Amerika
Çinli öğrencileri engelleme kararı ABD Dışişleri için sürpriz oldu

ABD Dışişleri Bakanlığı içindeki ve dışındaki kişiler, Çinli öğrencilerin vizelerini iptal etmeye yönelik yeni planın nasıl işleyeceğini ve bunun ABD’de okuyan Çin vatandaşlarına yönelik genel bir yasak haline gelip gelmeyeceğini anlamış değil.
POLITICO’da yer alan habere göre Beyaz Saray vizeleri derhal iptal etmeye başlayabilirken, konsolosluk konularına aşina olan ve kamuoyuna açıklama yapma yetkisi olmadığı için ismini vermek istemeyen bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, büyükelçiliklerin planın nasıl uygulanacağına dair resmi talimat almadığını söyledi.
Plan, Çin ve Hong Kong’dan gelecek başvuru sahiplerine yönelik denetimin artırılması için vize kriterlerinin revize edilmesini de içeriyor.
Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Dışişleri Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı’nın Çin Komünist Partisi (ÇKP) ile bağlantısı olan veya “kritik alanlarda” okuyan Çinli öğrencilerin vizelerini “agresif bir şekilde iptal edeceğini” duyurdu.
Öte yandan bunu uygulamaya koymak kolay değil ve bunun nasıl yapılacağı, Trump yönetiminin nihai hedefleri hakkında çok şey söyleyecek.
Tüm Çinli öğrenci vizelerini gözden geçirmek, Dışişleri Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı için zorlu bir görev olabilir. Hükümet verilerine göre, 2023-2024 öğretim yılında ABD’de yaklaşık 277.000 Çinli öğrenci bulunuyordu.
Hedef Çinli aileleri korkutmak mı?
Yönergelerin nasıl uygulanacağına dair tartışmalara katılan bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Bu çılgınlık. Bu bizim için büyük bir baş ağrısı olacak,” dedi.
Yönetim, belgesiz göçmenleri kendi istekleriyle ülkeden ayrılmaya teşvik ettiği gibi, bu tehdidin tek başına öğrencileri ABD’deki eğitim kurumlarına gitmeyi yeniden düşünmeye sevk edeceğini umuyor olabilir.
Trump’ın ilk yönetimi sırasında konsolosluk işlerinden sorumlu Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcısı Carl Risch, “Bunu açıklamak için tek neden, bu durumdan potansiyel olarak etkilenecek Çinli ailelerin bunu bilmesini istemenizdir. Onları korkutmak istiyorsunuz,” dedi.
Risch, yönetimin bu politikanın kime uygulanacağını henüz bilmediğini, ama yönergeler belirlendiğinde bile, Dışişleri Bakanlığı genellikle yeni güvenlik soruşturması standartlarını kamuoyuna duyurmadığı için halkın bunu bilmeyeceğini söyledi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce, vize incelemesi hakkında, kaç Çinli öğrencinin etkileneceği, incelemenin zamanlaması veya ÇKP ile bağların nasıl değerlendirileceğine ilişkin ayrıntıları vermeyi reddetti.
Perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte, “Vizelerle ilgili yöntemlerimiz hakkında ayrıntılı bilgi vermiyoruz. Bu konunun nereye varacağı konusunda spekülasyon yapmayacağız,” diye ekledi.
Öğrenci vizesini kaybetmek, bir öğrencinin üniversitede eğitimine devam etmesini engellemez, fakat ABD’den etkili bir şekilde çıkmasını imkansız hale getirebilir.
Sınır dışı için ilk adım
Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza İdaresi (ICE), Öğrenci ve Değişim Ziyaretçileri Bilgi Sistemindeki (SEVIS) bir öğrencinin kaydını sonlandırırsa, üniversiteler bu öğrencilerin eğitimine devam etmesini engellemek zorunda kalabilir ve bu da sınır dışı edilme sürecine doğru bir adım olabilir.
ICE’nin öğrencilerin SEVIS kayıtlarını hızlı bir şekilde sonlandırma yetkisi, yoğun bir dava konusu olup, geçen hafta Kaliforniya’daki bir federal yargıç, SEVIS kayıtları sonlandırılanlara “olumsuz yasal etki” uygulamasını engelleyen ülke çapında bir ihtiyati tedbir kararı verdi.
Obama yönetimi altında ICE’nin eski başkanı John Sandweg, Rubio’nun Çarşamba günkü açıklamasında DHS ve Dışişleri Bakanlığının vize incelemelerinde işbirliği yapacağına dair ifadesinin, Trump yönetiminin “her ikisini de yapacağı” anlamına geldiğini söyledi.
Sandweg, Çinli öğrencilerin ilk incelemelerinin çoğunun ICE, CBP ve Dışişleri Bakanlığı tarafından kullanılan yazılımlar aracılığıyla yapılabileceğini söyledi fakat ÇKP vakaları için analistlerin daha fazla araştırma yapması gerekeceğini söyledi.
Trump, 2023’teki seçim kampanyasında, “Hıristiyan düşmanı komünistler, Marksistler ve sosyalistleri” yasaklayacağına söz vermiş ve ilk yönetiminin Çin tarafından finanse edilen Konfüçyüs Enstitülerini ABD üniversite kampüslerinden kapatma ve Amerikan üniversitelerinde çalışan Çinli bilim adamları ve profesörleri yargılama çabalarını genişletöişti.
Devlet okulları Çin karşıtı yaptırımlardan etkilenebilir
Beyaz Saray’ın kararı yabancı öğrencilere bağımlı hale gelen ve çok daha az kaynağa sahip devlet üniversitelerinin ve diğer okulların mali durumunu da tehlikeye atıyor.
Arizona, Kaliforniya, Illinois, Michigan ve Teksas’taki kamu kurumları, eyalet dışı öğrenim ücretinin tamamını ödeyen uluslararası öğrencilerin en çok tercih ettiği okullar arasında yer alıyor.
Bu nüfus, 2023-24 öğretim yılında Arizona Eyalet Üniversitesine 545 milyon dolar gelir sağladı ve şu anda tehdit altında olan Urbana-Champaign’deki Illinois Üniversitesine ise daha da fazla gelir sağladı.
Eyalet meclisleri yıllardır vergi mükelleflerinin desteğini keserken, eyalet içi öğrenim ücretlerini artırmak istemeyen okullar için uluslararası öğrencilere bağımlılık kaçınılmaz hale gelmişti.
Bu durum, yabancı öğrenci sayısındaki düşüşün artık ABD’li öğrencilere verilen mali yardımdan kampüslerdeki öğretim desteğine kadar her şeyi etkileyebileceği anlamına da geliyor.
Ülkenin en büyük iki devlet üniversite sistemi olan Kaliforniya Üniversitesi ve Kaliforniya Eyalet Üniversitesi, bu yıl her biri için yüz milyonlarca dolara denk gelen yüzde 3’lük bir bütçe kesintisiyle karşı karşıya.
Amerika
Temyiz mahkemesinden Trump’a Ulusal Muhafızlar desteği

ABD’de temyiz mahkemesi, Donald Trump’a Kaliforniya Ulusal Muhafızlar kontrolünü eyalet valisine iade etmesini emreden bir kararı geçici olarak durdurdu.
ABD Dokuzuncu Daire Temyiz Mahkemesi, daha önce federal hükümetin Ulusal Muhafız birliklerini Los Angeles’a sevk etmesini geçici olarak yasaklayan bir alt mahkeme kararını durdurdu.
Temyiz mahkemesi, Trump’ın göçü durdurma ve Kaliforniya’daki Ulusal Muhafızları federalleştirerek protestoları bastırma çabalarını baltalamakla tehdit eden bir kararı askıya aldı.
Alt mahkemenin kararının geçerli olup olmayacağına karar vermek için 17 Haziran’da başka bir duruşma yapılacak.
Ulusal Muhafızların federalleştirilmesini kısa süreliğine yasaklayan San Francisco bölge mahkemesi yargıcı Charles Breyer, ABD başkanının “eylemlerinin yasadışı olduğunu, hem yasal yetkisini aştığını hem de federalizm kavramını tanımlayan ABD Anayasası’nın Onuncu Maddesini ihlal ettiğini” söylemişti.
Trump’ın emirlerine şiddetle karşı çıkan Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, temyiz mahkemesinin kararının ardından gazetecilere, Breyer’in kararının kalacağından “emin” olduğunu savunmuştu.
Newsom, daha önce başkanın “orduyu kendi vatandaşlarına karşı kullanma eyleminin demokrasimizi tehdit ettiğini ve bizi otoriterliğe tehlikeli bir şekilde yaklaştırdığını” uyarmıştı.
Temyiz mahkemesinin kararı, mahkemenin nihai olarak Trump’ın görüşüne katıldığı anlamına gelmiyor ama şimdilik Ulusal Muhafızların komutasını başkanın elinde bırakıyor.
Trump, göçmen baskınları nedeniyle çıkan protestolara yanıt olarak geçen cumartesi günü Ulusal Muhafızları çağırmış, ardından pazartesi günü de ABD Deniz Piyadelerine, Muhafızları destekleme emri vermişti.
700 kişilik bir ABD Deniz Piyade taburunun bugün (13 Haziran) gelmesi bekleniyor. Bu, ABD içinde sivil polis operasyonlarını desteklemek için askeri güçlerin olağanüstü bir şekilde kullanılması anlamına geliyor.
Amerika
‘Büyük, harika yasa’: Şirketlere vergi teşvikleri artacak

Senato Finans Komitesi Başkanı Mike Crapo, Cumhuriyetçilerin “büyük, harika yasa” tasarısında üç önemli işletme vergi hükmünün kalıcı hale getirileceğini söyledi.
Brifinge katılan senatörler, bireysel vergi mükellefleri için önemli bir indirimin ise azaltılacağını belirtti.
Araştırma ve geliştirme maliyetleri, işletme ekipmanı alımları ve borç faizleri için daha büyük vergi indirimlerini geri getirme taahhüdü, Crapo ve komite üyeleri için önemli bir öncelik. Bu indirimler, ekonomik büyümenin önemli bir itici gücü olarak görülüyor.
Ne var ki bu indirimleri kalıcı hale getirmek maliyetli ve Cumhuriyetçi liderlerinin önümüzdeki haftalarda tasarı üzerindeki çalışmaları tamamlamaya çalışırken siyasi sorunlara yol açabilecek tavizler gerektirecek.
Crapo, bu tür bir adımın, eyalet ve yerel vergi indirimlerine ilişkin Temsilciler Meclisi’nde uzlaşılan anlaşmanın geri çekilmesi olacağını söyledi.
İşletme vergisi kesintilerini destekleyen Montana Senatörü Steve Daines ve Kuzey Dakota Senatörü John Hoeven, Crapo’nun açıklamalarını doğruladı. Hoeven, “Evet, işletme vergilerinin kalıcı olacağını garanti etti. Başından beri kararlıydım ve o da başından beri kararlıydı,” dedi.
Temsilciler Meclisi’nden geçen yasa tasarısı, üç vergi teşvikini 2029’a kadar geri getiriyor; bunların kalıcı hale getirilmesi, tasarıya muhtemelen yüz milyarlarca dolarlık ek maliyet getirecek.
Kalıcılık, esas olarak Senato’nun önceliği. Başkan Donald Trump, işletme vergisi indirimlerinin kısa süreli uzatılmasına sıcak baktığını işaret etti. Ek maliyetleri dengelemek için Crapo, SALT indirimi konusunda Temsilciler Meclisi’nin öncelikli gündem maddelerinden birini hedef alıyor.
Cumhuriyetçi Parti senatörlerine, SALT’ı Meclis Başkanı Mike Johnson’ın kendi üyeleriyle yaptığı 40.000 dolarlık anlaşmadan daha düşük bir seviyede sınırlamayı planladığını söyledi.
“Mavi” rengiyle bilinen Demokrat eyaletlerdeki Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, Senato Çoğunluk Lideri John Thune’un POLITICO‘ya ilk kez özetlediği plan hakkında şimdiden uyarı sinyalleri veriyor.
Katılımcılar, Crapo’nun toplantıda SALT için kesin bir rakam vermediğini, fakat bazı Cumhuriyetçi senatörlerin 20.000 dolara düşürmeyi önerirken, diğerlerinin Johnson’ın başlangıçta direnen üyelerine teklif ettiği 30.000 doları Temsilciler Meclisi’ne de teklif etmeleri gerektiğini savunduğunu söyledi.
Hoeven, “Temsilciler Meclisi 40.000 dolar teklif etti; biz daha azını yapacağız. Orada 350 milyar dolarlık bir potansiyel olduğunu biliyoruz, ancak henüz bir rakam üzerinde karar vermedik,” dedi.
SALT ile ilgili bu hamle, Thune’dan Temsilciler Meclisi tasarısında mümkün olduğunca az değişiklik yapmasını isteyen Johnson ve diğer Cumhuriyetçi milletvekilleri için bir darbe oldu.
Senato tasarısı Temsilciler Meclisi’nin tasarısının büyük bir bölümünü yansıtacak gibi görünse de, Crapo’nun sunumu, Senato’nun tasarıdaki en hassas siyasi alanlardan bazılarını değiştireceğine dair en önemli işaret.
Johnson, Senato toplantısının ardından gazetecilere verdiği demeçte, “SALT rakamı ve tasarıdaki bazı hükümler konusunda ne yapabilecekleri konusunda çok, çok endişeliyim. Umarım mümkün olduğunca az değişiklik yaparlar,” dedi.
Cumhuriyetçi Temsilci Nicole Malliotakois, Senato Cumhuriyetçilerinin Temsilciler Meclisi’nin SALT anlaşmasını değiştirirlerse “tüm tasarıyı çökertme riskiyle karşı karşıya olduklarını” söyledi ve “Amerikan halkına uygulanan en büyük vergi artışından sorumlu olacaklarını” savundu.
Crapo ve Thune, perşembe günü Beyaz Saray’da Trump ile bir araya gelerek vergi planını ona anlatacak. Crapo’nun önümüzdeki hafta başında Senato Cumhuriyetçilerine daha ayrıntılı bilgi vermesi bekleniyor.
Vergi diline ek olarak, Crapo tasarıdaki Medicaid hükümlerinin taslağını hazırlamaktan da sorumlu ve senatörler, bu konuda ne gibi değişiklikler düşündüğü konusunda çok daha az ayrıntı verdiğini söyledi. Tasarıda programın ele alınışından endişe duyan birçok Cumhuriyetçi senatör, Finans Komitesi’nde yer almıyor.
Eyaletindeki kırsal hastaneleri korumaya çalışan Maine Senatörü Susan Collins, toplantı sonrası gazetecilere Medicaid’de bazı değişiklikler önerdiğini ancak ayrıntılara girmeyeceğini söyledi. Kuzey Dakota Senatörü Kevin Cramer ise “Medicaid ile ilgili bazı hususların çıkarılması gerekecek” diyerek, bu konuda daha fazla değişiklik olabileceğini ima etti.
Amerika
Bezos, Washington Post’un görüş bölümünü yeniden yapılandırdı

Washington Post‘un (WP) sahibi Jeff Bezos tarafından istendiği şekliyle, görüş bölümünü yenilemesi kapsamında yeni görüş editörünü atadığını duyurdu.
Bezos şubat ayında, WP’nin geleneksel geniş görüş programını kaldırarak, “kişisel özgürlükler ve serbest piyasa” yanlısı başyazılara odaklanan bir bölüme geçeceğini duyurmuştu.
Bezos, haber yayıncılığının kamuoyundaki tartışmaların gündemini belirleme rolünün değiştiğini ileri sürmüştü.
Bezos, çalışanlarına yazdığı notta, “Bir zamanlar, özellikle yerel bir tekel olan gazeteler, her sabah okuyucuların kapısına tüm görüşleri kapsayan geniş bir köşe yazısı bölümü sunmayı bir hizmet olarak görebilirdi. Bugün ise bu işi internet yapıyor,” dedi.
The Economist’in Washington muhabiri ve The Dispatch’in eski genel yayın yönetmeni Adam O’Neal, yenilenen bölümün başına geçecek.
O’Neal, mesajında yeni patronunun hedeflerini yineledi ve “Felsefemiz, bu ülkenin geleceğine dair temel bir iyimserliğe dayanacak. İdeoloji hakkında ders veren veya politikalar hakkında belirli şekillerde düşünmenizi talep eden insanlar olmayacağız,” dedi.
Gazete çalışanları, Bezos’un gazetenin haber içeriğini değiştirmeye çalışmadığını vurguladı fakat bu ilk kez olmuyor.
Geçen ekim ayında Bezos, WP’nin başkan adaylarını destekleme uygulamasını durdurarak, genel seçimler öncesinde eski Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e destek vermesini engellemişti.
Bu hamle, gazetenin birçok köşe yazarı ve eski baş editörü Marty Baron’un tepkisini çekmiş ve editörler kurulunun birkaç üyesi protesto için istifa etmişti.
Kararın ardından gazetenin okurları da isyan etmiş ve yaklaşık 250.000 kişinin aboneliklerini iptal ettiği bildirilmişti.
-
Görüş2 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya5 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Dünya Basını1 hafta önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Avrupa2 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Rusya2 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2
-
Dünya Basını2 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savaş sonrası Suriye’yi dönüştüren ‘Sünni popülizm’