Bizi Takip Edin

ASYA

Çin ordusu Tayvan etrafında ‘abluka’ tatbikatı gerçekleştiriyor, ABD ‘endişeli’

Yayınlanma

Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA) pazartesi günü erken saatlerde Tayvan çevresinde abluka tatbikatı başlatırken, gözlemciler adanın doğusunda faaliyet gösteren PLA uçak gemisi Liaoning’in hareketlerini izliyordu.

Pekin’in ada yakınlarındaki askeri hareketleri, adanın lideri William Lai Ching-te’nin meydan okuyan ayrılıkçı konuşmasından günler sonra geldi.

PLA Doğu Cephesi Komutanlığı sözcüsü Kıdemli Deniz Yüzbaşı Li Xi, Ortak Kılıç-2024B tatbikatının Tayvan ve Tayvan Boğazı’nın kuzey, güney ve doğusundaki bölgelerde gerçekleştirildiğini ve PLA’nın müşterek operasyon kabiliyetlerini test etmeyi amaçladığını söyledi.

Sözcü, tatbikatın deniz ve hava savaşına hazırlık devriyeleri ile kilit limanları ve diğer alanları abluka altına alma becerisine odaklandığını söyledi.

“Bu, Tayvan bağımsızlık güçlerinin ayrılıkçı eylemlerine karşı sert bir caydırıcılıktır. Devletin egemenliğini ve bütünlüğünü korumak için meşru ve gerekli bir operasyondur” dedi.

Tatbikat, Lai’nin kışkırtıcı konuşmasından sonra geldi

Tatbikat, Lai’nin perşembe günü yaptığı ve iki tarafın “birbirine tabi olmadığını” ve Pekin’in adayı temsil etme yetkisi olmadığını savunduğu konuşmasından dört gün sonra başladı.

Lai, 1912’de Çin Cumhuriyeti’nin kurulmasına giden süreci başlatan 1911 Devrimi’nin başlangıç yıl dönümü olan ve Ada’da “Ulusal Gün” olarak kutlanan 10 Ekim’de yaptığı konuşmada, Pekin yönetiminin Tayvan’ı temsil etmeye hakkı olmadığını savunmuştu.

Tayvan lideri her yıl bu tarihte bir konuşma yapıyor ve bu etkinlik son yıllarda Taipei’nin Pekin’e ve gözlemcilere boğazlar arası ilişkiler konusunda mesaj gönderdiği bir platform olarak yakından izleniyor.

Bu konuşmada Lai, boğazın iki yakasının eşit statüye sahip olması gerektiğini savundu.

Tatbikatla ilgili açıklama yapan Amerika Birleşik Devletleri bu gelişmeden “ciddi endişe” duyduğunu söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller pazar günü (ABD saatiyle) yaptığı basın açıklamasında PLA’nın eylemlerini “yersiz” olarak nitelendirdi ve “tırmanma riski taşıdığı” uyarısında bulundu.

Miller Pekin’i itidalli davranmaya ve Tayvan Boğazı ile daha geniş bölgede barış ve istikrarı zedeleyebilecek eylemlerden kaçınmaya çağırdı. ABD’nin Tayvan İlişkileri Yasası, üç ortak bildiri ve altı güvence tarafından yönlendirilen uzun süredir devam eden tek Çin politikasına olan bağlılığını yineledi.

Anakara Çin’in sahil güvenliği de internet sitesinde pazartesi günü ada çevresinde devriye gezmek üzere dört filo görevlendirdiğini duyurdu.

Aynı anda yayınlanan bir harita dört filonun Tayvan ana adası etrafında döndüğünü gösterdi.

Ayrı bir açıklamada Fujian eyaleti sahil güvenliğinin Dongyin ve Matsu adaları yakınlarında “doğrulama, gemiye binme denetimleri ve kontrol ve sınır dışı etme tatbikatlarına” odaklanarak faaliyet göstereceği belirtildi.

Açıklamada “tatbikatın hızlı müdahale ve acil durum idare yeteneklerini test etmeyi amaçladığı” belirtildi.

Tayvan yönetimi pazar günü yaptığı açıklamada Liaoning uçak gemisinin Bashi Kanalı yakınlarındaki sulardan geçerek Batı Pasifik’e doğru ilerlediğini söyledi.

Liaoning test edildi

New Taipei’deki Tamkang Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler ve stratejik çalışmalar profesörü olan Lin Ying-yu, tatbikatların bir amacının da Liaoning’i büyük revizyondan sonra test etmek olduğunu söyledi.

“2023 Ortak Kılıç tatbikatı sırasında Batı Pasifik’te eğitim yapan Shandong uçak gemisi gibi, Liaoning de bu kez aynı şeyi yapıyor” dedi.

South China Morning Post’a konuşan Lin, “Geçmişte Liaoning, sürekli savaş uçağı kalkış ve inişlerini idare etmekte yetersiz kaldığı için eleştirilmişti. PLA, büyük revizyondan sonra Liaoning’in en azından Shandong’un çift taşıyıcı operasyonları yürütmek için sahip olduğu savaş kabiliyetlerine ulaşacağını umuyor” dedi.

Lin, Tayvan’ın yeniden modellenen Liaoning’in PLA’nın taktik sistemleriyle ortak operasyonlar gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğini ve 2023’te Batı Pasifik’teki tatbikatlar sırasında görüldüğü gibi çift taşıyıcılı “anti-taşıyıcı, vurucu taşıyıcı” çatışma tatbikatlarına katılıp katılmayacağını gözlemleyebileceğini de sözlerine ekledi.

İlk kuşatma tatbikatı da Lai’nin konuşmasından sonra gelmişti

Mayıs ayında PLA’nın Doğu Cephesi Komutanlığı, Lai’nin Pekin’in “bağımsızlık itirafı” olarak kınadığı açılış konuşmasından üç gün sonra Ortak Kılıç-2024A askeri tatbikatını gerçekleştirdi.

Komutanlığa göre iki gün süren tatbikat “Tayvan ayrılıkçılarını” cezalandırmak ve “dış güçlere” bir uyarı niteliğindeydi. Anakara Çin’in sahil güvenliği de bu tatbikat sırasında kolluk kuvvetleri tatbikatı yapmak üzere Tayvan’ın doğusundaki sulara bir filo göndermişti.

CCTV tarafından yayınlanan bir diyagrama göre komutanlık bu kez tatbikatı adayı çevreleyen toplam altı bölgede gerçekleştirdi.

En son tatbikattaki bölgelerin bazı kısımları mayıs ayındaki beş bölgeli tatbikatla biraz örtüşüyor. Bununla birlikte, Tayvan Boğazı’nda, Keelung Şehri’nin kuzeydoğusunda ve adanın güneydoğu bölgesindeki Taitung yakınlarında yeni alanlar da içeriyor.

Tayvan Savunma Bakanlığı bir açıklama yayınlayarak PLA’nın “mantıksız ve provokatif eylemlerini şiddetle kınadığını ve karşılık vermek ve adayı savunmak için uygun kuvvetleri konuşlandıracağını” duyurdu.

Pazartesi sabahı bir X gönderisinde bakanlık, 25 PLA uçağı, yedi PLAN gemisi ve dört resmi geminin pazartesi günü sabah 8’e kadar Tayvan çevresinde faaliyet gösterdiğinin tespit edildiğini ve uçaklardan 16’sının orta çizgiyi geçerek Tayvan’ın güneybatı ve doğu hava savunma tanımlama bölgesine (ADIZ) girdiğini söyledi.

Caydırıcılığı artırma hedefi

Pazar günü Pekin Savunma Bakanlığı’na bağlı bir sosyal medya hesabı, Pekin ve Taipei arasındaki bölünmeden Lai’yi sorumlu tutan bir köşe yazısı yayınladı.

“Lai’nin sözde Çifte Onuncu konuşmasına bakıldığında – ister boğazın ötesinden haykırdığı içi boş ‘iyi niyet’ olsun, ister göstermeye çalıştığı aldatıcı ‘yumuşak duruş’ olsun – bunların hiçbiri onun bölünmeyi savunmasının ve boğazın iki yakası arasında düşmanlık ve çatışmayı kışkırtmasının özünü değiştiremez” denildi.

PLA’nın Askeri Bilimler Akademisi’nden bir yorumcu olan Fu Zhengnan’ın, CCTV’ye yorumladığına göre, pazartesi günü yapılan tatbikat, PLA’nın Tayvan’ın bağımsızlığının “aldatıcı” ve “kademeli” bir biçimine izin vermeyeceği ve Lai’nin perşembe günü yaptığı konuşmanın “son derece aldatıcı” olduğu mesajını göndermeyi amaçladı.

PLA Ulusal Savunma Üniversitesi profesörlerinden Zhang Chi Global Times’a verdiği demeçte, pazartesi günkü tatbikatın caydırıcılık kapsamının genişlediğini ve tatbikatın öncekilere kıyasla Tayvan adasına yaklaştığını, özellikle de Çin Sahil Güvenlik gemilerinin ada çevresinde devriye ve kontrol operasyonları yürüttüğünü ve art arda yeni atılımlar gerçekleştirdiğini söyledi.

Zhang, ezici bir güç ve stratejik derinliğe sahip olan tatbikatın Tayvan ordusunun “savunma ve operasyon alanını” önemli ölçüde daralttığını da sözlerine ekledi.

Zhang, ayrıca Tayvan adası çevresindeki çoklu operasyonel alanlarda PLA’nın ortak operasyonel yeteneklerini tam olarak sergilediğini belirtti.

ASYA

Japonya seçimler için start verdi: Ishiba’nın stratejisi test edilecek

Yayınlanma

Japonya’da İktidardaki Liberal Demokrat Parti (LDP) içinde bir örtülü ödenek skandalının ortaya çıkarılmasından bu yana ülke çapında yapılan ilk oylama olan 27 Ekim genel seçimleri, halihazırda kırılgan bir parti destek tabanı ve halkın şüpheciliğiyle boğuşan yeni Başbakan Shigeru Ishiba’nın liderliği için erken bir sınav niteliği taşıyor.

Seleflerinin izinden giden Ishiba, partinin kampanyasını Mart 2011’de meydana gelen Büyük Doğu Japonya Depremi ve sonrasında en çok etkilenen bölgelerden biri olan Fukushima Eyaleti’nin Iwaki kentinde başlatmayı tercih etti.

“Fukuşima’nın yeniden inşası olmadan Tohoku bölgesi toparlanamaz; Tohoku toparlanmadan Japonya yeniden canlanamaz” diyen Ishiba, örtülü ödenek skandalı için özür diledi. “Noto bölgesi ile birlikte yeni bir Japonya’nın doğuşu üzerine bahse girmek için buradayım” dedi.

Noto bölgesi hala, 1 Ocak’ta meydana gelen depremin ve eylül ayındaki şiddetli yağışların etkileriyle boğuşuyor.

12 gün sürecek seçim kampanyası sırasında Ishiba, bir yandan kendi liderliğini sağlamlaştırırken diğer yandan da son skandalın yol açtığı itibar zedelenmesini hafifletmek ve halkı LDP’nin hala ülkeyi yönetmek için en iyi parti olduğuna ikna etmek gibi zorlu görevlerle karşı karşıya.

Skandalı geride bırakmak isteyen LDP yönetimi, skandala karışan 12 parti üyesinin desteklerini geri çekti.

Bu milletvekillerinin çoğunluğu bir zamanlar Ishiba’nın en azılı siyasi rakibi olan merhum eski Başbakan Shinzo Abe’nin liderliğindeki bir gruba mensuptu. Geçen ay yapılan LDP başkanlık seçimlerinde bu milletvekillerinin çoğu, Ishiba ile arası pek de iyi olmayan eski ekonomik güvenlik bakanı Sanae Takaichi’yi açıkça desteklemişti.

Zayıf destek tabanının bir işareti olarak Ishiba başkanlık seçimini parlamento üyeleri arasında çok az bir farkla kazandı. İlk tur oylamada Takaichi, uzun süredir Ishiba’nın sadık destekçileri olarak görülen partinin yerel birimleri arasında bile şaşırtıcı bir şekilde Ishiba’dan daha güçlü bir performans sergiledi.

Daha sonra partinin genel konsey başkanlığı görevi teklif edilen Takaichi’nin bunu reddettiği bildirildi.

Pek çok kişinin şeffaf olmadığını düşündüğü kriterlere dayanan onayların kaldırılmasına rağmen Ishiba , adayların seçimleri kazanması halinde LDP’nin bu milletvekillerini partiye yeniden entegre edebileceğini söyledi.

Ishiba eleştirilerle karşı karşıya

Ishiba’nın genel seçim ilanı konusunda aceleci davranması – seçim ilan etme niyetini belirttiğinden daha erken bir tarihte açıkladı – ve LDP başkanlık yarışı sırasında öne sürdüğü bazı öneriler konusunda ayak sürümesi kamuoyunda eleştirilere yol açtı.

Kariyeri boyunca halk arasında sahip olduğu geniş popülariteye rağmen, ilk onay oranları yeni hükümete karşı hala soğuk olduklarını gösterdi. Kyodo News’in hafta sonu gerçekleştirdiği bir ankete göre yeni yönetime yönelik kamuoyu onayı %42.0 ile ekim ayı başında yapılan anketin 8 puan altında kaldı.

İktidardaki LDP-Komeito koalisyonu seçim için düşük bir çıta belirleyerek parlamentoda salt çoğunluğu korumayı hedeflediğini gösterdi. Son dört Alt Meclis seçiminde LDP, küçük koalisyon ortağına güvenmeden tek başına rahat bir çoğunluk elde edebildi.

Deneyimli seçim stratejisti Hiroshi Miura, “Halkın tepkisini dinleyerek adresinden onaylanmayanları geçirmesi gerekirdi,” dedi. The Japan Times’a konuşan Miura, “Bunun yerine, sadece halkı şaşkın bırakmakla kalmadı, aynı zamanda bazı parti üyelerinin hıncını da davet etti” değerlendirmesini yaptı.

Seçim, Ishiba’nın oynadığı siyasi kumarın uzun vadede işe yarayıp yaramayacağına dair ipuçları da sunacak.

Kötü bir sonuç, gelecek yıl yapılacak Üst Meclis ve Tokyo Büyükşehir Meclisi seçimleri öncesinde endişeleri artırabilir ve Ishiba’nın parti içindeki istikrarsız konumunu daha da kötüleştirebilir. Öte yandan, olumlu bir sonuç Ishiba’ya çok ihtiyaç duyduğu siyasi sermayeyi sağlayabilir ve en azından kısa vadede liderliğini istikrara kavuşturmasına yardımcı olabilir.

Ishiba parlamentoda Japonya’nın yeni başbakanı olarak seçilirken protestolarla karşılandı

Okumaya Devam Et

ASYA

Kuzey Kore’yi kim neden kışkırtıyor?

Yayınlanma

“제발 따로 살자”

Bu Korece cümleyi Türkçe’ye tam olarak “Lütfen ayrı yaşayalım” diye tercüme edebiliriz. Bu cümle nezaket dolu bir istek gibi görünebilir ancak Kore yarımadasında, gerilim ve ayrışmayı ifade eden bir dildir. Özellikle Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki ayrışmaya işaret eden ve bölgedeki iç karışıklıkları dile getiren bir siyasi jargon olarak öne çıkıyor.

Güney Kore’ye ait insansız hava aracının (İHA) Kuzey Kore üzerinde tespit edilmesi ile birlikte 13 Ekim’den bugüne yarımadada gerilim tırmanıyor. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un  savunma-güvenlik istişare toplantısı düzenledi ancak bu toplantı, Kore Halk Ordusu Genelkurmay Başkanlığı’na “Savaş zamanı düzenine göre tamamen silahlandırılmış sekiz topçu tugayının, ayın 13’ünde saat 20:00’ye kadar tam ateşe hazır duruma getirilmesi” gerektiğini belirten ve ‘ön operasyonel emrini’ onaylayan bir toplantı olarak kayıtlara geçti.

Pyongyang sessizleşiyor

Üç gündür açıklama yapan Kore İşçi Partisi Merkez Komitesi başkan yardımcısı Kim Yo-jong, ayın 14’ünde, insansız hava aracı olayından Güney Kore ordusunun sorumlu olduğunu ve nükleer silahlara dair sorumlulukların silah devleti ABD’ye ait olduğunu söyleyen iki cümlelik kısa bir açıklama yaptı. Bu, olayın tekrarlanması durumunda ‘korkunç bir felaket’ uyarısında bulunan kız kardeş Kim Yo-jong kısa cümleler ile “eylem”in yaklaştığına işaret ediyor olabilir.

Artık İHA olayında kimin sorumlu olduğunun önemi kalmadı. Çünkü Güney’in tutumu Kuzey’i daha da rahatsız ediyor. Kuzey Kore mevcut durumu ‘ciddi bir tehdit’ olarak kabul ederse kıvılcımların Güney’e sıçrama ihtimali giderek artıyor. Kim Yo-jong’un 13’ünde yaptığı açıklama bir “uyarı”dan ziyade “deklarasyon” ile sona erdi.

Güney, Kuzey Kore’nin uyarılarına ateşi körükleyecek açıklamalar ile cevap verdi. Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı ayın 14’ünde yaptığı olağan brifingde “savaşın çıkabileceğine” dair endişeleri dile getirmişti ancak Güney Kore’de sağ muhafazakâr medyanın güçlenmesi ile bu açıklama sanki “Kuzey Kore’ye gereken cevap verildi” şeklinde satırlara geçti.

Tüm sorumluluk Kuzey Kore’ye mi ait?

Güney Kore Ulusal Güvenlik Başkanı Shin Won-sik, ayın 11’i akşamı, Güney Kore insansız hava araçlarının bu ay üç kez Pyongyang’ın Merkez Bölgesi semalarına sızdığını ve askeri saldırı ültimatomu ile ilgili broşürler dağıttığını söyledi. İster balonla ister insansız hava aracıyla taşınsın, Kuzey Kore yönetimi topraklarında bu broşürleri ölümcül bir tehdit olarak kabul ediyor. Herhangi bir yüksek performanslı bombadan daha tehditkâr çünkü Kim yönetimini devirmeye dair açık bir mesaj içeriyor. Güney Kore’ye verilen mesajın aciliyet duygusu taşımasının nedenlerinden birisi budur.

Kuzey Koreli sığınmacı grupların gönderdiği K-Pop ve K-dramalar da başka bir tehdit ve üst düzey bir psikolojik savaş. Kuzey Kore, gençlerin Seul lehçesini kullanmasını yasaklayan Pyongyang Kültürel Dil Koruma Yasasını ve Güney’den gelen kültürel etkiyi engellemek için Gerici İdeoloji ve Kültürel Reddetme Yasasını uyguluyor. Bunu herkesten daha iyi bilen Yoon Seok-yeol hükümetinin broşürleri ihmal etmemesi, dolaylı olarak Kim yönetimini devirmeye çalıştığının açık bir kanıtı olarak görülüyor.

Kuzey Kore artık sınamaları görmezden gelmek istemiyor mu?

Kim İl-sung ve Kim Jong-il döneminin aksine, Kim Jong-un’un Kuzey Kore’si sadece sistem rekabetinden değil Güney Kore hükümeti ile birleşmeden de vazgeçti. Kim Jong-un 7 Ekim’de Milli Savunma Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşmada, “Dürüst olmak gerekirse, kesinlikle Kore Cumhuriyeti’ne saldırmak gibi bir niyetimiz yok ancak sorun şu ki, bize sürekli dokunuyorlar”dedi. Kim bu konuşmasında mevcut konjonktürden de biraz bahsetmiş olacak ki ekonomiyi toparlamakla, sel felaketini atlatmakla meşgul olduklarını anlatmaya çalışan üstü kapalı bir konuşma yaptı. Kim’e göre, tehdit algısı sınırını aştığında eyleme geçmekten başka çare kalmıyor.

Yoon Seok-yeol hükümetinin Kuzey Kore’ye yönelik mevcut tutumu bir tür kumardır. İşçi Partisi’nin Pyongyang’daki genel merkezine Kuzey Kore karşıtı bildiri atılması Kuzey tarafından bir ‘provokasyon’ olarak değerlendiriliyor. Seul’deki Gwanghwamun’a düşen bir parça tuvalet kağıdıydı, Pyongyang’a düşen ise rejimi tehdit eden bir “kağıttan bomba”ydı. Yoon Seok-yeol’ün Kuzey Kore’ye yönelik sert tutumu, Güney Kore kamu güvenliğini adeta rehin tutuyor. Kamu güvenliğini sağlamak yerine aksine kamuoyunda kaygı yaratıyor. “Lütfen ayrı yaşayın” diyerek Kuzey Kore’yi kışkırtma niyeti ise oldukça rahatsız edici.

Kuzey Kore güneye giden yolları havaya uçurdu

Okumaya Devam Et

ASYA

Hindistan, Rusya’dan kömür alımını keskin şekilde azalttı

Yayınlanma

Hindistan, 2024’ün ilk dokuz ayında Rusya’dan kömür ithalatını yüzde 26 oranında azaltarak, Rusya’nın kömür ihracatında önemli bir daralmaya yol açtı.

Dünya pazarında Rus kömürünün en büyük ikinci alıcısı olan Hindistan, Rusya’dan kömür ithalatını kayda değer bir şekilde azalttı.

2024’ün ocak-eylül döneminde, Hindistan’ın Rusya’dan satın aldığı termal kömür miktarı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 26 azalarak 6,1 milyon tona düştü.

Hint analitik ajansı Bigmint tarafından sağlanan bilgilerle Vedomosti gazetesi tarafından yapılan hesaplamalara göre aynı dönemde, Hindistan’ın toplam kömür ithalatı yıllık yüzde 12 artarak 137,8 milyon tona yükseldi.

Ülkenin başlıca kömür tedarikçileri Endonezya, Güney Afrika ve ABD olurken, Rusya bu listede Avustralya, Mozambik ve Kolombiya’nın ardından dördüncü sıraya geriledi.

Ayrıca, Rusya’nın Hindistan’a yaptığı termal kömür ithalatındaki payı, yüzde 3’e kadar düştü. Ocak-Eylül 2023’te bu oran yüzde 7 civarındaydı.

2022 ağustos ayında Avrupa Birliği’ne (AB) kömür tedarikini yasaklayan ambargonun yürürlüğe girmesinin ardından, Rus kömür madencileri yeni pazarlar aramaya başladı. Bu doğrultuda, ihracatın büyük kısmı Çin ve Hindistan’a yönlendirildi.

Rusya Enerji Bakanlığı’nın verilerine göre, 2023 yılında termik ve koklaşabilir taş kömürü ihracatı toplamda yaklaşık yüzde 4 azalarak 212,5 milyon tona geriledi.

Aynı yıl Çin, Rusya’dan 100,9 milyon ton kömür satın aldı; bu, 2022’ye kıyasla yüzde 50’lik bir artışı temsil ediyor. Hindistan ise Rusya’dan 26 milyon ton kömür ithal ederek yüzde 31’lik bir artış gösterdi. Hindistan, Rusya’nın toplam kömür ihracatının yüzde 12’sini oluşturdu.

Bu yıl, azalan karlılık nedeniyle Rusya’nın kömür ihracatında düşüş yaşanıyor. Sektör temsilcileri, Vedomosti‘ye yaptıkları açıklamalarda, düşen ihracat fiyatları ve artan nakliye maliyetleri nedeniyle uluslararası tedariklerin ekonomik olarak sürdürülemez hale geldiğini belirttiler.

Ayrıca, kömürün Hindistan’a ulaştırılacağı güney ve kuzeybatı limanlarına taşınmasında da lojistik sorunlar yaşanıyor. Bankacılık işlemlerindeki zorluklar da bu durumu daha karmaşık hale getiriyor.

Neft Research danışmanlık şirketi başkanı Aleksandr Kotov’a göre, 2024 sonunda Rusya’nın Hindistan’a kömür ihracatının 18 ila 20 milyon tona, yani yıllık yüzde 23 ila 31 oranında düşmesi bekleniyor.

İhracat sorunlarının ortasında, Rus kömür şirketleri üretimi azaltıyor. Rosstat’ın verilerine göre, temmuz ayında kömür üretimi yıllık bazda yüzde 6,7 düşüşle 31,5 milyon tona geriledi; bu, 2020’deki koronavirüs pandemisinden bu yana kaydedilen en düşük seviye.

FT: Rusya, Hindistan ile gizli ticaret kanalı kurdu

2022 aralık ayındaki zirveye kıyasla, kömür şirketlerinin aylık üretimi yaklaşık 12 milyon ton, yani yüzde 27 azaldı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English