Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Gazze saldırılarının “yoğun safhası sona ermek üzere”

Yayınlanma

Netanyahu Gazze’de saldırıların kısmi duraklaması ve rehine anlaşmasına açık olduğunu ancak Hamas yok edilmeden savaşın bitmeyeceğini söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 7 Ekim’den sonra İbranice yayın yapan bir yayın organına verdiği ilk demeçte İsrail’in Hamas’ın elindeki bazı rehinelerin iadesi karşılığında Gazze’deki çatışmalara ara vermeye hazır olduğunu söyledi ancak Hamas yok edilmeden savaşın sona ermeyeceğinde ısrar etti.

Netanyahu ayrıca, Gazze Şeridi’ndeki yoğun çatışma döneminin sona ermekte olduğunu söyledi. Netanyahu’nun bu açıklaması Hizbullah’la çatışmanın yoğunlaştığı ve topyekûn savaş ihtimalinin arttığı bir dönemde geldi.

Netanyahu, çatışmanın yüksek yoğunluklu aşaması sona erdikten sonra Hamas ile savaşı sona erdirmeyi taahhüt edecek bir anlaşmaya varmaya hazır olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi “Hayır. Savaşı bitirip Hamas’ı yerinde bırakmaya hazır değilim. Esirlerin bir kısmını bize geri verecek kısmi bir anlaşma yapmaya hazırım, bu bir sır değil.”

Kanal 14’te yayınlanan “The Patriots” programına verdiği demeçte ise “Ancak Hamas’ı yok etme hedefimizi tamamlamak için ara verdikten sonra savaşa devam etmek zorundayız. Bundan vazgeçmeye hazır değilim” dedi.

Rehine görüşmelerinin son turunda yer alan kaynaklar Haaretz’e yaptıkları açıkklamada Netanyahu’nun sözlerini eleştirdiler: “Netanyahu bugün Hamas’tan kendisinin de talep ettiği gibi tüm rehinelerin serbest bırakılmasıyla ilgilenmediğini ve Hamas’ın taleplerini karşılamaya hazır olmadığını açıkladı.”

Kaynaklardan biri “Böyle bir durumda [Hamas’ın Gazze’deki şefi Yahya] Sinvar’ın bir anlaşmayı ilerletmek için motivasyonu yok” dedi.

Walla haber sitesinin aktardığı İsrailli bir yetkili de benzer eleştirilerde bulunarak “Netanyahu’nun bu akşamki yorumları bir anlaşmaya varma şansına büyük zarar verdi” dedi.

Netanyahu’nun ofisi Pazar günü daha sonra bir açıklama yaparak teklif edilen anlaşmayı reddedenin İsrail değil Hamas olduğunu iddia etti.

Hamas ise Netanyahu’nun yorumlarının ABD Başkanı Joe Biden tarafından Mayıs ayı sonunda açıklanan önerinin reddi anlamına geldiğini belirterek herhangi bir anlaşmanın İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesini ve 7 Ekim saldırısının yol açtığı savaşa son verilmesini içermesi talebini yineledi.

Ancak Netanyahu röportaj sırasında Hamas Gazze’yi kontrol edemez hale gelene kadar savaşın devam edeceğini ve İsrail’in Gazze’deki operasyonlarının yoğunluğunun yakında azalacağını açıkladı.

Netanyahu, Gazze’deki yoğun çatışmalar sona erdiğinde İsrail’in kuzey cephesine daha fazla kuvvet konuşlandırabileceğini söyledi.

Hizbullah ile tam kapsamlı bir savaş ihtimaline de değinen Netanyahu, diplomatik bir çözüm bulunmasını umduğunu ancak bunun gerçekleşmemesi ihtimaline de hazırlıklı olduğunu söyledi. Netanyahu, “Bu zorluğun da üstesinden geleceğiz. Birkaç cephede birden savaşabiliriz, buna hazırlıklıyız” dedi.

Netanyahu’ya göre Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi geçen hafta Washington’a yaptıkları ziyaret diplomatik bir çözüm için umut oldu.

Netanyahu’ya ayrıca, üst düzey bir elektrik yetkilisinin geçen hafta İsrail’in Hizbullah ile topyekûn bir savaşa hazır olmadığı uyarısında bulunmasının ardından, İsrail’in elektrik şebekesine yönelik saldırılara dayanma kabiliyeti de soruldu. Başbakan “felaket olmayacak” dedi.

ORTADOĞU

SDG’den sonra ENKS de geçici Anayasa’ya itiraz etti

Yayınlanma

ahmet şara-mazlum abdi

Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) rakip olarak Türkiye’nin de desteği ile kurulan ve Erbil’e yakınlığıyla bilinen Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), yeni Suriye anayasa taslağını eleştirdi.

Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) yönetiminin lideri Ahmed Şara dün geçici anayasanın temel hükümlerinin belirlendiği bildirgeye imza attı. “İslam hukuku yasaların temel kaynağıdır” maddesinin de bulunduğu yeni anayasaya HTŞ ile hafta başında el sıkışan SDG’den sonra ENKS de tepki gösterdi.

ENKS’den yapılan açıklamada “Bu bildiri, Suriye toplumunun gerçek çeşitliliğini yansıtan demokratik bir devlet inşa etme yönündeki beklentilerden uzak, hayal kırıklığı yaratan bir belgedir” denildi.

Taslağın, “Suriye’nin çeşitli siyasi, etnik ve dini bileşenlerini temsil etmeyen bir komisyon tarafından hazırlandığına” vurgu yapılan açıklamada, “Bu durum, belgenin kapsayıcılığını ve ulusal uzlaşıyı zayıflatmış, dışlama politikasını ve iktidarın tekelleşmesini pekiştirmiştir” ifadelerine yer verildi.

ENKS, geçici anayasanın “Suriye’nin çok uluslu ve çok dinli bir devlet olarak çoğulcu doğasını görmezden geldiği, ülkedeki etnik ve dini bileşenlerin haklarını güvence altına almadığı” eleştirisinde bulunduğu açıklamada, “Devletin isimlendirilmesinde tek bir etnik kimliği sabitleyerek diğer bileşenleri açıkça dışlamıştır. Ayrıca, cumhurbaşkanının dini konusundaki şartı koruyarak devletin dinler karşısında tarafsızlığı ilkesine aykırı davranmış, demokratik bir sistemin temeli olması gereken eşit vatandaşlık ilkelerine ters düşmüştür” ifadelerine yer verdi.

Rudaw’ın aktardığı açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bunlara ek olarak bildiri, merkezi yönetim sistemini güçlendirmiş ve cumhurbaşkanına, güçler ayrılığı veya kurumsal denge için net garantiler sunmadan geniş yetkiler vermiştir. Bu durum, otokratik yönetimin yeni biçimlerde yeniden üretilmesi konusunda endişe yaratmaktadır. Bildiri ayrıca sivil ve bireysel özgürlüklere ek kısıtlamalar getirmiş, kadının rolünü sosyal statüsünü ve toplumsal rolünü korumakla sınırlandırmıştır. Bu yaklaşım, baskı ve toplum üzerindeki kısıtlamaların bir uzantısıdır.”

“Geçiş döneminin adil katılım garantileri olmaksızın beş yıl olarak belirlenmesi, bu süreci gerçek bir siyasi dönüşümün hazırlığı olmak yerine mevcut durumu pekiştiren bir araca dönüştürmektedir. Bu durum, krizi çözmek yerine derinleştirmektedir.”

“Suriye Kürt Ulusal Konseyi, bu bildiriyi tekçiliği ve iktidarın tekelleşmesini pekiştiren bir adım olarak görmektedir. Bu durum, siyasi ve etnik çoğulculuğu sağlamak için bildirinin yeniden gözden geçirilmesi yönünde tüm ulusal demokratik ve etnik güçlerden sorumlu bir duruş gerektirmektedir.”

“Konsey ayrıca, Kürt meselesinin yerli bir halkın meselesi olarak adil ve demokratik çözümü için mücadele etme, tüm vatandaşlarının haklarını garanti altına alan ve aralarında adalet ve eşitliği sağlayan adem-i merkeziyetçi bir Suriye çerçevesinde mücadele etme kararlılığını vurgulamaktadır.”

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas, Edan Alexander’ı serbest bırakacak

Yayınlanma

Edan Alexander

Hamas, ateşkese arabulucu ülkelerin sunduğu öneriye yanıt olarak Gazze’de esir tutulan biri hayatta 4’ü ölü, 5 ABD-İsrail vatandaşını teslim edeceğini duyurdu.

Hamas’tan yapılan açıklamada, dün arabulucu ülkeler Mısır ve Katar’dan müzakerelerin yeniden başlatılmasına ilişkin bir öneri alındığı ve olumlu şekilde değerlendirildiği belirtildi. Öneriye cevaben Hamas’ın ABD vatandaşlığı da bulunan hayattaki İsrail askeri Edan Alexander ile 4 ABD-İsrail vatandaşının naaşını teslim edeceği aktarıldı.

Hamas’ın ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin müzakerelere başlamaya hazır olduğu vurgulanan açıklamada, İsrail’e ateşkes anlaşmasına tam uyma çağrısı yapıldı.

Gazze’de 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşaması 2 Mart’ta sona ermişti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail hükümeti, 3 Şubat’ta başlaması gereken ikinci aşama müzakerelerini engellemişti.

İsrail, 2 Mart’ta Gazze Şeridi’ne her türlü insani yardım malzemesinin girişini durdurmuş, 9 Mart’ta da Gazze Şeridi’ne elektrik tedarikini kesmişti.

İsrail müzakere heyetinin 10 Mart’ta “kalıcı ateşkesi görüşme” yetkisi olmaksızın Katar’ın başkenti Doha’ya ulaştığı bildirilmişti. ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da müzakerelere katılmıştı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail, Suriye’den sonra Lübnan’da da kalıcı işgale hazırlanıyor

Yayınlanma

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, kara sınırını belirlemek için Lübnan’la yapılması planlanan müzakerelere rağmen İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki beş stratejik noktada “süresiz olarak” kalacağını söyledi.

Katz’ın ofisinden yapılan açıklamaya göre, dün Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir ve diğer üst düzey askeri yetkililerle yaptığı değerlendirme toplantısında Katz, “Ordunun Lübnan’daki tampon bölgeyi kontrol eden beş noktada süresiz olarak kalacağını ve bunun, kuzeydeki İsrail vatandaşlarını korumak adına alınan bir karar olduğunu” net bir şekilde ifade etti. Ayrıca, bu durumun gelecekte, sınırdaki anlaşmazlık noktalarıyla ilgili olası müzakerelerle bağlantılı olmadığını açıkladı.

Times of Israel’de yer alan habere göre Katz, orduya bu beş stratejik noktadaki mevzilerini güçlendirmesi ve uzun süreli işgale hazırlanması talimatını verdi.

İsrail ve Lübnan; ABD ve Fransa arabuluculuğunda iki ülke arasındaki kara sınırı dahil sorunların çözümü için üç ortak çalışma grubunun kurulması konusunda anlaşmıştı. İsrail basınına göre Tel Aviv yönetimi bu sürecin sonunda Lübnan ile ilişkilerini normalleştirmeyi hedefliyor. Hizbullah’a yakın medyaya göre “yeni Lübnan yönetiminin ABD’nin çıkarlarına daha uygun bir pozisyonda olması, Hizbullah’ın bu sürece karşı koymasını zorlaştırıyor.” Ancak yine de “Lübnan içinde bu plana karşı ciddi bir direnç oluşacağı da kesin.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English