Bizi Takip Edin

Rusya

Dugin, Zaharova ve Malofeyev, çok kutuplu dünyanın geleceğini tartıştı

Yayınlanma

Bu hafta Rusya’nın Vladivostok kentinde düzenlenen Doğu Ekonomi Forumu’nda Rus siyaset bilimci Aleksandr Dugin, ‘Çok Kutuplu Bir Dünyada Güneydoğu Asya’ başlıklı panelde, dünyanın geleneklere, köklere ve kendine özgü geleneksel değerlere doğru önemli bir kayma yaşadığını belirtti.

Vedomosti gazetesinin aktardığına göre oturumu yöneten Dugin, Rusya’nın Çin, Hindistan ve Müslümanlar, Budistler ve Afrika gibi kilit ortaklarıyla birlikte bu sürecin ön saflarında yer aldığını kaydetti.

Dugin, son 500 yıldır ilk kez Batı’nın değil Doğu’nun kalkınma hareketine öncülük ettiğini savundu.

Batı’nın, Friedrich Nietzsche ve Martin Heidegger gibi filozofların öncülük ettiği ‘nihilizmde’ ısrarcı olduğunu ifade eden Dugin, Batı’nın kritik bir kavşağa yaklaştığını ve yakında bildiğimiz şekliyle varlığının sona erebileceğini öne sürdü.

Tsargrad TV’nin kurucusu Konstantin Malofeyev de bu düşünceyi yineleyerek “Mevcut dünyanın çöküşüne tanık oluyoruz,” dedi.

Malofeyev, Soğuk Savaş dünyasından Amerika’nın egemen olduğu bir dünyaya geçildiğini kabul etmekle birlikte bu dönemin sona erdiğini ileri sürdü.

Malofeyev, “Artık kimse dolara inanmıyor, zira Rusya’dan 300 milyar dolar alındığı gibi dolar da alınabilir,” ifadelerini kullandı.

Mevcut uluslararası finansal işlemlerin siyasi sansüre tabi olduğunu, Çin ve Endonezya gibi ülkeler arasındaki ticaretin meşruiyetine ilişkin kararların New York’ta alındığını savunan Malofeyev, Asya’yı iktisadi ve kültürel çıkarların müdahale olmaksızın bir arada var olduğu ‘normal bir dünya’ olarak tasvir etti.

BRICS’in sadece Avrasya ülkelerini birleştiren değil aynı zamanda üyelerinden Batı tarzı insan haklarına bağlılık talep etmeyen bir örgüt olduğunu belirten Malofeyev, Güneydoğu Asya’nın çok kutuplu dünyadaki rolünü, medeniyetler arasında karşılıklı saygıya dayalı özgür bir dünyanın örneği olarak sundu.

Tsargrad’ın kurucusu ayrıca, piyasa değeri 2 trilyon dolara ulaşan çok uluslu şirketlerin ve dijital devlerin ulusal egemenliğe dönük meydan okumalarının da altını çizdi.

Google ile aralarında RT, Spas ve Tsargrad’ın da bulunduğu Rus medya kuruluşları arasında YouTube kanallarının engellenmesi konusunda devam eden hukuki anlaşmazlıktan bahsetti.

Nelson Mandela’nın torunu ve uluslararası Rusofil hareketinin başkanı Nkosi Zwelivelile Mandela bir sonraki konuşmacı olarak tanıtıldı. Rusya’nın bölgesel ve küresel meselelerdeki önemli rolünü vurgulayan Mandela, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in farklı görüşlere saygı ve tüm çıkarların dikkate alınması temelinde kültürel çeşitliliği teşvik etme konusundaki kararlılığını övdü.

Mandela hegemonik gündemin dünya çapında kaos yaratmaya devam edeceği uyarısında bulunarak bunu barışa yönelik en büyük tehdit ve mevcut küresel zorlukların kaynağı olarak tanımladı.

Rusya ve Asya’nın sadece Batılı savaş destekçilerine karşı koymakla kalmayıp aynı zamanda potansiyel küresel yıkıma karşı caydırıcı bir rol oynadığını belirtti.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova da tartışmaya katıldı. Zaharova, jeopolitik muhaliflerin daha önce güvenlik sistemlerinin bölgeselleştirilmesinden söz ederken, son NATO zirvesinde müttefiklerin faaliyetlerinin sadece Avrupa-Atlantik değil, Pasifik bölgesiyle de ayrılmaz bir şekilde ilişkili olduğunun açıkça belirtildiğine dikkat çekti.

Zaharova, “Bu aslında sadece kendi bölgelerinin savunmasıyla ilgilenmeleri gerektiği yönündeki orijinal güvencelerle çelişiyor,” değerlendirmesini yaptı.

Yoksulluk, bağımlılık ve sömürgecilikten kurtulan ülkelerle ilgili endişelerini dile getiren Zaharova, bu ülkelerin hala eski sömürgecilerin yarattığı çatışma potansiyeliyle karşı karşıya olduğunu belirtti.

Sözcü, bu ‘mayınların’ harekete geçirilebileceği uyarısında bulundu ve çok kutuplu bir dünyanın inşası bağlamında bunun önlenmesi gerektiğini vurguladı.

Ayrıca Zaharova, “Doğu Asya’nın diğer bölgelerindeki dostlarımıza ve ortaklarımıza dürüst, eşit ve karşılıklı saygıya dayalı bir diyalog öneriyoruz; bu bir ütopya değil, hakikattir,” diye konuştu.

Zaharova sözlerini, Uzak Doğu bölgesinde gelişen uluslararası ilişkiler sisteminin, 20-30 yıl önce Batı tarafından da bir ütopya olarak ilan edilen büyük Avrasya ortaklığının ayrılmaz bir unsuru haline gelmesi gerektiğini belirterek tamamladı.

Rusya

Rusya’nın yeni büyükelçisi Darçiyev Trump’a güven mektubunu sundu

Yayınlanma

Rusya’nın yeni Washington Büyükelçisi Aleksandr Darçiyev, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump’a güven mektubunu sundu. Darçiyev, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Moskova’nın ‘cepheleşmesiz bir arada yaşama modeli’ hedeflediğini ve iki ülke arasında diplomatik mülkler, doğrudan uçuşlar ve personel sayısı gibi konularda pragmatik bir diyaloğun başladığını belirtti.

Rusya’nın yeni Washington Büyükelçisi Aleksandr Darçiyev, salı günü Beyaz Saray’da düzenlenen törenle ABD Başkanı Donald Trump’a güven mektubunu sundu.

Darçiyev, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Rusya’nın ABD ile ilişkilerde “cepheleşmesiz bir arada yaşama modeline” ulaşmayı hedeflediğini ve iki ülke arasında zorlu ancak yapıcı bir diyaloğun başladığını söyledi.

Mart ayında bu göreve atanan Darçiyev, tören sonrası Rus gazetecilere yaptığı açıklamada, görüşmenin kısa fakat son derece yapıcı geçtiğini ifade etti.

Darçiyev, “Devlet Başkanı [Vladimir] Putin ve Trump’ın 19 Şubat’taki telefon görüşmesinde verdikleri talimat doğrultusunda ilişkileri yeniden kurma konusunda mutabık kaldık. Başkan Trump’a, aldığım talimatlar uyarınca Rusya-ABD ilişkilerini yeniden tesis etmek, normalliğe ve sağduyuya döndürmek için elimden gelen her şeyi yapacağıma dair güvence verdim,” dedi.

Büyükelçi, en önemli gelişmenin tarafların sessizliği ve tek taraflı açıklamaları bırakıp pragmatik bir diyaloğa geçmesi olduğunu vurgulayarak, “Bence en önemlisi konuşuyor olmamız. Önceki yönetim dönemindeki monologlardan ve iletişimsizlikten nihayet oldukça pragmatik bir konuşmaya geçtik. Bu kolay bir diyalog değil, birikmiş çok fazla sorun var. Ama yolu ancak yürüyen aşar,” ifadelerini kullandı.

‘Rusya ve Amerika’nın olması gerektiğine dair anlayışı var’

Darçiyev, iki ülke lideri arasındaki “iyi kişisel kimyanın” yanı sıra, Başkan Trump’ın da işbirliği gerekliliğini anladığını belirtti.

Büyükelçi, “Başkan Trump’ın, Rusya ve Amerika’nın birlikte olması gerektiğine dair bir anlayışı var,” diye ekledi.

Büyükelçi, şubat ayında İstanbul’da düzenlenen ve Rus heyetine başkanlık ettiği görüşmelerin ardından iki ülkenin büyükelçiliklerdeki personel sayısını yeniden düzenleme konusunda anlaştığını hatırlattı.

Diplomatik mülkler ve personel sayısı masada

Darçiyev, Moskova ve Washington’un büyükelçiliklerdeki personel sayısının yeniden düzenlenmesi ve el konulan diplomatik mülklerin iadesi konularını müzakere ettiğini ancak henüz nihai bir karara varılmadığını bildirdi.

Darçiyev, “Tüm bunlar tartışılıyor. Henüz bir karar yok. Biz bir yol haritası hazırladık, Amerikan tarafının yanıt vermesi gerekiyor. Henüz bir yanıt yok, yakın zamanda olacağına söz veriyorlar,” dedi.

2016-2017 yıllarında ABD, aralarında Rus diplomatların ve ailelerinin dinlenme tesisi olarak kullandığı Long Island’daki Killenworth malikanesi ve Maryland’deki bir kompleksin de bulunduğu altı Rus diplomatik mülküne el koymuştu.

Ayrıca Rusya’nın San Francisco ve Seattle’daki konsoloslukları ile Washington ve New York’taki ticaret temsilciliği binalarına erişim kısıtlanmış ve binalardaki Rus bayrakları indirilmişti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, 10 Nisan’daki bir toplantının ardından tarafların, diplomatik misyonların kesintisiz mali hizmet almasını sağlama ve diplomatik mülklerin iadesi için bir “yol haritası” geliştirme konusunda anlaştığını duyurmuştu.

Anlaşma ayrıca, Rusya’nın BM ve diğer uluslararası kuruluşların bütçelerine yapacağı katkıların engellenmemesini de içeriyor.

Putin-Trump görüşmesi gündeme gelmedi

Büyükelçi Darçiyev, Trump ile yaptığı görüşmede olası bir liderler zirvesinin gündeme gelmediğini belirtti.

Darçiyev, “Hayır, bu konu ele alınamazdı. Bu protokol amaçlı bir etkinlik,” diyerek, zirve için hazırlık çalışmalarının sürdüğünü ancak somut bir anlaşma olmadığını ekledi.

Putin ve Trump, 4 Haziran’da 2025 yılı içindeki dördüncü telefon görüşmesini gerçekleştirmişti.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, bu görüşmede liderlerin kişisel bir buluşma için anlaşmadıklarını, zira bunun için uygun bir hazırlık gerektiğini açıklamıştı.

Diğer müzakere başlıkları

Darçiyev, iki ülke arasındaki istişarelerin İstanbul’dan başkentlere (Moskova ve Washington) taşınması konusunda bir anlaşmaya varıldığını ancak kesin tarihlerin henüz belirlenmediğini söyledi.

Büyükelçi ayrıca, Rus gazetecilere yönelik vize sorunları ve Washington’un Rossiya Segodnya medya grubuna yönelik yaptırımları gibi konuların da Amerikalı muhataplarıyla “keskin bir şekilde” gündeme getirildiğini belirtti.

İki ülke arasında doğrudan uçuşların yeniden başlatılmasının da masada olduğunu aktaran Darçiyev, “Doğrudan uçuşlar da tartışılıyor. Bu konuyu gündeme getiriyoruz. Hem Amerikan hem de bizim iş dünyamızın büyük bir ilgisi var,” değerlendirmesini yaptı.

Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 11 Nisan’da yaptığı bir açıklamada, Moskova’nın uçuşların yeniden başlaması için Aeroflot’un yaptırım kapsamından çıkarılmasını teklif ettiğini bildirmişti.

Okumaya Devam Et

Rusya

Moskova, İsrail’den Patriot sevkiyatı konusunda açıklama aldığını bildirdi

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan, Ukrayna’ya Patriot hava savunma sistemleri tedarik edildiği yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığına dair açıklama aldıklarını belirtti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, düzenlediği basın toplantısında, İsrail’den, Ukrayna’ya Amerikan yapımı Patriot hava savunma sistemlerinin tedarik edildiği iddialarına ilişkin açıklama aldıklarını duyurdu.

TASS haber ajansının aktardığına göre Zaharova, “İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan bu iddiaların gerçeği yansıtmadığına dair açıklamalar aldık,” dedi.

Büyükelçinin iddiası ve bakanlığın yalanlaması

Bu açıklamadan iki gün önce, 9 Haziran’da, İsrail’in Ukrayna Büyükelçisi Mihail Brodskiy, İsrail’in 1990’ların başında ABD’den aldığı eski Patriot sistemlerini Ukrayna’ya devretmeyi kabul ettiğini ve sistemlerin halihazırda Ukrayna topraklarında olduğunu söylemişti.

Ancak İsrail Dışişleri Bakanlığı, ülkenin Ukrayna’ya Patriot sistemleri vermediğini ve büyükelçinin ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

İsrail, Ukrayna’ya Patriot hava savunma sistemi gönderiyor

İsrail’in ‘İran’ endişesi

Zaharova’ya göre, Büyükelçi Brodskiy düzenli olarak Ukrayna’ya silah tedariki konusunda benzer açıklamalar yapıyor, ancak İsrail makamları askeri sevkiyat planlarını reddediyor.

Zaharova, bu inkârın arkasında İsrail’in, Ukrayna’ya gönderilen silahların İran’ın eline geçeceği ve İsrail’e karşı kullanılacağı yönündeki endişelerinin yattığını belirtti.

Bir yıl önce Financial Times gazetesi, İsrail, ABD ve Ukrayna’nın, İsrail ordusunun düşük verimlilikleri nedeniyle hizmetten çıkarmaya karar verdiği sekiz eski Patriot sisteminin Ukrayna’ya tedariki konusunda görüşmeler yürüttüğünü bildirmişti.

Moskova’dan İsrail’e uyarı

Moskova yönetimi, Kiev’e yapılan her türlü silah sevkiyatını kınadığını yinelerken, Rusya’nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Vasiliy Nebenzya daha önce İsrail’i Ukrayna’ya silah göndermesinin siyasi sonuçları olacağı konusunda uyarmıştı.

Zaharova ayrıca, Ramstein formatında yapılan son toplantının sonuçlarına da değindi.

Toplantı sonrasında Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov, müttefiklerin 2025 yılında Ukrayna’ya yapacağı yardım hacminin çatışmaların başlangıcından bu yana en yüksek seviyeye ulaşacağını açıklamıştı.

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya ile ABD arasındaki müzakerelerin yeni durağı Moskova olacak

Yayınlanma

Rusya’nın Washington Büyükelçisi Aleksandr Darçiyev, ABD ile ilişkilerdeki ‘tahriş edici unsurları’ ele alacak bir sonraki müzakere turunun yakın zamanda Moskova’da yapılacağını açıkladı. Rusya Dışişleri Bakanlığından bir kaynak, görüşmelerin büyükelçiler düzeyinde planlandığını belirtti. Moskova, bu görüşmelerle diplomatik misyonların normalleşmesini, yaptırımların getirdiği engellerin kaldırılmasını ve nihayetinde ‘cepheleşmesiz bir arada yaşama modeline’ ulaşmayı hedefliyor.

Rusya ile ABD arasındaki diplomatik “tahriş edici unsurlara” ilişkin yeni müzakere turunun yakın bir zamanda Moskova’da yapılacağı açıklandı.

Rusya’nın Washington Büyükelçisi Aleksandr Darçiyev, TASS haber ajansına verdiği mülakatta, daha önce İstanbul’da yapılan görüşmelerin iki ülkenin başkentlerine taşınması yönünde bir ön karar alındığını doğruladı.

Rusya Dışişleri Bakanlığından bir kaynak ise Vedomosti‘ye yaptığı açıklamada, Moskova’daki görüşmelerin büyükelçiler düzeyinde yapılmasının planlandığını bildirdi.

Büyükelçi Darçiyev, iki ülke ilişkilerinin “iyileşme” sürecinin zorlu ilerlediğini ve henüz yolun başında olunduğunu belirtti.

Bu sürecin sadece “derin devlet olarak bilinen Beyaz Saray muhalifleri tarafından değil, aynı zamanda kongredeki ‘şahinler’ tarafından da” yavaşlatıldığını ifade etti.

Darçiyev, Rus-Amerikan ilişkilerindeki mevcut ilerlemenin, 10 Nisan’da İstanbul’da yapılan son turda müzakerelerin başkentlere taşınması yönünde alınan ön kararla ölçülebileceğini sözlerine ekledi.

Hedef: Cepheleşmesiz bir arada yaşama modeli

Büyükelçi olarak kendisine verilen görevin, Joe Biden yönetiminin “zehirli mirasını” aşmak için açılan “fırsat penceresini” tam olarak kullanmak olduğunu vurgulayan Darçiyev, nihai hedefin iki ülkenin “cepheleşmesiz bir arada yaşama modeline” ulaşması olduğunu kaydetti.

Darçiyev, “Rusya büyükelçisi olarak görevim, ikili etkileşimi iyileştirmek, yaptırımlar ve karşı yaptırımlar yoluyla ortaya çıkan sayısız engeli ve kısıtlamayı ortadan kaldırmaktır. Stratejik istikrar ve uluslararası güvenlikten sorumlu büyük güçler olarak ülkelerimizin cepheleşmesiz bir arada yaşama modeline geçmesini hedefliyoruz,” dedi.

Darçiyev, Rusya’nın hem Ukrayna’daki çatışmanın çözümü hem de ikili ilişkilerin normalleşmesi için ABD ile titiz bir ortak çalışmaya hazır olduğunu belirterek, “Cepheleşme ve pragmatik etkileşim senaryoları arasındaki seçim Amerikan tarafına aittir,” ifadelerini kullandı.

Büyükelçi ayrıca, mevcut ABD yönetiminin, bir önceki yönetimin aksine “boş sözler yerine pragmatik pazarlığı tercih ettiğini” dile getirdi.

ABD, G7’den Rusya’ya karşı tavrını yumuşatmasını istiyor

Önceki görüşmeler ve gündemdeki konular

Donald Trump yönetiminin iktidara gelmesinin ardından Moskova ile Washington arasındaki temaslar yeniden canlanmıştı.

İki ülke heyetleri arasındaki üç yılı aşkın bir sürenin ardından ilk kapsamlı görüşmeler 18 Şubat’ta Riyad’da yapıldı.

Bu görüşmede Ukrayna’daki durum ve ikili ilişkilerin yeniden tesisi ele alındı. Heyetler, 27 Şubat’ta İstanbul’da büyükelçiliklerin çalışmalarının normalleştirilmesini görüştü.

Müzakereler, 24 Mart’ta Riyad’da uzman grupların “Karadeniz tahıl girişiminin” uygulanması üzerinde çalışmayı kabul etmesiyle devam etti.

Ayrıca bu toplantıda Ukrayna’daki enerji tesislerine yönelik saldırılara moratoryum uygulanacak bir liste üzerinde de anlaşıldı.

10 Nisan’da İstanbul’da yapılan ikinci turda ise diplomatik misyonların bankacılık hizmetlerinin normalleştirilmesi konusunda mutabakata varıldı. Darçiyev, henüz büyükelçi adayıyken bu görüşmelerde Rus heyetine başkanlık etmişti.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov ise gelecekteki müzakere turlarında Moskova’nın, iki ülke arasında doğrudan hava trafiğinin yeniden başlatılması konusunda ABD’den net bir yanıt almayı hedeflediğini söyledi.

Ryabkov, Darçiyev’in de 10 Nisan’daki toplantıda bu konuyu gündeme getirdiğini belirterek, “ABD ile prensipte kolay konular olmaz,” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English