Amerika
Biden TIME’a konuştu: İsrail savaş suçu işlemiyor, Çin ile savaş gündem dışı değil

ABD Başkanı Joe Biden, TIME’ın Washington büro şefi Massimo Calabresi ve genel yayın yönetmeni Sam Jacobs’a neredeyse sadece Başkanın dış politika gündemine odaklanan ve hem görevdeki ilk dönemine hem de olası bir ikinci döneme bakan uzun bir röportaj verdi.
Biden, özellikle Ukrayna savaşına yanıt verme konusundaki liderliği söz konusu olduğunda, politikalarını agresif bir şekilde savundu. Trump gibi Biden da özellikle Amerika’nın küresel liderliğini sürdürme ve müttefiklerini destekleme konusunda rakibiyle arasındaki farkları vurgulamayı ihmal etmedi.
Biden, ABD’nin II. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş sırasında oynadığı küresel rolü tekrar oynayıp oynayamayacağına ilişkin ilk soruya yanıt olarak, “Biz dünya gücüyüz,” cevabını verdi.
“İsrail’in savaş suçu işleyip işlemediği belirsiz”
Başkan, İsrail’in Refah’ı işgalinin “kırmızı çizgisini” aşıp aşmadığına ilişkin değerlendirmesi istendiğinde, açıklamanın Tel Aviv ile devam eden görüşmeleri tehlikeye atacağını öne sürdü.
Biden, “Şu anda bu konuda konuşmayacağım, (…) Şu anda İsraillilerle konuşma sürecindeyim. Size söylersem, yazarsınız. Bunu yazmanın zamanı değil,” dedi.
Biden İsrail ve Başbakan Binyamin Netanyahu’ya yönelik bazı “hafif” eleştirilerde de bulundu. İsrail’in savaş stratejisinin 11 Eylül sonrası Amerikan hatalarını tekrarlama riski taşıdığını ve “sonsuz bir savaşa” yol açabileceğini söyledi ve insanların Netanyahu’nun iç siyasi amaçlar için savaşı sürdürmeye kararlı olduğu sonucunu çıkarması için “her türlü neden” olduğunu söyledi.
Başkan ayrıca İsrailli mevkidaşı ile “en büyük anlaşmazlığının” Netanyahu’nun “iki devletli bir çözüm olması gerektiği” inancını paylaşmaması olduğunu söyledi.
Başkan, savaş nedeniyle Hamas’ı suçladı
Biden hem savaşın başlamasının hem de sona erdirilememesinin sorumluluğunu Hamas’a yükledi.
İsrail’in uluslararası hukuku ihlal edip etmediği sorulduğunda Başkan, 7 Ekim’de “Hamas tarafından işlenen vahşetten” bahsetti. Ateşkes anlaşmasına varılamamasının Hamas’tan mı, İsrail’den mi yoksa her ikisinden mi kaynaklandığı sorulduğunda ise Biden, gerekçesi net olmasa da Hamas’ı suçladı.
“Hamas bunu yarın sona erdirebilir,” iddiasında bulunan Biden, Netanyahu’nun “rehineleri geri almak için her şeyi yapmaya hazır olduğunu” vurguladı.
Biden ayrıca İsrail’in uluslararası hukuku ihlal edip etmediği konusunda da kesin konuşmayarak İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) savaş suçu işleyip işlemediğine dair kanıtların “belirsiz” olduğunu ve “uygunsuz” eylemlerde bulunmuş olsalar da İsrail’in açlığı bir savaş silahı olarak kullandığına inanmadığını söyledi.
Amerikan başkanına göre Putin, SSCB’yi yeniden kurmak istiyor
Biden, yönetiminin Ukrayna’daki savaşa yaklaşımının başarılı olduğunu kararlılıkla savundu ve savaşın mevcut durumu ya da savaşı sonuçlandırma stratejisi hakkında herhangi bir şey söylemedi.
Biden, savaş alanındaki durum ve bu noktada Rusya ile bir barış anlaşmasına varmanın savaştan çıkmanın en iyi yolu olup olmadığı yönündeki bir soruyu ise reddetti.
Biden, “Bu arada [Rusya’nın işgali ile bugün arasında] olanları neden atladığınızı bilmiyorum. Rus ordusu yok edildi. Bunun hakkında yazmıyorsunuz. Korkunç bir şekilde yok edildi,” iddiasında bulundu.
Benzer şekilde gerilimin tırmanması ve gelecekte bir NATO-Rusya savaşı olasılığı hakkındaki soruları da “Ukrayna konusunda bir şeyler yapmazsak savaş için kaygan bir zemindeyiz,” diyerek reddetti.
Biden savaşın sona ermesinin nasıl bir şey olacağı ya da Washington’un bu yöndeki planının ne olduğu konusunda herhangi bir ayrıntı vermedi ve sadece kendi barış anlayışının “Rusya’nın asla, asla, asla Ukrayna’yı işgal etmemesini sağlamak” olduğunu söyledi.
Biden, Putin’in 2022’de yaptığı bir konuşmaya atıfta bulunarak, “Bunun Sovyetler Birliği’ni yeniden kurmanın bir parçası olduğunu söylüyor. Her şey bununla ilgili. Bu sadece bir parçası olmakla ilgili değildi: NATO’nun olduğu ve Polonya’nın, herkesin ait olduğu o diğer birliğin olduğu günlere geri dönmek istiyordu. İşte mesele buydu,” dedi.
Çin’e askeri müdahale ihtimalini yok saymadı
Biden, Çin’in Tayvan’a müdahale etmesi durumunda “askeri güç kullanmayı göz ardı etmediğini” söyledi, fakat “Xi Jinping’e, Tayvan için bağımsızlık peşinde olmama politikasına katıldığını” söylediğini ekledi.
Asya-Pasifik’in diğer bölgelerinde ise Başkan Japonya’nın savunma harcamalarındaki artışı, Quad’ın oluşumunu ve ABD’nin bölgedeki diğer askeri yatırımlarını övdü.
Biden, “Pasifik’te daha önce hiç olmadığımız kadar güçlüyüz. Bu arada Çin bu konuda çok endişeli. [Xi Jinping] tüm bunları neden yaptığımı bilmek istedi. Ben de bunları yapmamın basit bir nedeni olduğunu söyledim: statükoyu değiştiremeyeceğinizden emin olmak için,” ifadelerini kullandı.
Amerika
Trump, Rusya yaptırımlarını hafifletmek için senatörlerle pazarlık yapıyor

The Wall Street Journal‘ın haberine göre, Donald Trump yönetimi, Rusya’ya yönelik ‘ezici’ yaptırımlar öngören yasa tasarısını yumuşatması için senatörlere baskı yapıyor. Beyaz Saray, tasarıdaki yaptırımları zorunlu olmaktan çıkarıp başkanın takdirine bırakacak değişiklikler talep ederken, bu adımın yasayı “dişsiz” bırakacağı belirtiliyor.
The Wall Street Journal‘ın (WSJ) konuya hâkim kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Donald Trump yönetimi, Rusya’ya karşı “ezici” yaptırımlar içeren yasa tasarısının yumuşatılması için aralarında Cumhuriyetçi Lindsey Graham’ın da bulunduğu senatörlere baskı yapıyor.
Haberde, Beyaz Saray’ın, Rusya’nın devam eden Ukrayna askeri müdahalesine karşılık sert kısıtlamalar getirmek yerine Moskova ile ilişkiler kurmaya odaklanmayı tercih ettiği belirtildi.
Beyaz Saray ‘zorunlu’ ifadesini istemiyor
WSJ’ye konuşan Kongre kaynakları, Trump yönetimi yetkililerinin son haftalarda Graham’ın ofisiyle özel olarak temas kurduğunu ve tasarıda değişiklikler yapılmasını istediğini aktardı.
Yönetimin özellikle, başkana kimlere yaptırım uygulanacağına tek başına karar verme yetkisi tanıyacak ifadeler üzerinde durduğu kaydedildi.
Ayrıca, metindeki “zorunlu” (shall) ifadesinin “mümkün” (may) olarak değiştirilmesi teklif edildi.
Bu değişikliğin, yaptırım önlemlerinin zorunlu niteliğini ortadan kaldıracağı ifade edildi. Ancak Kongre kaynakları, başkanın yaptırım politikasında halihazırda yeterli serbestiye sahip olduğunu vurgulayarak, bu tür değişikliklerin yasayı “dişsiz” bırakacağı uyarısında bulundu.
Demokrat senatör görüşmeleri doğruladı
Girişimin Demokrat Partili ortaklarından Senatör Richard Blumenthal, WSJ’ye yaptığı açıklamada yönetimle bu tür görüşmelerin yapıldığını doğruladı ancak ayrıntıları tartışmaktan kaçındı.
Blumenthal, “İlerliyoruz ve Beyaz Saray bu tartışmalara katılıyor,” dedi.
Öte yandan, ismi açıklanmayan bir Trump yönetimi yetkilisi, Anayasa’nın dış politikayı yürütme hakkını başkana verdiğini ve herhangi bir yaptırım mekanizmasının, devlet başkanının istediği diplomatik girişimleri uygulayabilmesi için yeterli esnekliği koruması gerektiğini vurguladı.
Graham’dan müttefikleri koruma hamlesi
The Wall Street Journal, Senatör Lindsey Graham’ın daha önce tasarıdaki olası değişiklikler hakkında kamuoyuna açıklamalarda bulunduğunu hatırlattı.
Graham, Ukrayna’ya askeri veya ekonomik yardım sağlayan ülkelerin yaptırım baskısından muaf tutulmasını sağlayacak hükümlerin eklenmesini önermişti.
Bu hamlenin, Washington’un Avrupalı müttefiklerini olası bir yüzde 500’lük gümrük vergisinden korumayı amaçladığı belirtildi.
Ancak gazete, Graham’ın Beyaz Saray’ın ısrar ettiği ifadeleri henüz desteklediğini doğrulamadığını kaydetti.
80’den fazla senatörün desteğini alan yasa tasarısı, Rusya’dan petrol, doğalgaz, uranyum ve diğer kaynakları satın alan üçüncü ülkelere yönelik sert kısıtlamalar içeriyor.
Belge, bu ülkelerden yapılan ithalata yüzde 500’lük bir gümrük vergisi uygulanmasını öngörüyor.
Senatör Graham, Kiev’e yaptığı son ziyarette belgenin Senato’da geçen hafta (2-8 Haziran) görüşülmeye başlanabileceğini söylemişti.
5 Haziran’da ise Senato’nun, “davranışları ve makul olmayı reddetmesi nedeniyle” Moskova üzerinde baskı kurması için Başkan Donald Trump’a “ek araçlar” sağlamaya hazır olduğunu bildirmişti.
Rubio, Rusya’ya yeni yaptırımlar için bastırıyor, Trump direniyor
Amerika
JPMorgan’da sendikalaşma hareketi başladı

ABD’nin varlık bakımından en büyük bankası olan JPMorgan Chase’te, ofise dönüş politikalarından rahatsız olan çalışanlar arasında bir sendikalaşma hareketi filizleniyor. Organizatörler, yıllardır benzer bir mücadele veren Wells Fargo’daki sendikacılardan tavsiye alarak uzun ve zorlu bir sürece hazırlanıyor.
ABD’nin varlık bakımından en büyük bankası olan JPMorgan Chase’te, çalışanlar arasında yeni bir sendikalaşma hareketi şekilleniyor.
Ancak organizatörler, Wells Fargo’daki yıllardır süren sendikalaşma çabalarının da gösterdiği gibi, önlerinde uzun bir yol olabileceğinin farkında.
Bu kapsamda JPMorgan organizatörleri, geçen hafta Wells Fargo’daki sendikalaşma sürecinde yer alan bir isimle “öğrenilen dersleri paylaşmak” amacıyla sanal bir toplantı düzenledi.
Committee for Better Banks adlı bir koalisyon tarafından da desteklenen Wells Fargo’daki girişim, iki yıldır sürmesine rağmen henüz somut bir başarı elde edemedi.
Wells Fargo deneyiminden alınan dersler
JPMC Workers Alliance’ın resmi internet sitesinde yer alan bir gönderiye göre, toplantıdan çıkan tavsiyeler şu şekilde sıralandı:
— Kamuoyuna açılmadan önce güven inşa edin.
— Ortamı yoklamak ve güven oluşturmak için mola, öğle yemeği, kısa mesaj gibi doğal iş yeri sohbetlerini kullanın.
— Çalışma arkadaşlarınızla iş dışında konuşarak niyetlerini ölçün.
— Süreç hakkında yönetimi karanlıkta bırakın.
— Yönetimin yasa dışı faaliyetlerine karşı durun. Yöneticiler sendikalaşma faaliyetleri veya sonuçları ile ilgili olarak çalışanları gözetleyemez, onlara vaatte bulunamaz, sürece müdahale edemez veya onları tehdit edemez ancak bunun farkında olmayabilirler.
— Güveni artırmak için riskleri yeniden çerçevelendirin: Asıl tehlike mevcut durumdur. Bütün bir departmanı işten çıkarabilirler mi?
Hareketin fitilini ofise dönüş politikası ateşledi
JPMorgan’daki sendikalaşma çabaları, büyük ölçüde bankanın ofise dönüş politikaları nedeniyle ortaya çıktı. Bu yılın başlarında JPMorgan, Kovid-19 döneminden kalma hibrit çalışma düzeninde olan yaklaşık yüzde 40’lık personelini haftada beş gün masalarına geri çağırdı.
Bu karar, özellikle firmanın önemli bir teknoloji merkezi olan Polaris kampüsündeki çalışanların şikayetlerini beraberinde getirdi.
JPMorgan’ın yatırım bankacılarının aksine, teknoloji çalışanları haftanın birkaç günü evden çalışıyordu.
Bu sürecin sonucunda kaç JPMorgan çalışanının sendikalaşmayı kabul ettiği belirsizliğini koruyor.
Ancak JPMC Workers Alliance’ın internet sitesi, New York, Delaware, Florida, Illinois, Ohio, Teksas gibi ABD’nin çeşitli eyaletlerinin yanı sıra Birleşik Krallık’taki birden fazla şehirden üyeleri olduğunu belirtiyor.
Pizza partisiyle yüzlerce çalışana ulaştılar
Destek toplamak için JPMorgan organizatörleri, el ilanları dağıtıyor ve etkinlikler düzenliyor. Ohio, Columbus’taki devasa Polaris kampüsünde yakın zamanda düzenlenen ve yüzlerce çalışanın katıldığı bir pizza partisi de bu etkinliklerden biriydi.
Yeni üyelerin kimlikleri, bir grup organizatör tarafından doğrulanarak video oyuncuları arasında popüler bir mesajlaşma uygulaması olan Discord’daki grup sohbetine davet ediliyor.
Sendikayla bağlantılı olan ve işini korumak için isminin gizli kalmasını isteyen bir JPMorgan çalışanı, etkinliğe tahminî 250 ila 300 çalışanın katıldığını söyledi.
Bu kişiye göre, çalışanlar bir dilim pizza almak için sıraya girerken, organizatörler onlara yaklaşarak işçi hareketini ve hedeflerini anlattı.
Business Insider tarafından görülen el ilanlarında, “Uluslararası İşçi Bayramı’nız kutlu olsun. Liderleriniz bugün size teşekkür etti mi? Siz daha iyisini hak ediyorsunuz,” ifadeleri yer aldı.
İlanlarda ayrıca, “Servis beklerken yağmurda durmak zorunda kaldınız mı?”, “Tam zamanlı ofise dönmeden önce çocuk bakımı bulmanız için 30 gün yeterli bir süre miydi?” ve “Boş bir masa bulmakta zorlandınız mı?” gibi sorulara yer verildi.
Amerika
Musk-Trump kavgası: Tesla 153 milyar dolar değer kaybetti

Tesla, Donald Trump ve Elon Musk arasındaki gerginliğin tırmanmasıyla perşembe günü rekor bir satış dalgası yaşadı.
ABD Başkanının Musk’ın şirketleriyle olan ABD hükümeti sözleşmelerini feshedebileceğini işaret etmesinin ardından, elektrikli araç grubunun hisseleri yüzde 14’ün üzerinde değer kaybederek piyasa değerinden 153 milyar dolar sildi.
Trump, Truth Social platformunda, “Bütçemizde milyarlarca dolar tasarruf etmenin en kolay yolu, Elon’un devlet sübvansiyonlarını ve sözleşmelerini feshetmek,” diye yazdı.
Perşembe günkü düşüşle Tesla’nın hisse fiyatı yılbaşından bu yana yüzde 25 değer kaybetti.
Dünyanın en güçlü iki adamı arasındaki kavga, Musk’ın X’te defalarca yaptığı iğneleyici yorumlar ve Trump’ın, seçimlerden bu yana yakın müttefiki olan milyarderin “zayıfladığını” söylemesiyle devam etti.
Tesla hisselerinin satışı ABD borsalarında yankı buldu ve S&P 500 ile teknoloji ağırlıklı Nasdaq Composite endeksleri günü sırasıyla yüzde 0,5 ve yüzde 0,8 düşüşle kapattı. Her iki endeks de Trump ve Musk’ın hakaretler savurmaya başladığı öğle saatlerinde düşüşe geçti.
SpaceX ve Starlink değer kazandı
Tesla yatırımcıları birkaç ay boyunca inişli çıkışlı bir dönem geçirdi. Hisse senetleri, Trump’ın ikinci başkanlık dönemini kazanmasının ardından geçen yılın son çeyreğinde güçlü bir yükseliş yaşadı, fakat Trump’ın ticaret savaşının tetiklediği genel piyasa satışları nedeniyle aralık ortasından mart başına kadar düşüş yaşadı.
Musk’ın uzay keşif grubu SpaceX ve uydu geniş bant ağı iştiraki Starlink’in hisseleri, Tesla’nın düşüşüyle birlikte perşembe günü yükseldi. AST SpaceMobile yüzde 7,5 değer kazanırken, iletişim grubu EchoStar yüzde 17,4 sıçradı.
Musk’ın, Devlet Verimliliği Departmanı’nın (DOGE) başkanı olarak federal hükümet harcamalarında yaptığı kesintiler de tepkiyi beraberinde getirdi. Tesla patronu, işlerine yönelik “geri tepme”yi suçlayarak mayıs sonunda hükümet görevinden istifa etti.
Bazı yatırımcılar, Musk ve Trump’ın önceki dostane ilişkilerine rağmen, piyasanın bu kavgayı öngörmesi gerektiğini söyledi. Ünlü kısa vadeli satıcı Jim Chanos, X’te bunun “Şimdiye kadarki en öngörülebilir ayrılık” olduğunu söyledi.
Bannon’dan SpaceX’i devletleştirme ve Musk’ı sınır dışı etme çağrısı
Daha önce vize tartışması nedeniyle Musk ile ağır bir kavgaya tutuşan MAGA ideoloğu Steve Bannon, Trump’a SpaceX’e el koyma çağrısı yaptı.
Bannon, “War Room Live” programında, Trump’ın SpaceX’i kontrol altına almak için Kore Savaşı döneminden kalma milli güvenlik seferberlik yasası olan Savunma Üretim Yasasını kullanmak üzere bir başkanlık kararnamesi imzalaması gerektiğini söyledi.
Bannon, “ABD hükümeti onu ele geçirmeli,” dedi ve yönetimin ayrıca Musk’ın güvenlik iznini iptal etmesi ve soruşturma sonuçlanana kadar Musk’ın şirketleriyle tüm federal sözleşmeleri askıya alması gerektiğini savundu.
MAGA ideoloğu, Başkana Tesla liderinin sınır dışı edilme işlemlerini başlatması için de çağrıda bulundu. Bannon, “Elon Musk yasadışı. O da gitmeli,” dedi. Güney Afrika doğumlu Musk, yirmi yılı aşkın süredir ABD vatandaşı.
Musk ise Bannon’ın çağrılarına X’te verdiği yanıtta, “Bannon zirve geri zekalıdır,” dedi.
Steve Bannon, Elon Musk’a ‘ırkçı’ dedi, MAGA’dan atma sözü verdi
MAGA’daki bölünme ayyuka çıktı: JD Vance sesleri
Öte yandan Musk-Trump kavgası, Amerika’yı Yeniden Büyük Yap (MAGA) koalisyonundaki çatlakları da tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi.
Musk’ın, daha önce Başkana destek veren seçmen kitlesinde Trump aleyhine derin bir yara açabileceği düşünülüyor.
Örneğin, Musk’ın sosyal platformu X’te 1,2 milyon takipçisi olan sağcı influencer Ian Miles Cheong, Musk ve Trump arasındaki mücadele için “Paramı Elon’a yatırıyorum,” diye bir paylaşım yaptı.
Cheong ayrıca, “Trump görevden alınmalı ve JD Vance onun yerini almalı,” dedi.
30 dakikadan az bir süre sonra Musk, Cheong’un paylaşımını tek kelimeyle “Evet” ekleyerek yeniden paylaştı.
‘Büyük, güzel yasaya’ ne olacak?
Trump ve Musk arasındaki kişisel kavga sürerken, bombanın fitilinin Trump’ın Kongre’ye getirdiği harcama tasarısı üzerinden ateşlendiğini hatırlatmak gerekiyor.
The Hill’deki değerlendirmeye göre kavga, bazı Kongre Cumhuriyetçilerinin Musk’a olan öfkelerini daha açık bir şekilde dile getirmeye istekli hale getirebilir. Bu öfke bir süredir artıyordu.
Fakat Musk, tasarıya yönelik eleştirilerini sürdürüyor ve bu tutumu, Cumhuriyetçi Parti liderlerini rahatsız edecek.
Musk, bir dizi sosyal medya paylaşımında sadece Trump’ı değil, Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson ve Senato Çoğunluk Lideri John Thune’yi de hedef aldı ve hükümet harcamalarının kontrolden çıkmasının tehlikelerini dile getirdikleri geçmiş yorumlarını yeniden gündeme getirdi.
Kongre Bütçe Ofisine göre, bütçe tasarısının mevcut haliyle 10 yıl içinde 2,4 trilyon dolarlık ek bütçe açığı yaratması bekleniyor.
Musk, kendine özgü ateşli üslubuyla perşembe öğleden sonra yaptığı paylaşımlardan birinde, “Kongre Amerika’yı iflasa sürüklüyor!” iddiasında bulundu.
Kongre’deki Cumhuriyetçiler genel olarak Musk’tan çok Trump’a sadık.
Fakat Musk’ın tasarıyı batırmak için yeterli sayıda Cumhuriyetçi üyeyi kendi safına çekmesi son derece olası.
Elon Musk’tan Trump’a suçlama: Epstein dosyası neden gizli tutuluyor?
Politico: Trump, Musk ile olası bir yumuşamanın sinyali verdi
Öte yandan kavganın bir ateşkes ve “detant”, yani yumuşama ile şimdilik sona ereceğini ileri sürenler de var.
Başkan Trump, Elon Musk ile sosyal medyada bir gün süren atışmaların ardından perşembe günü POLITICO ile yaptığı röportajda kayıtsız bir tavır sergiledi.
Bundan ayrı olarak, Beyaz Saray danışmanları, gerginliğin tırmanmasını önlemek için başkanın Musk’a yönelik kamuoyu eleştirilerini yumuşatması için uğraştıktan sonra, barışı sağlamak için Tesla’nın milyarder CEO’su ile cuma günü bir telefon görüşmesi ayarladı.
Trump, bir zamanlar en büyük destekçisiyle yaşadığı kamuoyuna mal olan ayrılık hakkında POLITICO’ya verdiği kısa demeçte, “Oh, sorun yok. Her şey çok iyi gidiyor, hiç bu kadar iyi olmamıştı,” dedi.
Trump destekçisi hedge fon yöneticisi Bill Ackman da dahil olmak üzere yardımcılar ve müttefikler gerginliği yatıştırmak için aceleyle harekete geçti ve Musk da buna sıcak bakıyor gibi görünüyor.
Ackman, “@realDonaldTrump ve @elonmusk’ı destekliyorum ve onlar da büyük ülkemizin iyiliği için barış yapmalılar,” diye yazdı.
Musk da Ackman’a, “Haksız değilsin,” diye yanıt verdi.
-
Diplomasi2 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Söyleşi2 hafta önce
Eski AP Türkiye Raportörü Kati Piri Harici’ye konuştu: AB’nin tutarlı bir Türkiye stratejisi yok
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Tantura katliamı: İsrail’in örtbas ettiği savaş suçu
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 1
-
Avrupa1 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Rusya1 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı