Bizi Takip Edin

ASYA

Çin’den Kongre sonrası diplomasi atağı

Yayınlanma

Pekin, Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) geçen hafta yapılan 20. Ulusal Kongresi’nin ardından dünya liderlerini ağırlamaya başladı. En dikkat çeken isim ise yarın Çin’e gidecek olan Almanya Başbakanı Olaf Scholz…

Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamalarda, Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri Nguyen Phu Trong, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Tanzanya Devlet Başkanı Samia Suluhu Hassan ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un, Pekin’e resmi ziyaretlerde bulunacakları bildirilmişti.

ÇKP 20. Ulusal Kongresi’nde dışa dönük vurguların çokça yapılması dikkat çekmişti. Kongreden hemen sonra gelen diplomasi atağı ise Çin’in yeni dönemde uluslararası arenada daha aktif rol alacağı yönünde yorumları beraberinde getirdi.

İlk ziyaret Vietnam’dan

ÇKP Kongresi sonrası Pekin’e ilk ziyaret, Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri Nguyen Phu Trong’dan geldi.

Vietnamlı lider Nguyen, Devlet Başkanı ve ÇKP Genel Sekreteri Xi Jinping’in davetiyle 30 Ekim-2 Kasım günleri arasında Çin’e resmi ziyarette bulundu.

Foto: 31 Ekim, 2022, Xinhua

Bu ziyaret aynı zamanda Vietnam Komünist Partisi’nin 13. Ulusal Kongresi’nden sonra Nguyen Phu Trong’ın ilk yurtdışı ziyareti olma özelliğini taşıyor.

İki lider arasında başkent Pekin’deki Büyük Halk Toplantı Sarayı’nda gerçekleşen görüşmede, yeni dönemde Çin-Vietnam kapsamlı stratejik işbirliği ve ortaklık ilişkilerinin üst seviyeye taşınması için ortak çaba sarf edileceği belirtildi.

İki tarafın ortak açıklamasında, dünyanın son derece karmaşık ve öngörülemeyen tarihi değişimler geçirdiği ve yeni bir çalkantılı değişim dönemine girdiği iade edilirken, Çin ve Vietnam ilişkilerinin stratejik ve uzun vadeli bir perspektiften değerlendirilip geliştirileceği vurgulandı.

Renkli devrimlere karşı işbirliği

İki taraf da, Çin-Vietnam İkili İşbirliği Yönlendirme Komitesi mekanizmasını aktif tutma, planlamayı koordine etme ve iki ülke arasında dışişleri, savunma, güvenlik ve yasa uygulama alanlarındaki değişimleri ve işbirliğini teşvik etme konusunda anlaştılar. İki tarafın ayrıca terörle mücadeleyi güçlendirmek ve “renkli devrimlere” direnmek için işbirliği içinde çalışacağı kaydedildi.

Diğer yandan iki ülke arasındaki denizcilik vb. alanlardaki sorunlara da değinilerek, bu sorunların uygun şekilde ele alınması yönünde irade gösterileceği bildirildi. Özellikle de Güney Çin Denizi’ndeki farklılıkları düzgün bir şekilde yönetmenin ve barış ve istikrarı korumanın önemli olduğu konusunda anlaşmaya varıldı.

Vietnam tarafı yaptığı açıklamada, tek Çin ilkesine bağlılıklarını yineleyerek, Tayvan’da her türlü ayrılıkçılığa kararlılıkla karşı çıktıklarını ifade etti.

Çin basınında, ziyaretin iki ülke ilişkilerinde partiler arası iletişimin giderek daha önemli hale geleceği yönünde bir gösterge olduğu yorumu yapıldı. Ayrıca, Çinli uzmanlar, bundan sonra ABD ve müttefiklerinin Çin ile Vietnam arasında anlaşmazlık çıkarma çabalarının sonuçsuz kalacağı yönünde beklentilerini dile getirdiler.

Pakistan komşuluk diplomasisinde ön sırada

ÇKP Kongresi sonrası ikinci ziyaret, Pakistan lideri Şahbaz Şerif’ten geldi.

Pakistan Başbakanı Şerif, Pekin’de Xi Jinping ile buluştu.

Foto: 2 Kasım 2022, Xinhua

Xi, görüşmede Çin’in öteden beri Çin-Pakistan ilişkilerini stratejik perspektifle uzun vadeli olarak ele aldığını ve Pakistan’la ilişkileri iyi komşuluk diplomasisinin ön sırasında tuttuğunu kaydetti.

Pakistan’a Çin’in temel çıkarlarını ilgilendiren konularda verdiği destekten dolayı teşekkür eden Xi, Pakistan’ın ulusal egemenliği, toprak bütünlüğü ve kalkınma çıkarlarını korumasına, istikrar, birlik, kalkınma ve refahı gerçekleştirmesine kararlılıkla destek verdiklerini vurguladı.

Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru örnek proje olacak

Dışa açılma politikası izleyen Çin’in kendi kalkınmasıyla başta Pakistan olmak üzere dünya ülkelerine yeni fırsatlar yaratmaya devam edeceğine işaret eden Xi, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) inşasını yüksek verimlilikle ilerleterek, bu projeyi Kuşak ve Yol’un nitelikli gelişmesi için örnek proje haline getireceklerini kaydetti.

Xi, iki tarafın Gwadar Limanı’nın altyapı tesislerinin inşasını hızlandırması, Karaçi dairesel demiryolu gibi projelere koşullar yaratılması için ortak çaba harcamasının önemini vurguladı.

Pakistan’dan kaliteli tarımsal ürünlerin Çin’e ihracatının artmasını beklediklerini ifade eden Xi, Pakistan’la dijital ekonomi, e-ticaret, fotovoltaik gibi yeni enerji alanlarındaki iş birliğini genişletmenin yanı sıra, sanayi, tarım, bilim, ve teknoloji alanlarındaki iş birliğini ilerletmeye, Pakistan’ın finansal istikrarı korumasına destek vermeye devam edeceklerini söyledi.

Xi, Çin ve Pakistan’ın uluslararası çok taraflı mekanizmalarda yüksek seviyeli iş birliğini sürdürmesi, önemli uluslararası ve bölgesel sorunlarda koordinasyonu güçlendirmesi, gerçek anlamda çok taraflılığı, uluslararası adaleti ve gelişmekte olan ülkelerin ortak çıkarlarını koruması gerektiğinin altını çizdi.

‘Çin’in gelişmesi engellenemez’

Şahbaz Şerif de, Pakistan ile Çin arasında her koşulda stratejik iş birliği ve ortaklık ilişkilerinin derinleştirilmesinin Pakistan’ın diplomasisinin temel taşı olduğuna dikkat çekti.

Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’nun Pakistan’ın sosyal ve ekonomik gelişmesine önemli etkiler getirdiğine işaret eden Şerif, Çin’le birlikte Kuşak ve Yol’un nitelikli inşasını hızlandırmaya hazır olduklarını kaydetti.

Şerif toplantıda, “Dünya Çin olmadan işleyemez ve Çin’in gelişimi herhangi bir güç tarafından yalıtılamaz veya baskı altına alınamaz” ifadelerini kullandı.

Çin basınında, Şerif’in hemen ÇKP Kongresi sonrası yaptığı ziyaretin önemi vurgulanırken, Şerif’in bu yılın başlarında iktidara gelmesiyle iki ülke arasında CPEC’in ilerletilmesine ve diğer büyük altyapı projelerine daha fazla odaklanıldığı belirtildi.

Tanzanya ile yeni dönem

Pekin’i ziyaret eden bir diğer isim Tanzanya Devlet Başkanı Samia Suluhu Hassan, ÇKP’nin Kongresi sonrası Çin’i giden ilk Afrikalı lider oldu.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, dün Büyük Halk Toplantı Sarayı’nda Hassan’la bir araya geldi. İki lider, Çin-Tanzanya ilişkilerinin kapsamlı stratejik iş birliği ve ortaklık ilişkilerine yükseltileceğini duyurdu.

Görüşmenin ardından iki devlet başkanı, ticaret ve yatırım gibi konularda iş birliği anlaşmaları imzaladı ve ikili ilişkilerin kapsamlı stratejik iş birliği ve ortaklık ilişkileri düzeyine çıkarılmasıyla ilgili ortak bildiri yayımladı.

Çinli uzmanlar, Hassan’ın üç günlük ziyaretinin ikili işbirliğini geliştirmesini ve Çin-Afrika ilişkilerinde yeni bir sayfa açmasını bekliyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, Çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında, “Cumhurbaşkanı Hassan’ın ziyaretinin yeni dönemde ortak bir geleceğe sahip Çin-Afrika topluluğunun inşasını daha da güçlendireceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Olaf Scholz ve Alman devleri Pekin yolcusu

Pekin’e 4 Kasım’da gelmesi beklenen Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise, Kovid-19 salgınının başlamasından bu yana ülkeyi ziyaret eden ilk G7 lideri olacak.

Scholz Beijing temasları kapsamında Çin lideri Xi Jinping ve Başbakan Li Keqiang’la bir araya gelecek. Merkel’in son Çin ziyaretinden üç yıl sonra iki ülkenin liderlerinin yüz yüze görüşme fırsatı bulmuş olması önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Scholz’un ziyareti ayrıca, Çin’in Avrupa ülkeleri ile iş birliğini geliştirme fırsatı olarak yorumlanıyor. Zira, Olaf Scholz Pekin’e yanında kalabalık bir heyet götürüyor. Alman devlerinin CEO’ları gezi sırasında Scholz’a eşlik edecek: Mercedes, Audi, BMW, Bayer, Volkswagen, Siemens, BioNTech…

Son dönemde Çin-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri gerilse de Çin, son altı yıldır Almanya’nın en büyük ticaret ortağı ve ikili ticaret hacmi geçen yıl 245 milyar Euro’yu (243,43 milyar doları) aştı. Çin-Alman ticareti ayrıca Almanya’da 1 milyondan fazla işi doğrudan destekliyor. Ayıca Çin-AB ticareti 2021’de ilk kez 800 milyar doları buldu ve iki yönlü biriken yatırım 270 milyar doları geçti.

‘Çin’den ayrışmak yanlış olur’

Alman Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Başkanı Martin Wansleben birkaç gün önce verdiği bir röportajda, Almanya’nın Çin’den ayrılamayacağını ve ‘Çin olmadan Almanya’nın daha da yoksullaşacağını’ vurguladı ve “Çin’den daha fazla ayrışmak bizim için refah kaybına yol açacaktır” ifadelerini kullandı.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz da, Çin’e yapacağı resmi ziyaret öncesi Frankfurter Allgemeine Zeitung’a ülkesinin Çin politikası hakkında yazdı.

Çin ile ekonomik bir ayrışmaya karşı olduğunu kaydeden Scholz, ancak tek taraflı bağımlılıkların azaltılması gerektiğinin altını çizdi.

Almanya’nın Çin politikasının ancak Avrupa’nın Çin politikasıyla bütünleşirse başarılı olabileceğine dikkati çeken Scholz, bu nedenle seyahati öncesinde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da dahil olmak üzere Avrupalı ortaklar ve transatlantik dostlarla yakın bir koordinasyon içinde olduklarını belirtti.

Diğer yandan, Scholz’un ziyareti koalisyon hükümetinde tartışmalara yol açtı. Bazı kişiler, Alman ekonomisinin Çin’e çok yaklaşması ve Çin’e “fazla bağımlı hale gelmesi” konusunda derin endişelerini dile getirdi. Hatta ziyaret öncesi koalisyon hükümeti içinde, Çin’le ticareti ‘çeşitlendirme’ ve “Çin’le ticarette saflık göstermeme” çağrıları yapıldı.

Çin basınında ise bu iddiaların aksine, Çin-Almanya ekonomilerinin tamamlayıcı nitelikte olduğu belirtiliyor ve ikili ilişkilerin asla tek taraflı bir bağ olmadığına dikkat çekiliyor.

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Malezya ve Vietnam yenilenebilir enerji işbirliğini geliştirme konusunda anlaştı

Yayınlanma

İki Güneydoğu Asya ülkesinin liderleri perşembe günü Malezya’da bir araya gelirken, Malezya ve Vietnam yenilenebilir enerji ve diğer alanlarda ilişkilerini güçlendirme konusunda anlaştı.

Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri To Lam, Malezya’ya üç günlük resmi bir ziyaret gerçekleştiriyor. Bu, ağustos ayında göreve gelmesinden bu yana Malezya’ya yaptığı ilk ziyaret.

Ortak basın toplantısında konuşan Malezya Başbakanı Anwar İbrahim, To Lam’ın ziyaretinin iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin “kapsamlı stratejik ortaklık” düzeyine yükseltilmesi yolunda önemli bir adım olduğunu vurgulayarak, “Vietnam, ülkelerindeki 700 projeyle 13 milyar doları aşan iş girişimlerimize büyük destek veriyor” dedi.

Daha geniş kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak Malezya’nın devlet petrol grubu Petronas ve Vietnamlı mevkidaşı PetroVietnam, karbonsuzlaştırma ve sürdürülebilir enerji alanında çözümler geliştirme konularında işbirliğine ilişkin bir mutabakat zaptı teati etti.

Anwar, Malezya’nın Vietnam ile savunma, denizcilik ve dijital teknoloji dahil olmak üzere çeşitli diğer alanlarda işbirliğini kolaylaştıracağını da sözlerine ekledi.

To Lam ise Vietnam’ın helal endüstrinin geliştirilmesi, karşılıklı iş yatırımları, yeşil ekonomi inovasyonu, eğitim, spor ve turizm gibi alanlarda işbirliğini genişletme niyetini vurguladı.

“Özellikle ASEAN, BM, Bağlantısızlar Hareketi ve APEC gibi çok taraflı forumlarda barış, güvenlik ve istikrar başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası konularda yakın bir şekilde çalışacağız. Mekong alt bölgesi de dâhil olmak üzere bölgesel entegrasyon alanındaki işbirliğini de güçlendireceğiz” dedi.

Genel sekreter ayrıca Vietnam’ın Güney Çin Denizi’nde “barış, güvenlik, istikrar, emniyet ve seyrüsefer ve uçuş özgürlüğünü” koruma taahhüdünü vurgulayarak, “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi dahil olmak üzere evrensel olarak tanınan uluslararası hukuk doğrultusunda, tehdit veya güç kullanımı olmaksızın anlaşmazlıkların barışçıl çözümünü teşvik ediyoruz” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Trump’ın olası gümrük vergileri Güneydoğu Asya’yı nasıl etkileyecek?

Yayınlanma

Güneydoğu Asya, Donald Trump’ın evrensel gümrük vergileri tehdidine ve Çin ile yeni bir ticaret savaşına karşı endişeli görünüyor. Bölgenin en büyük altı ekonomisinden beşi ABD ile ticaret fazlası veriyor.

Ancak uzmanlara göre, durum o kadar da kötü olmayabilir. Jeopolitik olarak tarafsız durmaya çalışan bölge, Trump’ın ilk başkanlığı döneminde 2017-2020 yılları arasında hem Çin hem de ABD ile brüt ticaretinde artış gördü. Çin, Japonya, Güney Kore, Tayvan ve ABD’den şirketlerin ABD gümrük vergilerinden kaçınmak için Güneydoğu Asya’daki üretim üslerini çoğaltmasıyla Vietnam, Endonezya, Malezya ve Tayland büyük kazanç elde etti.

Uzmanlara göre, ihracat ve ekonomik büyüme kısa vadede darbe alacaktır ancak bölge ticaret sapması ve ikamesinden kazançlı çıkabilir.

Trump’ın gümrük vergisi tehdidi nedir?

Trump’ın ticaret politikasının amacı, imalat işlerini ABD’ye geri döndürmek ve tedarik zincirlerini Çin’den ayırmak. Trump ve danışmanları Çin’in ticari avantajının kur “manipülasyonu, fikri mülkiyet hırsızlığı ve zorla teknoloji transferinden” kaynaklandığını iddia ediyor.

İlk döneminde Trump, Çin’den ithal edilen 250 milyar dolar değerindeki elektronik, makine ve tüketim mallarına %25’e varan gümrük vergileri uygulamak için yürütme yetkilerini kullandı. Pekin de ABD’nin tarım, otomotiv ve teknoloji ihracatına karşı benzer önlemlerle misilleme yaptı.

Şimdi Trump, ABD’ye giren tüm Çin mallarına %60 vergi ve diğer her yerden yapılan ithalata %20’ye varan gümrük vergisi uygulanmasını önerdi.

Güneydoğu Asya için ne kadar kötü olabilir?

Oxford Economics’e göre Kamboçya’nın ihracatının yaklaşık %40’ı Amerika’ya gidiyor ve toplam ihracata oranla ASEAN’daki en büyük ihracatçı konumunda; onu %27,4 ile Vietnam ve %17 ile Tayland takip ediyor. Tayland Ticaret Odası Üniversitesi Başkanı Thanavath Phonvichai, Trump’ın vaatlerini yerine getirmesi halinde Tayland ekonomisinin 160,5 milyar baht (4,6 milyar dolar) darbe alabileceğini söyledi.

Vietnam, ABD ile dünyanın en büyük dördüncü ticaret fazlasına sahip. Çinli, Tayvanlı ve Güney Koreli firmaların Trump dönemi gümrük vergilerini aşmak için Vietnam’ı kullanmasıyla bu dengesizlik hızla büyüdü. Vietnam’ın talihi, özellikle de ABD’nin Vietnam’ı daha yüksek gümrük vergileri gerektiren “piyasa dışı ekonomi” olarak sınıflandırmaya devam etmesi halinde, aynı hızla dönebilir.

Trump’ın gümrük vergileriyle ilgili belirsizlik, firmaların Güneydoğu Asya’daki yatırım planlarını duraklatmalarına ya da durdurmalarına neden olabilir. Şehir devletinin Ekonomik Kalkınma Kurulu’na göre, ABD şirketleri geçen yıl Singapur’daki 9,5 milyar dolarlık sabit varlık yatırımının yaklaşık yarısını oluşturdu. Başbakan Lawrence Wong, Trump’a gönderdiği tebrik mektubunda ABD’nin Singapur ile “istikrarlı bir ticaret fazlası” verdiğini hatırlatmakta gecikmedi.

Çin ekonomisine vurulacak herhangi bir darbe, Çin tüketimine, ihracat talebine ve turizmine bağımlı olan ASEAN ülkelerine de yansıyacaktır. Çin mallarına yönelik iştahın azalması, Çinli üreticilere girdi sağlayan Güneydoğu Asyalı tedarikçileri de etkileyecektir. Güneydoğu Asya’nın en büyük ekonomisi olan Endonezya, Çin’e olan %24,2 oranındaki ihracatı ve ağırlıklı olarak emtia ihracatı nedeniyle bu durumdan en fazla zarar görecek ülke olacaktır.

Mallarını ABD’ye gönderemeyen Çinli ihracatçılar, hükümetlerin metal, tekstil ve tüketim mallarındaki dampingden zarar gören yerel üreticilerin şikayetleriyle karşılaştığı Güneydoğu Asya’ya yönlendirebilir.

Güneydoğu Asya’nın avantajı nedir?

Güneydoğu Asya’nın mevcut üretim patlaması ticaret savaşı nedeniyle başladı. Analistler zaman içinde ticari ikame ve sapmanın büyümeye vurulan darbeden daha ağır basacağını düşünüyor.

Macquarie Capital ASEAN araştırma müdürü Jayden Vantarakis, “Çin’e yönelik daha büyük bir baskının, Çinli işletmelerin Asya’da daha fazla ticaret ve yatırım yapmasıyla tedarik zincirinde daha fazla sapmaya yol açabileceğini düşünüyoruz” dedi.

Bazı Güneydoğu Asya hükümetlerinin agresif bir şekilde başvurduğu elektrikli araç fabrikaları ekonomik bir tampon sağlayabilir. “ABD dışında da elektrikli araç talebi artıyor, bu nedenle Endonezya’ya net bir fayda sağlayabileceğini düşünüyorum. Özellikle benzin fiyatları giderek pahalılaştığı için karbon nötr olmaya çalışan daha küçük ülkeler arzı devralmaya çalışacak ve daha fazla elektrikli otomobil satın alacaklar,” diyor Singapur Ulusal Üniversitesi İşletme Fakültesi profesörü Sumit Agarwal.

Trump’ın vaat ettiği gümrük vergileri, Tayland’ın bu yıl haddelenmiş çelikte yaptığı gibi, ASEAN hükümetlerine Çin mallarına antidamping tarifeleri uygulama konusunda itici güç sağlayabilir. Daha sıkı ABD menşe kuralları da hükümetlere daha fazla yüksek değerli parça üretimi ve montajının yerel olarak yapılmasını sağlama fırsatı verebilir.

Güneydoğu Asya para birimleri ve piyasaları nasıl etkilenecek?

Trump’ın gümrük vergileri Güneydoğu Asya merkez bankaları üzerindeki para politikasını daha da gevşetme baskısını hafifletebilir.

İngiltere merkezli Pantheon Macroeconomics’in gelişmekte olan Asya baş ekonomisti Miguel Chanco, “Esasen Trump’ın zaferi, planladığı gümrük tarifeleri nedeniyle dünya için enflasyonisttir, bu nedenle küresel parasal normalleşme veya gevşeme döngüsü muhtemelen Filipinler de dahil olmak üzere daha önce düşünüldüğü kadar keskin olmayacaktır” dedi.

Nikkei Asia’ya konuşan Chanco, Güneydoğu Asya para birimlerinin daha önce beklendiği gibi güçlenmeyeceğini, bunun kısmen piyasaların ABD Merkez Bankası’nın gevşeme hızını yeniden fiyatlandırmasından ve dolayısıyla doların güçlenmeye devam etmesinden kaynaklandığını söyledi.

Altı büyük Güneydoğu Asya ekonomisi arasında Tayland bahtı ve Malezya ringgiti, Trump’ın zaferinden bu yana en kötü performans gösteren para birimleri oldu ve çarşamba gününe kadar ABD doları karşısında sırasıyla %3,2 ve %2,9 değer kaybetti.

Taylandlı menkul kıymetler şirketi InnovestX, güçlü dolar ve zayıf bahttan faydalanacak hisse senetleri önerdi. Bunlar arasında CP Foods ve Delta Electronics gibi önemli ihracat gelirleri olan ya da Tayland Havalimanları, emlak geliştiricileri ve otelciler gibi turizmle ilgili şirketler yer alıyor.

Hükümetler, diğer ülke ve bölgelerle ilişkilerini derinleştirerek ve tarafsızlıklarını vurgulayarak ABD ya da Çin’e olan aşırı bağımlılıklarını azaltmak için şimdiden adımlar atıyor.

Özellikle Güneydoğu Asya ekonomilerinin de ASEAN içi ticareti güçlendirerek direnç oluşturmaya odaklanması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English