Bizi Takip Edin

RUSYA

‘Bu bir çeşit mistisizm’: Rusya’nın önde gelen iktisatçılarından Hazin, AB’nin 14. yaptırım paketini değerlendirdi

Yayınlanma

Rusya’nın önde gelen iktisatçılarından Mihail Hazin, Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’yı hedef alan 14. yaptırım paketine ilişkin yorum yaptı.

AB Konseyi, yeni yaptırım paketi dahilinde Brüksel’in Rus LNG’sinin üçüncü ülkelere kendi topraklarından nakledilmesini yasaklayacağını bildirmişti. Söz konusu tedbir dokuz ay içinde yürürlüğe girecek.

Pazartesi günü kabul edilen paket, Rusya ekonomisinin enerji, finans ve ticaret sektörlerine yönelik başka kısıtlamalar da içeriyor. Üçüncü ülkelere yönelik tedbirler de dâhil olmak üzere AB yaptırımlarının delinmesine karşı tedbirler de öngörülüyor.

Radyo Sputnik‘e mülakat veren Hazin, yeni pakette ‘yeni hiçbir şeyin olmadığını’ belirterek, “Tankerlere yaptırım uyguluyoruz diyorlar ama aynı zamanda Rus petrolünü taşıyan bu tankerlerin Avrupa limanlarına girişinin zaten yasak olduğunu unutmuş görünüyorlar. Avrupa’nın bir süredir içinde bulunduğu bir sorun var; tam olarak ne istiyorlar, tüm bunları niye yapıyorlar? Bu kadar çok yaptırıma maruz kaldıktan sonra cidden yıkılmamızı mı bekliyorlar? Sonucunda siz de ayda yüzde yarımlık bir iktisadi yavaşlama yaşıyorsanız, bu yaptıklarınız konusunda daha dikkatli olmanız gerektiği anlamına gelir,” dedi.

SWIFT’in muadili olarak Rusya Merkez Bankası tarafından geliştirilen Finansal Haberleşme Sisteminin (SPFS) yasaklanmasını da anlamsız bulduğunu kaydeden Hazin, “Peki Rusya’da faaliyet göstermeyen bankalar bunu neden yapsın? Bu bir çeşit mistisizm. Ve en önemlisi, kendi vücutlarının çeşitli hassas bölgelerine dokunuyorlar. Birini ‘cezalandırmak’ için, kendilerinin en azından asgari düzeyde iyi durumda olmaları son derece arzu edilir ve en hafif tabirle, pek de iyi durumda değiller,” ifadelerini kullandı.

Hazin, söz konusu tedbirlerin Avrupalı şirketlerin fırsatlarını sınırladığını ve Rusya ekonomisi üzerinde neredeyse hiçbir etkisi olmadığını da sözlerine ekledi.

RUSYA

Moskova, bir haftada ikinci kez insansız hava araçlarıyla vuruldu

Yayınlanma

Moskova, bir hafta içinde ikinci kez Ukrayna’ya ait insansız hava araçlarıyla saldırıya uğradı. Rus yetkililer, hava savunma sistemlerinin İHA’ları düşürdüğünü belirtirken, düşen parçalar nedeniyle bazı binalarda hasar meydana geldi. Saldırılar nedeniyle Moskova’daki Vnukovo Havalimanı’nda geçici uçuş kısıtlamaları uygulanırken, Rusya Savunma Bakanlığı Ukrayna’ya ait çok sayıda İHA’nın imha edildiğini açıkladı.

Rusya Federasyonu’nun başkenti Moskova, 14 Mart sabahı Ukrayna’ya ait insansız hava araçlarıyla (İHA) bir haftada ikinci kez saldırıya uğradı.

Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin, “Savunma Bakanlığı hava savunma kuvvetleri dört İHA’yı etkisiz hâle getirdi. Enkazın düştüğü yerde uzman ekipler çalışmalarını sürdürüyor,” açıklamasında bulundu.

Başkentin batısında bulunan Rezervnıy Geçidi’ndeki Avangard konut kompleksi saldırıdan etkilendi.

Telegram kanalı Shot’ın haberine göre, çatının saçak kısmı ve girişin üzerindeki sundurma hasar gördü. Yaralanan olmadı.

Baza’nın aktardığına göre, düşürülen bir İHA’nın parçaları Moskova’daki Lesteva Caddesi’nde bulunan boşaltılmış bir binanın üzerine düştü.

İlk belirlemelere göre, olayda yaralanan olmadı. Mash’ın haberine göre ise İHA’lardan biri Moskova’nın Troytsk bölgesindeki Rosinter-2 adlı site içerisindeki bir eve çarptı.

Enkaz, evin ikinci katındaki bir odaya isabet etti ve evin önünde park hâlinde bulunan araçlarda hasara neden oldu. Olayda herhangi bir yaralanma yaşanmadı.

Öte yandan Moskova Oblastı Valisi Andrey Vorobyov, sabah saatlerinde Balaşiha da dâhil olmak üzere bölge üzerinde dört İHA’nın düşürüldüğünü bildirdi. Bir İHA’nın ise Leninskiy’deki Güney Bitsa konut kompleksine çarptığı belirtildi.

Vorobyov, henüz kimsenin yaşamadığı yeni bir binaya isabet eden saldırıda, “İlk bilgilere göre herhangi bir yaralanma yok,” dedi.

Shot’ın haberine göre, bu saldırıda kullanılan İHA’lar el yapımıydı. Uzmanların enkaz üzerinde yaptığı ilk incelemelerde, İHA’ların farklı parçalarının bir araya getirilerek oluşturulduğu sonucuna varıldı.

Saldırı sırasında, Vnukovo Havalimanı ve Kaluga Havalimanı’nda geçici uçuş kısıtlamaları uygulandı. Her iki havalimanındaki kısıtlamalar Türkiye saatiyle 07.27’de kaldırıldı.

Bu süre zarfında Vnukovo’ya gitmekte olan yedi uçak, yedek havalimanlarına yönlendirildi.

11 Mart gecesi Moskova ve civar bölgeler, Ukrayna savaşının başlamasından bu yana en büyük İHA saldırısına maruz kalmıştı.

Belediye Başkanı Sobyanin, Moskova’ya yaklaşmakta olan toplam 74 İHA’nın düşürüldüğünü açıklamıştı. Saldırı dört saatten fazla sürmüştü.

Olayda üç kişi hayatını kaybederken, 20 kişi de yaralanmıştı. Moskova Demiryolları, Domodedovo istasyonunda meydana gelen hasar nedeniyle başkent yönündeki tren seferlerini durdurmuştu.

Rusya Savunma Bakanlığı, o gün Rusya toprakları üzerinde toplam 337 Ukrayna İHA’sının imha edildiğini açıklamıştı.

Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi’ne bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Başkanı Andrey Kovalenko, bu yoğun İHA saldırısının, Suudi Arabistan’da ABD ile varılan ateşkes anlaşması konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e bir “sinyal” gönderdiğini iddia etmişti.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Putin: Ateşkes önerilerine açığız, ancak şartlar önemli

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko ile Moskova’da yaptığı görüşmenin ardından, Ukrayna’da ateşkes önerilerine açık olduklarını, ancak bu önerinin uzun vadeli bir barışa hizmet etmesi gerektiğini belirtti. Putin, ABD ve Ukrayna’nın 30 günlük ateşkes teklifine temkinli yaklaşırken, Rusya ordusunun ilerleyişi, Ukrayna’ya silah sevkiyatı ve mobilizasyon gibi konuların çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova’daki görüşmelerin ardından Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Moskova’nın ateşkes önerilerine sıcak baktığını, fakat bu önerinin uzun vadeli bir barışı sağlaması gerektiğini söyledi.

Putin, ABD ve Ukrayna’nın bir aylık ateşkes ilan etme önerisine değinerek, “Biz destekliyoruz, ancak bazı nüanslar var,” dedi.

Bu nüanslar arasında, Rus birliklerinin başarılı bir şekilde ilerlediği Kursk oblastındaki durum, ateşkes durumunda Kiev’e silah sevkiyatının devam etmesi ve Ukrayna’nın seferberliği gibi konuları sıraladı.

Çözülmesi gereken bir diğer önemli konu ise ateşkesin sürdürülmesi ve denetlenmesi için mekanizmaların oluşturulması. Putin’e göre, çatışmaları durdurma fikri doğru, ancak tartışılması gereken bazı noktalar bulunuyor.

Lukaşenko, ABD ile Rusya arasında bir anlaşma sağlanması durumunda Ukrayna ve Avrupa’nın rahatlayacağını vurguladı.

Putin ise, “Eğer ABD ve Rusya enerji alanında işbirliği konusunda anlaşırsa, Avrupa için doğalgaz boru hattı güvence altına alınabilir. Bu da Avrupa’nın yararına olur, zira ucuz Rus doğalgazı alabilirler,” şeklinde konuştu.

Rusya Devlet Başkanı ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’a Ukrayna ihtilafının çözümü konusuna gösterdiği büyük ilgi için teşekkür etti.

Lukaşenko ile aynı gün, Trump’ın Orta Doğu özel temsilcisi ve Ukrayna hattında Moskova ile diyalogdan sorumlu olan Stephen Witkoff da Moskova’ya bir ziyaret gerçekleştirdi.

Fakat Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuriy Uşakov, Zvezda televizyonuna yaptığı açıklamada, Amerikan tarafının Rusya ve ABD arasındaki müzakerelerde arabulucuyu belirlediğini ve bu kişinin Witkoff olmadığını söyledi.

Buna rağmen, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Putin’in Amerikalı temsilciyle görüşme ihtimalini dışlamadı.

Kiev, 11 Mart’ta Cidde’de yapılan görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, Washington’ın “derhal yürürlüğe konulacak” geçici 30 günlük ateşkes rejimini öngören teklifini, Rusya tarafından kabul edilmesi ve eş zamanlı olarak uygulanması koşuluyla kabul etmeye hazır olduğunu belirtti.

Bu taahhüt üzerine ABD, istihbarat paylaşımını ve daha önce askıya alınan silah sevkiyatını derhal yeniden başlattı.

Ayrıca, ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, 13 Mart’ta CNBC televizyonuna verdiği röportajda, ihtilafın çözümü için her iki taraf üzerinde de azami baskı uygulamaya hazır olduğunu ifade etti.

Putin ve Lukaşenko’nun basın toplantısından kısa bir süre önce Uşakov, Rossiya-1 kanalına, Amerika ve Ukrayna’nın 30 günlük ateşkes önerilerini “Ukrayna ordusu için geçici bir nefeslenme” olarak gördüğünü söyledi.

Bununla beraber, Rusya’nın uzun vadeli bir barış çözümüne ilgi duyduğunu vurgulayarak, kişisel görüşünü dile getirdiğini belirtti.

Uşakov, Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz ile düzenli temas hâlinde olduğunu ve 12 Mart’ta bir telefon görüşmesi yaptığını hatırlattı.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Patruşev: Finlandiya, Rusya’ya karşı yeniden saldırı üssü oluyor

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Nikolay Patruşev, Natsionalnaya Oborona dergisine verdiği mülakatta, Finlandiya’nın NATO şemsiyesi altında Rusya’ya karşı olası bir saldırı için zemin hazırladığını belirtti. Patruşev, günümüzdeki durumu Sovyet-Finlandiya Savaşı öncesi döneme benzeterek, Finlandiya’nın tarihteki agresif politikalarını ve Sovyet topraklarını ele geçirme hedeflerini hatırlattı.

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Nikolay Patruşev, Natsionalnaya Oborona dergisine verdiği mülakatta, Finlandiya’nın bir kez daha Rusya’ya yönelik olası bir saldırı için üs haline geldiğini, bu sefer NATO himayesinde olduğunu söyledi.

Devlet Başkanı Yardımcısı, bugünkü durum ile Sovyet-Finlandiya Savaşı’ndaki olaylar arasındaki benzerliklere dikkat çekti.

Patruşev’e göre, Fin tarihçileri, cumhuriyetin aşırı milliyetçi güçlerinin “Büyük Finlandiya” yaratma taleplerini, Sovyet topraklarını ele geçirmeye yönelik agresif propaganda politikasını ve militarizasyonu göz ardı ederek 1939-1940 çatışmasının nedenlerini kasıtlı olarak çarpıtıyorlar.

Patruşev, o dönemde devlet sınırının Leningrad ve Kronstadt’tan sadece birkaç on kilometre uzakta olduğunu hatırlatarak Sovyet yönetiminin kuzeybatı sınırlarının güvenliğini sağlamak için mümkün olan tüm diplomatik çabayı gösterdiğini ve hükümetin “bölgesel değişim önererek sorunu barışçıl yollarla çözmeye sonuna kadar çalıştığını” söyledi.

Ancak Finlandiya barışçıl teklifleri kabul etmemiş ve askeri potansiyelini artırarak SSCB’nin ve “özellikle Leningrad’ın hayati faaliyetlerinin” güvenliğini tehdit etmişti.

Patruşev, “Bugün benzer bir durum görüyoruz; Finlandiya toprakları, şimdi NATO himayesi altında, bir kez daha Rusya’ya karşı potansiyel bir saldırı için bir üs haline geliyor,” diye vurguladı.

Mülakatında Finlere Finlandiya Körfezi’nin herhangi bir ülkeye ait olmadığını hatırlatmanın gerekliliğini de belirtti. Patruşev, tüm devletlerin uluslararası deniz hukukuna uymak zorunda olduğunu belirtti.

Geçtiğimiz yılın eylül ayında Finlandiya Savunma Bakanlığı, Rusya sınırına yakın Mikkeli kentinde bir NATO kara kuvvetleri komuta merkezi kurulmasını önetmişti.

İttifakın kara kuvvetleri komutanlığının görevleri arasında Kuzey Avrupa’daki kara kuvvetleri operasyonlarının planlanması, hazırlanması ve yönetilmesinin yer aldığı belirtilmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English