Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

BMGK’de Gazze’deki insani durumu görüştü

Yayınlanma

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) düzenlenen Gazze oturumunda, üye ülkeler Gazze’deki insani durumun kötüleştiğine dikkati çekerken, Filistinli temsilci üye ülkeleri eleştirdi, “Bizim kanımız mı ucuz” diye sordu.

Gazze’de insani durumun ele alındığı BMGK oturumu, Cezayir ve Slovenya’nın talebiyle düzenlendi.

“Orta Doğu’da çatışmalar cehennem ateşi gibi yayılıyor”

Slovenya’nın BM Daimi Temsilcisi Samuel Zbogar, Hamas’ın 7 Ekim saldırılarını kınadıklarını anımsatarak, “Ancak bir terör saldırısı, nasıl aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 40 bin sivilin ayrım gözetmeksizin ölümüyle sonuçlanabilir? Bunu anlamakta güçlük çekiyoruz” ifadelerini kullandı.

Gazze’deki durumun uluslararası barış ve güvenliği tehdit ettiğini kaydeden Zbogar, “Orta Doğu’da çatışmalar cehennem ateşi gibi yayılıyor” dedi.

Zbogar, daha fazla savaşın esirleri geri getirmeyeceğini belirterek, acil ateşkes çağrısını yineledi.

Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia ise İsrail’in 7 Ekim’i kullandığına işaret ederek, “Bu trajedi size 1 yıl boyunca acımasız ve insanlık dışı bir şekilde Filistinlileri toplu cezalandırma imkanı verdi” ifadelerini kullandı.

“Sessiz kalmak sadece suç ortağı olmak değildir, suça iştirak etmektir”

Cezayir’in BM Daimi Temsilcisi Amar Bendjama ise İsrail’in saldırıları sonucu 900 ailenin kayıtlardan tamamen silindiğini, 17 bin çocuğun ailelerini kaybettiğini bildirdi.

Gazze’nin “hayalet şehre” dönüştüğünü belirten Bendjama, İsrail’in “askeri bir operasyon” gerçekleştirmediğini, Filistin halkına karşı savaş yürüttüğünü dile getirdi.

Bendjama, İsrail’in Filistinlileri ana vatanından sürmeyi hedeflediğini belirterek, “Uluslararası toplum ne kadar görmezden gelmeye devam ederse, İsrail’in zulmü o kadar artıyor. Sessiz kalmak sadece suç ortağı olmak değildir, suça iştirak etmektir” dedi.

BMGK’nin başarısızlığı nedeniyle İsrail’in iyice cesaretlendiğini belirten Bendjama, kendisini hukukun üstünde görmeye başladığını belirtti. Bendjama, “Bugün sessiz kalanlar, yarın hukukun üstünlüğünü savunamaz. Zaten geriye sadece orman kanunları kalacak” uyarısını yaparak, harekete geçilmemesi halinde Orta Doğu’nun eşi benzeri görülmemiş bir savaşa sürükleneceğini kaydetti.

Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız ise Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) kötü niyetli ve siyasi amaçlı bir karalama kampanyasına maruz kaldığına işaret etti. UNRWA personeli ve tesislerine yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunu kaydeden Yıldız, BMGK’nin acilen UNRWA’yı korumak için harekete geçmesi gerektiğini söyledi.

“Gıda sevkiyatına ilişkin engellerin azaldığını görmemiz gerekiyor”

ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield de ABD’nin Filistinli sivillerin korunması için İsrail’e acil çağrıda bulunduğunu kaydetti. İsrail’in Gazze’ye insani yardım girişine yönelik engellerinden de ABD’nin derin endişe duyduğunu kaydeden Greenfield, “Gıda sevkiyatına ilişkin engellerin artması değil azalmasını görmemiz gerekiyor” dedi.

Greenfield, ABD’nin aynı zamanda İsrail’in UNRWA’yı yasaklamaya ilişkin yasa teklifinden de derin endişe duyduğunu ifade etti.

“Elinizde olan araçları kullanmıyorsunuz”

Filistin’in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur da İsrail’in Filistin halkına karşı topyekûn savaş açtığının artık çok açık olduğunu dile getirdi.

İsrail’in aynı zamanda Filistin halkına yardım etmeye çalışan herkesi de düşman ilan ettiğini ve hedef aldığını belirten Mansur, bu nedenle doktor, insani yardım çalışanları, BM personeli ve gazetecileri daha önce hiç görülmemiş düzeyde öldürdüğünü kaydetti.

Mansur, İsrail’in Filistin halkını güven sağlamak için zorla yerinden etmediğini, temel amacın toprak kontrolü sağlamak olduğunu ifade etti.

UNRWA’yı BM tarihinin “başarı hikayesi” olarak tanımlayan Mansur, UNRWA’nın vazgeçilmez bir örgüt olduğunu ve korunması gerektiğini vurguladı.

Mansur, BMGK’nin sürekli toplanarak aynı konuşmaları yaptığını belirterek, “Sizi dinlemesi gerekenler cep telefonlarıyla oynuyor, sizi kale almıyor. Dişinizi göstermiyorsunuz, sizi dinlemeleri için elinizde olan araçları kullanmıyorsunuz. Aynı şeyleri tekrar edip duruyorsunuz” eleştirilerini yöneltti.

İsrail’in şimdi Filistin’de yaptıklarının aynısını Lübnan’da yapmaya başladığını belirten Mansur, “Bizim kanımız mı ucuz? Sivillerimiz mi daha az değerli, yoksa canımız mı daha az kutsal?” sorularını yöneltti.

Mansur sözlerini şöyle sürdürdü: “Ölümümüze mi alıştınız? Tüm mahallerin sakinlerinin başına yıkılmasına, kadın, çocuk ve yaşlıların öldürülmesine mi alıştınız? Yeni normal bu mu? İsrail Başbakanının sizi kale almaması, hakaret etmesi ama buna rağmen desteğinizi, silahlarınızı, ticaretinizi ve ilişkilerinizi sürdürmesini beklemesine mi alıştınız? İsrail’in durdurulması gerek. İsrail ateşkesi veto etme hakkına sahip olmamalı.”

ORTADOĞU

UCM Hakiminden İsrail’in “tarafsızlık” sorgusuna yanıt

Yayınlanma

Beti Hohler

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail’in kendisi hakkındaki tarafsızlık sorgulamasına ilişkin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama kararını verecek dairenin yeni atanan üyesi Hâkim Beti Hohler’in yanıtını yayınladı.

İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkındaki tutuklama talebi kararını verecek hâkim heyetine yeni atanan Hohler, savcılıktaki geçmiş görevine ilişkin İsrail’in sorularını yanıtladı.

UCM Hakimi Hohler’in sunduğu detaylı yanıtla, İsrail’in yargı sürecini geciktirmeye ve hakimin tarafsızlığını sorgulama yönelik girişimi temelsiz kaldı.

Tarafsızlık tartışması

Hohler’in UCM hakimliğine seçilmeden önce UCM Savcılık Ofisinde çalışmış olmasının, tarafsızlığına gölge düşürebileceğini öne süren İsrail Başsavcılığının UCM’ye yönelttiği sorulara verilen yanıtta, Filistin soruşturmasında görev almadığını belirtti. Hohler, savcılık bürosunda çalıştığı dönemde Filistin soruşturmasına doğrudan ya da dolaylı olarak katılmadığını ve soruşturmada görev alan personelle çalışmadığını kaydetti.

Eski Mossad şefi savaş suçları soruşturması nedeniyle eski UCM savcısını tehdit etmiş

İsrailli yetkililer hakkında yürütülen soruşturmanın belgelerine, soruşturma planlarına, evraklarına, delillerine veya gizli belgelere hiçbir şekilde erişmediğini aktaran Hohler, bu bilgi ve belgelerin kendisine başka şekilde de getirilmediğini ifade etti.

Yanıtında UCM’deki tüm soruşturmalara erişim sağlayan bir konumda çalışmadığını anlatan Hohler, Savcılıktaki görevinde kendisine danışılan ve görüş bildirdiği konular içinde Filistin soruşturmasının yer almadığını vurguladı.

Hohler, ağırlıklı olarak Filipinler’deki olayların soruşturulmasında görev aldığını ve etkileşime girdiği soruşturmalar içinde Filistin’in yer almadığını belirtti.

ABD Temsilciler Meclisi, UCM’ye yaptırım yasasını geçirdi

Tarafsızlığından makul gerekçelerle şüphelenilen bir hâkimin görevinden çekilmesi gerektiğine inandığını aktaran Hohler, görevinin gerektirdiği özelliklerin farkında olduğunu kaydetti. Hohler, Savcılık Ofisini de konuya ilişkin elindeki bilgileri mahkemeye sunmaya davet etti.

UCM’deki süreci geciktirme çabaları

Önceki UCM Başsavcısı Fatou Bensouda 16 Ocak 2015’te, Filistin’deki duruma ilişkin ön inceleme başlattığını duyurmasının ardından, Aralık 2019’da soruşturma için gerekli kriterlerin karşılandığını açıklamasına rağmen, Filistin topraklarının nereyi kapsadığı ve mahkemenin hangi topraklarda işlenen suçlara bakabileceğinin tespit edilmesi için ön yargılama dairesinden görüş istemişti.

Söz konusu görüşün verilmesi sırasında birçok UCM ülkesi ve sivil toplum kuruluşunun (STK) sürece dahil olmasıyla yaklaşık 2 yıl sonunda, ön inceleme tamamlanmış ve soruşturma ancak 3 Mart 2021’de başlatılmıştı.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

UCM Başsavcılığının 20 Mayıs’ta Binyamin Netanyahu, Yoav Gallant ve üç Hamas lideri hakkında istediği tutuklama kararı talebi, İsrail ve müttefiklerinin sistematik engelleme çabalarıyla karşılaşmaya devam etti.

İngiltere’nin temmuzda başlattığı yetki itirazıyla yeni bir gecikme süreci başlamıştı. İngiltere’nin Filistin’in devlet statüsünü sorgulayarak UCM’nin yargı yetkisine itiraz etmesi ve daha sonra 64 ülke, kuruluş ve kişinin beyanlarının da sürece dahil edilmesiyle birlikte, tutuklama kararından önce yargılama yetkisi tartışmalarına girilmişti.

Bunun yanında Netanyahu hakkındaki tutuklama kararı talebini incelemekle görevli bir numaralı Ön Yargılama Dairesinin başkanı Hâkim Julia Motoc’un “sağlık nedenleri ve adaletin düzgün işleyişini koruma ihtiyacı” gerekçesiyle görevinden çekildiği açıklanmıştı.

UCM, Motoc’un yerine Sloven Hâkim Beti Hohler’in atandığını bildirmişti.

İsrail’in hedefindeki UCM Başsavcısı’na “cinsel taciz” soruşturması

UCM’deki Filistin süreci devam ederken, Mahkeme Taraf Devletler Meclisi Başkanlığından yapılan açıklamada, Başsavcı Kerim Han hakkında Savcılık Ofisi çalışanlarından birine yönelik “uygunsuz davranış” iddialarının bağımsız bir komisyon tarafından incelendiği duyurulmuştu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas’tan Gazze’nin yönetimi için “komite” önerisine şartlı onay

Yayınlanma

Hamas’ın siyasi büro üyesi Halil el-Hayye, El-Aksa televizyonuna yaptığı açıklamada Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması teklifini, bu komitenin tamamen yerel olması şartıyla kabul ettiklerini söyledi.

Hayye, Gazze’de ateşkes görüşmeleriyle ilgili açıklamasında “Masaya Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması yönünde bir fikir konuldu. Bu, Mısırlı kardeşlerimizin sunduğu bir öneri. Biz buna sorumlu bir yaklaşımla ve olumlu bir şekilde yanıt verdik. Komitenin Gazze’yi tamamen yerel bir şekilde yönetmesi ve oradaki günlük hayata dair her şeyi denetlemesi şartıyla bu öneriyi kabul ediyoruz” dedi.

Çin’de bir araya gelen Hamas ve El Fetih birleşme için diyaloğu sürdürme sözü verdi

Hamas ve Fetih hareketleri, bu ayın başında Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması ve ateşkes görüşmeleri çerçevesinde Mısır’ın başkenti Kahire’de bir araya gelmişti.

Hayye, Hamas ve İsrail arasında dolaylı olarak yürütülen ateşkes ve esir takası müzakerelerine ilişkin de “İsrail soykırımı durmadan esir takası olmayacak. Nitekim bu birbirine bağlı bir denklem. Biz tüm açıklıkla şunu söylüyoruz. Bu saldırganlığın durmasını istiyoruz. Herhangi bir esir takası olması için önce bu saldırılar durmalı” ifadelerini kullandı.

“Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkesi engelliyor”

Ateşkes anlaşmasına hazır olduklarını ancak İsrail’in de bu konuda gerçekten istekli olması gerektiğini belirten Hayye, “Ateşkes müzakerelerini harekete geçirmek için arabulucu ülkelerle temaslarımız sürüyor. Ancak Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkes müzakerelerinde ilerlemeyi engelliyor” diye konuştu.

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde süren saldırılarının durdurulması için taraflar arasında uzun süredir dolaylı müzakereler yürütülüyor. Katar, ABD ve Mısır’la İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası anlaşmalarına arabuluculuk ediyor.

“Ya Philadelphia ya anlaşma”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ve uluslararası kamuoyunda, siyasi nedenlerle Hamas ile esir takası anlaşması yapmamakla suçlanıyor. İsrail’in anlaşma taslağına eklediği maddelerin özellikle Mısır-Gazze sınır hattı Philadelphia Koridoru’nda kontrolünü sürdürme ısrarının müzakereleri zora soktuğu vurgulanıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail Meclis kürsüsünden Netanyahu’ya “seri katil” dedi

Yayınlanma

Ayman Ode

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Gazze’deki sivil ölümlerinden ötürü “barışın seri katilisin” diyen Filistin asıllı İsrail Meclisi (Knesset) üyesi Ayman Odeh zorla kürsüden uzaklaştırıldı.

Odeh, Knesset’teki konuşmasında, İsrail ordusunun Gazze’de, sivil ayırt etmeksizin düzenlediği saldırılardan dolayı Netanyahu’yu eleştirdi.

İsrail saldırılarında henüz yeni doğmuş ikiz bebeğini ve eşini, doğum belgesini almaya gittiği esnada düzenlenen saldırıda kaybeden Muhammed Ebu el-Kumsan’ın hikayesini anlatan Odeh, “Gazze’de sisteminizin öldürdüğü 17 bin 385 bebek var; bunların 825’i bir yaşın altında” dedi.

Netanyahu’ya Gazze öldürülen sivil, kadın ve çocuklara ilişkin sert eleştiriler yönelten Odeh sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze’de 35 bin 55 yetim bebek var. Hepsinin kanı peşinizi bırakmayacak ve yine de küstahlığınızla Uluslararası Ceza Mahkemesinde nasıl suçlandığınızı merak edeceksiniz. Binyamin Netanyahu senin düşüncen nedir? Düşüncen nedir? 30 yıldır barışın seri katili oldun.”

Konuşması yarıda kesilen Odeh’in Knesset’te bulunanlarca kürsüden uzaklaştırıldığı görüldü.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta üç günlük ikiz bebeklerinin doğum belgesini almak için evinden çıkan Filistinli Muhammed Ebu el-Kumsan, eşini ve çocuklarını 13 Ağustos’ta İsrail saldırısında kaybetmişti.

Filistinli baba, bebeklerinin doğum belgesini almak için dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra, İsrail ordusu sığındıkları evi bombalamıştı. Evde bulunan eşi ile Aysel ve Aser ismini verdikleri ikiz bebekleri ve kayınvalidesi saldırıda yaşamını yitirmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English