Bizi Takip Edin

Rusya

Dugin: Ukrayna ile barış anlaşması Rusya için yenilgi olur

Yayınlanma

Aleksandr Dugin, Ukrayna ile zafer kazanmadan imzalanacak bir barış anlaşmasının Rusya için yenilgi anlamına geleceğini savundu. Rusya’nın mevcut durumun ağır bedellerini ödediğini belirten Dugin, Zelenskiy’in müzakereleri sabote ederek Rusya’nın çıkarlarına hizmet ettiğini söyledi.

Muhafazakâr filozof Aleksandr Dugin, Ukrayna ile zafer kazanmadan imzalanacak bir barış anlaşmasının Rusya açısından yenilgiyle eşdeğer olacağını söyledi.

Dugin, Telegram kanalında yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Biz Ruslar için en kötü şey, zaferden önce yapılacak bir barıştır. Bu, zafer yerine bir ateşkestir ve bu durumda bizim için sonuç, yenilgi olacaktır.”

Dugin, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in barış görüşmelerine ilgi göstermediğini, zira Kiev’in “her alanda savaşı kazandığına” ve Rusya’nın “beş milyonun altında kayıp verdiğine” inandığını ifade etti.

Ayrıca Dugin, “Zelensk,y, gerçek durumu kabul etseydi çatışmayı dondurmak, güçlerini toplamak ve yeniden başlamak isterdi. Tıpkı 2014 yılında, Batı’ya güvenip zamanında harekete geçmediğimizde yaptığımız ölümcül hata gibi,” değerlendirmesini yaptı.

Bu kararların bedelinin şimdi çok ağır ödendiğini belirten Dugin, Zelenskiy’in barış müzakerelerini sabote etmesinin ve çatışmanın devamı konusunda ısrarcı olmasının “objektif olarak Rusya’nın çıkarlarına hizmet ettiğini” öne sürdü.

Fakat Dugin, Zelenskiy’in durumun farkına varması halinde, Rusya’nın kendisini tehlikeli bir pozisyonda bulabileceği uyarısında bulundu. Dugin’e göre, zafer yerine barış arayışı, Moskova’nın en büyük zayıflığı.

Bunun yanı sıra geçen hafta Tsargrad kanalının sahibi Konstantin Malofeyev, ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın savaşı sona erdirme planı konusunda şüphelerini dile getirmişti.

Malofeyev, Rusya’nın ABD temsilcisi Keith Kellogg’un önerilerini kabul etmeyebileceğini ve Ukrayna’nın tarafsız statüsü gibi ek tavizler talep edebileceğini söylemişti.

Malofeyev, Financial Times’a yaptığı açıklamada, “Kellogg Moskova’ya planıyla gelir, biz de kabul ederiz, sonra da ona cehenneme gitmesini söyleriz, zira hiçbir şeyi beğenmeyiz. Hepsi bu kadar,” demişti.

Kellogg, bu açıklamayı yanıtsız bırakmadı ve Malofeyev’e “kutusuna geri dönmesini” tavsiye etti. Trump’ın tavrını daha iyi anlamasını söyleyen danışman, “Belli ki anlamıyorsunuz. Ve kesinlikle Amerika Birleşik Devletleri’ni de anlamıyorsunuz,” ifadelerini kullandı.

Orbán: Trump, Ukrayna müzakereleri için yemin törenini beklemeyecek

Rusya

Rusya’da göçmen çocukların çoğu okullara kabul edilmeyecek

Yayınlanma

Rusya’da yapılan bir dil yeterlilik testinin ilk sonuçlarına göre, göçmen çocukların büyük çoğunluğu (yaklaşık yüzde 80) Rusça bilmedikleri için okullara kayıt yaptıramayacak. Testler, Rusya Devlet Başkanı Putin’in imzaladığı ve Rusça bilmeyen çocukların okullara kabulünü yasaklayan yeni yasa kapsamında nisan ayından itibaren uygulanmaya başlandı.

Rusya’da yaşayan göçmen çocukların büyük çoğunluğunun, yaklaşık yüzde 80’inin, Rusça dil yeterlilik testine dahi katılamadığı ve bu nedenle okullara kabul edilmeyeceği bildirildi.

Bu durum, reşit olmayan yabancılara yönelik yapılan testlerin açıklanan ilk sonuçlarıyla ortaya çıktı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen yılın aralık ayında, Rusça bilmeyen göçmen çocukların okullara kabul edilmesini yasaklayan yasayı imzalamıştı.

Yasa, çocuğun dil yeterliliğini kanıtlayamaması durumunda eğitim programlarına erişiminin engellenmesini öngörüyor.

Bu kapsamdaki testler 1 Nisan 2025 tarihinden itibaren uygulanmaya başlandı.

Federal Eğitim ve Bilim Denetleme Kurumu (Rosobrnadzor), yaptığı açıklamada, nisan ayından bu yana yalnızca Rusya Federasyonu’nun 10 bölgesinde test yapıldığını belirtti.

Göçmen çocuklara yönelik testlerin içerikleri, birinci sınıftan 11’inci sınıfa kadar her sınıf seviyesindeki eğitim düzeyleri dikkate alınarak hazırlanıyor.

Örneğin, birinci sınıfa kabul için konuşma, dinleme ve sözlü anlatımı anlama becerilerinin yanı sıra kelime bilgisi ve dil bilgisi yeterliliği aranıyor ve bu sınıflardaki testler yalnızca sözlü olarak yapılıyor.

İkinci sınıftan itibaren ise okuma ve yazma becerilerini ölçen görevler eklenerek testler hem sözlü hem de yazılı olarak uygulanıyor.

Rosobrnadzor, ilk sonuçlara göre bu kategorilerdeki çocuk ve gençlerin yüzde 81’inin daha teste girmeden elendiğini bildirdi.

Kurum, bunun nedenleri arasında eksik belge sunulması, eğitim kurumlarında boş yer olmaması ve sunulan belgelerde yanlış bilgi tespit edilmesi gibi faktörlerin bulunduğunu belirtti.

13 Mayıs itibarıyla elde edilen verilere göre, testler 2 bin 356 kuruluşta yürütülüyor.

1 Nisan’dan bu yana teste katılım için 1762 başvuru yapıldı ancak sadece 335 yabancı uyruklu öğrenci test sürecine kabul edildi.

Şu ana kadar 44 çocuğun katıldığı testlerde, 27 öğrenci (yüzde 61) başarılı oldu. Rosobrnadzor, geri kalan öğrencilerin “Rus dilinde gerekli yeterlilik seviyesini gösteremediklerini” ifade etti.

Rosobrnadzor, daha önce yaptığı açıklamada, Rusça dil yeterlilik testini başarıyla geçmek için beş puanlık ölçekte minimum 3 puan alınması gerektiğini duyurmuştu.

Lavrov: Rusya için göçmen sayısını azaltmak kârlı değil

Okumaya Devam Et

Rusya

Delovaya Rossiya Başkanı Repik: Batılı firmalar geri dönüş yolları arıyor

Yayınlanma

Delovaya Rossiya Başkanı Aleksey Repik, Rusya’dan ayrılan birçok Batılı şirketin geri dönmek istediğini ancak siyasi kararlar ve yaptırımlar nedeniyle sessiz kaldığını belirtti. Repik, Rus şirketlerinin bu durumu değerlendirerek iç pazardaki paylarını artırması gerektiğini vurguladı.

Delovaya Rossiya Başkanı Aleksey Repik, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmenin ardından Vedomosti gazetesine verdiği mülakatta, Ukrayna’daki gelişmeler sonrası Rusya’dan ayrılan çok sayıda Batılı şirketin geri dönmek istediğini ancak mevcut siyasi atmosfer ve yaptırımlar nedeniyle bu niyetlerini açıkça dile getiremediklerini söyledi.

Repik, bu durumun Rus şirketleri için iç pazarda önemli bir fırsat sunduğunu da sözlerine ekledi.

‘Batılı şirketler geri dönüş formatlarını tartışıyor’

Aleksey Repik, geri dönüş formatlarını görüşen onlarca şirketle iletişim halinde olduğunu belirterek, “Örneğin, Japon şirketleri geri dönüş için hangi seçeneklerin mümkün olduğu konusunda bir seminer düzenlememizi istedi. Birçok şirket aslında ayrılmak istemiyordu. Gitmek istemeyen herkes geri dönmek istiyor. Mesele, ne ölçüde ve ne zaman dönebilecekleri,” diye konuştu.

Repik, Uniqlo şirketinin durumunu örnek göstererek ilginç bir vakaya değindi.

Repik, “Şirketin kurucusu, saygı duyduğum mükemmel bir girişimci olan Tadaşi Yanai’yi çok iyi tanıyorum. ‘Ayrılmayacağız, sonuna kadar kalacağız, çünkü müşterilerim ve şirketim benim için önemli’ demişti. Sonra ne oldu? Sağcı Japon aşırılık yanlıları ofislerinin önünde kargaşa çıkardı, neredeyse kitlesel vandalizm eylemleri düzenlediler. Onu, esasen, kendini ikna etmeye zorladılar. Şimdi onunla konuştuk. ‘Biliyorsunuz, söz verdim. Sözümü tutacağım ve geri dönmeyeceğim, zira benden bu sözü aldılar. Benim için söz namustur, anlamı vardır. Belki geri dönmek istiyoruz ama yeni koşullarda çalışmak zorundayız’ diyor,” ifadelerini kullandı.

Repik, her şirketin durumunun farklı olduğunu belirterek, “Tüm mutlu aileler aynı şekilde mutludur, mutsuz olanlarsa her biri kendi tarzında mutsuzdur. Muhtemelen doğru anı, doğru fırsatları arayacaklar. Ama benim işim başka. Benim işim, Rus meslektaşlarımızın da zaman kaybetmemesini ve iç pazarın en azından önemli bir bölümünü sadece geri almakla kalmayıp, ele geçirip kendilerine sabitlemelerini sağlamak,” dedi.

Batılı şirketler, Rusya’ya dönüş için hukukçulara danışıyor

Kamuoyuna açıklamama nedenleri: Yaptırım korkusu ve yasal kısıtlamalar

Batılı şirketlerin neden Rusya’ya dönmek istediklerini kamuoyuna açıklamadıkları sorusuna Repik, “Amerikan yatırım yasalarını gördünüz mü?” yanıtını verdi.

Yaptırımlar nedeniyle açıkça geri dönme niyetlerini beyan edemediklerini ima eden Repik, “Doğrudan yasal kısıtlamaları var. Sanırım bu anlaşılabilir bir durum. Genel yapıyı, genel durumu da iyi anlamak gerekiyor,” diye konuştu.

Repik, politikanın ekonominin önünde gittiği ve küreselci yaklaşımların ulusal çıkarların, egemen çıkarların —ki buna şu anda kendi dayattıkları kısıtlamalar rejiminde yaşayan şirketlerin ait olduğu ülkelerin ekonomisi de dahil— üzerinde zafer kazandığı sürece, iş dünyasıyla konuşmanın biraz zamansız olduğunu belirtti.

Repik, “İş dünyasının kendi çıkarları doğrultusunda karar almak için tek bir anahtarı var ve maalesef ikinci bir anahtarın da dönmesi gerekiyor—yani onların düzenleyicileri, onların politikacıları. Maalesef, eski geleneksel ortaklarımızın birçoğu —öncelikle Avrupa ülkelerinden bahsediyorum— açıkçası belirli bir köşeye sıkıştırılmış durumda. ‘A’ dediler ve şimdi ‘B’ dememek ellerinde değil. Tabii ki politikacılardan, ülke yönetimlerinden bahsediyorum. Ve görüyorsunuz, her seçimde orada bir şeyler yavaş yavaş değişiyor. Çünkü hem iş dünyası hem de insanlar, kendi şirketleri üzerinden sürekli kendilerini cezalandırmaya çalışmaktan biraz yorulmaya başlıyor,” değerlendirmesinde bulundu.

Batılı şirketler Rusya’ya geri dönecek mi?

‘Yaptırımlar aşılır, Rus şirketleri pazarı doldurmalı’

Şirketlerin yaptırımlara maruz kalmaktan korktukları için geri dönmeye hazır olduklarını kamuoyuna açıklamadıkları, ancak örneğin Devlet Başkanı Putin’in Rusya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği kongresinde yaptırımların yine de uzun süreceğini söylediği hatırlatıldığında Repik, şunları söyledi:

“Yaptırım var, yaptırım var. Aslında mesele daha çok yaptırımlarla ilgili değil. Vladimir Vladimiroviç [Putin] iyi söyledi: Bizden bir şeyler almaları gerektiğinde alıyorlar. Kendilerine izinler çıkarıyorlar, özel rejimler buluyorlar.”

İstisnalar yapılıp yapılmadığı sorusuna ise Repik, “Elbette. Ve genel kaideden, kimsenin ihtiyacı olmayan tek bir şey dışında her şey istisna olabilir. Bu kesinlikle işe yarar bir yapı. Bu yüzden dürüstçe söyleyeceğim ki bu daha çok bir zamanlama meselesi. Durum dinamik olarak değişiyor. Geçen yıl aynı Amerikalı temsilcilerden bu yıla göre farklı bir söylem vardı. Ve bu onların siyasi çevrelerine de yayılıyor. Bu dinamik bir mesele,” yanıtını verdi.

Kendisininde herhangi bir şirketin geri dönüşünü bekleyip beklemediği sorulduğunda Repik, şu ifadeleri kullandı:

“Eğer onların ürünlerinden bir şeye çok ihtiyacım olursa, satın alma imkânı bulurum. Ulusötesi şirketlerin oldukça katı bir şekilde düzenlenmiş çerçeve dünyasından, daha ziyade —iyi anlamda söyleyelim— gerilla ticareti dünyasına geçiyoruz. Bir şeye ihtiyacın varsa, onu elde etme imkânını her zaman bulursun. Bir şeyi yasaklarlar, iyi bir alternatif buluruz. Başka bir şeyi yasaklarlar, üçüncü bir alternatif buluruz. Bu oyun çok girişimci bir oyun. Sürekli, tabiri caizse, yakala. Yaptırımlar, yaptırımlar, yaptırımlar; baypas, baypas, baypas. Dürüst olmak gerekirse, Avrupalı ve Amerikalı meslektaşların politikaları bizi, iş yapmak ve faydalı bir işle uğraşmak yerine —bilmiyorum, Mars’a uçmak gibi— tavşanlar gibi koşturup yaptırımların üzerinden atlamak zorunda bıraktığında, bu sadece verimsiz ve iş dünyasına karşı adaletsizdir. Biz bir şeyler yapalım, katkımız ve faydamız olsun diye varız. Ama bazı tuhaf yabancı politikacıların aptallığı yüzünden oturup patinaj yapıyoruz.”

Putin: Rusya’ya dönmek isteyen şirketler için özür yetmez

Okumaya Devam Et

Rusya

Narışkin: Batı, Rusya’yı bölme peşinde

Yayınlanma

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Direktörü Sergey Narışkin, Moskova’nın jeopolitik rakiplerinin Rusya’nın büyüklüğü ve zenginliklerinden rahatsız olduğunu ve ülkede iktidar değişikliği planları yaptığını kaydetti. Narışkin, Batı’nın mali desteğiyle bazı grupların Rusya’yı bölme planları olduğunu da sözlerine ekledi.

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Direktörü ve Rus Tarih Kurumu Başkanı Sergey Narışkin, Moskova’nın jeopolitik rakiplerinin Rusya’nın büyüklüğünden, insan ve doğal kaynaklarından rahatsız olduğunu ve ülkede devlet iktidarını değiştirmeye yönelik hayaller ve planlar kurduğunu ifade etti.

Narışkin, bu değerlendirmeleri Kuzey Sahalin’in Japon müdahalesi ve işgalinden kurtuluşunun 100. yılına adanmış bir yuvarlak masa toplantısında yaptı.

Narışkin, “Görüyoruz ki, hem 100 yıl önce hem de günümüzde Rusya’nın jeopolitik rakipleri, hasımları ülkemizin büyüklüğünden, ululuğundan, insan ve doğal zenginliklerinden aynı şekilde rahatsızlar. Devlet iktidarını, devlet yönetimini değiştirmeye yönelik hayaller ve hatta planlar kurmaya devam ediyorlar,” dedi.

SVR Direktörü sözlerine şöyle devam etti:

“Bugün de çok iyi biliyoruz ki, ülkemizde ‘şehir meczupları’ diye tabir edilen küçük gruplar var. Ama Tanrı’ya şükür, bunların büyük bir kısmı Rusya Federasyonu topraklarını kendi varlıklarından arındırdı. Ancak Batı’nın mali desteğiyle Rusya’yı birkaç parçaya bölme planları yapıyorlar. Kısacası, bütün bunlar devam ediyor.”

Bu nedenle Narışkin, “Kuzey Sahalin’in Japon işgalinden kurtarılmasıyla ilgili olaylar da dâhil olmak üzere, 100 yıl önceki tarihin incelenmesi son derece güncel olmaya devam ediyor,” diyerek herkesin geçmişteki olaylardan doğru sonuçlar çıkarması gerektiğini vurguladı.

Rusya’dan Putin’in Kiev’e ön koşulsuz müzakere teklifine dair yorumlar

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English