Bizi Takip Edin

AMERİKA

Ford ile GM arasında Çin kavgası

Yayınlanma

Wall Street Journal’da (WSJ) yer alan bir değerlendirmede, Ford ile GM arasında yaşanan Çin geriliminin ABD’deki elektriklik araç sektörünün geleceğini şekillendirebileceğine dikkat çekiliyor.

WSJ’nin aktardığına göre, Haziran ayında Ford Motor İcra Kurulu Başkanı Jim Farley, Kongre üyelerine şirketin 3,5 milyar dolarlık batarya fabrikası planlarını anlattı. Farley, Michigan’daki fabrikada Çin batarya teknolojisinin kullanılmasının ‘ABD’nin Çin’in uzmanlığını yakalaması için akıllıca bir yol’ olduğunu savundu.

Aynı günün ilerleyen saatlerinde ise General Motors (GM) CEO’su Mary Barra ve ekibinin senatörlere farklı bir mesajı vardı: Ford’un planları, Çin’in ABD otomobil üretimine hakim olmasının habercisi olabilirdi.

Toplantılar konusunda bilgi sahibi kişilerin anlattığına göre, söz konusu olan eski rakipler arasındaki gururdan çok daha fazlasıydı. Aynı zamanda birçok Amerikalının önümüzdeki 10 yıl içinde elektrikli araçları için ödeyebilecekleri bedel ve otomobil üreticilerinin ABD’de elektrikli araç satmak için nasıl milyarlarca dolar yatırım yapacakları da masadaydı.

Lobi savaşı: Merkezde Çin var

İki otomotiv devi, Enflasyonu Düşürme Yasasında (IRA) öngörülen yeni elektrikli araç satın alan tüketiciler için 7.500 dolarlık vergi indiriminin koşulları üzerinde lobi yapıyor. Gelecek yıldan itibaren müşteriler, ABD’nin Çin bataryalarına ve malzemelerine olan bağımlılığını azaltmayı amaçlayan bir terim olan ‘endişe verici yabancı varlık’ olarak kabul ettiği herhangi bir kaynaktan gelen batarya bileşenlerini içeren araçlarda indirimi kullanamayacaklar.

Michigan’da daha ucuz, demir bazlı bataryalar üretmek için Çin teknolojisini lisanslamayı planlayan Ford, ‘yabancı kuruluş’ kuralının daha esnek bir şekilde yorumlanması için lobi faaliyetlerinde bulunuyor. Ford yöneticileri, planladıkları bataryaların müşteriler için sübvansiyona uygun olmaması halinde yatırımı azaltabilecekleri tehdidini ileri sürüyorlar. Şirket bu hafta yeni batarya fabrikasının inşaatını durdurdu. Bu fabrikada Çinli bir şirketin lisansladığı ürünler kullanıalcaktı.

Ford’un devlet işlerinden sorumlu müdürü Chris Smith, “Ford’u ya da tamamına sahip olduğu iştirakini yabancı bir kuruluş olarak sınıflandırmak saçma olur. Biz Ford’uz ve her şeyimizle Amerika’ya bağlıyız,” diyor.

GM ise Çinli batarya firmalarıyla yatırım yapmayı planlamıyor ve anlaşması ilerlerse Ford’un elektrikli araç yarışında kritik bir teknolojik ve maliyet avantajı elde ettiğini görebilir. GM yöneticileri ve lobicileri, bu tür lisans düzenlemelerini engelleyecek katı bir ‘ilgili yabancı kuruluş’ kuralı çağrısında bulunuyor.

Bir GM sözcüsü, meselenin ‘GM Ford’a karşı’ gibi bir mesele olmadığını savunuyor. Sözcü, GM’in ‘netlik istediğini’ ve kuralların yeni vergi indirimi gerekliliklerini yaratan IRA’nın amacına uygun olmasını istediğini söylüyor.

Ford, Michigan’daki 3,5 milyar dolarlık batarya fabrikası inşaatını durdurdu

Elektrikli araçlar, benzinli araçlara göre bir hayli pahalı

Yüksek maliyetler, birçok Amerikalı için elektrikli araç satışlarının önünde önemli bir engel olmaya devam ediyor. Kelley Blue Book verilerine göre, yeni bir elektrikli aracın ortalama fiyatı Temmuz ayında 53.469 dolar ile benzinli araçların ortalama fiyatı olan 48.334 dolardan daha yüksekti. Bu nedenle otomobil üreticileri, 7.500 dolarlık elektrikli araç vergi indirimini, fiyat konusunda daha bilinçli tüketicilerin geçiş yapmasını sağlamak için çok önemli görüyor.

Konu hakkında bilgi sahibi olan kişiler, bazı otomobil üreticilerinin vergi indiriminin nihai kuralları kapsamında hangi Çin malzemelerine veya teknolojisine izin verildiğini görene kadar elektrikli araç tedarik zincirlerine yatırım yapmayı ertelediklerini söylüyor.

Ford, Çinli CATL şirketinden teknoloji lisansı alarak, ABD’de ilk kez endüstriyel ölçekte lityum-demir-fosfat bataryalar üretmeye başladı. Diğer alternatiflere göre çok daha ucuz olan bu bataryalar, otomobilin üretim maliyetini düşürüyor. Ford bunları Mustang Mach-E ve F-150 Lightning versiyonlarında kullanmayı planlıyor.

Ford, dünyanın en büyük batarya üreticisi CATL ile yaptığı anlaşmayı bir ortak girişimden ziyade bir lisans anlaşması olarak yapılandırdı. ABD’li şirket, Michigan merkezli fabrikanın sahibi olan yan kuruluşu tamamen kontrol edecek ve üretim teknolojisinin kullanımı için CATL’ye telif ücreti ödeyecek.

GM’den ‘rekabette dezavantaj’ uyarısı

Özellikle Michiganlı Cumhuriyetçi senatörlerin tepki gösterdiği anlaşmayı savunan Ford, yatırımın ABD’ye istihdam ve ileri teknoloji getireceğini ileri sürüyor.

Fakat görüşmeler hakkında bilgi sahibi kişiler, GM yöneticilerinin Biden yönetimine, tüketicilerin CATL’nin Ford’un üretmesine yardımcı olduğu otomobilleri satın almak için vergi indirimini kullanabilmeleri halinde GM ve diğer otomobil üreticilerinin ‘rekabet açısından dezavantajlı’ duruma düşeceklerini söylediklerini aktarıyor.

GM yöneticileri, Çinli firmalarla kendi anlaşmalarını yapmak için baskı hissedecekleri ve Washington’un otomobil endüstrisini Çin’den uzaklaştırma hedefini baltalayacakları konusunda uyarıyor.

WSJ’nin aktardığına göre, Temmuz ayında Washington’a yaptığı bir gezi sırasında Ford CEO’su Farley ‘öfkeyi kontrol altına almaya’ çalıştı. Bir katılımcının Capitol Hill’deki bir ofiste ‘gergin’ olarak nitelendirdiği toplantıda Farley, Michigan Cumhuriyetçilerinin soru yağmuruna tutuldu. Toplantı hakkında bilgi sahibi olan kişiler, milletvekillerinin fabrikada kaç CATL çalışanının çalışacağını ve Ford çalışanlarının CATL teknolojisini anlamayı öğrenip öğrenmeyeceklerini bilmek istediklerini söyledi.

Farley’in yanıtları Cumhuriyetçi katılımcıların çoğunu tatmin etmedi. Hatta Cumhuriyetçi Temsilci John James, Ford’un anlaşmasının ve benzerlerinin federal otomobil satın alma sübvansiyonları için gerekli şartları karşılamasını engelleyecek bir yasa önerisinde bulundu.

Biden otomotiv grevcilerini ziyaret etti ama ‘orta sınıf’ı övdü

Biden açmazda

Ford’un Michigan’da kurmayı planladığı ve seçmenler bağlamında kararsız bir eyalette istihdam yaratacak batarya fabrikası, birçok açıdan Biden yönetiminin ABD’de kolaylaştırmayı umduğu türden bir yatırım. Beyaz Saray yetkilileri Biden’ın Şubat ayında fabrikanın duyurusuna katılmasını düşünmüştü. 

Fakat Beyaz Saray yetkilileri Ford’un CATL ile çalışma niyeti hakkında daha fazla bilgi edindikçe, planlar hakkında bilgi sahibi olan kişilerin söylediğine göre, başkanı etkinliğe göndermemeyi tercih ettiler.

Biden yönetiminden bazı yetkililer, Ford’un planladığı gibi fikri mülkiyet paylaşımına izin verilmesinin Çinli firmaların ABD batarya endüstrisine hakim olması için bir arka kapı açacağından endişe ediyor ve bu durumu potansiyel bir ‘ulusal güvenlik riski’ olarak görüyor.

Beyaz Saray yetkilileri ayrıca Ford anlaşmasını ve yönetimin vergi sübvansiyonlarını ele alış biçimini eleştiren Demokrat Senatör Joe Manchin’i kızdırmaktan da çekiniyor. Manchin bir röportajında, elektrikli araç vergi indirimi için yeni kuralların Ford’unki gibi anlaşmalara izin vermesi halinde yönetime dava açan otomobil üreticilerini destekleyeceğini söylemişti.

Başka bazı yönetim yetkilileri ise Çin ile bağlantılı herhangi bir elektrikli aracın vergi indirimine hak kazanmasını engellemenin geri tepebileceğini ve otomobil üreticilerinin kredi kurallarına uymayı tamamen bırakmasına neden olabileceğini düşünüyor.

Bu yetkililer ayrıca, Ford yöneticilerinin Beyaz Saray yetkilileriyle yaptıkları toplantılarda dile getirdikleri gibi, ABD’nin Çinli firmalardan öğrenerek bu teknolojiyi en iyi şekilde yakalayabileceğini düşünüyorlar.

AMERİKA

ABD Gizli Servisi’nde büyük istifa dalgası

Yayınlanma

ABD Gizli Servisi’nde 2022-2023 döneminde 1400’den fazla personelin istifa ettiği belirtilirken, kurumun son 20 yılın en büyük personel kaybıyla karşı karşıya olduğu bildirildi.

The New York Times’ın federal verilere dayandırdığı haberine göre, 2022 ve 2023 yılları arasında ABD Gizli Servisi’ndeki 7 bin 800 çalışandan en az 1400’ü kurumdan ayrıldı.

Bu rakam, kurumun son 20 yılda yaşadığı en büyük personel kaybına işaret ediyor.

Gazete, 20’den fazla mevcut ve eski Gizli Servis çalışanıyla gerçekleştirdiği görüşmelerde, ayrılan personelin çoğunlukla “en iyi eğitimli mensuplar” olduğunu ortaya koydu.

İstifaların başlıca nedenleri arasında karşılığı ödenmeyen fazla mesailer, terfi ve işe alımlardaki kayırmacılık ile insansız hava araçları gibi yeni teknolojilerin kullanımında yaşanan sorunlar yer alıyor.

Uzmanlar, Gizli Servis’in işe alım standartlarında da düşüş yaşandığına dikkat çekiyor.

Kurum, 2024 yazı itibarıyla 8 bin 100 personele ulaşmış olsa da bu sayı 2026 yılına kadar sorunsuz operasyon yürütebilmek için gerekli görülen 10 bin hedefinin oldukça altında kalıyor.

Kurum Geçici Müdürü Ronald L. Rou Jr., NYT‘ye verdiği demeçte bu zorlukları kabul ederek, kurumun eğitimli ajan sayısını artırması ve teknolojik altyapısını güçlendirmesi gerektiğini vurguladı.

Bu toplu istifalar, siyasi kampanyalar ve çok sayıda kongrenin düzenleneceği yoğun 2024 takvimi öncesinde gerçekleşiyor. Son aylarda başkan adayı Donald Trump’a yönelik iki suikast girişiminin yaşanması durumun ciddiyetini artırıyor.

Trump, temmuz ayında Pennsylvania’daki seçim kampanyası etkinliğinde kulağından yaralanmış, eylül ayında ise Trump International Golf Club’da bir Gizli Servis görevlisi, çit dışında dürbünlü tüfek tespit etmişti.

Şüpheli şahıs, Trump’tan 270-460 metre uzaklıkta yakalanmış, üzerinde dürbünlü bir AK-47, iki sırt çantası ve bir GoPro kamera ele geçirilmişti.

İlk saldırı girişiminin ardından Gizli Servis, Trump’ın güvenlik önlemlerini artırdığını açıklamıştı. İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas olayı güvenlik zafiyeti olarak değerlendirerek bağımsız soruşturma sözü vermişti.

Fakat ikinci saldırı girişimi sonrasında, ajanların golf kulübü arazisinde önceden gerekli aramaları yapmadığı ortaya çıktı. Gizli Servis bu hatayı kabul ederek, sorumlu personel hakkında işlem başlatılacağını duyurdu.

FBI, Florida’daki olayı “Trump’a suikast girişimi” olarak soruşturuyor

Okumaya Devam Et

AMERİKA

CIA, Çin, İran ve Kuzey Kore’de casus ağını genişletiyor

Yayınlanma

CIA, Rusya’daki ‘başarılı uygulamasının’ ardından, Çin, İran ve Kuzey Kore’deki potansiyel muhbirler için güvenli iletişim talimatları yayımladı.

Associated Press‘in haberine göre, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), Rusya’da gizli bilgi paylaşmak isteyenlere yönelik bir kullanım kılavuzunu ‘başarıyla test ettikten sonra’, diğer ülkelerdeki potansiyel muhbirlere de ulaşmaya karar verdi.

Kurum, internette Korece, Farsça ve Mandarin Çincesi dillerinde, potansiyel muhbirlerin ABD istihbaratıyla güvenli bir şekilde irtibata geçebilmeleri için gerekli adımları detaylandıran talimatlar yayımladı.

Kuzey Kore, İran ve Çin’de yaşayanları hedef alan bu talimatlar, kullanıcının kimliğini gizlemek için tasarlanmış özel araçlar kullanarak CIA ile internet sitesi veya dark web üzerinden iletişim kurmanın yollarını sunuyor. Teşkilat, benzer bir talimatı Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ardından Rusça olarak yayımlamıştı.

CIA, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Dünyanın dört bir yanından insanlar bizimle temas kurmaya çalışıyor ve biz de onlara bunu nasıl güvenli bir şekilde yapabileceklerini öğretiyoruz. Bu yöndeki çabalarımız Rusya’da başarılı oldu ve diğer otoriter ülkelerdeki insanların da iş yapmaya açık olduğumuzu bilmelerini istiyoruz.”

Talimatlar Telegram, YouTube, X, Facebook, Instagram ve LinkedIn gibi sosyal medya platformlarında yayınlanıyor. CIA, kısıtlamaları aşmak ve gözetlemeyi önlemek için potansiyel muhbirlere sanal özel ağlar (VPN’ler), özel tarayıcılar kullanmalarını ve internet tarama geçmişini silmelerini öneriyor.

Teşkilat, güvenliğin, diğer faktörlerin yanı sıra, belirli bir programın seçimine bağlı olduğu konusunda uyarıda bulunuyor: “Merkezi Rusya, İran, Çin veya ABD’ye dostça davranmadığı düşünülen başka bir ülkede olmayan bir VPN sağlayıcısı kullanın.”

The Wall Street Journal‘ın geçen yıl mevcut ve eski Amerikan istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberine göre, savaştan ve Rusya’daki gelişmelerden duyulan memnuniyetsizlik, hükümet yetkilileri ve diğer Ruslar arasında muhbir toplamak için uygun bir zemin yaratıyor.

Yetkililer, CIA’in güvenli internet kanalları aracılığıyla kendisiyle temas kurma çağrısının sonuç verdiğini belirtti.

Geçen yılın mayıs ayında teşkilat özel bir Telegram kanalı oluşturdu ve burada yayınladığı mesaj ve videolarla Ruslara ABD istihbaratıyla iletişim kurma yollarını ve neden iletişime geçmeleri gerektiğini anlattı.

Şimdi Koreliler, İranlılar ve Çinliler için de paylaşımlar yapılmaya başlandı. En son ocak ayında Ruslar için yapılan paylaşımlar 47 bin ila 61 bin arasında görüntülenirken, 2 Ekim’de yeni alıcılar için yapılan paylaşımlar yaklaşık 6 bin kez görüntülendi.

New York Times, CIA’in Ukrayna’ya ‘gizli desteğini’ yazdı

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Elon Musk’ın satın almasından bu yana Twitter’ın değeri yüzde 79 azaldı

Yayınlanma

Elon Musk’ın 44 milyar dolara satın aldığı Twitter’ın (şimdiki adıyla X) değeri, Fidelity’nin son değerlemesine göre yüzde 79 oranında düşerek yaklaşık 9,4 milyar dolara geriledi.

TechCrunch‘ın haberine göre, danışmanlık firması Fidelity’nin son değerlemesi, Elon Musk’ın sahibi olduğu sosyal medya platformu X’in (eski adıyla Twitter) değerinin, orijinal satın alma fiyatı olan 44 milyar doların dörtte birinden daha azına düştüğünü ortaya koydu.

Bu değerleme, ağustos sonu itibarıyla X’teki hissesinin değerini yüzde 78,7 oranında azaltan Fidelity Blue Chip Growth Fund’ın yakın zamanda açıklanan verilerine dayanıyor.

Karşılaştırma yapmak gerekirse, Fidelity başlangıçta mavi çip fonu aracılığıyla X’e 19,66 milyon dolar yatırım yapmıştı.

Bu, Fidelity’nin X’teki hissesinin değerinde gördüğü ilk düşüş değil.

Daha önce, temmuz sonu itibarıyla Fidelity, X’teki hisselerine yaklaşık 5,5 milyon dolar değer biçmişti. Yüzde 78,7’lik düşüş, Fidelity’nin şu anda X’e bir bütün olarak yaklaşık 9,4 milyar dolar değer biçtiği anlamına geliyor.

X, aynı adı taşıyan bir sosyal ağ geliştiren Amerikan teknoloji şirketi. Eskiden Twitter olarak bilinen platform, şirketin şu anki sahibi Elon Musk tarafından yeniden yapılandırıldıktan sonra adını değiştirdi. Musk, Twitter’ı 27 Ekim 2022 tarihinde satın almıştı.

Elon Musk, “trans yasasını” gerekçe göstererek şirketlerini California’dan taşıma kararı aldı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English