Bizi Takip Edin

ASYA

Filipinler’in eski Devlet Başkanı Duterte tutuklandı

Yayınlanma

Hükümet, eski Filipin Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’nin salı günü Manila’nın uluslararası havaalanında tutuklandığını açıkladı.

Hong Kong’da hafta sonu katıldığı bir etkinlikte döndükten sonra havaalanında tutuklanan Duterte, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin emriyle hakkında açılan insanlığa karşı suç davasıyla bağlantılı olarak polis tarafından gözaltına alındı. Başkan Ferdinand Marcos Jnr’ın ofisinden yapılan açıklamada, mahkemenin Duterte’nin yasadışı uyuşturucuya karşı yürüttüğü ölümcül mücadele sırasında meydana gelen cinayetleri soruşturduğu belirtildi.

Hükümet açıklamasında, “Duterte’nin gelişinin ardından başsavcı, insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle eski başkan hakkında tutuklama emri çıkarılması için UCM’ye tebligatta bulundu” denildi. “Kendisi şu anda yetkililerin gözetiminde” diye belirtildi.

Sürpriz tutuklama havaalanında kargaşaya yol açarken, Duterte’nin avukatları ve yardımcıları, bir doktor ve avukatlarla birlikte polis tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisine yaklaşmalarının engellenmesini protesto etti. Duterte’nin yakın müttefiklerinden Senatör Bong Go gazetecilere yaptığı açıklamada “Bu onun anayasal hakkının ihlalidir” dedi.

Hükümet, Interpol’ün Manila ofisinin küresel mahkemeden tutuklama emrinin resmi bir kopyasını aldığını söyledi.

Ağustos 2017’de uyuşturucu karşıtı bir operasyon sırasında polis tarafından öldürülen bir gencin amcası olan Randy delos Santos, Duterte’nin tutuklanmasının “adalet için uzun zamandır beklenen büyük bir gün” olduğunu söyledi.

“Artık adaletin yerini bulduğunu hissediyoruz. Üst düzey polis yetkililerinin ve yasadışı cinayetlere karışan yüzlerce polis memurunun da gözaltına alınmasını ve cezalandırılmasını umuyoruz,” dedi delos Santos.

Duterte’nin polis tarafından nereye götürüldüğü hemen belli olmadı. Hükümet 79 yaşındaki eski liderin sağlık durumunun iyi olduğunu ve hükümet doktorları tarafından muayene edildiğini söyledi.

UCM, Duterte’nin güneydeki Davao kentinin belediye başkanı olduğu 1 Kasım 2011’den 16 Mart 2019’a kadar işlenen uyuşturucu cinayetlerini olası insanlığa karşı suçlar olarak soruşturuyor.

Polis kayıtlarına göre ayrıca, Duterte’nin altı yıllık başkanlığı süresince, uyuşturucu karşıtı operasyonlarda 7 binden fazla kişi öldürüldü.

Duterte, insan hakları aktivistlerinin cinayetlerle ilgili hesap vermekten kaçmayı amaçladığını iddia ettiği bir hareketle 2019 yılında Filipinler’i Roma Statüsü’nden çekti.

Duterte yönetimi 2021’in sonlarında mahkemenin soruşturmasını askıya almak için harekete geçti ve Filipinli yetkililerin zaten aynı iddiaları incelediğini savunarak son çare mahkemesi olan UCM’nin yargı yetkisine sahip olmadığını söyledi.

UCM’deki temyiz yargıçları Temmuz 2023’te soruşturmanın yeniden başlayabileceğine hükmetti ve Duterte yönetiminin itirazlarını reddetti. Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan UCM, ülkelerin soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar da dahil olmak üzere en ağır uluslararası suçlarla ilgili şüphelileri yargılamakta isteksiz olmaları ya da yargılayamamaları durumunda devreye girebiliyor.

2022’de Duterte’nin yerine geçen ve eski başkanla sert bir siyasi anlaşmazlığa düşen Başkan Marcos, küresel mahkemeye yeniden katılmamaya karar verdi. Ancak Marcos yönetimi, UCM’nin uluslararası polisten Duterte’yi Kırmızı Bülten adı verilen ve dünya çapındaki kolluk kuvvetlerinden bir suç şüphelisinin yerini tespit edip geçici olarak tutuklamalarını isteyen bir taleple gözaltına almasını istemesi halinde işbirliği yapacağını söylemişti.

Duterte’nin 2016-2022 yılları arasındaki devlet başkanlığı döneminde hukuk danışmanı ve sözcüsü olan Salvador Panelo, salı günü yaptığı açıklamada Interpol tutuklama emrinin “sahte bir kaynaktan” geldiğini, zira UCM’nin Filipinler’de yargı yetkisi olmadığını savundu.

Yerel medya kuruluşu GMA news tarafından yayınlanan bir videoya göre Duterte, hangi yasa uyarınca ve hangi suçtan dolayı tutuklandığını sorguladı.

Duterte, Filipinler’de suça karşı hızlı çözümlerini destekleyen pek çok kişi arasında hala oldukça popüler ve güçlü bir siyasi figür olmaya devam ediyor. Mayıs ayındaki ara seçimlerde kalesi Davao’nun belediye başkanlığı görevini geri almak için yarışıyor.

Ölümle sonuçlanan uyuşturucu operasyonlarıyla ilgili olarak yerel düzeyde birkaç dava açıldı, ancak sadece dokuz polis uyuşturucu şüphelisi olduğu iddia edilen kişileri öldürmekten hüküm giydi.

Duterte’nin, polis memurlarına hayatları tehlikedeyse narkotik şüphelilerini ölümcül bir şekilde vurmalarını söylediği ifade edildi. Duterte, baskılarının pek çok aileyi kurtardığı ve Filipinler’in bir “narko-politik devlete” dönüşmesini engellediği konusunda ısrar ediyor.

Ekim ayında Filipinler Senatosu’nun uyuşturucu savaşına ilişkin soruşturmasının açılışında Duterte, eylemleri için “özür dilemediğini, mazeret sunmadığını” söyledi.

“Yapmam gerekeni yaptım ve ister inanın ister inanmayın, bunu ülkem için yaptım” dedi.

Duterte’nin tutuklanmasının arkasında siyasi motivasyonlar olabileceği yönünde spekülasyonlar da artıyor.

Duterte ailesi ile Marcos ailesi arasında sert bir politik rüzgar esiyor.

Özellikle, Duterte’nin kızı ve eski Filipinler Başkan Yardımcısı Sara Duterte’nin, mevcut Cumhurbaşkanı Ferdinand Marcos Jr.’a suikast planlamakla suçlanması ve görevden alınması, Duterte ailesi ile Marcos yönetimi arasındaki siyasi gerilimi daha da artırdı. Bu durum, Rodrigo Duterte’nin tutuklanmasının zamanlamasıyla birleştiğinde, tutuklamanın politik olabileceği yönündeki soru işaretlerini artırdı.

Marcos ailesi ABD ile müttefiklik ilişkisi yürütürken, Duterte döneminde ülke Çin’e daha yakındı.

ASYA

Rusya, Çin ve Hindistan’la petrol ticaretinde kripto para birimlerine yöneldi

Yayınlanma

Reuters‘ın haberine göre, Rusya, Batı yaptırımlarını aşmak için Çin ve Hindistan’la yaptığı petrol ticaretinde kripto para birimlerini kullanmaya başladı. Kripto para birimleri, uluslararası ödemelerde yaşanan zorlukları aşmak ve işlemleri hızlandırmak için kullanılıyor. Bu yöntemin henüz küçük bir hacmi kapsadığı belirtilse de, işlem sayısının giderek arttığı ifade ediliyor.

Reuters haber ajansının konuya vakıf dört kaynağa dayandırdığı haberine göre Rusya, Batı yaptırımlarını aşmak amacıyla Çin ve Hindistan ile yaptığı petrol ticaretinde kripto para birimlerini kullanıyor.

Kaynaklar, sistemin işleyişini şu şekilde açıklıyor: Rus petrolünü satın alan Çinli veya Hintli alıcı, aracı bir ticaret şirketine yuan veya rupi cinsinden ödeme yapıyor.

Bu para bir off-shore hesabına aktarılıyor ve ardından Bitcoin, Ethereum veya Tether gibi stabil kripto paralara dönüştürülüyor.

Daha sonra bu kripto paralar başka bir hesaba aktarılıyor ve Rusya’da rubleye çevriliyor.

Reuters‘a konuşan kaynaklar, kripto para birimiyle yapılan işlemlerin henüz Rus petrol ticaretinin küçük bir bölümünü oluşturduğunu belirtiyor.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), bu ticaretin yıllık değerini 192 milyar dolar olarak tahmin ediyor. Fakat, bu türden işlemlerin sayısının giderek arttığı vurgulanıyor.

Kaynaklar, Batı yaptırımları kaldırılsa ve Rus petrol şirketlerinin yeniden dolar kullanmasına izin verilse bile, Rusya’nın petrol ticaretinde kripto para birimlerini kullanmaya devam etmesinin muhtemel olduğunu belirtiyor.

Kaynaklara göre, kripto para birimleri, işlemleri daha hızlı gerçekleştirmeye ve uluslararası ödemelerde yaşanan zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı olan kullanışlı bir araç.

Geçtiğimiz yıl, Rus emtia şirketlerinin Çin ile ticarette kripto para birimi kullanmaya başladığı ortaya çıkmıştı.

Bloomberg‘in haberine göre, yaptırım uygulanan en az iki büyük metal üreticisi, ödemelerde Amerikan dolarına (USDT) sabitlenmiş stabil kripto paralara geçti. Bu ödemeler, Hong Kong üzerinden gerçekleştiriliyordu.

Ajansa konuşan bir kaynak, Rusya Merkez Bankası’nın şirketlerin sınır ötesi transferlerde kripto para birimlerine başvurmasına izin verdiğini, ancak bu türden işlemlerin kamuoyuna açıklanmamasını tavsiye ettiğini belirtmişti.

Bu gelişmelerin ardından Rusya’da uluslararası ticarette dijital para birimleriyle ödeme yapılmasına izin veren bir yasa kabul edildi.

Moskova ayrıca, yaptırımları aşmak için teknoloji satın alımında Tether ve USDT stabil kripto paralarıyla ödeme yapmıştı.

Geçtiğimiz yıl ABD ve İngiltere, 2022’den beri ABD yaptırımları altında olan ve bu yıl 24 Şubat’tan itibaren AB kısıtlamalarına tabi tutulan Rus kripto para borsası Garantex aracılığıyla USDT ile yapılan 20 milyar doları aşkın işlemi soruşturmaya başladı.

Mart ayı başlarında, borsanın yönetimi faaliyetlerini askıya aldığını ve Rus kullanıcıların kripto para cüzdanlarında bulunan 2,5 milyar rubleden fazla parayı bloke ettiğini duyurdu.

Rusya Maliye Bakanlığı: Blockchain teknolojisi bankaların iş modellerini değiştirebilir

Okumaya Devam Et

ASYA

Bişkek’te tarihi anlaşma: Kırgızistan ve Tacikistan sınır sorununu çözdü

Yayınlanma

Kırgızistan ve Tacikistan devlet başkanları, Emomali Rahmon ve Sadır Caparov, Bişkek’te iki ülke arasındaki idari sınırları belirleyen anlaşmayı imzaladı. 20 yılı aşkın süredir devam eden müzakerelerin ardından imzalanan anlaşma, iki ülke arasındaki sınır sorunlarına çözüm getiriyor. Anlaşma kapsamında, ekonomik, ticari ve kültürel alanlarda işbirliğinin artırılması hedefleniyor.

Tacikistan ve Kırgızistan devlet başkanları Emomali Rahmon ve Sadır Caparov, iki ülke arasındaki tartışmalı bölgelerle ilgili 20 yılı aşkın süren müzakerelerin ardından Bişkek’te idari sınırları belirleyen imzaladı.

Tacikistan Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, iki ülke lideri video konferans aracılığıyla iki sınır kontrol noktasının açılışını yaptı.

Rahmon ve Caparov ayrıca, dostluk ve iyi komşuluk ilişkilerinin daha da güçlendirilmesine yönelik ortak bildiriye imza attı.

Özellikle, iki ülke kara ve hava yolu ulaşımını yeniden başlatmayı planlıyor.

Toplamda, görüşmede ekonomik, ticari, kültürel ve insani alanlarda, tarım alanında işbirliği, ayrıca karayolu inşaatı ve işletilmesi konularında olmak üzere 16 yeni işbirliği belgesi imzalandı.

Müzakereler kapsamında, devlet başkanları başbakanlar başkanlığında bir hükümetler arası konsey kurulması yönünde de karar aldı.

Bu yeni mekanizmanın karşılıklı ticaret hacmini 500 milyon dolara çıkarma hedefi belirlendi.

Kırgızistan ile Tacikistan arasındaki idari sınırın uzunluğu yaklaşık 980 kilometre.

Aralık 2002’den bu yana sınırın kesin olarak belirlenmesi ve haritaya işlenmesi anlamına gelen sınır belirleme çalışmaları yürütülüyordu.

Çözüme kavuşturulamayan bu sorun nedeniyle, yerel halk ve askeri personel arasında çatışmalar yaşanıyordu.

Özellikle, 14 Eylül 2022’de Kırgızistan-Tacikistan sınırında meydana gelen çatışmada her iki taraftan onlarca kişi hayatını kaybederken, 200’den fazla vatandaş yaralandı.

Daha sonra Bişkek, Tacikistan’ı ülkenin topraklarını ele geçirmeye çalışmakla suçladı.

Tacikistan ise Bişkek’i ağır silahlar kullanarak sınır karakoluna saldırmakla suçladı.

Geçtiğimiz aralık ayında iki ülke anlaşmaya vardı ve ortak devlet sınırının tanımlanmasını tamamen tamamladı.

Bu ay Caparov, ülkelerin sınır belirleme sürecinde tartışmalı sınır bölgelerinde karşılıklı toprak değişiminde bulunduğunu açıkladı.

Caparov, artık bu konuda “nokta konulduğunu, her iki tarafın da çıkarlarının dikkate alındığını” belirtti.

Okumaya Devam Et

ASYA

Japonya Başbakanı Ishiba’nın iktidar milletvekillerine hediye çeki dağıtması tepki çekti

Yayınlanma

Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba’nın azınlık hükümeti bütçeyi ve önemli yasa tasarılarını geçirmek için muhalefetin desteğine ihtiyaç duyuyor, ancak açıklamaları tartışma yarattı.

Cuma günü üst meclisin bütçe komitesi toplantısında konuşan Ishiba, “Görüşlerimin sağduyu ile uyumlu olmadığı yönündeki eleştirileri kabul etmek zorundayım. Sebep olduğum güvensizlik ve öfke için içtenlikle özür dilerim” dedi.

Ishiba perşembe günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, kişi başına 100,000 yen (676 $) değerindeki hediye çeklerinin Liberal Demokrat Parti’nin 15 ilk dönem milletvekiline, 3 Mart’ta başbakanın resmi konutunda bir grup yemeği için bir araya gelmelerinden önce dağıtıldığını söyledi. Başbakanın iktidar partisinin yeni vekillerine hediye çeki dağıtması sadece muhalefetin değil, iktidar partisi vekillerinin de tepkisine yol açtı.

Hediye çeki alan bir milletvekilinin ofisi, 3 Mart akşamı toplantıdan önce Ishiba’nın ofisinden bir sekreterin çeki takdim ettiğini ve şöyle dediğini söyledi: “Bu bir hediye. Peşin olarak veriyoruz.” Milletvekilinin ofisi o zamandan beri kuponu iade ettiğini de sözlerine ekledi.

LDP temmuz ayında yapılacak üst meclis -ya da Meclis- seçimlerine hazırlanırken, Ishiba hükümetine yönelik eleştiriler LDP içinde bile giderek artıyor.

LDP’nin üst meclis üyelerinden Hiroshi Yamada cuma günü X’te yazdığı yazıda bunun “başbakanın sorumluluk duygusu ve yetkinliği hakkında soru işaretleri uyandıran çok ciddi bir mesele” olduğunu belirtti.

Bir LDP yöneticisi şunları söyledi: “Bu asla gerçekleşmemeliydi. Kamuoyunda herhangi bir şüphe oluşmasını önlemek çok önemlidir.” Bir başka parti yöneticisi ise “Bu savunulamayacak kadar pervasız bir hareketti” diyerek yakındı.

Eylül 2024’te Ishiba, birçok kişi tarafından merhum Shinzo Abe’nin veliahtı olarak görülen muhafazakar Sanae Takaichi’yi ikinci tur oylamada yenerek LDP başkanı seçildi. Ishiba alt meclis olan Temsilciler Meclisini dağıttı ve kasım ayında genel seçim çağrısında bulundu. İktidardaki LDP-Komeito koalisyonu sandalye kaybetti ve o seçimde çoğunluğu kazanamadı.

Kilit soru, kuponların dağıtımının siyasi faaliyetler için bağış niteliği teşkil edip etmediği. Siyasi Fonların Kontrolü Kanunu, bireylerin siyasi faaliyetlerle ilgili olarak siyasetçilere hediye çekleri de dahil olmak üzere para ve menkul kıymet bağışı yapmasını yasaklıyor.

Ishiba perşembe gecesi resmi konutunda gazetecilere yaptığı açıklamada “Bu siyasi faaliyetlerle ilgili bir bağış değildi” dedi.

Bir siyasi parti başkanı olarak insanları yemeğe davet etmenin siyasi bir faaliyet olmadığı iddiasının kamuoyu tarafından kabul edilip edilmeyeceği sorulduğunda Ishiba, muhabire “Bu neden siyasi bir faaliyet olarak değerlendirilsin ki?” diye sordu. Bir parti lideri olarak “minnettarlığını ifade etmenin” siyasi faaliyetten ayrı olduğunu savundu.

Katılımcıların hiçbirinin Ishiba’nın seçim bölgesinde yaşamadığını ve dolayısıyla Siyasi Fonların Kontrolü Kanunu veya Kamu Görevlileri Seçim Kanunu’nun ihlal edilmediğini vurguladı. Ayrıca hediye çeklerini ilk kez dağıtmadığını da açıkladı.

Nihon Üniversitesi’nde emeritus profesör ve siyasi finansman uzmanı olan Tomoaki Iwai, Nikkei Asia’ya yaptığı açıklamada, 100,000 yenlik kuponların kişisel bir hediye için çok fazla olduğunu belirtti. “Siyasi Fonların Kontrolü Kanunu’nun 21. Maddesinin ihlali olarak değerlendirilebilir” dedi.

Mali raporlarda siyasi kuruluşlar arasında bağış olarak kaydedilmesi halinde bu tür işlemlere izin verilebilse de, Iwai bu örnekte “Genellikle bireysel politikacılara bağış olarak kabul edilir” diye ekledi.

Muhalefetteki Japonya Anayasal Demokrat Partisi lideri Yoshihiko Noda cuma günü yaptığı açıklamada “Bu miktar sosyal standartlara göre çok yüksek” dedi. Noda, Ishiba’nın istifasını talep etmenin “tartışma konusu olmadığını” belirtti, ancak “parlamento tartışması yoluyla kendisinden tam bir açıklama talep edeceğiz” dedi.

İktidar koalisyonu ile birlikte 2025 bütçe tasarısını revize etmek ve alt meclisten geçirmek için çalışan Japonya Yenilik Partisi’nin eş lideri Seiji Maehara, “Bu konuyu, üst mecliste görüşülmekte olan bütçe tasarısına ilişkin oylamaya bağlayıp bağlamamak da dahil olmak üzere parti içinde tartışmak istiyorum” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English