Diplomasi
BRICS Zirvesi’nde çok taraflılık vurgusu

BRICS ülkeleri, çok taraflılığı güçlendirmeyi amaçlayan Kazan Deklarasyonu’nu onaylayarak küresel yönetişimde reform, finansal iş birliğinin artırılması ve diplomasi yoluyla anlaşmazlıkların çözümü konularında taahhütlerde bulundu. Ayrıca Gazze’de ateşkes çağrısında bulunulurken, Filistin’in BM’ye tam üyeliği de desteklendi.
BRICS ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları, Kazan’da düzenlenen 16. Zirve sırasında “Adil Küresel Kalkınma ve Güvenlik için Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi” başlıklı deklarasyonu onayladı.
Belge, Kremlin’in resmi internet sitesinde yayımlandı. Kazan Deklarasyonu, BRICS üyesi ülkelerin siyaset ve güvenlik, ekonomi ve finans, kültürel ve insani bağlar olmak üzere üç ana alanda iş birliğini derinleştirme taahhüdünü ifade ediyor.
Adil ve demokratik bir dünya düzenine doğru
Deklarasyonda, “daha adil, demokratik ve dengeli çok kutuplu bir dünya düzeninin” temellerini atacak yeni güç merkezlerinin, siyasi karar alma mekanizmalarının ve ekonomik büyüme odaklarının ortaya çıktığı belirtildi.
Küresel yönetişimin iyileştirilmesi amacıyla, özellikle Afrika, Latin Amerika ve Karayipler’den yükselen piyasa ekonomileri, gelişmekte olan ülkeler ve en az gelişmiş ülkelerin daha fazla katılımı çağrısında bulunuldu. Ayrıca Bretton Woods kurumlarında reform yapılması ve gelişmekte olan ülkelerin liderlik pozisyonlarında daha fazla temsil edilmesi önerildi.
Tek taraflı ekonomik yaptırımlar ve ikincil yaptırımlar da dahil olmak üzere zorlayıcı tedbirlerin kaldırılması talep edildi.
Zirvede ayrıca Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) bünyesinde iki kademeli bir anlaşmazlık çözüm mekanizmasının başlatılması ve Temyiz Organı’na yeni üyelerin hızla atanması gerektiği vurgulandı.
Güvenliğin güçlendirilmesi
BRICS ülkeleri, dünya genelinde devam eden silahlı çatışmalara duydukları endişeyi dile getirerek, anlaşmazlıkların diplomasi yoluyla barışçıl bir şekilde çözülmesi çağrısında bulundu.
Özellikle İsrail’in Filistin, Lübnan ve Suriye’deki askeri operasyonları kınandı. Gazze Şeridi’nde derhal ateşkesin uygulanması, her iki tarafın da tüm rehine ve tutukluların koşulsuz serbest bırakılması ve insani yardımların kesintisiz bir şekilde bölgeye ulaştırılması gerektiği belirtildi.
BRICS liderleri, Filistin’in Birleşmiş Milletler (BM)’e tam üye olarak kabul edilmesini de desteklediklerini açıkladı.
Deklarasyonda Rusya-Ukrayna ihtilafı da ele alındı. BRICS ülkelerinin, BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurulu’nda bu konuda sergiledikleri ulusal pozisyonlar hatırlatılarak, çatışmanın diyalog ve diplomasi yoluyla barışçıl bir şekilde çözüme kavuşturulmasının önemi vurgulandı.
Ayrıca, kara para aklama, terörün finansmanı ve siber suçlarla mücadele konularında BRICS çerçevesinde iş birliği yapılması kararlaştırıldı.
Mali ve ekonomik iş birliği
Deklarasyonda, mevcut uluslararası finansal yapının daha adil hale getirilmesi için reform yapılması gerektiği belirtildi.
Zirvede, mevcut finansal piyasa altyapısını tamamlayıcı bir girişim olan BRICS Clear adlı bağımsız bir sınır ötesi mutabakat ve saklama altyapısının yanı sıra BRICS (Re)Insurance dâhil olmak üzere gönüllülük esasına dayalı bağımsız bir BRICS reasürans kapasitesinin kurulma imkânı tartışıldı.
Ayrıca, BRICS ülkeleri arasında muhabir bankacılık ağlarının güçlendirilmesi ve ulusal para birimlerinde mutabakat sağlanması çağrısında bulunuldu.
Taraflar, özel ekonomik bölgelerin yönetimi konusunda standart ve metodolojilerin paylaşılmasını da kabul etti.
Tüm BRICS ülkelerinin araştırma altyapısına yatırım yapması gerektiği belirtilirken, Yeni Kalkınma Bankası’nın yeni bir tür 21. yüzyıl Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’na dönüştürülmesi önerildi.
BRICS raporu: Üye ülkeler, ekonomik ve sosyal göstergelerde güçleniyor
İnsani yardım ve kültürel değişimlerin artırılması
Taraflar, BRICS içindeki insani yardımların önemini vurgulayarak, müzeler, ulusal galeriler, kütüphaneler, tiyatrolar ve bir Film Okulu İttifakı kurulması dâhil olmak üzere kültürel iş birliğini teşvik etme kararı aldılar.
Deklarasyon, Rusya’nın 2024’te BRICS başkanlığını üstlenmesinin memnuniyetle karşılandığı ve Brezilya’nın gelecek yılki başkanlığı sırasında tam destek verileceği ifadeleriyle sona erdi.
XVI. BRICS Zirvesi, 22 Ekim’de Kazan’da başladı ve iki oturumdan oluştu. İlk oturum, Rusya’nın 2024 dönem başkanlığı sloganı olan “Adil Küresel Kalkınma ve Güvenlik için Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi” temasına odaklandı.
İkinci oturum ise BRICS Plus/Outreach formatında “BRICS ve Küresel Güney-Birlikte Daha İyi Bir Dünya İnşa Etmek” başlıklı toplantı olarak düzenlendi.
Zirve bu yıl ilk kez genişletilmiş bir formatta gerçekleştirildi ve Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’ya ek olarak, Mısır, İran, Birleşik Arap Emirlikleri ve Etiyopya da birliğe katıldı.
Bloomberg: BRICS zirvesi, Batı’nın Rusya’yı tecrit etme çabalarına meydan okuyor
Diplomasi
Reuters: Katar, İran’ı ateşkese ikna etmede kilit rol oynadı

Reuters, Katar Başbakanı’nın, ABD’nin ateşkes teklifini kabul etmesi için İran’ı ikna ettiğini duyurdu. ABD Başkanı Donald Trump ateşkesi ilan ederken, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi henüz bir anlaşma olmadığını belirterek Tahran’ın şartını açıkladı.
Uluslararası haber ajansı Reuters‘ın bir kaynağa dayandırdığı haberine göre, Katar Başbakanı Muhammed bin Abdülrahman es-Sani, ABD’nin ateşkes teklifini kabul etmesi için İran’ı ikna ederek Tahran ile Tel Aviv arasındaki gerilimin düşürülmesinde kritik bir rol oynadı.
Reuters‘ın konuştuğu kaynak, Tahran’ın Katar’daki el-Udeyd Amerikan Hava Üssü’ne düzenlediği saldırının ardından Katarlı yetkililerin İranlı mevkidaşlarıyla telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini belirtti.
Habere göre, ABD Başkanı Donald Trump, İsrail’in ateşkese razı olduğunu Katar’a ileterek Tahran’ı bu adıma ikna etmesi için yardım istedi.
ABD Başkanı Trump, İsrail ile İran arasında ateşkes sağlandığını duyurdu. Trump’ın açıklamasına göre, önce İran saldırıları durduracak, 12 saat sonra İsrail karşılık vermeyi kesecek ve “24 saat içinde dünya, 12 gün süren savaşın resmi olarak sona ermesini selamlayacak.”
Beyaz Saray’dan doğrulama geldi
CNN‘in haberine göre, ABD Başkanı Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Katar Emiri Temim bin Hamed es-Sani ile görüştü. Aynı zamanda, Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Özel Temsilci Steve Witkoff’un da İran tarafıyla temas kurduğu bildirildi.
Beyaz Saray’dan üst düzey bir yetkili, İsrail’in, Tahran’ın saldırılarını durdurması şartıyla ateşkese rıza gösterdiğini ve İran’ın da bu koşulları kabul ettiğini aktardı.
Axios haber portalına konuşan bir kaynak ise İran’ın, Amerikan üssüne yönelik saldırının ardından Beyaz Saray’a daha fazla saldırı düzenlemeyeceğine dair bir mesaj gönderdiğini ifade etti.
Kaynağa göre Washington da buna karşılık İran’a saldırmayacağını ve müzakerelere yeniden başlamaya hazır olduğunu iletti.
İran’dan yanıt
Tüm bu gelişmelere rağmen İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, mevcut durumda herhangi bir ateşkes anlaşmasının bulunmadığını açıkladı.
Arakçi, “Eğer İsrail, Tahran saatiyle 04.00’e kadar saldırılarını durdurursa, İran da saldırı düzenlemeyecektir,” diyerek kendi şartlarını ortaya koydu.
Diplomasi
New York Post: Trump’ın İran’a misilleme yapma niyeti yok

New York Post’a konuşan Amerikalı bir askeri yetkili, İran’ın Katar’daki bir ABD üssüne yönelik misilleme saldırısının ardından Başkan Trump’ın daha fazla eylemde bulunma niyetinde olmadığını açıkladı. Yetkilinin iddiasına göre, Tahran’ın fırlattığı 10 füzeden 9’u imha edilirken, saldırının Katar’ın ‘itibarını kurtarmak’ için koordineli olduğu düşünülüyor.
İsmi belirtilmeyen Amerikalı bir askeri yetkili, İran’ın geçtiğimiz saatlerde Katar’daki bir ABD üssüne yönelik “başarısız misilleme” saldırısının ardından Başkan Donald Trump’ın İran’a karşı daha fazla eylemde bulunmayı planlamadığını açıkladı.
New York Post‘a konuşan askeri kaynak, “Mevcut durum devam ettiği sürece, Trump’ın ‘başarısız misilleme’ için karşılık verme niyeti yok,” ifadelerini kullandı.
Yetkilinin aktardığına göre Tahran, el-Udeyd Hava Üssü’ne toplam 10 füze fırlattı ve bu füzelerden 9’u başarıyla imha edildi.
Geriye kalan tek mühimmatın ise “açık bir alana” isabet ettiği ve herhangi bir can kaybına yol açmadığı belirtildi.
Beyaz Saray tarafından X platformu üzerinden yayımlanan bir fotoğrafta, Başkan Donald Trump’ın 21 Haziran 2025’te Beyaz Saray’daki Durum Odası’nda olduğu görülüyor.
Aynı kaynak, gazeteye yaptığı değerlendirmede füze saldırılarının koordineli bir şekilde gerçekleşmiş gibi göründüğünü ve Katar’ın “itibarını kurtarmak” amacıyla kendisinin hedef alınmasına izin verdiğini öne sürdü.
Trump: İran’ın yanıtı oldukça zayıftı
Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın nükleer tesislerinin yerle bir edilmesine yönelik resmi yanıtının “oldukça zayıf” olduğunu ve buna “son derece etkili” bir şekilde karşılık verdiklerini açıkladı.
Kendi sosyal medya platformu Truth Social’dan paylaşımda bulunan Trump, İran’ın saldırı öncesinde kendilerine erken bilgi verdiğini belirterek bu jest sayesinde herhangi bir can kaybı ya da yaralanma yaşanmadığını ifade etti.
Trump, yaptığı açıklamada, İran tarafından toplam 14 füze ateşlendiğini, bunlardan 13’ünün düşürüldüğünü, birinin ise tehdit oluşturmayan bir yöne gittiği için “serbest bırakıldığını” belirtti.
Saldırıda hiçbir Amerikalının zarar görmediğini ve neredeyse hiç maddi hasar meydana gelmediğini memnuniyetle bildirdiğini söyledi.
‘Umarım nefret sona erer’
İran’ın bu hamleyle “içini boşalttığını” ifade eden Trump, “Umarız bundan sonra artık nefret sona erer,” dedi. Trump, İran’a saldırıdan önce kendilerine bilgi verdiği için teşekkür ettiğini de sözlerine ekledi. Bu erken bilgilendirmenin can kaybı ve yaralanmaların önüne geçtiğini vurguladı.
Açıklamasının devamında bölgedeki barış ihtimaline de değinen Trump, “Belki artık İran, bölgedeki barış ve uyum yönünde ilerleyebilir,” ifadelerini kullandı. Trump, aynı zamanda İsrail’i de benzer bir adım atması için “güçlü şekilde teşvik edeceğini” belirtti.
Diplomasi
Çin, Rusya ve Pakistan İran’a yönelik saldırılara karşı BMGK’ye ortak karar tasarısı sundu

Çin, pazar günü ABD ve İsrail’i sert bir şekilde eleştirerek, İran ile çatışmayı yatıştırmaları, sivil güvenliğini öncelikli hale getirmeleri ve uluslararası hukuka uymaları çağrısında bulundu. Bu arada, Çin, Rusya ve Pakistan İran’a yönelik saldırılara karşı BMGK’ye ortak karar tasarısı sundu.
Çin’in Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi Fu Cong, 10 gün içinde üçüncü kez toplanan BM Güvenlik Konseyi (BMGK) acil toplantısında, Washington’un İran’ın egemenliğini ihlal ettiğini, “Orta Doğu’daki gerilimi tırmandırdığını ve uluslararası nükleer silahların yayılmasını önleme rejimine ağır bir darbe vurduğunu” söyledi.
Fu, “Uluslararası toplum adaleti savunmalı ve durumu yatıştırmak, barış ve istikrarı yeniden tesis etmek için somut çabalar göstermelidir” diye ekledi.
Veto hakkına sahip beş daimi üye ve 10 geçici üye, genel hatlarıyla çatışmanın sona erdirilmesinin önemine değinirken, açıklamaları hızla jeopolitik çizgilerle bölündü. Çin ve Rusya İran’ı savunurken, ABD ve müttefikleri İsrail’i savundu ve her iki taraf da birbirini kınadı.
Pekin’in, B-2 uçaklarından GBU-57 Massive Ordnance Penetrator bombaları kullanılarak İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan tesislerini hedef alan karmaşık bir operasyon olan ABD saldırısını eleştirisi büyük ölçüde diplomatik şekilde ifade edilirken, Moskova daha sert ifadeler kullandı: “Rusya, ABD’nin sorumsuz, tehlikeli ve kışkırtıcı eylemlerini en kesin şekilde kınamaktadır. Washington, bir kez daha uluslararası topluma olan tam saygısızlığını göstermiştir.”
Çin, Rusya ve Pakistan da pazar günü, acil ve koşulsuz ateşkes çağrısı yapan ortak bir karar tasarısı sunacaklarını, taslak metni dağıttıklarını ve BM üyelerinden pazartesi akşamı kadar geri bildirim istediklerini açıkladılar.
Taslağın kabul edilmesi için en az dokuz olumlu oy ve ABD, Fransa, İngiltere, Rusya veya Çin’den oluşan P5 üyelerinden hiçbirinin veto etmemesi gerekiyor.
Arab News’e göre, karar, “İran İslam Cumhuriyeti’nin nükleer programının tamamen barışçıl niteliğini garanti altına almak karşılığında tüm çok taraflı ve tek taraflı yaptırımların tamamen kaldırılmasını” öngören bir anlaşma çağrısında bulunuyor.
Fu, ateşkes ve sivillerin korunmasının yanı sıra, pazar günü açıkladığı dört maddelik planda, diyalog taahhüdü ve Güvenlik Konseyi’nin daha güçlü adımlar atması çağrısında bulundu ve Çin-Rusya-Pakistan kararını küresel konsensüs için ideal bir araç olarak gösterdi.
Çin’in dış politika alanında 38 yıllık deneyime sahip deneyimli diplomat Fu, “Büyük bir kriz karşısında seyirci kalamaz” dedi. “Çin, sinerjiyi teşvik etmek, adaleti korumak ve Orta Doğu’da barış ve istikrarı yeniden tesis etmek için uluslararası toplumla işbirliği yapmaya hazırdır” diye ekledi.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, perşembe günü İsrail’in İran’a yönelik saldırıları hakkında konuştu ve her ikisi de saldırıları kınadı. Çin Dışişleri Bakanlığı, İran’dan yaklaşık 1.800 Çin vatandaşının ve İsrail’den birkaç yüz kişinin tahliyesini koordine ettiğini açıkladı.
Pazar günü Washington, saldırısını varoluşsal ve gerekli olarak gerekçelendirdi.
ABD Büyükelçisi Shea, “40 yıldır İran hükümeti Amerika’ya ve İsrail’e ölüm çağrısında bulunarak komşularının, ABD’nin ve tüm dünyanın barış ve güvenliğine sürekli bir tehdit oluşturmuştur” dedi.
“ABD’nin müttefiklerini, kendi vatandaşlarını ve çıkarlarını savunmak için kararlı bir şekilde harekete geçme zamanı nihayet geldi” diye ekledi.
Son haftalarda, başlangıçta temkinli davranan Trump’ın desteğini kazanarak saldırıyı gerçekleştiren İsrail, ABD başkanını övgüyle bahsetti.
İsrail’in BM Büyükelçisi Danny Danon gazetecilere, “Diğerleri harekete geçmezken harekete geçen ABD ve Başkan Trump’a teşekkür ederiz. Diğerleri başka yere bakarken kararlı durduğunuz için teşekkür ederiz. Dostlarımızla ve ahlakla özgür dünyayı koruduğunuz için teşekkür ederiz” dedi ve ekledi: “Dün gece ABD inanılmaz bir cesaret ve ahlakla hareket etti. Şimdi dünyanın geri kalanı minnettarlığını göstermeli.”
-
Görüş1 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Asya2 hafta önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Ortadoğu6 gün önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi1 hafta önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Avrupa6 gün önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Amerika2 hafta önce
ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran’la savaş kapıda mı?
-
Görüş7 gün önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?