de Demokrat Parti içindeki önemli isimlerden çekilme baskısıyla karşı karşıya kalan Biden, direnişini sürdüremedi.

81 yaşındaki Biden, pazar günü yaptığı yazılı açıklamada, hizmet etmenin “en büyük onur” olduğunu fakat çekilmesinin “partisinin ve ülkenin yararına” olduğunu söyledi.

Pazar günkü çekilme açıklamasından önce, Biden’ın çekilmesi çağrısını yineleyen Demokrat kongre üyelerinin listesi en az 40’a çıkmakla kalmadı, Senatör Joe Manchin gibi sadık Biden destekçileri de 81 yaşındaki başkanın başkanlık kampanyasını sonlandırması için kamuoyu önünde yaptıkları çağrıları artırdı.

Açıklamadan hemen önce Manchin, ABC’nin “This Week” programına katılarak Biden’ı “meşaleyi yeni bir nesle devretmeye” çağırdı.

Biden, Başkan Yardımcısı Kamala Harris’i adaylık için destekledi. Harris yaptığı açıklamada, “Başkanın desteğini almaktan onur duyuyorum ve niyetim bu adaylığı kazanmak ve kazanmak,” dedi.

Harris’in Biden’ın delegelerinin desteğini alması lazım

Biden’ın adaylığı, 19–22 Ağustos tarihlerinde yapılacak Demokratik Ulusal Konvansiyon’da (DNC) resmileşecekti. Şimdi, daha önce Biden’ı destekleyen delegelerin Harris’e ya da ortaya çıkacak başka adaylara destek vererek Demokratların adayını seçmesi gerekecek.

Aralarında eski başkan Barack Obama, Senato lideri Chuck Schumer ve eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin de bulunduğu onlarca üst düzey Demokrat ve büyük isim kararı hemen övdü.

Eski başkan Bill Clinton ve 2016 Demokrat başkan adayı Hillary Clinton, kasım ayındaki oylamada partinin adayı olarak Kamala Harris’i desteklediklerini ve “onu seçmek için her şeyleriyle mücadele edeceklerini” söylediler.

Obama ise “olağanüstü bir adayın ortaya çıkacağına” dair “olağanüstü bir güvene” sahip olduğunu belirtirken, Harris’i ya da başka bir adayı açıkça desteklemedi.

İki büyük Demokrat bağışçı; LinkedIn’in kurucusu Reid Hoffman ve yatırımcı George Soros’un oğlu Alexander Soros Harris’i açıkça destekledi.

Kamala Harris’in aday olması halinde kimi başkan yardımcısı olarak seçeceği de merak konusu. Olası adaylar arasında California Valisi Gavin Newsom, Illinois Valisi JB Pritzker, Pennsylvania Valisi Josh Shapiro, Arizona Senatörü Mark Kelly, Michigan Valisi Gretchen Whitmer, Kentucky Valisi Andy Beshear’in de adı geçiyor.

Anket sonuçları kararda etkili oldu

POLITICO, Biden’ın çekilme sürecinin perde arkasını yazdı.

Buna göre Başkanın kararı, Covid’den iyileşirken izole edildiği Delaware’deki sahil evinde tecridin dördüncü gününde geldi.

Biden’a başlangıçta sadece küçük bir yardımcı grubu eşlik etti ve tüm dönemi kamuoyundan uzak geçirdi.

Bu arada Beyaz Saray, Biden’ın faaliyetleri hakkında çok az ayrıntı vererek, yalnızca üst düzey yardımcılarla birkaç brifing ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e bir tebrik telefonu olduğunu söyledi.

Fakat Biden’a bu hafta sonu en yakın yardımcılarından biri olan Steve Ricchetti de katıldı ve konuyla ilgili bilgi sahibi olan kişiler, son anketleri ve Biden’ın kenara çekilmesini isteyen Demokratlardan gelen tepkileri incelemek üzere Delaware’e gittiğini söyledi.

Başkanın adaylıktan çekileceğini açıklamasından sadece saatler önce kampanyası daha kötü haberlerle sarsıldı: Yeni bir anket Biden’ın Michigan’da 7 puan gerilediğini gösteriyordu ki bu da, geçen ayki münazaraya giderken kazanması gereken eyalette karşılaştığı farkın iki katından fazla.

Beyaz Saray’ın Biden’ın açıklamasından haberi yoktu

Biden, Başkan Yardımcısı Kamala Harris, özel kalem müdürü Jeff Zients ve kampanya başkanı Jen O’Malley Dillon’ı ayrı ayrı telefonla arayarak bilgilendirdi. Ardından Beyaz Saray’daki ve kampanyadaki diğer üst düzey danışmanlarla bir telefon görüşmesi yaptı ve adaylıktan vazgeçme planlarını kamuoyuna duyurdu.

Biden’ın X’te yayınladığı mesaj, adaylığını yeniden gözden geçirdiğine dair hiçbir işaret almamış olan Beyaz Saray ve kampanyadaki diğer personelin çoğunu şaşırttı. 

ABC’ye konuşan kaynaklar da Biden’ın kendi personelinin, pazar günü kararını kamuoyuna açıklamasından sadece bir dakika öncesine kadar Başkanın istifa edeceğini bilmediğini ve personelin bazı üyelerinin karar karşısında gafil avlandığını söyledi.

Zients’in pazartesi sabahı tüm Beyaz Saray personeliyle bir telefon görüşmesi yapması ve ayrıca yürütme organındaki atananlarla da bir telefon görüşmesi yapması planlanıyor.

Obama ailesi Biden’ı çekilmeye mi zorladı?

Biden’ın en küçük kardeşi Frank Biden, ABC’ye yaptığı açıklamada, kardeşinin geri çekilme kararının Biden ailesinin birkaç üyesinin geçtiğimiz hafta boyunca “first lady” Jill Biden’ın öncülüğünde yaptığı birkaç görüşmeden sonra alınan “kıl payı” bir karar olduğunu ve ailenin her zaman başkanın ülke için en iyi olduğunu düşündüğü şeyi yapmasını desteklediğini söyledi.

Kardeş Biden, “Meselenin özü şudur: Bu onun genel sağlığı ve canlılığıyla ilgilidir. Bilişsel bir şey değil. Gururlu bir adam, yürürken ayaklarını sürüyerek yürümesi onu kızdırıyor,” dedi.

Biden’a yakın birçok kişi, eski Başkan Obama’ya karşı büyük bir kızgınlık duyduğunu söylüyor.

Axios’ta yer alan habere göre Obama’nın pek çok danışmanı Biden’a 2016’da aday olmaması için baskı yapmıştı.

Biden’ın eski bir yardımcısı, “Obama 2016’da ekibi aday olmaması için lobi yaptığında bu kozu zaten kullanmıştı. Bunu bir kereden fazla yapamazsınız,” dedi.

Obama’nın en güçlü bağlantısı Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Jeff Zients ile, kendisi etkili ancak Biden ile diğer üst düzey yardımcılar kadar kişisel olarak yakın değil.

Bunun yanı sıra Michelle Obama ve Biden ailesi arasında, Bidenların, Hunter Biden’ın eski eşi ve Michelle Obama’nın yakın arkadaşı Kathleen Buhle’ye davranışı nedeniyle de gerginlik var. Buhle’nin Biden’dan çekişmeli bir sürecin ardından boşanmasının ardından yazdığı kitabın Bidenlar tarafından hoş karşılanmadığı belirtiliyordu.

Biden’a göre Obama “kukla oynatıcısı”

New York Times’a konuşan kaynaklar da Biden’ın başta eski Başkan Barack Obama olmak üzere parti liderlerine karşı “sinirli” hale geldiğini ve Obama’nın 81 yaşındaki Biden’ın Demokrat adaylıktan çekilmesiyle ilgili tartışmalara dahil olduğunu iddia etmişti.

NYT’nin haberine göre Biden, Başkanın kampanyasıyla ilgili konuşmalar konusunda Obama’yı “perde arkasında bir kukla oynatıcısı” olarak görüyor.

İsminin açıklanmasını istemeyen Biden’a yakın kaynaklar, Başkanın “son günlerde medyada yer alan sızıntıların, kenara çekilmesi için üzerindeki baskıyı arttırmak üzere koordine edildiğini varsayacak kadar uzun süredir siyasetin içinde olduğunu” söyledi.

Washington Post’ta yer alan bir habere göre, 19 Temmuz’da Obama, müttefiklerine Joe Biden’ın yeniden seçilme teklifini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.

Gazete, Obama’nın Biden’ın zafere giden yolunun azaldığına inandığını ve 81 yaşındaki Biden’ın “adaylığının uygulanabilirliğini ciddi bir şekilde düşünmesi gerektiğini” söylediğini aktardı.

Trump ve Cumhuriyetçiler Harris’e hücuma başladı

Biden’ın açıklamasından bir saat sonra, Trump yanlısı süper-PAC kampanya fonu Make America Great Again, “Joe’nun bariz zihinsel düşüşünü örtbas ettiğini” iddia ederek Harris’e saldıran bir reklam yayınladı.

Donald Trump ise, “Sol şimdi kimi aday gösterirse göstersin, aynısının daha fazlası olacak,” dedi.

Trump’ın oğlu Donald Trump Jr. da Truth Social’da, “Kamala Harris, Joe Biden’ın tüm sol politika siciline sahip. Tek fark, Joe’dan daha liberal ve daha az yetkin olması, ki bu da gerçekten bir şey söylüyor. Sınırdan sorumlu tutuldu ve tarihimizdeki en kötü kaçak istilasını gördük!!!” diye yazdı.

Trump kampanyasının üst düzey danışmanları Chris LaCivita ve Susie Wiles yazdıkları bir notta, “Kamala Harris de en az Biden kadar şaka gibi. Harris, Ulusumuzun insanları için Joe Biden’dan bile daha KÖTÜ olacak. Harris tüm bu süre boyunca Sahtekar Joe’nun baş yardımcısı oldu. Birbirlerinin kayıtlarına sahipler ve ikisi arasında hiçbir mesafe yok. Harris, başarısız Biden Yönetimini VE [Kaliforniya’daki] liberal, suç konusunda zayıf sicilini savunmalıdır,” diye yazdılar.

AMERİKA

Microsoft, Trump’ı Rusya ve Çin “hacklerine” karşı önlem almaya çağırdı

Yayınlanma

Microsoft Başkanı Brad Smith, ABD hükümet yetkililerini ve seçim kampanyalarını hedef aldığı öne sürülen “devlet destekli hack” dalgasının ortasında Donald Trump’a Rusya, Çin ve İran’dan gelen siber saldırılara karşı daha fazla önlem alması çağrısında bulundu.

Aynı zamanda şirketin başkan yardımcısı ve en üst düzey hukuk sorumlusu olan Brad Smith, Financial Times’a (FT) verdiği demeçte siber güvenliğin “uluslararası ilişkilerde daha önemli bir konu olmayı hak ettiğini” söyledi ve ABD’nin seçilmiş başkanına “güçlü bir mesaj” göndermesi çağrısında bulundu.

Smith, “Trump yönetiminin özellikle Rusya, Çin ve İran’dan gelen ulus-devlet siber saldırılarına karşı daha fazla bastıracağını umuyorum. Bugün gördüğümüz düzeydeki saldırılara müsamaha göstermemeliyiz,” dedi.

ABD’li işletmelere yönelik fidye yazılımı saldırıları son yıllarda artış gösterdi ve bu saldırılar genellikle Smith’in Rus hükümeti tarafından “hoş görüldüğünü … ve hatta bazı durumlarda kolaylaştırıldığını” iddia ettiği suç örgütleri tarafından gerçekleştirildi.

Geçtiğimiz hafta ABD kolluk kuvvetleri Çin’i, seçimler öncesinde birçok Amerikan telekom ağına girerek yaygın bir siber casusluk kampanyası yürütmekle suçladı.

Microsoft’a göre müşterileri her gün 600 milyondan fazla siber saldırıya maruz kalıyor

Smith, Joe Biden yönetiminin “siber güvenlik korumalarını güçlendirmede muazzam bir ilerleme” kaydettiğini söyledi fakat “Özellikle diğer ülkeleri bu siber saldırıları gerçekleştirmekten caydırmak ve caydırmak için atılması gereken daha fazla adım var,” diye ekledi.

Yakın zamanda yapılan bir Microsoft araştırması, müşterilerinin her gün 600 milyondan fazla siber saldırıyla karşı karşıya kaldığını ve suç çeteleri ile “ulus-devlet gruplarının” giderek daha fazla bir araya gelerek araçları paylaştığını ve hatta ortak operasyonlar yürüttüğünü ileri sürüyor.

Smith, eylül ayında ABD Senatosu önünde verdiği ifadede Rusya, Çin ve İran’ın bu yıl ABD de dahil olmak üzere küresel seçimlere müdahale etmek için dijital çabalarını artırdıklarını söylemişti.

Microsoft’a güvenlik eleştirileri

Bununla birlikte Microsoft’un kendi güvenlik standartları geçtiğimiz aylarda eleştirilere maruz kaldı.

Mart ayında ABD Siber Güvenlik İnceleme Kurulu tarafından hazırlanan bir raporda, güvenlik kültürünün “yetersiz” olduğu belirtilerek, geçen yıl Çinli bilgisayar korsanlarının Microsoft’un bulut sistemlerinde barındırılan ve ABD hükümetinin üst düzey güvenlik yetkililerine ait olanlar da dahil olmak üzere yüzlerce e-posta hesabına erişmesine izin veren “kaçınılabilir hatalar dizisine” işaret edildi.

Microsoft İcra Kurulu Başkanı Satya Nadella buna cevaben şirketin, personel ücretlerini güvenlikle ilişkilendirmek de dahil olmak üzere “her şeyden önce” güvenliğe öncelik vereceğini söyledi.

Şirket ayrıca müşterilerinin CrowdStrike’ın hatalı güvenlik güncellemesinin neden olduğu temmuz ayındaki küresel BT kesintisi gibi olaylardan daha hızlı kurtulmalarına yardımcı olmak için Windows işletim sisteminde değişiklikler yapıyor.

Smith’ten Afrika ve Orta Doğu’ya dijital teknoloji ihracatı çağrısı

Smith, siber güvenliğin ötesinde, ikinci bir Trump yönetiminin teknoloji endüstrisi üzerindeki kesin etkisini belirlemek için “biraz erken” olduğunu söyledi.

Microsoft yöneticisi, ABD’deki birleşme ve satın alma düzenlemelerinde beklenen herhangi bir liberalleşmenin, dünyanın diğer bölgelerindeki anlaşmaların devam eden incelemesine karşı tartılması gerektiğini söyledi.

Smith ayrıca, Biden yönetiminin teknolojinin Çin’e sızabileceği endişesiyle yapay zeka çiplerine ihracat kontrolleri getirmesinin ardından, ABD hükümetinden özellikle Orta Doğu ve Afrika’ya “kilit Amerikan dijital teknolojilerinin ihracatının hızlandırılmasına yardımcı olması” talebini yineledi.

Smith, “Amerikan teknolojisinin dünyanın bu diğer bölgelerine Çin teknolojisi kadar hızlı ulaşabilmesi için süreçleri standartlaştırmaya gerçekten ihtiyacımız var,” dedi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump’ın kabinesinde ilk fire Adalet Bakanı Gaetz oldu

Yayınlanma

ABD’de seçilmiş başkan Donald Trump’ın Adalet Bakanı olarak atadığı Matt Gaetz, görevden çekildiğini açıkladı.

Gaetz X’te açıklamada, “Onaylanmamın Trump/Vance Geçiş Sürecinin kritik çalışmaları açısından haksız bir şekilde dikkat dağıtıcı bir unsur haline geldiği açıktır. Washington’da gereksiz yere uzatılan bir çekişmeyle kaybedecek zamanımız yok, bu nedenle Adalet Bakanı olarak görev yapmak üzere olan ismimi geri çekiyorum,” dedi.

Gaetz’in çekilme nedeninin, Senato Cumhuriyetçileri arasında onaylanmak için yeterli desteğe sahip olmaması olduğu söyleniyor.

Gaetz’in adaylığının çekilmesi, Trump’ın göreve gelmeye hazırlanırken yaptığı ilk önemli hamlelerden birinde sert bir şekilde eleştirilmesi ve en azından bazı durumlarda Senato Cumhuriyetçilerinin seçilmiş başkana sınırlamalar getirebileceğinin erken bir işareti.

Gaetz, Trump’ın göçmenlik gibi sosyal konulardaki gündemini yürütmek için en iyi seçim olarak görülüyordu.

Cumhuriyetçi Kongre üyeleri karardan memnun

Floridalı bir Cumhuriyetçi olan 42 yaşındaki Gaetz, cinsel istismarda bulunduğu iddialarına ilişkin uzun süredir devam eden Temsilciler Meclisi Etik Komitesi soruşturması nedeniyle yoğun bir inceleme altındaydı.

Adalet Bakanlığı da Gaetz hakkında reşit olmayan bir kişiye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla soruşturma başlatmış fakat geçen yıl avukatlarına soruşturmanın suçlama olmaksızın kapatıldığını bildirmişti.

Senato Cumhuriyetçi Lideri Mitch McConnell Gaetz’in geri çekilmesinin “iyi bir şey” olduğunu söyledi. Alaska’dan Cumhuriyetçi Senatör Lisa Murkowski ise Gaetz’in bir onay mücadelesinden kaçınarak “doğru bir karar” verdiğini söyledi. Bir başka Cumhuriyetçi, Maine Senatörü Susan Collins, senatörlerin Gaetz hakkındaki iddiaları araştırmak zorunda kalmayacakları için rahatladığını ifade etti.

Cumhuriyetçilerin yeni lideri Güney Dakota Senatörü John Thune ise, “Kendisi ve ailesi için en iyi olanı yapmalı ama kararına saygı duyuyorum,” dedi.

Trump, Perşembe günü Truth Social’da yaptığı bir paylaşımda Gaetz’in adaylık için gösterdiği çabaları takdir ettiğini söyledi.

Trump, “Çok iyi gidiyordu ama aynı zamanda çok saygı duyduğu yönetim için dikkat dağıtıcı olmak istemedi. Matt’in harika bir geleceği var ve yapacağı tüm harika şeyleri izlemek için sabırsızlanıyorum!” dedi.

Yeni aday Pam Bondi

Donald Trump, eski Florida Başsavcısı Pam Bondi’yi Adalet Bakanı olarak aday göstereceğini açıkladı.

Bondi, 2019’daki ilk azil sürecinde Trump’ı savunmuş ve 2024 kampanyasında da Trump’ın yanında yer almıştı.

Bondi, Trump yanlısı America First Policy Institute’da hukuk ve adalet bölümünün eş başkanlığını yürütüyordu.

Seçimi duyuran sosyal medya paylaşımında Trump, “Çok uzun zamandır partizan Adalet Bakanlığı bana ve diğer Cumhuriyetçilere karşı silah olarak kullanıldı. Artık öyle olmayacak. Pam, Adalet Bakanlığını Suçla Mücadele ve Amerika’yı Yeniden Güvenli Hale Getirme amacına yeniden odaklayacak,” dedi.

Bondi, Trump’ın yeni özel kalem müdürü Susie Wiles tarafından yönetilen ve kurucusu Brian Ballard’ın Trump’a bağış toplayan üst düzey bir isim olduğu lobi şirketi Ballard Partners’ın da ortağı.

Bondi, 2011-2019 yılları arasında Florida’nın başsavcısı olarak görev yaptı ve bu göreve gelen ilk kadın oldu.

Bondi’nin, seçilmiş başkanın gelini ve Cumhuriyetçi Ulusal Konvansiyon Başkanı Lara Trump ile yakın bir ilişkisi var. İkili eyalette köpek yarışlarının yasaklanmasına karşı birlikte kampanya yürütmüştü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Kuzey Akım-2’ye Amerikalı talip: ‘Avrupa’nın enerji tedarikini kontrol etmek adına eşsiz bir fırsat’

Yayınlanma

Rusya’da 20 yıl iş deneyimi olan Amerikalı yatırımcı Stephen Lynch, iflas sürecindeki Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattını satın almak için ABD Hazine Bakanlığı’ndan izin talep etti.

Rusya’da 20 yıllık iş tecrübesi bulunan Amerikalı sermayedar Stephen Lynch, iflas işlemleri kapsamında açık artırmaya çıkarılması durumunda Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattını satın almaya talip oldu.

The Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin haberine göre Lynch, bu amaçla ABD Hazine Bakanlığı’ndan açık artırmaya katılım izni talep etti.

Lynch, yaptığı açıklamada “Mesele çok net: Bu, Amerika ve Avrupa için fosil yakıt döneminin sonuna kadar Avrupa’nın enerji tedarikini kontrol etmek adına eşsiz bir fırsat,” değerlendirmesinde bulundu ve “kimsenin adını duymadığı en zengin kişi olmak istediğini” de sözlerine ekledi.

Lynch’in avukatlarının ABD Hazine Bakanlığı’na ilettiği talepte, boru hattı işletmecisi Nord Stream 2 AG’nin iflas sürecinde borç yapılandırması ya da tasfiye için kesin bir tarih belirlendiği vurgulandı.

Talepte ayrıca, yeniden yapılandırmanın mümkün görünmediği ve kredi ödemelerindeki en uzun erteleme süresinin 24 ay olduğu belirtildi.

Bunun yanı sıra Lynch, Ukrayna’daki savaşın sona ermesiyle birlikte Rusya’nın ve başta Almanya olmak üzere diğer Avrupa ülkelerindeki eski doğalgaz müşterilerinin, mülkiyeti kimde olursa olsun boru hattını yeniden faaliyete geçirmek isteyebileceklerini öngördüğünü söyledi.

Donald Trump’ın başkanlık kampanyasına önemli destekte bulunan Lynch, 2019 yılına kadar Rusya’da yaşamış ve iş faaliyetlerini sürdürmüştü.

WSJ‘ye göre Lynch “Rus varlıklarını uygun fiyata alarak” başarıya ulaştı. Örneğin, 2007’de Promneftstroy LLC aracılığıyla Yukos varlıklarının alımına katıldı, ancak sonrasında şirket yöneticileri kendisini dolandırıcılıkla suçladı. 2019’da bir İngiliz mahkemesi bu suçlamaları reddetti.

Kuzey Akım-2, İsviçre’de iflas başvurusunda bulunan Gazprom’un yan kuruluşuna ait bulunuyor. Boru hattının kollarından biri Eylül 2022’de gerçekleşen bir sabotaj sonucu hasar görmüştü.

Batı’nın Kuzey Akım sabotajını Ukrayna’ya ihale etme çabaları sürüyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English