Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Gazze gazına “Lübnan” modeli

Yayınlanma

Lübnan ve İsrail arasında ABD’nin arabuluculuğunda imzalanan deniz sınırı anlaşmasının bir benzeri 1.4 trilyon metreküplük doğalgaz bulunduğu tahmin edilen Gazze Marine için gündemde. Filistin, Mısır ve İsrail arasında ABD arabuluculuğunda yürütülen müzakerelerde Gazze Şeridi açıklarındaki doğalgaz sahalarının geliştirilmesine Hamas’ın onay verdiği ileri sürüldü.

The New Arab’ın haberine göre, Gazze Şeridi’ni yöneten Hamas, ABD ara buluculuğunda İsrail ve Mısır’ın Gazze açıklarındaki doğal gaz keşfi ve çıkarılması üzerine yaptığı müzakerelerin başarıyla sonuçlanması durumunda Filistin Yönetimi’nin gaz sahasında platform kurma çalışmalarını yürütmesine prensipte izin verecek. Hamas’a yakın bir kaynak, “Hamas’ın Filistin, Mısır ve ortak şirketler tarafından kabul edilecek nihai prosedürlerin ilan edilmesini beklediğini” söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçen hafta Tel Aviv’in müzakereler sonucunda Gazze Marine doğalgaz sahasının geliştirilmesine onay verdiğini duyurmuştu. Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, “Projede ilerleme kaydedilmesi İsrail’in güvenlik ve diplomatik ihtiyaçlarının korunmasına bağlı olacak” denilmişti.

Mısır ortak olacak

Mısır tarafından yapılan açıklamalara göre, Mısır hükümetine ait Mısır Doğal Gaz Holding Şirketi (EGAS), sahanın geliştirilmesini Filistin Yönetimi ile ortaklaşa üstlenecek. Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye de yıllardır İsrail’in engeliyle karşılaştıkları Gazze Şeridi açıklarındaki doğal gaz sahasını geliştirmenin artık mümkün hale geldiğini söyledi. Iştiyye, Ramallah’ta düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısında, Gazze Marine’yi geliştirme çalışmasının Mısırlı bir şirket ile Filistin Yatırım Fonu ortaklığında yürütüldüğüne dikkati çekti.

Filistin hükümeti, 2021’de Mısırlı şirketlerle imzalanan Gazze Marine gaz sahası çerçeve anlaşmasını Ekim 2022’de onaylamıştı.

İsrail’in talepleri…

Haberlere göre onay durumunda Hamas da gaz gelirlerinden pay alacak ancak İsrail basını Hamas’ın bu gelirleri silahlarını geliştirmek için kullanmayacağına dair garanti verdiği ve 2014’ten bu yana Gazze’de esir tutulan dört İsrailli ile ilgili sorun çözülmeden Hamas’ın pay alamayacağı gibi iddialar öne sürüyor.

Dolayısıyla taraflar prensipte anlaşsa da karşılıklı talep edilen güvenlik ve siyasi garantiler nedeniyle nihai bir anlaşmanın uzun zaman alacağı tahmin ediliyor.

Gazze gazı üzerine yürüten müzakereler ve basına sızan bilgiler ABD arabuluculuğunda Lübnan hükümeti ile İsrail arasındaki MEB anlaşmasını hatırlatıyor. Resmi olarak müzakerelerde yer almasa da söz konusu anlaşma, Hizbullah’ın yeşil ışık yakması üzerine imzalanabilmişti.

İsrail, güvenlik gerekçelerini ileri sürerek yıllar boyunca Gazze açıklarındaki doğal gazın çıkarılmasını engellemişti.

Gazze Marine doğal gaz sahası Doğu Akdeniz’de keşfedilen ilk doğal gaz sahası olma özelliği taşıyor. Akdeniz’de Gazze kıyılarından 36 kilometre uzaklıkta bulunan ve 1999 yılında keşfedilen saha, 2000 yılında British Gas (BG) şirketi tarafından geliştirildi. Gaz sahile 32 kilometrelik açıkta ve 600 metre derinlikte bulunuyor. Kaynakta 1.4 trilyon metreküplük doğalgaz bulunduğu tahmin ediliyor.

ORTADOĞU

Eski Beyaz Saray yetkilisi Doran: Suriye’de İsrail ve Türkiye’nin çıkarları örtüşüyor

Yayınlanma

Hudson Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı ve George W. Bush yönetiminde eski bir üst düzey yetkili olan Dr. Michael Doran, Hebron Yahudi Cemaati Uluslararası Sözcüsü Yishai Fleisher’e verdiği mülakatta, Türkiye, İsrail ve Azerbaycan’ın rollerine odaklanarak Orta Doğu’nun karmaşık jeopolitiğine ilişkin kapsamlı bir analiz sundu.

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın devrilmesini değerlendiren Doran, “(Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan muhafazakâr bir Türk ve son derece pragmatik, inanılmaz derecede işini bilen, Türkçe’de bir deyiş vardır, aklında kuyrukları birbirine değmeyen 49 tilki olan biri,” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bu açıdan Erdoğan ile benzerlik taşıdığını belirten Doran, “Orta Doğu’nun doğru analizi devletlerin çıkarlarıyla başlar. Devletlerle ve devletlerin ne istediğiyle başlayalım ve önce devletlerle oyunun ne olduğunu anladıktan sonra insanlar ve ideolojileri seviyesine inelim. Türkiye ne olursa olsun, İsrail devleti için varoluşsal bir tehdit değildir,” değerlendirmesini yaptı.

Aynı zamanda Azerbaycan’ın İsrail’in en büyük müttefiklerinden biri olduğunu anımsatan Doran, şöyle devam etti:

“Azerbaycan dili bir Türk dilidir. Türkçe, Türkiye Türkçesi ve Azerbaycan Türkçesi karşılıklı olarak anlaşılabilir. Türkler ve Azeriler kendilerini kardeş olarak görürler, Türkiye büyük kardeştir. Kendi aralarında, bir millet, iki devlet diyorlar. Azerbaycan İsrail’e petrol tedarik ediyor ve bu petrol Türkiye üzerinden geçiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı tüm bu tatsız açıklamalara rağmen bu konuda endişelenmeliyiz. Petrol hala akmaya devam ediyor. Ama bir düşünün, Azerbaycan, İsrail’in büyük müttefiki, Türkiye’nin büyük müttefiki. Irak Kürdistanı’nda Barzani’ye giderseniz, Barzani Türkiye’yi en iyi müttefiki olarak görüyor, İsrail ise ikinci en iyi müttefiki.”

Tel Aviv ve Ankara’nın Suriye sahasında çıkarlarının ortaklaştığına dikkat çeken uzman, “Şu anda neler yaşandığına bir bakın. Türkiye destekli güçler Şam’a doğru ilerliyor. Ne yapıyorlar? İsrail’e yönelik İran tehdidini ortadan kaldırıyor ya da ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyorlar. Buradaki örtüşen çıkarlar açık ve dikkat çekici,” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Al Arabiya: Rusya, Suriye’deki iki askeri tesisini İsrail’e teslim etti

Yayınlanma

Suudi Al Arabiya televizyonunun haberine göre Rusya, Golan Tepeleri’ne sınır olan Suriye’nin Dera vilayetindeki iki tesisini İsrail’e devretti.

Habere göre, İsrail ayrıca Tel el-Hara Dağı’nda bir gözetleme kulesini de aldı.

Daha önce İsrail ordusu, Suriye’de yeni bir cephe açıldığını duyurmuştu.

Bunun ardından İsrail güçleri, Suriye ordusunun çekildiği Golan Tepeleri’ndeki Hermon (Şeyh) Dağı’nı işgal etti.

İbranice yayın yapan Kanal 12, “Bu, aslında İsrail ordusunun Kıyamet Günü Savaşı’ndan bu yana bölgedeki ilk varlığıdır,” ifadelerine yer verdi.

Öte yandan Axios, İsrailli ve Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberinde, İsrail’in tampon bölgede kontrol sağlama planlarını ABD’ye önceden bildirdiğini ve bunun sınırdaki güvenlik durumu istikrara kavuşana kadar birkaç gün ile birkaç hafta sürecek geçici bir hamle olduğunu belirtti.

Gazeteye konuşan iki İsrailli yetkili, son günlerde Tel Aviv’in, Suriye hükümet karşıtı güçlere sınıra yaklaşmaları halinde İsrail ordusunun harekete geçeceği uyarısında bulunduğunu söyledi.

Kıyamet Günü Savaşı, 6-25 Ekim 1973 tarihleri arasında Mısır ve Suriye’nin İsrail’e karşı başlattığı savaştı. Mısır, İsrail tarafından kontrol edilen Sina Yarımadası’na, Suriye ise Golan Tepelerine saldırmıştı. İsrail’in başarılı karşı saldırılarının ardından çatışmalar sona erdi.

Öncesinde, İsrail kuvvetleri Golan Tepeleri bölgesinde bir tampon bölgeye yerleşmişti. Bu bölge, 1967’den beri İsrail’in kontrolündeydi. İsrail ordusu, Şam’ın Suriyeli isyancılar tarafından ele geçirildiği haberlerini takiben tampon bölgeye girdi.

İsrail ordusu, 8 Aralık’ta Golan Tepeleri’ndeki bazı bölgeleri kapalı askeri alan ilan etti. 9 Aralık gecesi ise “Kuzey Komutanlığı’nın durum değerlendirmesine uygun olarak” kısıtlamalar kaldırıldı.

Reuters‘e göre, İsrail Şam’da, özellikle Mezze mahallesine saldırılar düzenledi. Hedef, İsrail’in İran tarafından uzun menzilli füzeler geliştirmek için kullanıldığına inandığı bir araştırma merkeziydi. Ayrıca, ajansın kaynaklarına göre, İsrail Hava Kuvvetleri, Suriye’nin güneyindeki Halhala hava üssünü de vurdu.

Rusya’nın Suriye’deki üslerinin akıbeti ne olacak?

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Suriye’nin yeni başbakanı Muhammed el-Beşir

Yayınlanma

MUHAMMED EL-BESİR

Suriye’de geçiş sürecini, İdlib’de HTŞ’nin kurduğu hükümetin başbakanlığını yapan Muhammed el-Beşir yönetecek.

Suriye’de Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki örgütlerin Şam’a girmesiyle devrilen Suriye hükümetinin yetkilerini Muhammed el-Beşir liderliğindeki geçici hükümete devretmesi bekleniyor.

El Cezire’de yer alan habere göre Suriye Başbakanı Muhammed el-Celali, HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani ve HTŞ’nin İdlib’de kurduğu Kurtuluş Hükümeti’nin Başbakanı Muhammed el-Beşir arasındaki toplantı başladı. Haberde toplantının iktidarın devrine ilişkin düzenlemeleri belirlemek ve Suriye’nin bir kaos ortamına girmesini önlemek amacıyla yapıldığını belirtti.

Toplantıda, ılımlı bir isim olan Beşir’in geçiş dönemini yönetmek üzere yeni bir Suriye hükümeti kurmakla görevlendirileceğini belirtiliyor.

Suriyeli bir mühendis ve siyasetçi olan Beşir, 13 Ocak 2024’ten bu yana İdlib’deki Suriye Kurtuluş Hükümeti’nin Başbakanı olarak görev yapıyordu. Beşir, Başbakan olarak atanmadan önce Kalkınma ve İnsani İşler Bakanı olarak görev almıştı.

Astana sürecinde İdlib’de sağlanan ateşkes döneminde güçlenen HTŞ’nin 2017’de irili ufaklı bazı yerel örgütlerin de katılımıyla Suriye Kurtuluş Hükümeti’ni kurmuştu.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde uzmanlaşmış siyasi analist Elijah J Magnier sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Beşir’in Başbakan olarak belirlenmesinin “Batı’nın yaptırımları kaldırması ve ılımlı bir liderle Suriye’nin yeniden inşasına dahil olması için atılmış bir adım” olarak değerlendirdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English