Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Borrell’in iptal olan ziyaretine rağmen, AB-Çin diyaloğu devam ediyor

Yayınlanma

Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in planlanan Çin gezisinin Pekin tarafından iptal edildiği iddia edildi.

Reuters’in bildirdiğine göre, bir AB sözcüsü salı günü yaptığı açıklamada, Çin’in Borrell’in önümüzdeki hafta yapması planlanan gezisini iptal ettiğini ve iptal için herhangi bir neden gösterilmediğini söyledi.

Avrupa, Brüksel’in “ekonomik rakip ve sistemik rakip” olarak adlandırdığı Çin ile yakın ekonomik ilişkisinin yarattığı riskleri azaltmaya çalışırken bu adımın atıldığı kaydedildi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin ise, çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında, Çin’in Çin-AB ilişkilerine büyük önem verdiğini ve AB ile her düzeyde ve her alanda alışverişi sürdürdüğünü söyledi.

Wang, “Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell’in her iki taraf için de uygun olan en erken zamanda Çin’i ziyaret etmesini memnuniyetle karşılıyoruz ve AB ile iletişimi sürdürmeye hazırız” dedi.

İnişli-çıkışlı ilişkiler

Global Times’ta konuyla ilgili yayınlanan analizde, AB’nin Çin’e yönelik “riski azaltma” yaklaşımı ve Çin’in iki önemli mineral üzerindeki son ihracat kontrolüne ilişkin artan endişelerle birlikte, AB-Çin ilişkilerinin olumsuz etkilenebileceğine işaret edildi. Çinli uzmanlar, “istikrarlı ilişkide”, “inişler ve çıkışlar” yaşanabileceği konusunda uyardı.

AB dış politika şefinin iptal edilen gezisine ilişkin haberlere rağmen, Çin ile AB arasındaki üst düzey görüşmeler devam ederken, iki taraf arasındaki dördüncü Yüksek Düzeyli Çevre ve İklim Diyaloğu salı günü Çin Başbakan Yardımcısı Ding Xuexiang’ın ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans’ın katılımıyla Pekin’de gerçekleştirildi. Her iki tarafın da işbirliğini derinleştirmeyi ve küresel çevre ve iklim yönetişiminde öncü bir rol oynamayı kabul ettiği kaydedildi.

Pandemi sonrası dönemde AB ile Çin arasındaki üst düzey ziyaretlerin yeniden başlaması, özellikle Fransa’nın kıtanın stratejik özerkliğine yaptığı vurgu, Washington’dan artan baskıya rağmen dikkatleri Çin-AB ilişkilerine çekse de, bazı uzmanlar, bloğun Çin politikası hakkında yoğun bir tartışmaya tanık olduğunu söyledi. Çinli uzmanlar, Birliğin, ortaklığı, rekabeti ve sistemik rekabeti aynı anda ele alma ısrarının ise gerçekçi olmadığını vurguladı.

Diğer yandan, “Çin’e bağımlılığı azaltma” hedefi koyan AB, salı günü Çin’in yarı iletken endüstrisinde yaygın olarak kullanılan metaller üzerindeki ihracat kontrolüyle ilgili endişelerini ve bu hareketin güvenlikle ilgili olduğu konusunda şüphelerini dile getirdi.

AB’nin Çin Büyükelçisi Jorge Toledo geçtiğimiz günlerde Pekin’de düzenlenen 11. Dünya Barış Forumu’nda AB’nin Çin ile ilişki kurmak istediğini ve pazara erişim sorunları gibi alanlarda ilerleme kaydetmesi gerektiğini söylemişti. Toledo ayrıca, büyük olasılıkla eylül ayında ilk kez yüz yüze ekonomik üst düzey bir diyalog gerçekleştireceklerini bildirmişti.

DİPLOMASİ

Eski Ukrayna Genelkurmay Başkanı Zalujnıy: Üçüncü Dünya Savaşı bu yıl başladı

Yayınlanma

Eski Ukrayna Genelkurmay Başkanı Zalujnıy, 2024’ün Üçüncü Dünya Savaşı’nın başlangıcı olduğunu savundu. Kuzey Kore, İran ve Çin’in Ukrayna’ya yönelik saldırılardaki rolünü vurgulayan Zalujnıy, uluslararası toplumu bu duruma karşı hazırlıklı olmaya çağırdı.

Eski Ukrayna Genelkurmay Başkanı ve Ukrayna’nın Birleşik Krallık Büyükelçisi Valeriy Zalujnıy, Rusya’nın müttefiklerinin Ukrayna’ya karşı savaşa doğrudan dahil olmasının Üçüncü Dünya Savaşı’nın başlangıcına işaret ettiğini söyledi.

Ukrayinska Pravda gazetesi tarafından her yıl düzenlenen UP 100 Ödül Töreninde yaptığı açıklamada Zalujnıy, “2024 yılında Üçüncü Dünya Savaşı’nın başladığını kesinlikle söyleyebiliriz. Zira bugün Ukrayna’nın karşısında sadece Rusya değil, Kuzey Kore’den gelen askerler var,” dedi.

Zalujnıy, Ukrayna’daki sivillerin her gün İran yapımı Şahid insansız hava araçları, Kuzey Kore füzeleri ve Çin mühimmatlarıyla öldürüldüğünü vurguladı. Ayrıca, Rus füzelerinin Çin’de üretilen parçalar içerdiğine dikkat çekti.

Yetkili, “Pek çok askeri uzman, tüm bunların bir dünya savaşının işaretleri olduğunda hemfikir. Ve dünya buna hazırlıklı olmalı,” diye ekledi.

Zalujnıy, Ukrayna’daki çatışmayı durdurmanın henüz mümkün olduğunu ifade etti, ancak Kiev’in ortaklarının bu durumun farkında olmadığını söyledi: “Uzun zamandır beklenen bir şey çoktan başladı. Ancak şunu belirtmek istiyorum: Tanrı sadece Ukrayna’ya değil, tüm dünyaya bir şans veriyor. Doğru sonuçlar çıkarmak için hâlâ zamanımız var.”

Yetkiliye göre Ukrayna şu anda çok sayıda düşmanla karşı karşıya, ancak modern teknolojinin ülkenin direncine yardımcı olabileceğine inanıyor. Zalujnıy, Kiev’in uluslararası toplumun yardımı olmadan bu savaşı kazanmasının belirsiz olduğunu da vurguladı: “Bu nedenle dünya savaşının başladığını kabul ediyorum.”

Polonya Genelkurmay Başkanı Wieslaw Kukula da kasım ayında yaptığı bir açıklamada, Polonya’nın ordusunu ve toplumunu “gerçek bir tehdit” olarak gördüğü Rusya ile muhtemel bir savaşa hazırlaması gerektiğini söylemişti. NATO Korgenerali Alexander Sollfrank ise eylül ayında, ittifakın Üçüncü Dünya Savaşı’nın patlak vermesi durumunda bir eylem planı geliştirdiğini duyurmuştu.

Ukrayna ve HIMARS sistemleri: ABD ve NATO’nun gizli rolü

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ukrayna’nın 155 milyar dolarlık borcu: Kim, ne kadar alacaklı?

Yayınlanma

Ukrayna’nın toplam borcu 155,69 milyar dolara ulaşırken, Biden yönetiminin 4,65 milyar dolarlık borcu silme planı tartışmalara yol açtı. Kiev’in AB, IMF ve özel sektöre olan borç yükü artmaya devam ediyor.

ABD’nin Ukrayna’ya verdiği mali ve askeri destek hız kesmeden devam ediyor.

Başkan Joe Biden yönetimi, Ukrayna’nın 4,65 milyar dolarlık borcunu silmeyi planlayarak bu desteği bir üst seviyeye taşıyacak. Bu durum, Washington’un Kiev’e yönelik cömertliğini yeniden gündeme getiriyor.

Biden, Trump gelmeden önce Ukrayna’nın 4,6 milyar dolarlık borcunu silmeyi planlıyor

Ukrayna Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre, 30 Eylül itibarıyla ülkenin devlet ve devlet garantili toplam borcu 155,69 milyar dolar olarak kaydedildi. Bu rakamın 112,06 milyar dolarlık kısmı dış borçlardan oluşuyor.

Aynı zamanda Ukrayna hükümeti, 2023’ün başlarında bir yasa çıkararak dış borç ödemelerini askıya alma hakkını elde etti. Bu karar, ülkenin mali durumunu daha da karmaşık hale getirdi.

Kiev’in kimlere borcu var?

Ukrayna’nın ABD’den aldığı kredilerle ilgili ilginç bir durum dikkat çekiyor:

Resmi verilere göre, ABD’ye doğrudan bir borcu bulunmuyor. Ancak Nisan ayında ABD Kongresi, Biden’ın şimdi yarısını silmeyi hedeflediği 9 milyar dolarlık krediyi içeren 60 milyar dolarlık bir yardım paketini onayladı.

Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne (AB) olan borcu 44,17 milyar dolar, Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’na (IBRD) 14,65 milyar dolar, Uluslararası Para Fonu’na (IMF) ise 12,08 milyar dolar olarak açıklandı.

Diğer yandan ülkenin Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Hollanda, Polonya ve İngiltere gibi ülkelerden aldığı krediler toplamda 7,74 milyar dolara ulaşıyor. En büyük alacaklı ise 5,11 milyar dolarla Kanada.

Ukrayna Merkez Bankası (NBU) raporlarına göre, ülkenin özel sektöre olan yükümlülükleri şöyle sıralanıyor: Güney Kıbrıs, toplam yükümlülüklerin yüzde 48,4’üne sahip ve İngiltere (yüzde 10,5), Hollanda (yüzde 7,9) ve Almanya (yüzde 3) diğer büyük alacaklılar arasında.

Ukrayna’nın ticari banka ve kuruluşlardan aldığı krediler toplamda 1,61 milyar doları buluyor. Bu borçların en büyük kısmı Cargill’e (730 milyon dolar) ve Deutsche Bank’a (490 milyon dolar) ait.

2024 yılı itibarıyla Ukrayna’nın Eurobond borcu 15,22 milyar dolara ulaşmış durumda.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Gazprombank’a yaptırım kararı

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanlığı, Rusya’ya yönelik yaptırımlarını genişleterek Gazprombank’ı listeye ekledi ve 50’den fazla Rus bankası ile çok sayıda Rus yetkiliye yeni yaptırımlar uyguladı.

ABD Hazine Bakanlığı, yaptığı açıklamada, Rusya’ya yönelik yeni yaptırım kararlarını duyurarak Gazprombank’ı listeye dahil ettiğini bildirdi.

Rus doğalgaz ve petrol ihracatının ana bankacılık kanalı olan Gazprombank, daha önce muhabir bankacılık faaliyetlerinin yanı sıra borç ve hisse senedi işlemlerini kısıtlayan ABD yaptırımlarına tabi tutulmuştu.

Listeye eklenmesiyle birlikte Gazprombank’ın ABD bankacılık sisteminden fiilen çıkarılması, Amerikan vatandaşlarıyla ticari ilişkilerinin yasaklanması ve ABD’deki varlıklarının dondurulması öngörülüyor.

Gazprombank, yaptırım kararının ardından yayımladığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Gerek ruble gerekse döviz bazlı para çekme ve yatırma işlemleri, şubelerimizde, ATM’lerimizde, Gazprombank mobil uygulamasında ve diğer hizmet kanallarımızda mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde gerçekleştirilebilmektedir. Yabancı ödeme sistemleri dahil olmak üzere bankamızın tüm kartları, Rusya genelindeki perakende ve hizmet noktalarında ve ATM’lerde kullanılmaya devam edecektir.”

Washington yönetimi ayrıca, Gazprombank’ın altı yurt dışı iştirakini de yaptırım kapsamına aldı: Lüksemburg merkezli GPB International SA, Hong Kong’dan GPB Financial Services Hong Kong Limited, Kıbrıs’ta kayıtlı GPB Financial Services Limited ve GPB-DI Holdings Limited, İsviçre merkezli Gazprombank (Switzerland) Ltd ve Güney Afrika’dan GPB Africa and Middle East Pty Ltd.

ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC), ABD vatandaşlarının Gazprombank ile ilgili işlemlerini 20 Aralık’a kadar sonlandırmasına olanak tanıyan iki genel lisans yayımladı.

Ayrıca, yurt dışındaki Rus diplomatik temsilciliklerinin banka ile işlem yapabilmesine izin veren düzenlemeyi de duyurdu.

Rusya’nın son kalesi: Gazprombank’ın ABD finans sistemiyle bağlantısı kesilecek

Bunlara ek olarak, uluslararası bağlantıları bulunan 50’den fazla Rus bankası, 40’ı aşkın Rus menkul kıymetler kayıt kuruluşu ve 15 Rus yetkili de ABD yaptırımları kapsamına alındı.

Yeni yaptırımlardan etkilenen bankalar arasında BKS Bank, Dom.RF, Sinara, Centrokredit, Bratsk Halk Bankası, Energotransbank, Iturup ve diğer kuruluşlar yer alıyor.

Yaptırım uygulanan yetkililer arasında Rusya Merkez Bankası Birinci Başkan Yardımcıları Dmitriy Tulin ve Vladimir Çistyuhin, Başkan Yardımcısı Olga Polyakova’nın yanı sıra kurumun daire başkanları Alla Bakina, Yelizaveta Danilova, Yekaterina Lozgaçeva ve Kiril Pronin bulunuyor.

OFAC ayrıca, Rusya’nın Finansal Haberleşme Sistemi’ne (SPFS- Rusya’nın SWIFT muadili sistemi) bağlanan yabancı finans kuruluşlarını yaptırım riskine karşı uyaran bir bildiri yayımladı:

“SPFS, Rusya’nın finansal sistemindeki kurumlar arasındaki iletişimdeki rolü nedeniyle, Rusya Federasyonu ekonomisinin finansal hizmetler sektörünün önemli bir parçasıdır. Bu durum, SPFS’ye katılan ya da halihazırda üye olan herhangi bir yabancı finans kuruluşunun, Rus ekonomisinin finansal hizmetler sektöründe faaliyet gösteren ya da göstermiş olan bir kuruluş olarak değerlendirilebileceği anlamına gelmektedir. OFAC, bu uyarının ardından SPFS’ye katılımı risk göstergesi olarak değerlendirmekte ve bu yönde adım atan yabancı finans kuruluşlarına karşı daha sıkı tedbirler almaya hazır bulunmaktadır.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English