Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Biden, İsrail’in hastane katliamını akladı

Yayınlanma

ABD Başkanı, Netanyahu ile kucaklaştı ve “dünyanın ABD’nin nerede durduğunu görmesini istediğini” söyledi.

Tüm dünya, 500 sivile mezar olan Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesi’ne yönelik İsrail saldırısının şokunu yaşarken Tel Aviv’e gelen ABD Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Netanyahu ile ortak basın toplantısı düzenledi. Netanyahu, Washington’un İsrail’e verdiği koşulsuz destek için ABD’ye minnettar olduğunu belirtti, “Her gün desteğinizi görüyorum, bu savaşın başından beri sahip olduğumuz işbirliğinin ölçeği ülkelerimiz arasındaki olağanüstü ittifak tarihinde gerçekten eşi benzeri görülmemiş seviyelere ulaştı” dedi. Netanyahu, ABD’nin desteğini İsrail’in kendisini savunmak için ihtiyaç duyduğu araçları sağlama ve bölgeye gönderdiği iki ABD uçak gemisi görev grubunda gördüklerini söyledi ve ekledi: “Bu desteği, düşmanlarımıza sabrımızı test etmemeleri yönünde gönderdiğiniz açık görüyoruz.”

biden ve netanyahu

Biden ise “Bugün burada bulunmamın basit bir nedeni var; İsrail halkı ve dünyadaki herkesin ABD’nin nerede durduğunu bilmesi. Dışişleri Bakanı (Antony) Blinken da burada. Buraya birkaç kez geldi. Ama ben şahsen gelmek istedim” dedi.

Amerikalıların İsrail ile yas tuttuğunu belirten Biden, “terörist grup” olarak nitelendirdiği Hamas’ın 31’i ABD vatandaşı olmak üzere 1300’den fazla kişiyi katlettiğinin belirtildiğini” dile getirerek Hamas’ın aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda kişiyi rehin aldığını, o çocukların neler hissettiğini hayal bile edemediğini söyledi. Biden, “Kendinizi savunmak için ihtiyaç duyduğunuz şeylere sahip olmanızı sağlayacağız. Ayrıca Hamas’ın tüm Filistin halkını temsil etmediğini ve onlara sadece acı getirdiğini de unutmamalıyız” diyerek ABD’nin İsrail’e desteğini yineledi.

“Patlama” dedi

ABD Başkanı Biden, İsrail’in Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesine düzenlediği saldırıdan “patlama” olarak bahsetti. Bu olay nedeniyle duyduğu üzüntüyü dile getirerek “Görünen kadarıyla hastaneye yapılan saldırıyı diğer taraf düzenledi, siz (İsrail) değil. Ancak çok sayıda kişi emin değil” diye konuştu.

Biden, bu konuda üstesinden gelinmesi gereken çok şey olduğunu vurgulayarak “bu duruma düşen masum Filistinlilerin” hayatlarının korunması için yapılması gerekenlerin önemine işaret etti.

İsrail’in diğer tüm demokrasiler ve ABD ile ortak değerleri paylaştığını kaydeden Biden, “Herkes sizin ne yapacağınızı görmeyi bekliyor. Tekrar burada olmaktan çok mutlu ve gururluyum” dedi.

Arap liderler görüşmeyi iptal etti

Biden İsrail ziyaretinin ardından Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya gelecekti ancak dün akşam saatlerinde Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesine düzenlenen saldırının ardından Abbas, Biden ile görüşmesini iptal etti. Ardından Ürdün ve Mısır’dan benzer açıklamalar geldi. Beyaz Saray da Biden’ın Ürdün’de katılacağı dörtlü zirvenin Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesine yapılan saldırının ardından Filistin’de 3 gün yas ilan edilmesi nedeniyle tarafların ortak kararıyla iptal edildiği açıkladı.

İsrail sorumluluktan kaçmaya çalışıyor

ABD Başkanı Biden’ın uçağı İsrail’e inmeden kısa bir süre önce kameralar karşısına geçen İsrail ordusu sözcülerinden Daniel Hagari hastane saldırısıyla ilgili, “ilgili tüm birimlerin inceleme” yaptığını söyledi. Hagari İsrail ordusunun, “patlamadan” Filistinli İslami Cihad grubunun sorumlu olduğu sonucuna vardığını belirtti.

Ordu sözcüsü kanıt olarak İsrail’in radar sisteminin Gazze’den atılan roketleri takip ettiğini ve roket fırlatma işleminin başarısızlığını gösteren iki bağımsız video olduğunu iddia etti.

İsrail ordusunun “hastaneye karadan, denizden veya havadan” ateş açmadığı iddia eden sözcü, militan gruplar arasında başarısız roket fırlatmalarıyla ilgili bir iletişim olduğunu gösteren istihbaratlarının olduğunu ileri sürdü.

İslami Cihad Hareketi, İsrail iddialarını yalanlayarak, bunun “asılsız olduğunu” belirtti. Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada ise İsrail’in “yalan hikayeler uydurarak yaptığı katliamın gerçeğini saptırmaya çalıştığı” kaydedi. Açıklamada, “Hastaneyi bombalamakla tehdit eden faşist işgal güçleri, 23 ambulansı vurdu; aileleriyle 25’ten fazla doktoru, 3 binin üzerinde Filistinli sivili öldürdü. Bu kişilerin yüzde 70’i çocuk ve kadındı” ifadesi kullanıldı.

İsrail’in şu ana kadar 120 bin konutu, içinde yaşayanların başına yıktığı aktarılan açıklamada, “hastane katliamının sorumluluğunun doğrudan İsrail’e ait olduğu” vurgulandı. Saldırının ABD’nin verdiği ve İsrail’den başkasının da sahip olmadığı silah gücü desteğiyle gerçekleştiği aktarılan açıklamada, Birleşmiş Milletler ve dünyadaki tüm ülkelere, İsrail ordusunun işlediği “bu suçu kınama” ve İsrail yönetiminin “kararlarıyla gerçekleştirilen saldırıları durdurma” çağrısında bulunuldu.

Filistin Dışişleri Bakanlığı da İsrail’in uluslararası baskıları altında kalmadan savaşı sürdürmek için Gazze Şeridi’ndeki hastane katliamının sorumluluğundan kaçmaya çalıştığını belirtti.

ORTADOĞU

Irak’a sığınan iki bin Suriye askerinin iadesi bugün başlıyor

Yayınlanma

suriye ordusu

Irak Güvenlik Medya Ağı Sözcüsü Mikdad Miri, Irak’a kaçan Suriye ordusu askerlerinin iadesine bugün başlanacağını açıkladı.

Irak resmi haber ajansı INA’ya göre Irak Güvenlik Medya Ağı Sözcüsü Mikdad Miri, konuya dair açıklama yaptı. Miri, Irak’a Esad yönetimi askerlerinin Suriye’ye iadesine bugün başlanacağını belirtti. İade işlemlerinin Irak’taki ilgili makamlar tarafından başlatılacağını aktaran Miri, sürecin Suriye tarafı ile koordineli yürütüleceğini ifade etti.

Suriye ordusuna bağlı yaklaşık 2 bin asker 7 Aralık’ta El-Kaim Sınırı Kapısı üzerinden Irak’a kaçmıştı. 9 Aralık’ta ise Heyet-i Tahrir Şam’a bağlı askeri operasyonlar komutanlığı, zorunlu askerlik yapanlara yönelik genel af kararı çıkarmıştı.

Irak’ın Anbar vilayetine bağlı Rutba ilçesinde bir kampa yerleştirilen askerler kötü koşullar nedeniyle ülkelerine geri gönderilmek için eylem yapmıştı.

Rutba ilçesi Kaymakamı İmat el-Duleymi, yaptığı açıklamada kaçan askerlerin çadırlarda barındığını ve bölgede elektrik, su ve ısınma imkanlarının yetersiz olduğunu ve yerleştirildikleri kampın internet erişiminden yoksun olduğundan dolayı aileleriyle iletişim kuramadıklarını söylemişti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail tek kurşun sıkmadan Dera’ya ilerliyor: PYD, İsrail dahil herkesten yardım istiyor

Yayınlanma

Türkiye ve onun desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) Ayn el Arap’a (Kobani) yönelik operasyona hazırlanırken HTŞ ile aradığı diyaloğu henüz kuramayan PYD, Türkiye’ye karşı İsrail dahil tüm ülkelerden yardım bekliyor. Bu arada Suriye topraklarına giren İsrail de Dera’ya doğru ilerliyor.

PKK’nın Suriye kolu Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

DW Türkçede yer alan habere göre Salih Müslim HTŞ ile PYD arasında PYD’nin işgalindeki toprakların geleceğine ilişkin henüz bir müzakere süreci başlamadığını söyledi.

Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) Suriye’nin başkentini ele geçirip Esad yönetimini devirdiğinde Salih Müslim HTŞ ile diyaloga açık olduklarını söylemiş, “HTŞ bize bir adım atarsa biz iki adım atarız” demişti. Ayrıca PYD liderliği kendine bağlı kurumlara HTŞ’nin tanıdığı yeni Suriye bayrağının asılması talimatını vermişti.

Şam’a gönderdikleri mesajlara “henüz yanıt alamadıklarını” söyleyen Müslim, yine de olası müzakereleri yürütmek üzere bir heyet hazırladıklarını ve umutlu olduklarını belirtti.

Müslim, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın “HTŞ ve Kürtler arasında bir diyaloğu önlemek için aceleyle ve erkenden” Şam’a gitmiş olabileceğini düşündüğünü de söyledi.

HTŞ ile müzakerelerden istedikleri sonucu alamamaları halinde Şam’la bir çatışma ihtimali görüp görmediğinin sorulması üzerine Müslim, “Bu olmazsa kendimizi siyasi olarak savunacağız. Her şey masada ancak iyi niyetle yaklaşıyoruz” dedi.

Hem HTŞ hem SMO için “cihatçı” nitelemesi yapan Müslim, yine de HTŞ’nin geçmişte kendilerine yönelik operasyonlara katılmadığına dikkat çekti. Fakat bu yapının da “Türkiye ile koordinasyon halinde olduğunun” farkında olduklarını kaydetti.

“İsrail desteğine açığız”

İsrail basınında son günlerde çıkan “İsrail’in Suriyeli Kürtleri Türkiye’ye karşı koruması gerektiği” şeklindeki yorumların sorulması üzerine Müslim, “Özellikle İsrail’den değil, herkesten destek istediklerini” söyledi. Salih Müslim, “İsraille iletişimimiz yok, eğer böyle bir (Kürtlere destek) açıklamaları varsa elbette takdirle karşılarız” dedi. Müslim, Türkiye’nin Ortadoğu’da izlediği tutumun “İsrail’i de rahatsız ettiğini” savundu.

Jerusalem Post gazetesi 9 Aralık tarihinde, “Suriye Kürtlerinin temsilcileri yardım ve koruma talebiyle İsrailli yetkililere başvurdu” diye yazmıştı.

İsrail’in Türkiye’ye karşı açık desteğinin SDG kontrolündeki bölgelerde yaşayan Arap halkları huzursuz edip etmeyeceği sorusu üzerine Müslim, “Mısır, Fas, Tunus, Körfez ülkeleri… tüm bu Arap ülkelerinin zaten İsraille ilişkisi var” ifadelerini kullandı. Arap aşiretlerinin sırf bu yüzden kendileri aleyhine tutum almasını beklemediğini söyledi.

İsrail ordusu Dera’ya ilerliyor

Türkiye’nin PYD’ye yönelik eylemlerinden rahatsızlığını dile getiren İsrail ise Esad yönetiminin devrilmesi üzerine girdiği Suriye topraklarındaki işgalini tek bir kurşun dahi sıkmadan derinleştiriyor.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail’in Dera kırsalında dokuz kilometre ilerleyerek bölgedeki Koya köyüne ve Vahdet barajı bölgesine girerek stratejik mevzilere konuşlandığını duyurdu.

SOHR’un bildirdiğine göre İsrail güçleri bölgeye girmeden önce bölge sakinlerinden silahlarını teslim etmelerini istedi.

SOHR, ayrıca İsrail güçlerinin İsrail – Suriye sınırındaki tampon bölge yakınlarındaki Kuneytra bölgesi ve Dera arasındaki sınırda yer alan Sayda köyü yakınlarındaki askeri bir bölge olan 74. Tugay bölgesine girdiğini aktardı.

İsrail ordusu bu ay Esad hükümetinin çöküşünün ardından, Suriye sınırında yer alan stratejik Hermon Dağı’nı işgal etmiş ve Suriye ile işgal altındaki Golan Tepeleri arasındaki silahtan arındırılmış bölgeye girmişti. İsrailli yetkililer, bu hareketi İsrail’in sınırlarının güvenliğini sağlamak için sınırlı ve geçici bir önlem olarak tanımlamasına rağmen en az 2025’in sonuna kadar işgali devam ettireceklerinin mesajlarını veriyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

ABD, Suriye’de eğittiği gruba Esad devrilmeden önce “Zamanınız geldi” demiş

Yayınlanma

“IŞİD’e karşı mücadele” kapsamında ABD ve Birleşik Krallık tarafından eğitilen “Devrimci Komando Ordusu” (RCA) isimli gruba, Esad devrilmeden önce ABD Özel Kuvvetleri tarafından verilen bir brifingde, “Sizin zamanınız geldi,” denildiği belirtiliyor.

İngiliz The Telegraph’ta yayınlanan habere göre, Washington’un saldırıdan önceden haberdar olduğuna dair ilk işaret olarak RCA, Esad yönetiminin sonunu getirebilecek bir saldırı için güçlerini artırmalarının ve “hazır olmalarının” söylendiğini açıkladı.

RCA komutanlarından Başar el-Maşadani, Palmira kentinin eteklerinde Rusya tarafından kullanılan eski bir Suriye ordusu hava üssünden The Telegraph’a yaptığı açıklamada “Bize bunun nasıl olacağını söylemediler. Bize sadece, ‘Her şey değişmek üzere. Bu sizin anınız. Ya Esad düşecek ya da siz düşeceksiniz’ [dediler]. Ama ne zaman ya da nerede olacağını söylemediler, sadece hazır olmamızı söylediler,” dedi.

Maşadani’ye göre, Irak sınırındaki ABD kontrolündeki Tanf hava üssündeki brifingden önceki haftalarda, RCA’nın safları, komutası altına aldığı kendisi gibi daha küçük serbest birliklerle dolduruldu.

HTŞ geçen ayın sonlarına doğru yıldırım harekatıyla güneye, Şam’a doğru ilerlerken, RCA da Tanf’tan ilerledi ve şu anda başkentin kuzeyindeki toprak parçaları da dahil olmak üzere ülkenin yaklaşık beşte birini işgal ediyor.

Üst düzey RCA yetkilileri, Suriye’deki ABD’li komutanların ilerleme emrini, 2019’daki yenilgisine kadar ülkenin kuzeydoğusunun büyük bölümünü işgal eden IŞİD’in kalıntılarının “Esad’ın düşmesi halinde oluşacak güç boşluğundan yararlanmasını önlemek için” verdiklerini söyledi.

The Telegraph’a göre bu durum Washington’un sadece 8 Aralık’ta Beşar Esad yönetimini deviren HTŞ öncülüğündeki saldırıdan haberdar olduğunu değil, aynı zamanda operasyonun boyutları hakkında da kesin istihbarata sahip olduğunu gösteriyor.

Geçen hafta kentin eteklerindeki Rus kontrolündeki Suriye hava üssünü ele geçiren RCA savaşçıları, saldırı başlamadan yaklaşık üç hafta önce, kasım ayı başında Esad’ın olası düşüşüne hazırlanmalarının söylendiğini belirttiler.

Ekim ayı başında Maşadani ve diğer komutanlar, Tanf’taki Amerikalı subayların Ebu Hatab tugayını ve diğer birlikleri RCA’nın ortak komutası altına soktuğunu söyledi.

Bunun sonucunda RCA’nın mevcudu yaklaşık 800’den 3.000’e çıktı. Kuvvetin tüm üyeleri ABD tarafından silahlandırılmaya ve şu anda feshedilmiş olan Suriye ordusundaki askerlere ödenen maaşın yaklaşık 12 katı olan ayda 400 dolar maaş almaya devam etti.

Saldırı başladığında RCA güçleri doğu çölü boyunca yayıldı ve kilit yolların kontrolünü ele geçirdi. Ayrıca güneydeki Dera kentinde HTŞ’den önce Şam’a ulaşan bir isyancı grupla birleştiler.

Yüzbaşı Maşadani, RCA ve Suriye’nin geçici lideri Muhammed el-Colani tarafından yönetilen HTŞ militanlarının işbirliği içinde olduğunu ve iki güç arasındaki iletişimin Tanf’taki Amerikalılar tarafından koordine edildiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English