Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Global Times’tan Tayvan’ı ziyaret eden ABD Kongre heyetine: İlgi çekmeye çalışıyorlar

Yayınlanma

Bir ABD kongre heyeti Tayvan adasına beş günlük bir ziyarette bulunuyor. ABD’li yetkililerin pazar günü başlayan ve perşembe günü sona erecek olan ziyaret boyunca Tayvan lideri Lai Ching-te ve Başkan Yardımcısı Hsiao Bi-khim görüşecekleri bildirildi. Çin’in Global Times gazetesi “Washington’da fazla önem taşımayan bu ABD’li siyasetçilerin ayrılıkçı Demokratik İlerleme Partisi (DPP) yetkililerine desteklerinin sözde bir destek olduğunu” yazdı.

Washington eyaletini temsil eden Demokrat Marilyn Strickland’ın başkanlık ettiği heyette Demokrat Partili meslektaşları Kaliforniya’dan Julia Brownley, Hawaii’den Jill Tokuda ve Teksas’tan Jasmine Crockett’in de yer aldığı kaydedildi.

Tayvan’dan yapılan açıklamada, ABD’li heyete özel, “Tayvan-ABD ilişkileri, boğazlar arası ve bölgesel barış ve güvenlikle ilgili önemli konularda görüş alışverişinde bulunmak üzere” bir ziyafete düzenleneceği belirtildi.

Bu heyet tamamen kadın milletvekillerinden oluştuğu için Tayvan’ın açıklamasında, “kadınların siyasi ve kamusal hayata katılımı konusunda da görüşmelerde bulunmayı dört gözle bekledikleri” ifade edildi.

Fudan Üniversitesi Tayvan Çalışmaları Merkezi Direktörü Xin Qiang, pazartesi günü Global Times’a verdiği demeçte, ABD Kongresi’nin uzun zamandır “Tayvan bağımsızlık yanlısı” güçleri desteklemede ön saflarda yer aldığını söyledi.

Çin ve ABD arasındaki stratejik rekabetin yoğunlaşmasıyla ve ABD başkanlık seçimlerinin yaklaşmasıyla birlikte, ABD’de Tayvan’ın bir pazarlık kozu olarak kullanılmasını savunan şahin siyasi figürlerin öne çıktığını kaydeden Xin, bu ABD’li siyasetçilerin kişisel kazanç için “Tayvan kartını” oynamaya çalıştıkları yorumunda bulundu.

Global Times’a konuşan Çinli uzmanlar Strickland dışında diğer heyetin “Kongre’de pek tanınmayan ve politikada çok az etkisi olan” isimler olduğunu Tayvan gezilerini “siyasi profillerini geliştirmek, medyanın ilgisini çekmek ve ideolojik ve Çin karşıtı duruşlarını sergilemek için” kullandıklarını söyledi.

Çin’den ziyarete ilişkin resmi bir tepki ya da açıklama gelmedi.

DİPLOMASİ

AB ve Güney Kore dijital ticaret anlaşması imzaladı

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu ve Güney Kore, pazartesi günü mevcut serbest ticaret anlaşmalarına eklenecek bir dijital ticaret anlaşması üzerinde mutabakata vardı ve AB ticaret şefi Maroš Šefčovič bunu “önemli bir kilometre taşı” olarak nitelendirdi.

POLITICO’ya göre anlaşma, Seul’ün AB’nin teknoloji ve e-ticareti düzenleyişine dair bir “güvenoyu” anlamına geliyor. 

Bir Komisyon kaynağı duyuru öncesinde yaptığı açıklamada, Amerika ile 1,7 trilyon dolarlık transatlantik ticari ilişkinin kötüleşmesi nedeniyle AB’nin dış ticaretini çeşitlendirme çabasına atıfta bulunarak, “Siyasi açıdan bu önemli bir sinyal,” dedi.

İsminin açıklanmasını istemeyen kaynak, “AB’nin birlikte çalışabileceği daha fazla benzer düşünen ülke olabilir,” diye ekledi. AB son aylarda Güney Amerika ülkelerinden oluşan Mercosur bloğu ve Meksika ile anlaşmalar imzaladı ve bu yıl Hindistan ile bir serbest ticaret anlaşması yapmak istiyor.

Šefčovič, Kore Ticaret Bakanı Cheong In-kyo ile görüştükten sonra Brüksel’de anlaşmayı duyurdu. Gazetecilere yaptığı açıklamada, transatlantik ticarette gerilimin tırmanmasını önleme çabaları sürerken dijital anlaşmanın önemini vurguladı.

Šefčovič, ABD’nin bir anlaşmaya yanaşmadığını ileri sürerek, “Karşılıklı fayda sağlayarak ilerlememizi mümkün kılacak birkaç alanı birlikte belirledik. Ama sonuçta bu işler tek başına olmaz,” dedi.

Ticaret Komiseri pazartesi günü Taylandlı mevkidaşı ile de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Ayrıca Endonezya, Malezya, Filipinler ve Orta Doğu’daki ortaklarla ticari bağları derinleştirmek üzere devam eden görüşmelere de değindi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD, G7’den Rusya’ya karşı tavrını yumuşatmasını istiyor

Yayınlanma

ABD, G7 ülkelerinden Rusya’ya karşı daha ılımlı bir ton benimsemesini talep ediyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, düşmanca söylemlerin Rusya ve Ukrayna’yı müzakere masasına oturtmayı zorlaştıracağını belirtti. Bu durum, Kanada’da yapılacak G7 zirvesi öncesinde Washington’ın müttefikleri arasında endişe yaratmış durumda.

ABD, Beyaz Saray’ın Rusya ve Ukrayna’yı müzakere masasına oturtma çabalarını engelleyebilecek ifadelerden kaçınılmasını isteyerek, G7’den Rusya’ya karşı daha ılımlı bir ton benimsemesini talep etti.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun bu yöndeki açıklamaları, Washington’ın müttefikleri arasında endişe yarattı.

Kanada’nın Quebec eyaletindeki La Malbaie tatil beldesinde 12-14 Mart tarihleri arasında düzenlenecek olan G7 dışişleri bakanları toplantısı, Donald Trump’ın ocak ayında yeniden göreve gelmesinden sonraki ilk toplantı olacak.

G7 ülkeleri arasında İngiltere, Almanya, İtalya, Kanada, ABD, Fransa ve Japonya bulunuyor.

Dört G7 diplomatının aktardığına göre, Kanada başlangıçta G7’nin Ukrayna ihtilafı, Orta Doğu ve Çin gibi tüm konuları kapsayan ortak bir bildiri üzerinde anlaşmaya varabileceğini umuyordu.

Ayrıca, Rusya’nın “gölge filosunun” operasyonlarını kısıtlamaya yönelik önlemleri özetleyen ikinci bir deklarasyonun da yayımlanması hedefleniyordu.

Fakat Reuters ajansına konuşan diplomatlara göre, ortak bir metin üzerinde anlaşmaya varmak oldukça zorlu bir süreç ve uzlaşmaya varılması mümkün olmayabilir.

İki diplomat, ABD’nin belgeden yaptırımlara ve Ukrayna ihtilafına ilişkin atıfların çıkarılmasını istediğini ve Çin’e karşı daha sert ifadeler talep ettiğini belirtti.

Rubio, Suudi Arabistan’da yapılacak ABD-Ukrayna görüşmeleri öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, engellerin her zaman olacağını ancak Washington’ın Rusya ve Ukrayna’nın diyaloğa başlamasını engelleyebilecek hiçbir ifadeye razı olmayacağını söyledi.

Rubio, “Düşmanca söylemlerin, özellikle şu anda bu tür müzakereleri organize edebilecek tek taraf bizmişiz gibi görünürken, tarafları müzakereye çekmeyi çoğu zaman zorlaştırdığına inanıyoruz,” dedi.

G7’nin sonunda hem Moskova hem de Kiev’in müzakerelere başlama olanaklarını kısıtlamayacak anlamlı ve birleştirici bir belge hazırlayacağından emin olduğunu dile getirdi.

Üç diplomatın aktardığına göre, ABD ayrıca G7’nin gölge filo hakkında ayrı bir deklarasyon yayımlamasına da karşı çıktı.

Bir G7 diplomatı, “En iyi senaryo iki G7 bildirisi yayımlamak. B planı tek bir bildiri yayımlamak. Ancak Amerikalılar deniz taşımacılığıyla ilgili deklarasyonu bloke ediyor, bu nedenle işler kolay olmayacak. Kanadalıların bile kolay olduğunu düşündüğü bir konu aslında o kadar da kolay değil,” diye konuştu.

ABD Senatosu’ndan Rusya’ya yönelik yeni ‘cehennem yaptırımları’ yasası

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD Senatosu’ndan Rusya’ya yönelik yeni ‘cehennem yaptırımları’ yasası

Yayınlanma

ABD Senatosu, Rusya’nın Ukrayna’da ateşkes için müzakereye yanaşmaması durumunda uygulanacak yeni ‘cehennem yaptırımları’ yasasını gündeme getirdi. Senatör Lindsey Graham, yasanın Rusya’nın bankacılık ve enerji sektörlerini hedef alacağını belirtirken, Donald Trump da Rusya’ya yönelik olası yaptırımları değerlendirdiğini açıkladı.

Rus milyarderler, ABD yaptırımlarının hafifletilmesi umudunu beslerken ve medya, Batılı şirketlerin geri dönüşünden bahsederken, ABD Kongresi’nde Moskova’nın taviz vermemesi ve müzakere masasına oturmaması durumunda Rusya Federasyonu’na yönelik kısıtlayıcı önlemlerin sertleştirilmesine ilişkin bir yasa hazırlanmaya başlandı.

Fox News‘e konuşan tasarının yazarı Güney Carolina Senatörü Lindsey Graham, yeni yaptırımların Rus ekonomisinin bankacılık ve enerji sektörlerini etkileyeceğini söyledi.

Graham, yasanın bu hafta Kongre’ye sunulacağını ve temel amacının Moskova’yı müzakereye zorlamak olduğunu belirtti.

Graham, “Eğer ateşkes ve barış için (Donald Trump) yönetimi ile müzakerelere başlamazlarsa, onlara yaptırım cehennemini yaşatmalıyız,” ifadelerini kullandı.

Senatör, Trump yönetiminin Ukrayna’ya silah sevkiyatını ve istihbarat yardımını yeniden başlatması gerektiğini, zira Kiev’in kaderine terk edilmesinin “Afganistan’dan daha kötü” olacağını söyledi.

Graham, “Ben olsam, ateşkes sağlanana kadar Ukrayna’ya kendini savunması için her şeyi verirdim,” diye konuştu.

Rusya’ya yönelik yaptırımların sertleştirilmesi hakkında 7 Mart’ta Trump’ın kendisi de açıklamalarda bulundu.

Trump, Truth Social adlı sosyal medya platformunda, “Ateşkes ve nihai bir barış anlaşması sağlanana kadar Rusya’ya yönelik büyük ölçekli bankacılık yaptırımlarını, yaptırımları ve tarifeleri ciddi olarak değerlendiriyorum,” diye yazdı.

Öte yandan Axios‘a konuşan üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisi, Moskova’nın tutumunun Trump’ı kızdırmaya başladığını söyledi: ABD Başkanı, Vladimir Zelenskiy’i müzakere masasına oturtmak için Kiev’i silah ve istihbarat verisi tedarikinden kestikten sonra Rusya’nın Ukrayna topraklarına yönelik saldırılarını yoğunlaştırmasından memnun değil.

Bloomberg‘in Moskova’daki kaynaklarına göre, Putin Ukrayna’da ateşkesi görüşmeye hazır, ancak öncelikle gelecekteki bir barış anlaşmasının çerçeve ilkelerinin üzerinde anlaşılmasında ısrar ediyor.

Ayrıca Kremlin, Ukrayna’ya barış güçleri gönderecek ülkelerin belirlenmesine katılmak istiyor. Bloomberg‘in kaynakları, Putin’in özellikle bu rolü Çin’in üstlenmesine itiraz etmediğini dile getirdi.

ABD Hazine Bakanı: Ukrayna’da barış için Rusya’ya karşı ‘agresif’ yaptırımlara hazırız

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English