Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Erdoğan-Scholz görüşmesi: Sığınmacılar ve silah alışverişi öne çıktı

Yayınlanma

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştü.

İkilinin İstanbul’da yaptığı görüşmede sığınmacılar ve silah ihracatı meselesi ön plana çıktı.

Toplantının ardından konuşan Scholz, NATO ortağı Türkiye’nin Alman silahlarını almasının “doğal bir mesele” olduğunu söyledi ve hatta Eurofighter jetlerinin teslimatına açık olduğunu ifade etti.

Eurofighter tedarikinde müzakereleri Britanya yürütüyor

Scholz, Türkiye’ye Eurofighter jetleri tedarik etme projesinin Birleşik Krallık tarafından yürütülen bir çaba olduğunu ve müzakerelerin ilk aşamalarda olduğunu söyledi.

Erdoğan ile düzenlediği basın toplantısında konuyla ilgili bir soru üzerine Scholz, “Yeni başlayan bazı projeler var, … Birleşik Krallık hükümetinin ileriye götürdüğü ve şu anda müzakerelerin başladığı bir proje,” dedi.

Ankara geçtiğimiz yıl Eurofighter uçaklarını satın almak istediğini açıklamış, fakat Berlin’in, Ankara’nın Gazze çatışması konusundaki tutumuna karşı çıkması nedeniyle görüşmeler yavaş ilerlemişti.

Almanya’dan Türkiye’ye silah sevkiyatı hızlanıyor

Alman dergisi Der Spiegel’e göre Berlin kısa süre önce Ankara’ya, aralarında birkaç yüz milyon avro değerinde uçaksavar füzelerinin de bulunduğu büyük çaplı silah sevkiyatına izin verdi.

Nitekim Şansölyenin üç yıllık görev süresinde Türkiye’ye yaptığı ikinci ziyaretten kısa bir süre önce, Alman hükümetinin bir kez daha Türkiye’ye büyük ölçekli silah ihracatına izin verdiği ortaya çıktı.

Tagesspiegel’de yer alan habere göre bu yıl 13 Ekim’e kadar 103 milyon değerinde 69 lisans verildi. Bunlar arasında 840.000 avro değerinde silah da bulunuyordu.

Dolayısıyla Türkiye için izin verilen ihracat değeri 2011’den bu yana ilk kez yüzlerce milyon aralığına geri döndü. Son olarak 28 torpido ve 101 güdümlü füzenin ihracatına izin verilmişti.

Eurofighter söz konusu olduğunda, jetlerin Almanya ile ortak üretilecek olması nedeniyle, Alman hükümetinin onay vermesi gerekiyor.

Scholz: İlişkilerin kalitesi gözle görülür biçimde arttı

Eurofighter Typhoon jetleri Airbus, BAE Systems ve Leonardo’dan oluşan ve Almanya, Birleşik Krallık, İtalya ve İspanya’nın dahil olduğu bir konsorsiyum tarafından üretiliyor.

Londra ilgili taraflarla görüşmelere öncülük etse de, dört ülkeden herhangi biri satışı veto edebilir.

Erdoğan da savunma işbirliği konusundaki memnuniyetini dile getirdi ve savunma sanayi ürünlerinin tedarikiyle ilgili olarak geçmişte yaşanan sorunların “artık geride kalması gerektiğini” söyledi.

Scholz-Erdoğan toplantısına her iki ülkenin hükümet başkanlarının yanı sıra çok sayıda bakan da katıldı. Scholz bu formatın yeniden başlatılmasını ilişkilerin kalitesinin “gözle görülür bir işareti” olarak nitelendirdi.

Göç meselesinde “düşük profil”

Tagesspiegel’e göre göç konusunda somut sonuçlar sorulduğunda her iki taraf da düşük bir profil çizdi.

Alman hükümeti suçluları sadece Afganistan’a değil Suriye’ye de sınır dışı etmek istiyor ve bunun için işbirliği ortakları arıyor.

Nitekim Scholz, “suçluları” Suriye’ye de sınır dışı etme niyetini bir kez daha teyit etti fakat Türkiye’nin buna yardımcı olup olamayacağı sorusunu geçiştirdi.

Alman hükümetine göre eylül ayı sonunda 15.789 Türk vatandaşının ülkeyi terk etmesi gerekiyordu; bu rakam beş ay öncesine göre 1.200 daha fazla. Bu rakam yılın ilk yarısında gerçekleşen 441 sınır dışı işlemiyle kıyaslandığında oldukça yüksek.

İçişleri Bakanı Nancy Faeser geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin Türk vatandaşlarını daha hızlı bir şekilde geri almayı kabul ettiğini belirtmiş fakat bu konuda henüz somut bir açıklama yapılmamıştı.

Erdoğan’dan Lübnanlı sığınmacılar çıkışı

Erdoğan, Almanya ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin 50 milyar dolara ulaştığını belirterek, bu rakamı 60 milyar dolara çıkarmayı umduğunu ifade etti.

Göç konusunda ise Erdoğan, şu anda Türkiye’de yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli mültecinin bulunduğunu ve Ankara’nın onlara kapıyı kapatmayacağını söyledi.

Erdoğan, “Sayın Merkel döneminde beraber görüşerek bu süreci çalıştırdık. Kapımız onlara hep açık olmuştur ve şu anda da açıktır. Orta Doğu’dan, Lübnan’dan ülkemize gelen olursa biz kapımızı onlara açık tuttuk. Lübnan’da Türkmenler de var. Kapımız açık,” dedi.

Scholz, Türkiye’nin “göçle mücadelede” gösterdiği çabalar için Erdoğan’a teşekkür etti ve Almanya’nın Suriye’den gelen göçmen akını konusunda Ankara’yı desteklemeye devam edeceğini söyledi.

Gazze’de “anlaşmamak üzere anlaşmak”

Öte yandan Scholz ve Erdoğan Orta Doğu konusunda anlaşmazlıklarını sürdürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail’i Gazze Şeridinde soykırım yapmakla suçlarken Scholz bunu reddetti. Scholz, “Almanya (…) soykırım suçlamasının haklı olduğuna inanmıyor,” dedi.

Şansölye, İsrail’in “kendini savunma hakkına” sahip olduğunu fakat uluslararası hukuka uyması gerektiğini vurguladı.

Scholz daha sonra X üzerinden Erdoğan ile görüş ayrılıklarına değindi ve “Her konuda hemfikir olmasak da uluslararası çatışmalar konusunda yoğun bir diyalog önemlidir, çözüm bulmanın tek yolu budur,” ifadelerini kullandı.

Ukrayna konusunda işbirliği isteği

Türkiye ve Almanya Ukrayna’daki savaş konusunda ortak adımlar atmak istiyor fakat bu konudaki açıklamalar belirsizliğini koruyor.

Scholz, Türkiye ve Almanya’nın bu konuda nasıl işbirliği yapabileceğini araştırmak istediğini açıkladı ve “İkimiz de Ukrayna’nın yanında yer alıyoruz,” dedi.

Şansölye Scholz birkaç haftadır, Rusya’nın da katılması gereken yeni bir Ukrayna barış konferansı için dozu giderek artan bir kampanya yürütüyor.

DİPLOMASİ

ABD’den Gürcistan’a yeni yaptırımlar

Yayınlanma

ABD, Gürcistan’da demokrasiyi baltaladıkları gerekçesiyle 20 kişiye vize kısıtlaması getirirken, daha önce Gürcü Rüyası’yla bağlantılı 100’den fazla kişiye yaptırımlar uyguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, “demokrasinin zayıflamasından sorumlu oldukları” gerekçesiyle 20 Gürcistan vatandaşına vize kısıtlaması getirdiğini açıkladı.

Yaptırımlardan bakanlar, parlamento üyeleri, kolluk kuvvetleri ve güvenlik yetkililerinin yanı sıra bireyler de etkilendi. Ancak, kara listede yer alan kişilerin isimleri açıklanmadı.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, “Amerika Birleşik Devletleri, [iktidardaki] Gürcü Rüyası partisinin protestocular, medya temsilcileri, insan hakları savunucuları ve muhalefet üyeleri de dahil olmak üzere Gürcistan vatandaşlarına karşı uyguladığı acımasız ve haksız şiddeti güçlü bir şekilde kınamaktadır,” ifadeleri yer aldı.

Açıklamada ayrıca Gürcü Rüyası partisinin, Gürcistan halkının büyük çoğunluğunun desteklediği ve ülke anayasasının hedeflediği Avrupa-Atlantik geleceğini reddettiği kaydedildi.

Daha önce ABD, Gürcü Rüyası’yla bağlantılı 100’den fazla kişiye ve ailelerine vize kısıtlaması getirmişti. Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bir hafta önce kitlesel protestoların bastırılması nedeniyle Gürcistan’a yeni yaptırımlar uygulandığını duyurmuştu. Blinken, Gürcü Rüyası hükümetini protestolarda gözaltına alınanları serbest bırakmaya çağırmıştı.

Gürcistan’daki protestolar, Ekim ayında Gürcü Rüyası’nın kazandığı parlamento seçimlerinin ardından başladı.

Protestolar, Başbakan İrakli Kobahidze’nin 28 Kasım’da AB’ye üyelik müzakerelerini 2028 yılı sonuna kadar erteleyeceklerini ve Tiflis’in AB’nin mali yardımını reddettiğini açıklamasıyla yoğunlaştı.

Gürcistan’daki kriz kritik bir aşamaya geldi

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Tusk, ‘Ukrayna’ya barış gücü’ konusunda frene bastı

Yayınlanma

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Avrupa ülkelerinin Rusya ile savaşı sona erdirecek olası bir ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak Ukrayna’ya binlerce asker göndermeye hazırlandığı yönündeki spekülasyonları yalanladı.

Tusk, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ziyareti sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Olası bir barış anlaşması sonrasında ya da ateşkes durumunda şu ya da bu ülkeden askerlerin Ukrayna’da bulunacağına ilişkin spekülasyonları kesmek istiyorum,” dedi.

Çarşamba günü Polonya gazetesi Rzeczpospolita, iki ülkenin yabancı ülke askerlerinden oluşan 40.000 kişilik bir barış gücü göndermeyi görüştüğünü yazmıştı.

Avrupalı bir diplomat ve bir Fransız yetkili, Macron’un bu fikri Tusk ile görüşmek üzere Varşova’ya gittiğini ama Fransa’nın yeni başbakanı belirlemeye hazırlandığı için ziyaretinin kısa kesildiğini söyledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Tusk ile görüşmelerinin Ukrayna ve savaşın “ertesi günü” üzerine odaklandığını doğruladı fakat barış gücü konusuna değinmedi ve basından soru almadı.

Macron, “[Yeni] Trump yönetimi çatışmanın gidişatını değiştirme iradesini gösterdi ve biz de Avrupa ve Ukrayna’nın çıkarlarını göz önünde bulundurarak Ukrayna ve Avrupa ile birlikte çalışmalıyız,” dedi.

Macron’un Polonya’ya yaptığı yıldırım ziyaret, Fransa Cumhurbaşkanının Notre Dame Katedralinin resmi açılışından önce ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’i ağırlamasından bir haftadan kısa bir süre sonra gerçekleşti. Trump Ukrayna’da “derhal ateşkes” istediğini söyledi.

Avrupa barış gücü fikri bazı çevrelerde ilgi görmeye başlamış gibi görünse de Tusk bu fikre soğuk baktığına yönelik işaretler verdi. Tusk, Polonya’nın bu önerinin neresinde duracağına karar vermediğini ima etti.

Polonya lideri, “Bunu tartıştık ve herhangi bir eylemle ilgili kararlar Varşova’da, sadece Varşova’da alınacak ve şu an için böyle bir şey planlanmıyor,” dedi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ermenistan ve Türkiye’nin demiryolu sınırı açma çabaları tıkandı

Yayınlanma

Ermenistan ve Türkiye, Kars-Gümrü demiryolu sınır kapısının açılması için gerekli teknik değerlendirmelerde anlaşmaya varamadı. Ayrıca, kara sınırlarının üçüncü ülke vatandaşlarına açılması konusunda da henüz bir uzlaşma sağlanamadı.

Ermenistan Meclis Başkan Yardımcısı ve Erivan ile Ankara arasındaki İlişkilerin Normalleştirilmesi Özel Temsilcisi Ruben Rubinyan, Türkiye ile Ermenistan’ın demiryolu sınır kontrol noktası kurulması konusunda anlaşmaya varamadığını duyurdu.

Interfax ajansının aktardığına göre Rubinyan, Kars (Türkiye) ile Gümrü (Ermenistan) arasında bilinen demiryolu sınır kapısının faaliyete geçebilmesi için gerekli teknik değerlendirme konularının ele alındığını belirtti.

Ancak bu konuda somut bir ilerleme sağlanamadı.

Ayrıca, Türkiye ile Ermenistan arasındaki kara sınırının üçüncü ülke vatandaşlarına açılması konusunda da henüz bir anlaşma sağlanmış değil.

Rubinyan, “Ermeni tarafı bu yönde elinden geleni yaptı ve Türkiye’nin de üzerine düşeni yapmasını bekliyoruz. Türkiye’nin bu anlaşmayı yerine getirmesini, sınırı tamamen açmasını ve Ermenistan ile diplomatik ilişkiler kurmasını umuyoruz,” ifadelerini kullandı.

Sputnik’e göre, sınır kapısının açılması ilk olarak bu yıl temmuz ayında, Ruben Rubinyan’ın Türk mevkidaşı Serdar Kılıç ile görüşmesi sırasında gündeme geldi.

Türk-Ermeni ilişkilerinin normalleşmesine yönelik çabalar, Aralık 2021’de özel temsilcilerin atanmasıyla resmiyet kazandı.

Temmuz 2022’de Viyana’da yapılan görüşmelerde, her iki ülkeyi ziyaret eden üçüncü ülke vatandaşlarının kara sınırını geçmelerine izin verilmesi konusunda anlaşmaya varıldı.

Bunun yanı sıra, malların doğrudan hava yoluyla taşınması için gerekli süreçlerin başlatılması kararlaştırıldı.

Türkiye-Ermenistan Özel Temsilcileri Kılıç ve Rubinyan sınırda bir araya geldi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English