Bizi Takip Edin

Amerika

Financial Times, Apple’ın Çin’den neden tamamen vazgeçemeyeceğini yazdı

Yayınlanma

Teknoloji üstünlüğünü Çin’e kaptırmak istemeyen ABD, diğer yandan da çip teknolojisinde Pekin’in önüne set çekerek bu alandaki kabiliyetlerini kısıtlamaya çalışıyor.

Küresel çip üretimindeki payı gittikçe azalan Washington, özellikle son dönemde Pekin’e karşı bu alanda getirdiği yaptırımlarla imalat alanındaki payını artırmayı, Çin’e olan bağımlılığını azaltmayı ve küresel tedarik zincirini kontrol altına almayı hedefliyor.

1990’larda küresel çüp üretimindeki payı yüzde 37 olan ABD’nin bugünkü payı yüzde 12 civarına kadar düştü. Küresel üretimin yaklaşık 4’te 3’ü coğrafi olarak Tayvan, Güney Kore ve Çin’de yoğunlaşmış durumda.

ABD Başkanı Joe Biden’ın geçen sene Ağustos ayında imzalayarak yürürlüğe soktuğu Çip ve Bilim Yasası, ülkede yarı üretkenlerin üretimini ve üreticileri teşvik ederken, Amerikan şirketlerinin Çin’deki üretimine ise kısıtlamalar getirdi.

Kendi çiplerini geliştirme hedefini önüne koyan Amerikalı şirketlerden biri de Apple. Ancak Apple’ın çiplerini üreten firma Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC). Dünyanın en önemli çip üreticileri arasında yer alan TSMC üretimini Tayvan’da yapıyor ve Apple TSMC’nin yıllık gelirinin % 25’ini oluşturuyor. Apple’ın hedefi ise Tayvan Boğazı’ndaki artan gerilim karşısında çip tedarikini Tayvan’dan ABD’ye taşımak. Bu doğrultuda TSMC’nin ABD’deki üretimini artırması için görüşmeler yapılıyor.

Apple CEO’su Tim Cook, Aralık ayı başlarında bu konuyu bazı kıdemli vekillerle görüşmek üzere Capitol Hill’i ziyaret etmişti. Cook ardından da, Biden ile birlikte Arizona eyaletini ziyaret ederek TSMC’nin yeni çip fabrikasını gezmişti. Ziyarette açıklama yapan Tim Cook, bu yeni fabrikada TSMC’nin Apple için çip üreteceğini ve çiplerin ‘Made in America’ etiketini taşıyacağını söylemişti.

Bu arada Çin yıllardır, ABD’den sonra Apple’ın en büyük ikinci pazarı konumunda. Ayrıca, çoğu Apple ürününün, her bir iPhone’un içindeki elektronik parçalar, Foxconn ve Wistron gibi Tayvanlı üreticiler tarafından istihdam edilen yüzbinlerce işçi tarafından Çin’de bir araya getirilip monte ediliyor. Apple CEO’su Cook’un ise bu hassas durum yüzünden Çin ile arasını bozmamak için uğraştığı ABD kamuoyunda sıkça işlenen bir konu.

Hatta Apple, Çin’in en büyük flash bellek ve çip üreticisi Yangtze Memory Technologies Co.’dan (YMTC) bellek çipi almaya bile hazırdı. Ancak Biden yönetimi Ekim ayında YMTC’yi de yaptırım listesine ekledi ve Amerikan firmalarının YMTC ile çalışmasını kısıtladı. Dolayısıyla siyasi baskılarla karşı karşıya kalan Apple, tedarik zincirini yeniden yapılandırmaya çalışıyor.

Bu girişimlerin ne kadar gerçekçi olduğu ya da kısa vadede gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceği ise tartışma konusu.

‘Çin, 20 yıl daha işgücü ve teknoloji üretimine hakim olacak’

Konuyu gündemine alan Financial Times (FT) gazetesi, teknoloji devi Apple’ın kendisini giderek daha fazla Çin’e borçlandırdığını belirtirken, tedarikçilerini çeşitlendirme olasılıklarını ve bu bağlamdaki ikilemlerini tartıştı.

Apple’ın, üretimde Çin’e bağımlılığını önemli ölçüde azaltmak için siyasi, stratejik ve yatırımcı baskısıyla karşı karşıya kaldığı vurgulanan FT makalesinde, Biden’ın Washington’un Pekin’e karşı duruşunu sertleştirdiğine işaret ediliyor.

Makalede, Tim Cook’un Apple’ın Çin merkezli tedarik zinciri stratejisinin mimarı olduğu kaydedilirken, Apple’ın yıllık ürün yenileme ritmi için Çin’e bel bağlaması, şu anda “tartışmasız en büyük güvenlik açığı” olarak nitelendiriliyor.

FT’nin görüşüne yer verdiği, artan işçilik maliyetlerinin üstesinden gelmek için üretimi otomatikleştirmenin yollarını bulmakla görevlendirilen eski bir Apple mühendisi, “Apple (tedarik ağını) çeşitlendiremez” diyor. Bu kişi, iPhone üreticisinin en az 2014’ten beri işletmelerini Çin dışına taşımaya çalıştığını, ancak bunun için çok az ilerleme kaydedildiğini söylüyor ve ekliyor: “Çin, 20 yıl daha işgücü ve teknoloji üretimine hakim olacak.”

FT analizine göre, başka hiçbir Big Tech şirketi, Apple kadar Çin’e bağımlı değil. Örneğin, Meta ve Alphabet, işlerinin büyük bir kısmında dijital reklamcılığa bağlı. Amazon’un bölgede gerçek bir varlığı yok ve Microsoft’un donanım gelirlerindeki payı kabaca yüzde 6.

‘Apple Çin sayesinde çeyrek milyar iPhone sevk edebiliyor’

Financial Times verilerine göre, Apple’dan daha fazla telefon satan tek şirket olan Kore devi Samsung bile çok daha az risk altında. Counterpoint Research’e göre Samsung şu anda cep telefonlarının dörtte üçünden fazlasını Arjantin’den Vietnam’a kadar altı ülkede üretiyor, dörtte birinden azı ise Çin’deki sözleşmeli üreticilere yaptırılıyor.

Buna karşılık, Apple’ın donanımlarının neredeyse tamamı Çin’de üretiliyor. Şirket, ülkede doğrudan yalnızca 14.000 kişiye istihdam sağlasa da, büyük çoğunluğu Çin’de olan küresel tedarik zincirindeki 1,5 milyon işçinin haftalık çalışma saatlerini denetliyor. FT analizine göre, işte bu durum Apple’ın yılda çeyrek milyar iPhone sevk eden dünyanın en büyük şirketi konumuna yükselişinin temelini oluşturuyor.

‘Hindistan ve Vietnam alternatif olamaz’

FT, yeni bir üretim merkezi için, Çin’e rakip olmaya en uygun aday olarak tanımladığı, Hindistan’ı işaret ediyor. FT’ye göre, bu yıl dünyanın en kalabalık ülkesi olarak Çin’i geçmesi beklenen Hindistan, Çin’den daha az jeopolitik risk sunuyor ve yükselen orta sınıfıyla önümüzdeki yıllarda büyük bir pazar haline gelebilir. Ancak yine FT’ye konuşan bazı tedarik zinciri uzmanlarına göre, Hindistan’da iPhone üretimindeki büyüme rakamları gerçeklikten çok uzak ve abartı.

Tedarikçilerin Hindistan’da Apple için kurduğu şirketlerin çoğu, bileşenlerin büyük ölçüde Çin’den getirilip daha sonra çoğunlukla Tayvanlı şirketler tarafından monte edilmesiyle gerçekleştirilen emek yoğun bir süreçle işliyor. Bloomberg Intelligence’ın teknoloji analisti Steven Tseng, “Hindistan’da tedarik zinciri yok. Hemen hemen her şeyi Çin’den ithal etmek zorundalar” diyor.

Bugün ortalama ücretler Çin’in yarısından az olduğu için Vietnam’ın da cazip bir alternatif gibi göründüğü ifade edilirken, diğer yandan üretimini Vietnam’a taşıyan Nokia’nın organize suç, yetersiz ulaşım ve ticaret limanlarını kapatabilecek öngörülemeyen hava koşulları gibi sorunlarla karşılaştığına işaret ediliyor. Konuyla ilgili konuşan eski bir Microsoft yöneticisi, Vietnam deneyimi için, “Hızlandırma, kurulum ve Çin’de çalıştığı şekilde çalışmasını sağlamak açısından inanılmaz derecede zorlayıcıydı” diyor. Diğer bir yönetici, “Bileşenleri tedarik etme konusunda zorluklar yaşadık, çünkü ikinci kademe, üçüncü kademe kaynak tedarikimizin tamamı hâlâ Çin’deydi” diye ekliyor.

‘Çinli şirketlerin iPhone üretimindeki payı yüzde 24’e çıkacak’

Financial Times analizine göre, Apple, tedarik zincirini uluslararası düzeyde çeşitlendirmeye çalışırken, Çin ile olan bağları da aynı anda güçleniyor. Uzman teknoloji yayını The Information’a göre Apple CEO’su Cook, 2016’da Çin ekonomisini ve işgücünü ilerletmeye yardımcı olmak için, 275 milyar dolardan fazla harcamak üzere, kişisel olarak beş yıllık bir anlaşma bile yaptı. JPMorgan şimdi, Çinli şirketlerin geçen yıl yüzde 7 olan iPhone üretimindeki payının 2025’e kadar yüzde 24’e çıkacağını tahmin ediyor.

FT’nin görüşüne yer verdiği bazı uzmanlar, artık Çin’in geliştirdiği uzmanlığın yerini doldurmanın çok zor olduğuna inanıyor. Uzmanlara göre, Apple’ın üretiminin büyük bölümünü yerinde sabit tutmak ve ekonomik ve politik maliyetlere katlanmak dışında gerçek bir seçeneği yok.

Kaliforniya merkezli bir tedarik zinciri haritalama grubu olan Resilinc’in CEO’su Bindiya Vakil, ABD ve Çin ekonomilerinin tamamen ayrışmasının mümkün bile olmayabileceğini söylüyor. Apple gibi birçok şirket üretimini çeşitlendirmeye çalışsa da, başka hiçbir yerde aynı kalite ve ölçek kombinasyonuna sahip olmadığından, bunun tamamen dışına çıkmak yerine Çin’in yanı sıra, artı bir seçenek daha arıyor. FT analizinde bu strateji “Çin + 1” diye ifade ediliyor.

‘Çin’in üretim merkezleri benzersiz’

Bloomberg Intelligence donanım analisti Woo-Jin Ho, Apple’ın 2030 yılına kadar iPhone üretiminin yalnızca yüzde 10’unu veya agresif hareket ederse en fazla yüzde 20’sini Çin dışına kaydırabileceğini öngörüyor ve şu ifadeleri kullanıyor: “Çin’in yarattığı akıllı telefon üretim merkezlerine bakın. Bunun benzerinin başka nerede yapılabileceğini bilmiyorum.”

Foxconn teknoloji şirketinin uzmanlarından biri ise şunları söylüyor: “Çin’in pek çok avantajı var. Orta derecede eğitimli ve vasıflı çalışanlardan gerçekten üst düzey mühendislere ve doktoralılara – en ileri bilgi konusunda uzmanlık sağlayanlara kadar… Apple, Çin’de sağlanan ölçeğe paralel, hatta buna yakın insan kaynakları ve altyapı bulmakta çok fazla zorluk çeker.”

Amerika

ABD’nin mal ithalatı nisan ayında %20 düştü

Yayınlanma

ABD’nin mal ithalatı, Başkan Donald Trump’ın gümrük vergileriyle dünyanın en büyük ekonomisine yönelik ticaret akışının kesintiye uğraması sonucu nisan ayında neredeyse beşte bir oranında düştü.

Sayım Bürosunun ön iktisadi göstergeler raporuna göre, nisan ayında mal ithalatı bir önceki aya göre %19,8 düşüşle 276,1 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Bu düşüş, Trump’ın 2 Nisan’da “kurtuluş günü” gümrük vergilerini açıklamadan önce şirketlerin yabancı malları satın almak için acele ettiği mart ayındaki artışın tersine bir eğilim olduğunu gösteriyor.

ABD’li şirketler artık Çin’e uygulanan yüksek gümrük vergileri ve %10’luk genel vergi dahil olmak üzere çok sayıda ithalat vergisiyle mücadele etmek zorunda.

Trump, 9 Nisan’da çoğu ülkeye uyguladığı daha yüksek karşılıklı gümrük vergilerini askıya aldı fakat mevcut vergi yükü, genel gümrük vergisi seviyesini on yılların en yüksek seviyesine çıkarmak için yeterliydi.

Bir ABD ticaret mahkemesi çarşamba günü, Trump’ın “kurtuluş günü” gümrük vergisi planının yasadışı olduğuna karar verdi, fakat ertesi gün bir temyiz mahkemesi, hükümetin itirazı incelenene kadar vergilerin yürürlükte kalmasına izin verdi.

Okumaya Devam Et

Amerika

Çinli teknoloji şirketleri Nvidia’sız yerli yapay zeka geleceğine hazırlanıyor

Yayınlanma

Dev Çinli teknoloji şirketleri, Nvidia işlemcilerin stoklarının azalması ve ABD’nin ihracat kontrollerinin sıkılaştırılmasıyla mücadele ederken, yapay zeka (AI) geliştirme çalışmalarını yerli çiplere geçirme konusunda uzun ve zorlu bir sürece başladı.

Sektör yöneticilerine göre, Alibaba, Tencent ve Baidu, yapay zeka ile ilgili artan iç talebi ve müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için alternatif yarı iletkenleri test etmeye başlayan şirketler arasında yer alıyor.

ABD ile Çin arasındaki ticaret geriliminin artması, Donald Trump yönetiminin geçen ay tercih ettikleri çip olan Nvidia’nın H20’nin satışını kısıtlamasına yol açtığı için, acil durum planlamalarını hızlandırmak zorunda kaldılar. H20, Joe Biden dönemindeki kısıtlamalara uymak için tasarlanmış, özellikleri azaltılmış bir üründür.

Konuya yakın kaynakların Financial Times’a aktardığına göre, kontrollerin sıkılaştırılması, Çinli teknoloji gruplarının hamlelerine aciliyet kattı, zira mevcut Nvidia stokları AI geliştirmeyi ancak gelecek yılın başlarına kadar sürdürebilecek.

Yeni çip siparişlerinin teslimatı genellikle üç ila altı ay sürüyor ve Nvidia’nın Trump’ın daha sıkı ihracat kurallarına uygun ve yerel rakiplerine karşı yeterince rekabetçi yeni bir işlemciyi Çin’e ne zaman sunabileceği veya sunup sunamayacağı belirsizliğini koruyor.

Baidu’nun yapay zeka bulut grubu başkanı Shen Dou, geçen hafta analistlere, şirketin Nvidia’nın yerine özellikle problem çözme çıkarım işlemleri için çeşitli çip seçenekleri arasından seçim yapabileceğini söyledi.

Shen, “Zamanla, yerli olarak geliştirilen kendi kendine yeten çipler ve giderek daha verimli hale gelen yerli yazılım yığınlarının birlikte Çin’in yapay zeka ekosisteminde uzun vadeli inovasyon için güçlü bir temel oluşturacağına inanıyoruz” dedi.

Alibaba CEO’su Eddie Wu, bu ayın başlarında yaptığı kazanç açıklamasında, “Artan müşteri talebini karşılamak için çeşitli çözümleri aktif olarak araştırıyoruz” dedi.

Başka bir kazanç açıklamasında, Tencent Başkanı Martin Lau, şirketinin çipleri daha verimli kullanmaya çalışırken alternatif ürünleri de değerlendirdiğini söyledi.

“Önümüzdeki birkaç nesil için eğitim modellerimizi sürdürmek için yeterli sayıda yüksek kaliteli çipe sahip olmalıyız” diyen Lau, Tencent’in artan çıkarım ihtiyaçlarını karşılamak için “potansiyel olarak diğer çipleri kullanabileceğini” de sözlerine ekledi.

Çin devlet güvenlik bakanlığına bağlı bir düşünce kuruluşu bu ay, Washington’un ihracat kontrollerinin acı verici olmakla birlikte, “Huawei’nin Ascend çip serisi en iyi örnek olmak üzere, yerli yüksek kaliteli AI çiplerinde bağımsız inovasyonda bir patlama başlattığını” söyledi.

Çin Çağdaş Uluslararası İlişkiler Enstitüsü, sosyal medya paylaşımında “Çin’deki yerli kuruluşlar Ascend çiplerinin büyük ölçekli tedarikine ve kullanımına çoktan başladı” dedi.

Şu ana kadar Huawei’nin çiplerinin en büyük alıcıları, China Mobile gibi devlet şirketleri ve savunma, sağlık veya finans gibi hassas sektörlerdeki şirketlerdi. Şimdi, çok daha geniş bir yelpazedeki yerli teknoloji şirketlerinin Çin’in ulusal şampiyonu olan şirketin çipleri için rekabet etmesi bekleniyor.

Huawei’yi olası bir alternatif olarak görenler, Washington’un bu ay ihracat kontrolleriyle ilgili bir kılavuz yayınlayarak, bu çiplerin “dünyanın herhangi bir yerinde” kullanılmasının şirketlerin cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunmasının ardından, Ascend çiplerinin test edilmesi konusunda büyük ölçüde sessiz kaldılar.

GF Securities’in analistleri, Nvidia’nın ABD ihracat kurallarına uygun, Çin’e ihraç edilecek yeni çiplerin üretimine temmuz ayı başında başlayabileceğini tahmin ediyor.

Rapora göre, yeni işlemci Nvidia’nın gelişmiş Blackwell ürününü temel alsa da, büyük miktarda verinin hızlı işlenmesi için önemli bir bileşen olan yüksek bant genişliğine sahip bellek (HBM) içermeyecek.

Yeni işlemcilerin Nvidia’nın yüksek hızlı bağlantı teknolojisi NVLink’e sahip olup olmayacağı gibi bazı önemli detaylar ise hala belirsizliğini koruyor.

Çarşamba günü yapılan bir analist kazanç raporu toplantısında, Nvidia CEO’su Jensen Huang, Çin için yeni bir ürün düşünürken seçeneklerinin sınırlı olduğunu söyledi. “Şu anda elimizde hiçbir şey yok” dedi.

Teknoloji grupları, sistemlerini Nvidia çiplerinden yerli alternatiflere geçirme kararı alırsa, önemli maliyetlerle karşı karşıya kalacak. Başlangıçta Nvidia’nın CUDA yazılım çerçevesini kullanarak geliştirilen eğitim kodunu Huawei’nin CANN’ına taşımak son derece zaman alıcı ve diğer sorunların yanı sıra hata ayıklama ve optimizasyon için Huawei mühendislerinin önemli desteğini gerektiriyor.

Önde gelen bir Çinli teknoloji şirketi yöneticisi, Huawei’ye geçişin AI ile ilgili geliştirmelerde yaklaşık üç aylık bir kesintiye neden olacağını tahmin etti.

Çoğu şirket, AI eğitiminin mevcut Nvidia çiplerinde devam ederken, Çin’de AI’nın yaygınlaşmasıyla talebin arttığı çıkarım için yerel işlemcilerin kullanıldığı hibrit bir yaklaşım düşünüyor.

Huawei, ortaklarının üretim kapasitesini artırmaya çalışırken ve kendi üretim tesisini kurarken, arz mevcut talebi karşılayamıyor.

Cambricon ve Hygon gibi diğer Çinli üreticilerin çipleri de teknoloji devleri tarafından test edilirken, Baidu ve Alibaba artan talebi karşılamak için kendi işlemcilerini geliştiriyor.

Nvidia CEO’su ABD’nin Çin’e yönelik çip kısıtlamalarının ‘başarısız’ olduğunu söyledi

Okumaya Devam Et

Amerika

Kellogg: ABD, NATO’nun Rusya sınırlarına doğru genişlemesini durdurmaya hazır

Yayınlanma

ABD Başkanı’nın özel temsilcisi Keith Kellogg, Rusya’nın NATO’nun doğuya doğru genişlemesi konusundaki endişelerinin haklı olduğunu belirtti. Kellogg, ABC’ye yaptığı açıklamada, ABD’nin Ukrayna, Gürcistan ve Moldova’yı içerecek şekilde NATO’nun Rusya sınırlarına doğru daha fazla genişlemesini durdurmaya hazır olduğunu ifade etti.

ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Keith Kellogg, Washington’un, Rusya’nın NATO’nun doğuya doğru genişlemesine ilişkin güvenlik endişelerini gidermek amacıyla ittifakın Ukrayna, Gürcistan ve Moldova’yı da kapsayacak şekilde Rusya sınırlarına doğru ilerlemesini durdurmaya hazır olduğunu belirtti.

Kellogg, ABC‘ye yaptığı açıklamada, Rusya’nın bu konudaki endişelerinin “meşru” olduğunu vurguladı.

Özel temsilci Kellogg, “Bu meşru bir endişe. Ukrayna’nın NATO’ya katılması meselesinin tartışılmadığını defalarca söyledik,” ifadelerini kullandı.

Bu duruşun sadece ABD’ye ait olmadığını, ittifakın en az dört üyesinin daha benzer görüşte olduğunu kaydeden Kellogg, yeni bir üyenin kabulü için 32 ülkenin tamamının onayının gerektiğini hatırlattı.

Özel temsilci, “Diğer ülkelerin de, ‘Eh, bu konuda pek emin değiliz’ dediğini gördük,” diye ekledi.

Kellogg, genişlemenin durdurulmasının “Rusya’nın gündeme getirdiği konulardan biri” olduğunu teyit ederek, “Sadece Ukrayna’dan değil, Gürcistan ve Moldova’dan da bahsediyorlar. Biz de diyoruz ki: ‘Tamam, kapsamlı olarak, NATO’nun sizin sınırlarınıza doğru genişlemesini durdurabiliriz’. Bu onların güvenliğiyle ilgili bir mesele,” diye konuştu.

Moskova yazılı taahhüt istiyor

Rusya, Kiev’in NATO üyeliğine karşı çıkıyor ve Ukrayna’nın 2024 yazında ittifaka katılmaktan resmi olarak vazgeçmesi, barış görüşmelerinin başlaması için şartlardan biri olarak sunulmuştu.

Reuters ajansının önceki gün kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin “barış yapmaya hazır ancak ne pahasına olursa olsun değil” ve Batılı ülkelerden Ukrayna, Gürcistan ve Moldova üzerinden NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceğine dair yazılı bir taahhüt almak istiyor.

Trump, Biden’ı suçlamıştı

ABD Başkanı Donald Trump daha önce yaptığı açıklamalarda, Moskova’nın komşu bir ülkenin NATO’ya katılmasına rıza göstermesi için “hiçbir ihtimal” görmediğini söylemişti.

Trump ayrıca, askeri çatışmaların tam da selefi Joe Biden’ın Ukrayna’ya ittifak üyeliği sözü vermesi nedeniyle başladığı görüşünü dile getirmişti.

Trump’a göre, bu sözün hemen ardından kendisinin, “Şimdi bir savaşınız olacak,” dediğini anlamıştı. The New York Times‘ın yazdığına göre, ABD’nin Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki tutumu bir sonraki yönetimle değişebilir.

Rutte: Ukrayna’nın üyeliği gündemde değil

Mart ortasında NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Trump ile yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın ittifaka katılımı konusunun gündemde olmadığını belirtmişti.

Genel Sekreter’e göre, Kiev’in ittifaka giden yolu geri döndürülemez nitelikte ancak Ukrayna tarafına NATO’ya katılımın bir barış anlaşmasıyla sağlanacağı sözü verilmedi.

Zelenskiy: NATO üyeliği en faydalı çözüm

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise ülkesinin NATO’ya entegrasyonunu ABD ve Avrupa Birliği için en faydalı çözüm olarak nitelendirmişti.

Zelenskiy, ittifakın koruması olmadan Ukrayna ordusunun daha fazla asker toplamak zorunda kalacağını ve Batı’nın da bu birliklerin bakımını üstlenmesi gerekeceğini kaydetmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English