Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

FP: NATO, Rusya’nın Kuzey Kutbu’ndaki tehditlerine hazırlıksız

Yayınlanma

Foreign Policy’de (FP) yer alan bir değerlendirmeye göre, NATO ülkeleri Kuzey Kutbu’nda Rusya’dan gelecek ‘tehditlere’ karşı hazırlıklı değil.

FP, “NATO’nun Soğuk Savaş’tan bu yana gerçekleştirdiği en büyük askeri tatbikat olan Steadfast Defender 2024’e katılan üyeler bile ittifakın Rusya’nın Kuzey Kutbu’ndaki askeri yeteneklerine karşı hazırlıksız olduğunu açıkça ortaya koyuyor,” iddiasında bulundu.

Ocak ayında başlayan ve mayıs ayına kadar sürecek tatbikat, Atlantik’in ötesinden Kuzey Kutbu’na kadar 90.000’den fazla asker katılıyor.

FP’ye göre Rusya dışında hepsi NATO üyesi olan Arktik devletlerinin kabiliyetlerine daha yakından bakıldığında yeterli askeri kapasite olmadığı görülüyor. Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya yakın zamanda üye olması kuzeyde Rusya’ya karşı caydırıcılık konusunda bir dönüm noktası olarak lanse edilse de, bu ülkelerin kuzeybatı Rusya’ya yakınlığı, stratejik odaklarının öncelikle Rusya’nın NATO’nun doğu kanadına yönelik bir askeri yığınak yaptığı Baltık Denizi bölgesine yönelik olduğu anlamına geliyor.

NATO’nun Kuzey Kutbu’ndaki askeri kapasitesi sınırlı

FP’nin aktardığına göre, hiçbir NATO üyesi ülkede hem uçaksavar hem de denizaltısavar yeteneklerine sahip buza karşı güçlendirilmiş gemiler bulunmuyor.

ABD, Kanada, Danimarka, Finlandiya ve İsveç Hint-Pasifik ve Baltık Denizi bölgeleri gibi diğer bölgeler için tasarlanmış yeteneklere öncelik vermiş durumda. Daimi ordusu olmayan İzlanda sadece sahil güvenlik gemileri işletiyor. Norveç’in buza karşı güçlendirilmiş sahil güvenlik gemileri var ama bunlar askeri operasyonlar için tasarlanmadı.

Rusya’nın ise Kuzey Amerika’ya saldırı düzenleme kapasitesine sahip nükleer denizaltıları Barents Denizi’nden İskandinavya ile Norveç’in Svalbard bölgesi arasındaki Ayı Geçidi’ne ve Grönland’ın doğusundaki buzulların altına tespit edilmeden ulaşabiliyor.

Bunun NATO’nun savunma pozisyonunda büyük boşluklar bıraktığına işaret eden FP, NATO kuvvetlerini doğu kanadı boyunca yoğunlaştırarak Arktik caydırıcılığının bir kenara itilmesine izin vermemesi gerektiğini savunuyor ve NATO’nun ‘acilen harekete geçmesi gerektiğini’ yazıyor.

Rusya’nın yeni deniz doktrini NATO’yu kaygılandırıyor

Rusya’nın 2022 deniz doktrini Arktik bölgesini en yüksek önceliğe yükseltti. FP’ye göre Rusya, 2014 ile 2019 arasında Kuzey Kutbu’nda 475’ten fazla askeri tesis inşa etti. Barents Denizi’nde bulunan Kuzey Filosu, Rus Donanmasının nükleer saldırı kapasitesinin yaklaşık üçte ikisini oluşturuyor. Sensörler, füze sistemleri, kıyı savunma sistemleri ve elektronik harp teknolojisinden oluşan çok katmanlı bir ağ, stratejik denizaltılar da dahil olmak üzere bu kabiliyetleri koruyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in 2022’de alarm vermesine rağmen ittifakın özel bir Arktik stratejisi bulunmuyor. Mevcut sorumluluk alanı sadece Kuzey Kutbu’nun buzsuz kısımlarını tanımlayan daha az iddialı bir terim olan ‘Yüksek Kuzey’e kadar uzanıyor. Bu terim NATO içinde, görev alanının Kuzey Atlantik’in ötesine geçip geçmediği konusundaki anlaşmazlığın da bir göstergesi.

Arktik’te Çin-Rusya işbirliği

Rusya’nın Kuzey Kutbu’ndaki ‘kırılganlıklarının’ Çin ile stratejik işbirliğini etkilediğini yazan FP, “Bir yandan Rusya’nın Kuzey Denizi Rotası’nın ekonomik potansiyelinden faydalanmak ve stratejik varlıklarını korumak için Pekin ile dijitalleşme; altyapı; istihbarat, gözetleme ve keşif gibi alanlarda daha fazla işbirliği yapması gerekiyor. Öte yandan Rusya, Arktik kıyı şeridinin kontrolünü elinde tutmakla ilgileniyor,” diyor.

Moskova’nın bu ‘kırmızı çizgiye’ saygı gösterilmesi halinde Pekin ile işbirliği yapacağının altını çizen FP, Rus tesislerine ve limanlarına erişim Çin’in Kuzey Kutbu’nda buz kırıcılar ve yarı dalgıç gemiler de dahil olmak üzere askeri yeteneklerini kullanmasına olanak tanıyacak olsa da Pekin’in bölgede askeri bir güç olmaya pek niyeti olmadığını savunuyor.

FP, Rusya’nın Ukrayna’daki yıpratma savaşı ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (KDHC) ile askeri-stratejik işbirliği konusundaki endişelerine rağmen Pekin’in, Moskova’nın NATO’’ya karşı güçlü bir kuvvet duruşu sergilemesinden fayda sağladığını düşünüyor.

Savaş durumu için askeri rotalar yeniden oluşturuluyor

Grönland, İzlanda ve Birleşik Krallık arasında Kuzey Atlantik’in stratejik açıdan önemli girişi olan GIUK boşluğundan geçen ikmal hattı, Rusya ile askeri bir çatışma durumunda ABD ve Kanada kuvvetlerinin konuşlanması ve Kuzey Avrupa’ya malzeme göndermesi için hayati bir rota olarak öne çıkıyor.

Moskova şu anda NATO müdahalesi olmadan bu ikmal hattını kesintiye uğratabilir çünkü Kuzey Kutbu’ndaki İskandinav devletleri Ayı Geçidi’nde ve doğu Grönland kıyılarında faaliyet gösteren Rus kuvvetlerini tespit edecek yeteneklere sahip değil.

FP’ye göre bu uyumsuzluk, Norveç ve Danimarka gibi ülkelerin sınırlı savunma bütçelerine karşın, Kuzey Kutbu ve Baltık bölgelerinin yanı sıra Norveç örneğinde olduğu gibi Rusya ile kara sınırını korumak gibi büyük sorumlulukları olduğunun altını çiziyor.

Bütçe sorunları Arktik ülkelerini zorluyor

Tüm üyeler arasında Arktik yeteneklere yatırım yapma konusundaki yaygın isteksizlik FP’ye göre kolayca açıklanabilir: NATO üye ülkeleri GSYİH’nın yüzde 2’sini savunmaya harcamaya zorlamaya odaklanmış durumda ve buza karşı güçlendirilmiş donanma gemileri gibi yeteneklere yapılan yatırımlar NATO’nun asgari kuvvet gereksinimlerine katkı olarak sayılmıyor.

FP, Arktik’te ‘Rusya tehdidine’ karşı mücadelenin, müttefiklerin Rusya’nın askeri tepkisine yol açma riski taşıyan büyük bir askeri yığınak yapmaları gerektiği anlamına gelmesi gerekmediğini savunuyor.

Makaleye göre Rusya’nın, Birleşik Krallık, Fransa ve İtalya gibi Arktik Okyanusu’na kıyısı olmayan devletlerin seyrüsefer serbestisi operasyonlarını, Arktik’te devriye gezmek için meşru yükümlülükleri olmayan devletlerin NATO’daki varlığını artırması olarak yorumlaması muhtemel.

FP, “Kuzey Kutbu’nda kendisini savunmasız olarak algılayan bir Rusya NATO açısından arzu edilenden daha güçlü bir karşılık verebilir. Bu da Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Danimarka ve Norveç’in kendi egemenlik alanlarına komşu bölgelere odaklanarak bölgede caydırıcılık konusunda daha fazla sorumluluk üstlenmeleri gerektiğine işaret etmektedir,” diyor.

FP makalesi şöyle sona eriyor:

“Finlandiya ve İsveç’in üyeliği NATO’nun Kuzey Kutbu’ndaki konumunu güçlendirmiş gibi görünse de ittifakın bölgede kat etmesi gereken uzun bir yol vardır. NATO, Rusya’nın askeri güç pozisyonunu inandırıcı bir şekilde caydırmak için Kuzey Kutbu’ndaki ayak izini artırmalıdır.”

DİPLOMASİ

ŞİÖ zirvesine hazırlanan Astana ilk konuğu Xi’yi ağırlıyor

Yayınlanma

Kazakistan’ın başkenti Astana 3-4 Temmuz’da düzenlenecek olan Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Liderler Zirvesi’ne hazırlanıyor.

Zirve öncesi bugün Astana’ya varan ilk lider Çin Devlet Başkanı Xi Jinping oldu. Xi, yaptığı yazılı açıklamada, ülkeye ziyaretinden ve ŞİÖ zirvesinden beklentilerini açıkladı.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping salı günü yaptığı açıklamada Pekin’in “hegemonyacılığa, güç politikasına ve blok çatışmasına” karşı çıktığını ve çok kutuplu dünyayı savunduğunu söyledi.

Metni Kazinform haber ajansı tarafından yayınlanan Çin ve Kazakistan – Yeni ufuklar için ortak bir arzu başlıklı makalede Xi, “Benzeri görülmemiş, çığır açan, tarihi değişimler karşısında Çin tarafı, Kazak tarafı ile birlikte kriz zamanlarında yeni fırsatlar yaratmaya ve yeni perspektifler açmaya hazırdır” dedi.

Çin lideri, ziyaretinin Kazakistan’la “yüzyıllardır süregelen iyi dostluk ve kapsamlı işbirliği geleneğini çoğaltmasını” ve Çin-Kazak “ebedi kapsamlı stratejik ortaklığını” yeni bir zirveye taşımak amacıyla ikili ilişkilerin daha da geliştirilmesi için yeni planların ana hatlarını belirlemesini beklediğini kaydetti.

Kazakistan’ın ŞİÖ dönem başkanlığını öven Çin Devlet Başkanı, her iki ülkenin de uluslararası ve bölgesel meselelerde benzer pozisyonlara sahip olduğunu, ortak, entegre ve sürdürülebilir güvenlik kavramının uygulanmasını savunduğunu, dünya barışı, küresel kalkınma ve adil bir dünya düzenine ulaşmak için çaba gösterdiğini kaydetti.

Xi Jinping’in ŞİÖ zirvesinden sonra Tacikistan’a geçmesi planlanıyor.

Belarus’un katılımı

ŞİÖ üye devletleri Başkanlar Konseyi’nin 24. toplantısı 4 Temmuz’da Astana’daki Bağımsızlık Sarayı’nda yapılacak. Toplantıya BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve çeşitli uluslararası örgütlerin başkanlarının katılması bekleniyor.

15 Haziran 2001 tarihinde Şanghay’da kurulan örgüt, başlangıçta Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Çin, Tacikistan ve Özbekistan olmak üzere altı ülkeden oluşuyordu.

2017 yılında Hindistan ve Pakistan, 2023 yılında ise İran bloğa katıldı. Belarus’un da örgüte katılım sürecini yakında tamamlaması bekleniyor.

Bu arada Hindistan Başbakanı Modi’nin ŞİÖ zirvesine katılmayacağı, onun yerine Hindistan heyetine Dışişleri Bakanı S. Jaishankar’ın liderlik edeceği kaydedildi.

Zirveye katılması beklenmese de Taliban zirvenin önemli aktörlerinden biri olacak. Afganistan ŞİÖ’de gözlemci statüsüne sahip ancak ülke Ağustos 2021’de Taliban’ın kontrolüne geçtiğinden beri ŞİÖ toplantılarına davet edilmiyor. Ancak ocak ayında Kazakistan Taliban ‘ı terör örgütleri listesinden çıkardı ve Rusya da aynı şeyi yapmayı düşünüyor. Bu da gelecekte Afganistan’ın ŞİÖ toplantılarına gözlemci olarak ya da daha fazla katılması için davet edilmesini sağlayabilir.

Zirveyle ilgili ana tartışmalardan biri ise Belarus’un örgüte katılımı. Belarus’un katılımının grubun genişlemesine hizmet edeceği ama aynı zamanda odak noktasını da kaydırabileceği tartışılıyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü 1 Temmuz’da yaptığı açıklamada, “Çin, bu [ŞİÖ] zirvesinin daha fazla fikir birliği oluşturmaya yardımcı olacağına, yeni bir işbirliği sayfası açacağına ve tüm ülkelerin güvenlik, istikrar, kalkınma ve refahına ve insanlık için ortak bir geleceği olan bir topluluk inşa etmeye katkıda bulunacağına inanıyor” dedi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ukrayna, yaklaşık 80 adet F-16 alacak

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Ukraynalı F-16 pilotlarına yönelik eğitim programını genişletme konusunda yeni bir baskı altına girerken Ukrayna, uzun zamandır beklediği savaş uçaklarının ilkini kısa süre içinde teslim alacak.

Pazartesi günü Hollanda’nın görevden ayrılan savunma bakanı Kajsa Ollongren, “İlk uçak teslimatı yakında gerçekleşecek,” dedi. İlk dilimde kaç uçağın yer alacağı ve bunların tam olarak ne zaman teslim edileceği belli değil.

Ukrayna hava kuvvetlerinden bir sözcü, Newsweek‘e yaptığı açıklamada bu bilginin gizli olduğunu söyledi ve detay vermedi.

Hollanda, Kiev’i gelişmiş savaş uçaklarıyla donatmak için Danimarka, Norveç ve Belçika ile birlikte uluslararası bir koalisyonun parçası olarak Ukrayna’ya toplam 24 adet F-16 jeti vermeyi taahhüt etmişti.

Kiev’in alacağı savaş uçağı sayısı 80’i bulacak ki bu sayı Kiev’in ihtiyaç duyduğunu söylediği toplam sayının çok altında kalıyor.

Ukrayna’nın Batılı destekçileri, savaş boyunca askeri yardım paketlerinde yer alan tank veya topçu sistemleri gibi teçhizat türlerinden çok daha büyük bir taahhüt olan F-16 konusunda isteksizdi.

Diğer yandan Kiev’in F-16’ları ne zaman teslim alacağı ve uçakları Rusya’ya karşı ne zaman operasyonel hale getireceği konusundaki belirsizlik devam ediyor.

F-16 tedarikçisi ülkeler, Ukraynalı personelin eğitim programlarını tamamlaması ve ülkede gerekli altyapı ve tesislerin çalışır durumda olması gerektiği görüşünde.

Kiev ile destekçileri arasında eğitim programları konusunda gerilim giderek daha görünür hale geliyor.

İngiltere hükümetine göre, 10 Ukraynalı pilottan oluşan bir grup Mart 2024’te İngiliz hava kuvvetlerinde temel uçuş ve dil eğitimini tamamladı.

Londra, Ukraynalıların Fransız hava kuvvetleriyle ‘ileri uçuş eğitimine’ geçeceklerini de ekledi. Bu eğitim halihazırda devam ediyor.

Az sayıda Ukraynalı pilot da ABD ordusuyla birlikte Arizona Tucson’da ve Danimarka’daki bir hava üssünde eğitim görüyor. Romanya’nın güneydoğusunda Ukraynalı pilotlar için bir başka eğitim merkezi daha hazırlanıyor.

Ukrayna parlamentosundaki silah ve mühimmat komisyonunun başında bulunan Ukraynalı siyasetçi Aleksandra Ustinova, geçtiğimiz ay İngiliz The Times gazetesine verdiği demeçte Washington yönetimin F-16 tedariki geciktirmek için ‘bahaneler’ ürettiğini iddia etmişti.

Ukrayna’nın 2024 yılı sonuna kadar tam eğitimli 20 pilota sahip olacağını belirten Ustinova, en büyük sorunun personel eğitimi olduğunu savunmuştu.

Haziran ortasında Politico‘nun haberine göre Kiev, ABD ve diğer ortak ülkelere eğitim gören F-16 pilotlarının sayısını artırmaları için baskı yapıyordu ama Arizona’daki askeri üs, Danimarka’daki program ve Romanya’daki üste eğitim için sınırlı sayıda yer vardı.

Ardından Pazartesi günü Temsilciler Meclisi’ndeki bir grup Demokratın yıl sonuna kadar 10 Ukraynalı F-16 pilotunun daha ABD’de eğitim alması için bastırdığını bildirdi.

15 Demokrat Temsilciler Meclisi üyesinin imzası bulunan dilekçede, “Yıl sonuna kadar Ukrayna’nın elinde, onları uçuracak kalifiye pilot sayısından daha fazla F-16 uçağı olacak. Bu durum, bu uçakların Ukrayna’ya sağlayabileceği stratejik avantajların altını oyma tehdidi yaratmaktadır,” ifadelerine yer verildi.

Kiev, ABD’yi Ukraynalı pilotların F-16 eğitimini kasten geciktirmekle suçladı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

NATO, Ukrayna’ya uzun vadeli yardımlardan sorumlu yetkili atayacak

Yayınlanma

Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin haberine göre NATO ülkeleri, Donald Trump’ın ABD başkanlık seçimlerini kazanması halinde Ukrayna’ya yardımı sürdürmeyi amaçlayan tedbirler geliştirdi.

İttifak, Ukrayna’ya askeri teçhizat tedarikinin koordinasyonundan sorumlu olacak üst düzey bir sivil yetkili gönderecek.

Ayrıca Almanya’nın Wiesbaden kentinde askeri teçhizat ve silah sevkiyatının yanı sıra Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin eğitimini koordine edecek bir karargah kurulacak.

Bu girişim, geçtiğimiz hafta New York Times tarafından haberleştirilmişti. Karargah, NATO’nun askeri yardım akışını optimize etme ve Ukrayna’nın ittifaka olası üyeliği için bir köprü oluşturma misyonunun bir parçası olacak.

WSJ‘ye göre bu tedbirlerin aylardır üzerinde çalışılıyordu ancak Joe Biden ve Donald Trump arasındaki münazaranın ardından ‘daha da acil’ hale geldi.

Plan, aynı zamanda Ukrayna ordusunun teçhizat ve eğitim seviyesini NATO ülkelerinin seviyesine yaklaştıracak.

Geliştirilen girişimler 9-11 Temmuz tarihlerinde Washington’da yapılacak NATO zirvesinde açıklanacak.

Zirvede NATO üyelerinin Ukrayna’ya ittifaka katılmasını teklif etmeyecekleri, ancak uzun vadeli mali yardım sözü vermeleri bekleniyor.

Özellikle NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ittifakın Ukrayna’ya yıllık 40 milyar avro tahsis etmesini önerdi.

Telegraph‘ın haberine göre müttefikler bu sürece desteklerinin bir işareti olarak zirvede Ukrayna’nın NATO’ya katılımı için bir yol haritasını onaylamayı planlıyor.

Alman milletvekili Dağdelen: NATO, Ukrayna’ya asker göndermek için bahane arıyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English