Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin lideri Xi, Blinken’a ‘çözülmesi gereken sorunları’ vurguladı

Yayınlanma

Çin ziyaretinin Pekin ayağına geçen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, mevkidaşı Wang Yi ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüştü. İkili ilişkilerdeki “çözülmesi gereken meselelere” dair uyarılarla kaşılaştı.

Antony Blinken, cuma günü Pekin’de Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile bir araya gelirken, ikilinin saatler sürmesi beklenen basına kapalı görüşmelerine başlamadan önce “yanlış hesaplamalardan” kaçınılması gerektiğini vurguladı.

Wang konuğuna ABD-Çin ilişkilerinin “istikrara kavuştuğunu” ancak olumsuz faktörlerin “arttığını” söyledi ve gerilimin çatışmaya dönüşmesine izin vermenin her iki güç için de “kaybet-kaybet” olacağı uyarısında bulundu.

Toplantı, Washington’ın Çin’i “Rusya’nın Ukrayna’daki savaş çabalarına destek vermekle” suçlamasının yanı sıra Çin’in endüstriyel “kapasite fazlası” üzerindeki baskısı ve Çin’e ait popüler video uygulaması TikTok’u yasaklama çabası nedeniyle sürtüşmelerin arttığı bir döneme denk geldi. Biden yönetiminin, Çin’e bağlı olan ve ABD dahil BM üyeleri tarafından da böyle kabul edilen Tayvan’a 8 milyar dolarlık yeni bir askeri yardım paketi de bir diğer anlaşmazlık noktası.

Devlet yayın kuruluşu CCTV’ye bağlı bir sosyal medya hesabı olan Yuyuantantian tarafından yayınlanan bir bildiriye göre Wang, açılış konuşmalarında ABD’nin “Çin’in iç işlerine karışmaması, Çin’in kalkınmasını bastırmaması ve ülkenin egemenliği, güvenliği ve kalkınma çıkarları söz konusu olduğunda Çin’in kırmızı çizgilerine basmaması gerektiğini” söyledi.

Blinken ise iki tarafın uyuşturucu karşıtlığı, askerden askere ilişkiler ve yapay zeka risklerinin yönetilmesi konularında ilerleme kaydedebileceğini umduğunu ifade etti.

Xi: Daha fazla çaba göstermeliyiz

ABD Dışişleri Bakanı, mevkidaşıyla görüşmesinin ardından Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile buluştu.

Xi ABD’li üst düzey diplomat Antony Blinken’a dünyanın en büyük iki ekonomisinin “rakip değil ortak” olması gerektiğini, ancak ilişkilerinde çözülmesi gereken “bir dizi sorun” olduğunu söyledi.

Devlet televizyonu CCTV’ye göre Pekin’deki Büyük Halk Salonu’nda Blinken ile bir araya gelen Xi, geçen yıl ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesinden bu yana iki ülkenin “bazı olumlu ilerlemeler kaydettiğini” söyledi.

Xi, “Hala çözülmesi gereken bir dizi mesele var ve daha fazla çaba gösterilmesi gereken alanlar var” dedi.

Çin lideri Blinken’a, kendinden emin, açık, müreffeh ve gelişen bir ABD görmekten mutlu olduğunu ve ABD’nin de Çin’in gelişimine olumlu bir gözle bakabileceğini umduğunu söyledi.

Xi, “Çin-ABD ilişkilerinin gerçek anlamda istikrar kazanması, gelişmesi ve ilerlemesi için bu, tıpkı gömleğin ilk düğmesinin düzeltilmesi gibi çözülmesi gereken temel bir konudur” dedi.

Çin lideri, “Üç ana ilke önerdim: karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliği” diye ekledi.

ABD’li yetkililerden ziyaretler

Blinken üç günlük Çin ziyaretine çarşamba ve perşembe günleri Şanghay’da başlamıştı. Burada bir basketbol maçı izledi, çevreyi gezdi, öğrencilerle konuştu ve şehrin Komünist Parti başkanı Chen Jining ile bir araya geldi.

Gezi, jeopolitik rakipler arasındaki iletişimi artırmaya yönelik daha geniş bir çabanın parçası. ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in geçtiğimiz kasım ayında Kaliforniya’da bir araya gelmesinin ve ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’ın bu ayın başlarında Çin’e yaptığı ziyaretin ardından gerçekleşti. Yellen’ın turu, ABD’nin ucuz Çin ihracatının küresel piyasaları bozduğu görüşünü tekrarlamıştı.

Perşembe günü bir Çin Ticaret Bakanlığı yetkilisi basına yaptığı açıklamada Pekin’in kapasite fazlası suçlamalarını reddettiğini vurguladı.

Blinken cuma günü Wang’a yüz yüze görüşmenin yerini hiçbir şeyin tutamayacağını söyledi.

Ancak iki tarafın önemli konularda birbirinden uzak olduğu görüldüğü için herhangi bir ilerleme kaydedilmesi ihtimali zayıf. Çin devlet gazetesi China Daily perşembe günü yayınladığı bir başyazıda “dünya Ukrayna meselesinin Çin ile ABD arasında bir mesele olmadığını ve ABD tarafının bunu bir mesele haline getirmemesi gerektiğini açıkça görebiliyor” dedi.

Öte yandan dün Reuters ajansı, Kuzey Kore’den Rusya’ya silah transferiyle bağlantılı olduğu iddia edilen bir Rus kargo gemisinin şubat ayından bu yana Çin’in Zhejiang eyaletinde demirli olduğunu iddia eden bir haber yayınladı.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English