Bizi Takip Edin

Diplomasi

FT: ABD, Ukrayna’yı Rusya’nın petrol rafinerilerine yönelik saldırıları durdurmaya çağırdı

Yayınlanma

Financial Times (FT) gazetesinin konuya aşina üç kaynağa dayandırdığı haberine göre ABD, küresel petrol fiyatlarının yükselmesi ve Rusya’nın misilleme yapması endişesiyle Ukrayna’yı Rusya’nın enerji altyapısına saldırılar düzenlemekten vazgeçmeye çağırdı.

Ukrayna, mart ayında Rusya sınırları içindeki petrol rafinerilerine geniş çaplı saldırılar düzenlemişti.

Kaynaklar, Washington yönetiminin tekrarlanan uyarılarının Ukrayna Güvenlik Teşkilatı (SBU) ve Ukrayna Savunma Bakanlığı Ana İstihbarat Müdürlüğü’nün (GUR) üst düzey yetkililerinin dikkatine sunulduğunu belirtti.

Kaynaklara göre Beyaz Saray’da, Ukrayna insansız hava araçlarının ülkenin batısında bulunan Rus petrol rafinerileri, terminalleri, depoları ve petrol depolama tesislerine dönük saldırılarından duyulan memnuniyetsizlik giderek şiddetleniyor.

Küresel petrol fiyatlarının bu yıl yaklaşık yüzde 15 artarak varil başına 85 dolara yükseldiğini belirten gazeteye göre bu durum, tam da Başkan Joe Biden’ın seçim kampanyasına başladığı sırada ABD’de yakıt maliyetinin artmasına yol açtı.

Gazete, ayrıca Washington’un, Rusya’nın Ukrayna saldırılarına karşılık olarak Batı’nın güvendiği enerji altyapısı üzerinden petrol tedarik hacmini etkileyebileceğinden endişe duyduğunu belirtti. Burada özellikle Kazakistan’dan Rusya üzerinden dünya pazarına petrol taşıyan Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu petrol boru hattı söz konusu.

Bu boru hattı halen ExxonMobil ve Chevron gibi Batılı şirketler tarafından kullanılıyor. FT, Rusya’nın 2022 yılında bu hat üzerinden petrol sevkiyatını kısa süreliğine kestiğini anımsattı.

Gazeteye konuşan Ukraynalı bir yetkili, saldırıların amacının Rusya ordusuna yakıt tedarikini zorlaştırmak ve askeri tesislerin ikmalini azaltmak olduğunu dile getirdi.

Ayrıca Kiev yönetimine göre saldırıların ‘sembolik’ bir anlamı da var. Ukraynalı yetkililere göre bu saldırılar, çatışmaları Moskova’ya yaklaştırmayı ve Rusya’nın hava savunma sistemlerinin delinebileceğini göstermeyi amaçlıyor.

Gazeteye konuşan bazı Ukraynalı yetkililer de saldırıların ABD’yi, şu anda Kongre’de görüşülmekte olan Ukrayna’ya askeri yardım tasarısını onaylamaya sevk etmesi beklentisinde olduklarını dile getirdi.

Rusya’nın rafinerileri yılın başından bu yana sık sık insansız hava araçlı saldırılara maruz kalıyor.

Daha önce Rusya Enerji Bakanı Nikolay Şulginov, bakanlığın 2024 yılında birincil petrol rafinaj hacmine ilişkin planlarını bir önceki yıla yakın bir seviyede tutacağını duyurmuştu.

Dün ise Reuters ajansı, 14-20 Mart tarihleri arasında Rusya’nın rafinerilerindeki birincil rafineri ünitelerinin yükleme hacminin günde 0,687 milyon ton olduğunu ve bu rakamın ayın ilk yarısına kıyasla yüzde 7,5 daha az olduğunu bildirmişti.

Bununla beraber Kommersant gazetesine göre Moskova, rafinerilere yönelik saldırılarla ilgili demiryoluyla akaryakıt taşımacılığına diğer yüklere göre öncelik vermeyi düşünüyor.

Diplomasi

Durov: Fransa’da 7 metrekarelik penceresiz bir hücrede tutuldum

Yayınlanma

Telegram’ın kurucusu Pavel Durov, Amerikalı gazeteci Tucker Carlson’a verdiği röportajda, Fransa’da gözaltına alınma sürecini ve kendisine yöneltilen suçlamaları anlattı. Dört gün boyunca 7 metrekarelik penceresiz bir hücrede tutulduğunu belirten Durov, suçlamaların ‘saçma’ olduğunu ve Telegram’ın kullanıcı verilerini asla kötüye kullanmadığını vurguladı.

Telegram’ın kurucusu Pavel Durov, Amerikalı gazeteci Tucker Carlson’a verdiği ikinci mülakatta, ağustos ayında Fransa‘da gözaltına alınması ve hakkında açılan ceza davası hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Durov, dört gün boyunca iletişim kurmasına izin verilmeden tek kişilik bir hücrede tutulduğunu ve kendisine yöneltilen suçlamaları “saçma” bulduğunu belirtti.

Durov, 24 Ağustos’ta Paris’teki bir havalimanına indikten sonra gözaltına alındığını ve takip eden dört günü iletişim imkanı olmadan tek kişilik bir hücrede geçirdiğini söyledi.

Telefonuna el konulduğunu ve sadece avukat bulmasına yardımcı olan asistanıyla görüşebildiğini aktaran Durov, tutulduğu yeri, “7 metrekarelik, penceresiz, beton bir bloktu. Nevresimsiz, yastıksız, yoga matı gibi ince bir şiltesi olan dar bir yatak vardı. Sürekli yanıp sönen ışık da biraz rahatsız ediciydi,” sözleriyle tarif etti.

İş insanı, kilitli bir hücrede tutulmasına rağmen buranın bir hapishane veya tutukevi olmadığını ifade ederek, Fransa’nın “tutuklanmak için en beklenmedik yer” olduğunu kaydetti.

Gözaltı sürecinde strese dayanıklı olduğu için kendisiyle ilgilenebildiğini belirten Durov, “Ama orada kilitli kalıp annemin ne düşündüğünü düşünmek… Sonradan öğrendiğime göre çok endişelenmiş,” dedi.

Durov, iletişim kuramadığı için çocuklarıyla da konuşamadığını ve yakınlarının büyük bir endişe ve kafa karışıklığı yaşadığını da ekledi.

Durov, kendisine tam olarak neyle suçlandığını anlamadığını ifade etti. Gözaltına alındıktan sonra Fransız yetkililerin, Telegram’ın adli taleplere yanıt vermemesinden endişe duyduklarını söylediklerini aktardı.

Ancak Durov, bunun “doğru olmadığını” çünkü Telegram’ın Fransa’dan yasal olarak bağlayıcı hiçbir adli talep almadığını belirtti.

Daha sonra yasa dışı faaliyetlere iştirakle suçlandığını söyleyen Durov, Fransız makamlarının kendisini Telegram kullanılarak işlenen suçları önleyememekle itham ettiğini dile getirdi.

Bu durumu “saçma” olarak nitelendiren Durov, bunun, kendi ülkelerinin vatandaşları tarafından işlenen suçlar nedeniyle ABD Başkanı Donald Trump’ı veya Fransa lideri Emmanuel Macron’u tutuklamaya benzediğini savundu.

‘Telegram kullanıcı verilerini kötüye kullanmıyor’

Pavel Durov, Telegram yönetiminin, kullanıcıların kişisel verilerini kötüye kullanmaya gerek duymayan bir iş modeli geliştirdiğini ifade etti.

Telegram’ın, hedefli reklamcılık için kişisel verilerin çıkarılmasına dayalı yöntemler kullanmadan, ücretli abonelikler ve diğer yollarla başarılı bir şekilde para kazandığını söyledi.

Uygulamanın içeriği otomatik olarak önermediğini, bunun da platformu tarafsız ve özel kıldığını ve ifade özgürlüğünü desteklediğini belirten Durov, teknik olarak mümkün olmadığı için kişisel mesajlara erişimi kimseye vermediklerini vurguladı.

Durov, Telegram’ın yasal bir dayanak olmadan kişisel verileri asla ifşa etmediği konusunda güvence verdi.

WSJ: Fransa ve BAE istihbaratı, 2017’de Durov’un telefonunu hackledi

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Londra’da yapılan ABD-Çin ticaret görüşmeleri ikinci gününde

Yayınlanma

Çin ve ABD’nin üst düzey yetkililerinin, küresel ekonomiye şok dalgaları gönderen ticaret ve teknoloji konusunda yaşanan gerginliği yatıştırmak için yerel saatle salı sabahı Londra’da ikinci gün müzakerelerine başlaması bekleniyor. Gözler ABD-Çin ticaret görüşmeleri için düzenlenen ikinci turda.

Pazartesi günü yapılan ilk tur görüşmelerin ardından herhangi bir resmi açıklama yapılmadı ve görüşmeler anlaşma sağlanamadan sona erdi. Ancak her iki taraf da beklentileriyle ilgili sinyaller verdi.

ABD

Bir Beyaz Saray yetkilisi, görüşmelerin başlamasından kısa bir süre sonra, ABD’nin Pekin’in daha fazla nadir toprak mineralinin Amerikan pazarına sevk edilmesine izin vermesi karşılığında Çin’i hedef alan bazı ihracat kontrollerini hafifletmeye hazır olduğunu belirtti.

Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Kevin Hassett, CNBC’ye verdiği demeçte, “el sıkışmanın hemen ardından, ABD’nin tüm ihracat kontrolleri hafifletilecek ve nadir toprak elementleri büyük miktarlarda serbest bırakılacak, ardından daha küçük meseleleri müzakere etmeye devam edebileceğiz” dedi.

Wall Street Journal’ın konuyla ilgili kaynaklara dayandırdığı habere göre, ABD Başkanı Donald Trump, Londra görüşmeleri öncesinde Amerikan heyetine, Çin’e ileri teknoloji ve diğer ürünlerin satışına getirilen son kısıtlamaları müzakere etme yetkisi verdi.

Rapora göre, son ABD ihracat kontrolleri, Washington tarafından hiçbir zaman kamuoyuna duyurulmamış olsa da jet motorları ve ilgili parçaları, Çinli şirketlerin ileri mikroçipler üretmek için ihtiyaç duyduğu tasarım yazılımlarını ve plastik üretiminde kullanılan doğal gaz bileşeni etanı kapsıyor.

Çin

Pekin, geçen ay İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılan ABD-Çin ticaret görüşmelerinin ardından müzakere ekibini değiştirdi ve Londra’daki görüşmelerde Ticaret Bakanı Wang Wentao, Maliye Bakan Yardımcısı Liao Min’in yerini aldı.

Bu değişiklik, ABD’nin Londra’daki heyetine Ticaret Bakanı Howard Lutnick’i eklemesiyle yaptığı personel değişikliğini yansıtıyor gibi görünüyor.

Her iki değişiklik de, bu tur müzakerelerin odak noktasının gümrük vergileri değil, ihracat kontrolleri olduğu izlenimini güçlendirdi. Wang ve Lutnick, her iki ülkenin ihracat kısıtlamalarını denetleyen bakanlardır.

Salı günü, Komünist Partinin sözcüsü People’s Daily gazetesi, devam eden ticaret müzakereleri hakkında iki makale yayınladı.

Makalelerden biri, ABD ve Çin ekonomilerinin birbirini tamamlayıcı niteliklerini övürken, ABD’nin yüksek teknoloji ürünlerine uyguladığı ihracat kontrollerinin ABD’nin kendi şirketlerine zarar verdiğini ekledi.

Makalede, Washington’un “ulusal güvenlik kavramını aşırı genişleterek ticaret konularını siyasallaştırdığı” belirtildi. “Sürekli kısıtlayıcı önlemler, Amerikan şirketlerinin Çin pazarındaki fırsatları kaçırmasına neden oldu. Eşit şartlarda istişare ve pragmatik işbirliği yoluyla Çin ve ABD’nin karşılıklı yarar ve kazan-kazan çözümleri bulabileceğine inanıyoruz” denildi.

Diğer yorumda ise Çin’in nadir toprak ihracat kontrollerinin, kendi doğal kaynaklarını korumak için meşru hakkı olduğunu savundu.

Ayrıca, Çin’in nadir topraklarla ilgili ihracat başvurularının birçoğunu yasaya uygun olarak onayladığını ve stratejik kaynakların ihracat kontrolleri konusunda diğer ülkelerle diyaloğu derinleştirmeye hazır olduğunu da ekledi.

Londra turu

Görüşmeler, Londra’nın merkezinde bulunan İngiliz hükümetine ait Lancaster House’da yapılıyor.

Görüşmelere yakın bir kaynak Reuters’a verdiği bilgiye göre, müzakereler pazartesi akşamı sona erdi ve salı günü yerel saatle 10:00’da yeniden başlayacak.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

WaPo: Ukrayna, Rusya’nın Pasifik Filosu’na saldırmaya hazırlanıyor

Yayınlanma

Washington Post gazetesi, Ukrayna’nın Rusya’nın Pasifik Filosu’na kargo konteynerlerine gizlenmiş deniz drone’larıyla saldırmayı planladığını yazdı. Haberde, Ukrayna’nın son dönemde Rusya topraklarının derinliklerinde düzenlediği operasyonların ABD’de rahatsızlık yarattığı ve Başkan Trump’ın Kiev’e askeri yardımı kesmeyi tartıştığı belirtildi.

Washington Post (WaPo) gazetesinin konuyla ilgili bilgi sahibi kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), Rusya’nın Pasifik Filosu’na karşı bir operasyon geliştiriyor.

Habere göre SBU, Rus savaş gemilerini vurmak için Uzak Doğu’ya kargo konteynerlerine gizlenmiş deniz drone’ları göndermeyi planlıyor. Drone’ların hedefinde Moskova’nın bölgedeki “müttefiklerine” ait gemilerin de olabileceği ifade edildi.

WaPo‘nun kaynakları bu müttefiklerin kim olabileceğini belirtmese de, muhtemelen Rus ordusuna silah ve mühimmat tedarik eden Kuzey Kore gemilerinin kastedildiği düşünülüyor.

Daha önce Ukrayna Savunma Bakanlığı Ana İstihbarat Müdürlüğü (GUR) personeli, Vladivostok yakınlarındaki Desantnaya Koyu’nda bir sabotaj eylemi gerçekleştirmişti.

30 Mayıs sabahı, 155. Deniz Piyade Tugayı’nın konuşlandığı koy civarında birkaç patlama meydana geldi.

Gazetnin kaynaklarına göre saldırıda mayın yüklü kamyonlar ve drone’lar kullanıldı. Bu operasyon, Ukrayna sınırlarından en uzakta gerçekleştirilen saldırı olarak kayıtlara geçti.

Ukrayna güçleri daha önce de Avrupalı uzmanların tasarladığı deniz drone’ları sayesinde Rusya’nın Karadeniz Filosu’nu Kırım’daki üssünden ayrılmak zorunda bırakmıştı.

WaPo‘ya göre Ukrayna istihbarat servisleri, bu tür eylemlere karşı çıkan ABD ile aralarındaki sürekli gerilime rağmen, Rusya topraklarında “karmaşık operasyonlar” geliştirmeye devam ediyor.

1 Haziran’da Ukrayna Güvenlik Servisi, savaşın başlamasından bu yana Rusya topraklarındaki en büyük saldırısını düzenledi.

“Örümcek Ağı” adı verilen operasyon kapsamında, Murmansk, İrkutsk, Ryazan ve İvanovo oblastlarındaki askeri havaalanlarına drone yüklü tırlar yaklaştırıldı. Bu tırlardan kalkan drone’lar, Rus stratejik havacılığını hedef aldı.

NYT‘nin Beyaz Saray’daki kaynaklarına dayandırdığı bilgilere göre, saldırı sonucunda Rusya en az altı adet Tu-95 ve en az dört adet Tu-22M tipi uzun menzilli bombardıman uçağını kaybetti.

Ayrıca, her biri 300 milyon dolar değerinde olan birkaç adet A-50 erken uyarı ve kontrol uçağının da vurulduğu belirtildi. Ukrayna tarafı ise toplamda 41 Rus hava aracının imha edildiğini veya hasar gördüğünü açıkladı.

Beyaz Saray’da Ukrayna’ya yardım tartışması

Öte yandan The Atlantic‘in Beyaz Saray kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’nın cüretkarlığından etkilense de çatışmayı tırmandırabileceği endişesiyle saldırıdan memnun kalmadı.

Kaynaklara göre Trump, yakın çevresine Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin “gösterişli operasyonlar” yerine İstanbul’da Rusya ile müzakerelere odaklanması gerektiğini söyledi.

Bu gelişmeler üzerine Beyaz Saray’da ABD’nin Ukrayna’ya desteğini sonlandırıp sonlandırmaması gerektiği yönünde bir tartışma başladığı iddia edildi.

Amerikalı yetkililerin Trump’a sunduğu seçeneklerden birinin Kiev’e yapılan askeri yardımın azaltılması olduğu belirtildi.

Ancak kaynaklar, başkanın henüz bir karar vermediğini kaydetti. Trump’ın kendisi ise barışçıl bir çözümü reddetmeleri durumunda sadece Rusya’yı değil, “başka birilerini daha” “sert” yaptırımların beklediğini ima etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English