Bizi Takip Edin

Avrupa

Britanya’da Muhafazakârlar zorunlu ulusal hizmeti geri getirmek istiyor

Yayınlanma

Birleşik Krallık’ta Muhafazakâr Parti, genel seçimleri kazanması halinde on iki aylık zorunlu ulusal hizmet uygulamasını yeniden başlatmayı vaat ediyor.

Tasarıya göre on sekiz yaşını dolduran gençler, 30.000 tam zamanlı askerlik işlerinden birine başvurabilecek ya da ayda bir hafta sonu gönüllü olarak bir toplum hizmeti gerçekleştirecek.

Başbakan Rishi Sunak, Birleşik Krallık genelinde zorunlu hizmetin geri getirilmesinin pandemi sırasında ortaya çıkan “ulusal ruhu” geliştirmeye yardımcı olacağına inandığını söyledi.

İşçi Partisi ise, yaklaşık 2,5 milyar sterline mal olması beklenen planları “çaresiz” ve “iyi finanse edilmemiş” olarak eleştirdi.

Muhafazakârlar ilk gençlerin Eylül 2025’ten itibaren bir pilot uygulamaya katılmasını ve ayrıntıların bir Kraliyet Komisyonu tarafından belirlenmesini istiyor

Silahlı kuvvetler yerleştirmeleri gençlerin siber güvenlik, lojistik, tedarik veya sivil müdahale operasyonları hakkında bilgi edinmelerini sağlayacak. Askeri olmayan gönüllülük ise itfaiye, polis ve Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) gibi kuruluşlarda 25 günü kapsayacak.

Sunak konu hakkında yaptığı açıklamada, “Burası harika bir ülke ama genç nesiller hak ettikleri fırsatlara ya da deneyime sahip olamadılar ve giderek belirsizleşen bu dünyada toplumumuzu bölmeye çalışan güçler var. Gençlerimiz arasında ortak bir amaç duygusu ve ülkemizde yenilenmiş bir gurur duygusu yaratmak için yeni bir ulusal hizmet modeli getireceğim,” dedi.

Başbakan, bu hareketin gençlerin “gerçek dünya becerilerini öğrenmelerine, yeni şeyler yapmalarına ve toplumlarına ve ülkemize katkıda bulunmalarına” yardımcı olacağını da sözlerine ekledi.

Muhafazakârlar bu hamlenin, çalışmayan, eğitim ya da öğretimde olmayan ya da suça karışma riski taşıyan gençlerin “işsizlik ve suç dolu hayatlardan” uzaklaştırılmasına yardımcı olacağını savundu.

Öte yandan parti, katılmayanların ne gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri konusunda bir açıklama yapmadı. Bunun yerine, ulusal hizmetin “değerli iş deneyimi” sağlayacağını ve “sağlık, kamu hizmeti, hayır kurumu veya silahlı kuvvetlerde gelecekteki bir kariyer için bir tutkuyu ateşleyeceğini” savundular.

Parti, ulusal hizmetin 2,5 milyar sterlinlik maliyetinin 1,5 milyar sterlininin 2028’den itibaren Birleşik Krallık Paylaşılan Refah Fonu’ndan aktarılacağını söyledi. Ayrıca 1 milyar sterlin de vergiden kaçınma ve vergi kaçakçılığını önleme planlarından gelecek.

Zorunlu askerlik Kuzey İrlanda’da hiç uygulanmadı ve şu ana kadar orada bu planın nasıl işletileceğine dair hiçbir ayrıntı yok.

BBC’nin aktardığına göre ulusal hizmet, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Clement Attlee’nin İşçi Partisi hükümeti tarafından 1947 yılında uygulamaya konmuştu.

Buna göre 17-21 yaş arasındaki erkekler 18 ay boyunca silahlı kuvvetlerde görev yapmak zorundaydı. Zorunlu ulusal hizmet programı 1960 yılında sona erdi.

Avrupa

Avrupa Komisyonu: Rusya’dan tek bir molekül dahi enerji almayacağız

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu Enerjiden Sorumlu Üyesi Dan Jørgensen, Ukrayna’da bir barış anlaşmasına varılsa bile Avrupa Birliği’nin Rusya’dan enerji satın almak istemeyeceğini açıkladı.

Avrupa Komisyonu’nun Enerjiden Sorumlu Üyesi Dan Jørgensen, Polonya’da düzenlenen AB enerji bakanları gayri resmi toplantısına iştirak etmek üzere geldiği sırada yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’da bir ateşkes sağlanması ve çatışmaların sona ermesi durumunda dahi Rus enerji kaynaklarını satın almak istemeyeceğini ifade etti.

Jørgensen, “Ukrayna ile ilgili müzakereler de dahil olmak üzere diğer herhangi bir müzakereden bağımsız olarak Rus kaynaklarından tek bir molekül dahi satın almak istemediğimize dair net bir sinyal gönderdik,” diye vurguladı.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas da 6 Mayıs’ta yaptığı bir açıklamada, AB ülkelerinin 2027 yılına kadar Rus enerji kaynakları ithalatından tamamen vazgeçmeyi hedeflediklerini belirtmişti.

Aynı gün Avrupa Komisyonu, Rusya’dan gaz tedarikini 2027 yılına kadar sonlandırmayı amaçlayan bir “yol haritası” yayınlamıştı.

Söz konusu belge, boru hatları aracılığıyla gaz tedarikinin yasaklanmasını ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatının durdurulmasını içeriyor.

Brüksel, Rus gazının yerini özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) LNG tedarikini artırarak doldurmayı hesaplıyor.

Öte yandan, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, Budapeşte’nin Avrupa Komisyonu’nun Rusya’dan enerji kaynaklarından vazgeçilmesini öngören planına olumsuz yaklaştığını dile getirdi.

Orbán, bu planın hayata geçirilmesinin enerji fiyatlarında ani bir yükselişe neden olacağını ve Macar ailelerinin yıllık giderlerini 800 milyar forint (yaklaşık 2 milyar avro) artıracağına dikkat çekti.

Rusya’dan enerji bağımsızlığının Avrupa’ya maliyeti 1 trilyon avroyu aştı

Okumaya Devam Et

Avrupa

İtalyan enerji devi Eni, 2024’te Türkiye’ye 6,2 milyar metreküp Rus gazı tedarik etmiş

Yayınlanma

İtalyan enerji şirketi Eni, 2024 yılında Rusya’dan aldığı 6,2 milyar metreküp doğalgazı Mavi Akım boru hattı üzerinden Türkiye’ye sevk etti. Bu durum, AB’nin Rus gazına bağımlılığı azaltma çabalarına ve Eni’nin Gazprom’a karşı başlattığı tahkim sürecine rağmen gerçekleşti.

İtalyan enerji şirketi Eni’nin, 2024 yılında Rusya’dan doğalgaz alımına devam ederek bu gazı Türkiye’ye yönlendirdiği bildirildi.

Reuters‘ın şirketin resmi internet sitesinde yayımlanan kurumsal belgelere dayandırdığı haberine göre, Eni, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yönelik sevkiyatların durmasına rağmen Rus ihracatçı ile ticari bağlarını sürdürdü.

Eni, bir hissedarın sorusuna verdiği yazılı yanıtta, 2024 yılında şirketin en büyük doğalgaz tedarikçisinin Cezayir olduğunu, onu Norveç ve Rusya’nın izlediğini belirtti.

Sağlanan verilere göre, Rus gazı toplam tedarik hacminin yüzde 12’sini oluşturdu; bu da 6,2 milyar metreküpe denk geliyor. Bu hacmin tamamının Mavi Akım boru hattı üzerinden Türkiye’ye yönlendirildiği kaydedildi.

Eni, bir ay önce yayımladığı yıllık raporunda Rus gazı alımından bahsetmiş ancak nihai tüketiciyi belirtmemişti.

Şirket, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalesinin başlamasının ardından Avrupa’da Rus gazı satışını durdurmuş ve Gazprom’a karşı tahkim süreci başlatmıştı.

Bu arada Avrupa Komisyonu, AB’nin 2027 yılına kadar sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) dahil olmak üzere Rusya’dan gaz ithalatını tamamen durdurmasını öngören yasa tasarısı üzerinde çalışıyor.

AB, hâlihazırda Rus kömürünü ve petrolünün büyük kısmını yaptırım kapsamına almış durumda, ancak Slovakya ve Macaristan’ın enerji bağımlılıkları ve keskin fiyat artışı endişeleri nedeniyle yasağa karşı çıkmaları sebebiyle gaz tedariki devam ediyor.

Yaptırımların kabulü için hâlâ 27 üye ülkenin tamamının oybirliği gerekiyor.

2024 yılında AB ülkelerine Rus boru hattı gazı sevkiyatı sadece Macaristan ve Slovakya’ya devam etti.

Ancak, en az üç ülke –Fransa, İspanya ve Belçika– LNG ithalatını sürdürdü. Sonuç olarak, analiz merkezi CREA’nın değerlendirmesine göre, Rus gazının Avrupa pazarındaki toplam payı yüzde 19 seviyesinde bulunuyor ve ihracatından elde edilen gelir aylık yaklaşık 1 milyar avroya ulaşıyor.

Daha önce Reuters‘ın sekiz kaynağa dayandırarak aktardığına göre, Rusya ve ABD temsilcileri, Ukrayna’daki çatışmanın çözümüne ilişkin gizli müzakerelerde Rus gazının Avrupa’ya sevkiyatının yeniden başlatılması senaryolarını ele aldı.

Önerilen seçeneklerden biri, Amerikan şirketlerinin aracı olarak Gazprom’dan gaz alıp Avrupalı tüketicilere yeniden satmasını içeriyor.

Alternatif seçenek ise Amerikan yatırımcıların Kuzey Akım veya Ukrayna transit güzergâhları gibi gaz boru hatlarının yanı sıra Gazprom’un kendisine de sermaye katılımını öngörüyor.

Bazı kaynaklara göre, bu tür adımlar Moskova ile barış anlaşmalarına varılmasını hızlandırabilir.

Ayrıca, ABD bu durumda AB pazarına giren Rus gazı hacmi üzerinde kontrol mekanizması elde etmiş olacak.

2022’de savaş başlamadan önce Gazprom, Avrupa’nın doğalgaz talebinin yüzde 40’ını karşılıyor ve yıllık sevkiyat hacmi 200 milyar metreküpe ulaşıyordu.

Fakat o zamandan bu yana ihracat yaklaşık yedi kat azaldı: 2023’te 28 milyar metreküp, 2024’te ise 32 milyar metreküp olarak gerçekleşti. Bu, 1970’li yılların ikinci yarısından bu yana en düşük seviye anlamına geliyor.

Avrupalı şirketler Rus gazına kısmi dönüşü değerlendiriyor

Okumaya Devam Et

Avrupa

İtalya ve Yunanistan, ‘göçle mücadele’ konusunda işbirliğini artırıyor

Yayınlanma

İtalya ve Yunanistan pazartesi günü hükümetler arası “göçle mücadele’ toplantısı için bir araya geldi.

Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis, ortak basın toplantısında bu zirveyi “rutin” bir diplomatik toplantıdan ziyade “önemli ve belirleyici” olarak nitelendirdi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni de, Akdeniz’de benzer “jeostratejik bakış açısına” sahip olan iki ülkenin, özellikle savunma ve göç gibi önemli konularda yakın işbirliği içinde olduğunu söyledi.

Mitsotakis, Yunanistan hükümetinin yıllardır AB göç politikasında değişiklik yapılması için baskı yaptıktan sonra, bu sorunu “doğru yaklaşımla” ele almak için Meloni hükümetinde “doğru ortağı” bulduğunu savundu.

Meloni, hedeflerinin göç yönetimine yönelik yeni bir AB yaklaşımını sağlamlaştırmak olduğunu vurguladı ve son birkaç yılda odak noktasının “iç yeniden dağıtım”dan “dış sınırların güvenliğinin sağlanması, sınır dışı etme ve menşe ve transit ülkelerle işbirliğine” kaydırıldığını belirtti.

Meloni, İtalya ve Yunanistan’ın “birincil varış ülkeleri olmanın yükünü” taşıdığını, ama her ikisinin de artık sorunun değil çözümün parçası olduğunu savundu.

Mitsotakis, Meloni ile düzenlediği ortak basın toplantısında, İtalya ile elektrik enterkoneksiyonu ve demiryolu altyapısı konusunda da iki önemli anlaşmanın imzalandığını duyurdu.

Mitsotakis, imzalanan anlaşma sayısının Yunanistan-İtalya Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin daha sık toplanması gerektiğini gösterdiğini söyledi.

Yunan lider, iki ülke arasında imzalanan demiryolu anlaşmasını, bu sektördeki ikili işbirliğinin yeniden başlaması olarak nitelendirdi.

Mitsotakis, “Yunanistan demiryolu ağına 400 milyon avrodan fazla yatırım yaparken, İtalya yeni trenler satın almak ve yeni depolar inşa etmek için 360 milyon avro katkıda bulunacak,” dedi.

Mitsotakis hükümeti, Tempe’deki tren kazası faciası nedeniyle toplumsal öfkenin odağı haline gelmişti.

Enerji konusunda Mitsotakis, iki ülke arasındaki elektrik bağlantı kapasitesini üç katına çıkarma hedefini vurguladı ve Yunanistan’ın elektrik ihracatçısı bir ülke olduğunu söyledi.

İtalyan elektrik şebeke operatörü Terna ve Yunan eşleniği IPTO’ya, 1,9 milyar avroya mal olması beklenen projeyi ilerletmeleri talimatı verildiğini ekledi ve “Terna ve IPTO’ya verdiğimiz talimat, projeyi mümkün olan en kısa sürede ilerletmeleri yönünde,” dedi.

İki şirket daha sonra İtalya ve Yunanistan arasında yeni bir denizaltı elektrik bağlantısı için yaklaşık 2 milyar avro değerinde bir anlaşma imzaladı.

Mitsotakis, Ukrayna’daki savaşla ilgili olarak, Atina ve Roma’nın tüm Avrupa ülkelerinin desteğiyle mümkün olan en kısa sürede koşulsuz 30 günlük ateşkesin sağlanması yönündeki kararlılıklarında tamamen aynı çizgide olduklarını belirtti.

Meloni, anlaşmayı ikili işbirliğine “stratejik bir destek” olarak nitelendirdi ve iki ülke arasında savunma ve göç konusunda güçlü bir uyum olduğunu kaydetti.

Meloni, “İlişkilerimiz mükemmel. İki ülke olmasaydı, Avrupa bugün bu durumda olmazdı. Her ikimiz de AB ve NATO üyesiyiz ve Avrupa Konseyi’nde yan yana oturuyoruz. Gelecek yıl, AB Başkanlığı görevini birbirimizden devralacağız,” dedi.

Meloni, savunma işbirliği ve düzensiz göçle mücadelenin öncelikli konular olacağını söyledi ve “Bu alanlarda Yunanistan Başbakanı ile güçlü bir ortak zemin var,” dedi:

“Avrupa’nın genel yaklaşımını yeniden şekillendirmek için Kyriakos ile çalışmaya devam etmeyi hedefliyoruz. Odak noktamızı dış sınırların korunması, insan kaçakçılarının hedef alınması ve transit ülkelerle işbirliğinin güçlendirilmesine kaydırmayı başardık.”

“Ukrayna’da adil ve kalıcı barış”a desteğini yineleyen Meloni, Rusya’nın koşulsuz ateşkes ve Zelenskiy ile Putin arasında bir görüşme çağrısına olumlu yanıt vereceğini umduğunu belirtti.

Gazze konusunda Meloni, acil insani yardım çağrısında bulunarak, daha geniş bir güvenlik çerçevesi oluşturmak için Arap ülkeleri öncülüğündeki çabaları destekledi. Ayrıca, her iki ülkenin Batı Balkanların AB üyeliği yolunda ilerlemesini desteklediğini de teyit etti.

İktisadi işbirliği konusunda, fiber optik alanındaki ortak çabaların yanı sıra, iki ülke arasındaki enerji bağlantısını iki katından fazla artırmayı amaçlayan Blue Med ve Green Med girişimlerinin önemini vurguladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English