Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Hizbullah’ın Frenciye tercihi keskin bir yol ayrımına işaret

Yayınlanma

Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, cumhurbaşkanı seçimlerinde Marada Hareketi lideri Süleyman Frenciye’yi destekleyeceklerini duyurdu.15 Mayıs 2022’de yapılan seçimlerden sonra yeni bir hükümet kurulamadığı için geçici hükümetle yönetilen ülkede cumhurbaşkanının belirlenmesi siyasi tıkanıklığı açabilir ancak Hizbullah’ın desteği Frenciye’nin cumhurbaşkanı seçilmesi için yeterli olmadığı gibi Hizbullah’ın bu tercihi Özgür Yurtseverler Hareketi ile keskin bir yol ayrımına işaret ediyor.

Ekonomik krizin vurduğu Lübnan’da Mayıs ayında yapılan genel seçimlerden sonra eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn, 22 Haziran’da Necib Mikati’ye hükümeti kurma görevini verdi. Ancak son seçimde oluşan dengeler, Hizbullah ve Hizbullah karşıtları şeklinde özetlenebilecek iki ana bloktan birinin çoğunluğu sağlamasına izin vermiyor. Öte yandan kökleri Fransız manda dönemine uzanan mezhebe dayalı kota sistemi de süreci iyice felce uğratıyor. Mezhebe dayalı sistem, parlamento başkanının Şii, başbakanın Sünni ve cumhurbaşkanının Hristiyan Maruni olmasını öngörüyor. Ancak ne Sünniler ne de Maruniler kendilerinin doldurması gereken koltuklar için uzlaşamıyor. Bu süreçte mevcut Başbakan Necib Mikati, siyasi krize tampon olması için geçici olarak göreve getirildi. Ülke geçici hükümetle yönetilirken Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın görev süresinin 31 Ekim’de sona ermesinden bu yana Meclis, 11 defa oturum düzenlenmesine rağmen cumhurbaşkanını seçemedi. Bu oturumlarda Hizbullah boş oy atarak iki Maruni ortağı Marada Hareketi ve Özgür Yurtseverler arasında seçim yapmaktan kaçındı.

Hizbullah ve Hristiyan ortakları

Hizbullah’ın açmazı; eski “düşmanı” Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ı ülkedeki en yüksek makama taşıyan anlaşma ile kazandığı Özgür Yurtseverler ve her yıl daha da kan kaybeden ve şu an Meclis’te sadece iki vekil ile temsil edilen “kadim” ortağı Marada arasında seçim yapmak zorunda kalmasıydı. Üstelik Lübnan basınında yer alan kimi haberlere göre Nasrallah, Frenciye’ye yıllar önce cumhurbaşkanlığını vaat etmişti.

Hizbullah bu süreçte Özgür Yurtseverler lideri Cibran Basil ile defalarca bir araya geldi ve ortak bir yol bulmaya çalıştı ancak uzlaşı sağlanamadı. O görüşmelere ilişkin açıklama yapan Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Basil ile görüştüğünü aktardı. Görüşmede, Hizbullah’ın bu süreçte desteklediği cumhurbaşkanı adayının Frenciye olduğunu Basil’e söylediğini dile getiren Nasrallah, “Hizbullah’ın doğal olarak cumhurbaşkanı seçimlerinde desteklediği aday ve aranan özelliklere sahip olduğu düşünülen kişi Süleyman Frenciye’dir” dedi.

süleyman frenciye

Hizbullah ve Emel Hareketi’nin desteği Süleyman Frenciye’nin cumhurbaşkanı seçilmesi için yeterli değil.

Esad’ın yakın arkadaşı

56 yaşındaki Frenciye, köklü bir aileden geliyor ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a oldukça yakın bir isim. Kendisiyle aynı adı taşıyan büyükbabası Süleyman Frenciye, 1970’ten 1975-90 iç savaşına kadar devlet başkanı olarak görev yaptı. Frenciye 13 yaşındayken babası Tony Frenciye, annesi ve kız kardeşiyle birlikte 1978’de Ehden dağ beldesinde rakip Hristiyan Maruni güçler tarafından düzenlenen bir katliamda öldürüldü. O katliama karışan ancak yaralandığı için operasyondan çekildiği açıklayan Semir Caca, bugün Meclis’te Hizbullah karşıtı koalisyonu yönetiyor ve Frenciye ile 2018’de “barışmasına” rağmen cumhurbaşkanı olmasına şiddetle karşı çıkıyor. Lübnan Güçleri Partisi’nin lideri Caca, Frenciye’nin cumhurbaşkanı olmaması için elinden gelen her şeyi yapacağını söylüyor. Frenciye, Meclis Başkanı Nebih Berri’nin liderliğindeki Emel Hareketi’nin desteğini almasına karşın, seçilmesi için gereken 65 oya hâlâ ulaşamıyor.

Mutabakata bağlıyız”

Öte yandan açıklamasında Özgür Yurtseverler ile Hizbullah arasında 6 Şubat 2006’da imzalanan “Mar Mikail Mutabakatı”na değinen Nasrallah, “Mutabakata başından beri bağlı kaldık ve hala bağlı kalmakta kararlıyız. Ancak bu mutabakat bizleri bir partiye dönüştürmedi ve halen iki partiyiz. Mutabakatta bir tarafın cumhurbaşkanı, başbakan ve meclis başkanı adaylarını diğer tarafa dayatması zorunluluğu bulunmuyor” dedi. Nasrallah, Özgür Yurtseverler’den seçilen ve görev süresi 31 Ekim 2022’den dolan 13. Cumhurbaşkanı Mişel Avn’a verdikleri desteğin de söz konusu mutabakattan kaynaklanmadığını ifade etti. ÖYH lideri Basil, partisinin hükümet içinde eski nüfuzunu korumak için cumhurbaşkanının yeniden partisinden seçilmesinde ısrar ediyor. Dolayısıyla Hizbullah’ın Frenciye tercihi Özgür Yurtseverler ile yol ayrımına geldiğine işaret ediyor. Ortaklığın bozulması ve Özgür Yurtseverlerin olası blok değişimi Meclis’teki dengeleri Hizbullah aleyhine değiştirebilir. Caca liderliğindeki Hizbullah karşıtı blok, Meclis’te hem cumhurbaşkanını belirleyecek hem de hükümeti kuracak çoğunluğu sağlamaya yaklaşabilir.

ORTADOĞU

BM Özel Komitesinden “Gazze” raporu: Soykırım tanımıyla uyuşuyor

Yayınlanma

Birleşmiş Milletler (BM) Özel Komitesi’nin yayımladığı raporda, İsrail’in Gazze’ye saldırılarının “soykırım tanımıyla uyuştuğu” belirtildi. Hamas da İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde 41 günde 2 bin Filistinliyi öldürdüğünü duyurdu.

İsrail’in, işgali altındaki topraklarda, Filistinli ve diğer Arap halklarına yönelik insan haklarını etkileyen uygulamaları araştıran BM Özel Komitesi raporu yayımlandı.

Ekim 2023-Temmuz 2024 döneminde yapılan incelemelere dayanan raporda, Gazze’deki kitlesel sivil kayıplar ve Filistinlilere “kasıtlı” olarak dayatılan yaşamı tehdit eden koşullara dikkat çekildi. Raporda, söz konusu koşullar göz önüne alındığında İsrail’in Gazze’ye saldırılarının “soykırım tanımıyla uyuştuğu” kaydedildi.

İsrailli yetkililerin, Filistinlileri, yiyecek ve su gibi yaşamsal ihtiyaçlardan mahrum bırakan politikaları “açıkça” desteklediği belirtilerek şu ifade kullanıldı: “İnsani yardımın sistematik ve hukuksuz şekilde engellenmesi, İsrail’in, yardımları siyasi ve askeri kazanımlar için araçsallaştırma niyetini açıkça ortaya koymaktadır.”

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) bağlayıcı kararlarına rağmen insani yardımların engellendiğinin belirtildiği raporda, “İsrail kasıtlı olarak ölüme ve açlığa neden olmakta, açlığı bir savaş yöntemi olarak kullanmakta ve Filistin halkını toplu olarak cezalandırmaktadır” değerlendirmesi yer aldı.

İsrail’in hedefindeki UCM Başsavcısı’na “cinsel taciz” soruşturması

Raporda ayrıca, İsrail’in “kapsamlı bombalama” saldırılarının, Gazze’deki temel hizmetleri “yok ettiği” ve insan sağlığına kalıcı etkileri olacak “çevre felaketine” neden olduğu kaydedildi.

İsrail’in yapay zekâ destekli hedef sistemlerine ilişkin endişelerin de yer aldığı raporda, “(Bu durum), İsrail’in sivil ayrımı yapma ve sivil ölümlerini önlemek için yeterli önlemleri alma yükümlülüğünü göz ardı ettiğini göstermektedir” denildi.

İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 210’u çocuk, 11 bin 742’si kadın olmak üzere 43 bin 736 Filistinli öldü, 103 bin 370 kişi yaralandı.

Enkaz altında hala binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

“Generallerin Planı” kapsamında 41 günde 2 bin kişi katledildi

Öte yandan Hamas’tan yapılan açıklamada, İsrail ordusunun 41 gündür Gazze Şeridi’nin kuzey bölgesi olan Cibaliya, Beyt Hanun ve Beyt Lahiya’ya sürdürdüğü kuşatmasına ilişkin bilgi verildi.

İsrail’in 41 gündür kuşatma uygulayıp kara ve hava saldırıları düzenlediği Gazze’nin kuzeyinde, 2 bin Filistinlinin yaşamını yitirdiği, 6 bin kişinin yaralandığı ve yüzlerce kişinin enkaz altında kaldığı bildirildi.

Gazze’nin kuzeyinde yaşayan 80 bin Filistinlinin kuşatma altında mahsur kaldığına dikkat çekilen açıklamada, İsrail’in bölgede soykırım ve etnik temizlik gerçekleştirdiği kaydedildi.

“Generallerin Planı”nın mimarı: Ya teslim olacak ya açlıktan ölecekler

Açıklamada, “İsrail ordusu tüm barınma merkezlerini ve hastaneleri hedef aldı, sağlık personelini alıkoydu, ambulansları imha etti, tıbbi ve insani yardımların girişini engelledi” ifadesi kullanıldı.

Gazze Şeridi’nin kuzey bölgesi olarak bilinen Beyt Lahiya, Beyt Hanun ve Cibaliya’nın nüfusu 200 bin olarak tahmin edilirken, bunların yarısından fazlasının Gazze kentine göçe zorlandığı biliniyor.

Bu adımın, daha önce İsrail basınına yansıyan ve “Generaller Planı” olarak bilinen, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze’nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Trump’a “hediye” mi sahadaki gerçek mi?

Yayınlanma

Netanyahu’nun, Trump’a erken dış politika “hediyesi” olarak Lübnan’da ateşkes önerisi sunmaya hazırladığı iddia edildi. İsrail’in ateşkes arayışının arka planında ise Lübnan’ın güneyinde verdiği ağır kayıplar ve ordunun savaşmak istememesi yer alıyor.

İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in, ABD Başkanı seçilen Donald Trump ve damadı Jared Kushner’e Lübnan’da ateşkes anlaşmasını ilerletmek istediklerini ilettiği öne sürüldü.

The Washington Post gazetesinin üç mevcut ve eski İsrailli yetkiliye dayandırılan haberinde İsrail’in, Trump’a “erken bir dış politika zaferi kazandırmak amacıyla” Lübnan’da ateşkes anlaşmasını hızlandırmak istediği iddia edildi.

İsrail’in ateşkes isteğinin arka planında ise karadan işgal etmeye çalıştığı Lübnan’ın güneyinde ağır kayıplar vermesi ve ordunun Lübnan’da savaşmak istememesi yer alıyor. Washington Post haberinde ise İsrail’i ateşkes isteğine iten sahadaki bu gerçeklere değinilmedi.

İsrail ordusu Lübnan’da savaşmak istemiyor

Haberde İsrailli Bakan Dermer’in, ABD’de Trump ve damadı Kushner ile pazar günü Lübnan’da ateşkese ilişkin teklifi görüştüğü, akabinde ise Beyaz Saray’a giderek Biden yönetimi yetkilileriyle Lübnan ile ilgili mevcut görüşmeleri ele aldığı kaydedildi.

İsrailli bir yetkilinin, “İsrail’in Trump’a ocak ayında Lübnan konusunda bir hediye vereceğine ilişkin anlayış olduğu” yorumuna yer verilen haberde, bir başka İsrailli yetkiliye göre “Trump ile görüşmeler, Batı ve Rusya işbirliğini içeren İsrail’in Lübnan’da ateşkes önerisine” odaklandı.

Haberde, İsrailli yetkililere göre ateşkes teklifinin şartlarından birinin, Hizbullah’ın Litani Nehri’nin ötesine çekilmesi olduğu belirtilirken, İsrailli bir askeri yetkili ise ateşkes görüşmelerinin başarısızlığa uğraması halinde Lübnan’da kara saldırılarını artırmak için planların oluşturulduğunu söyledi.

Hizbullah’a yakın bir kaynağa göre “Hizbullah’ın geçici ateşkes kapsamında Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmeye hazır olduğu” iddiasına yer verilen haberde, İsrailli bir yetkiliye dayandırılarak “Lübnan ordusunun, ABD ve İngiltere’nin gözetiminde, ilk 60 gün boyunca sınır bölgesinin kontrolünü sağlayacağı” ileri sürüldü.

Yedioth Ahronot gazetesi geçen hafta ismini açıklamayan ABD’li yetkililere dayandırdığı haberinde Trump’ın Biden yönetimine İsrail ile Hizbullah arasında ateşkese varılmasına ilişkin mesaj yolladığı ileri sürülmüştü.

WSJ: Hizbullah’ın direnişi İsrail için eziyete dönüşebilir

Lübnan’a karadan işgal etmeye çalışan İsrail ordusu, ağır kayıplar vermeye devam ediyor. Daha dün tek bir çatışmada 6 İsrail askeri öldürüldü. Üstelik Lübnan’a yönelik saldırılarının gerekçesi olan İsrail’in kuzeyindeki toplulukların evlerine dönmeleri sağlanamadığı gibi durum, İsrail açısından daha da kötüleşti. Lübnan’dan İsrail’e atılan füzeler ve İHA saldırıları İsrail’in iç kesimlerine yayıldı ve bu saldırılar her gün İsrail’in kuzeyi başta olmak üzere onlarca yerleşim yerinde sirenlerin çalması ve insanların sığınakları koşmasına neden oluyor.

Sahadaki bu durum karşısında son haftalarda İsrail ordusu, basına “Lübnan’da hedeflerin çoğuna ulaşıldığına” yönelik haberler servis etmeye başladı. Sızdırılan bu açıklamaların savaşın devamına karar verecek İsrail ordusuna bir mesaj olduğu tahmin ediliyor. İsrail ordusunun, Gazze cephesinde savaş devam ederken Lübnan’a kara operasyonu düzenlemesine itiraz ettiği de biliniyordu. İsrail’in ilan ettiği savaş hedeflerine ulaşılmasının imkansızlığı, ordunun “gönülsüzlüğü” ve verilen ağır kayıplarla birleşince İsrail hükümeti diplomasiyi yeniden öne almak zorunda kaldı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Katz’ın “Hizbullah” açıklaması Halevi’yi bile şaşırttı

Yayınlanma

Katz-Halevi

Netanyahu tarafından görevden alınan Yoav Gallant’ın yerine atanan İsrail’in yeni Savunma Bakanı Israel Katz’ın İsrail’in hedeflerinden birinin Hizbullah’ın silahsızlandırılması olduğunu açıklarken Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi şaşkınlığını gizleyemedi.

İsrail Lübnan’ın güneyinde karadan ilerlemeye çalışırken Washington ve Beyrut’ta İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmaların müzakere yoluyla sona erdirilmesine yönelik müzakereler sürüyor. Ancak İsrail’in yeni Savunma Bakanı Israel Katz, İsrail’in tüm hedeflerine ulaşana kadar savaşmaya devam edeceğini söyledi.

Genelkurmay Başkanı Korgeneral Herzi Halevi ile birlikte Kuzey Komutanlığı’nı ziyaret eden Katz, “Ateşkes yapmayacağız, ayağımızı gazdan çekmeyeceğiz ve savaşın hedeflerine ulaşılmasını içermeyen hiçbir düzenlemeye izin vermeyeceğiz” dedi.

Katz bu hedefleri “Hizbullah’ı silahsızlandırmak, Litani Nehri’nin ötesine itmek ve kuzey İsrail sakinlerinin güvenli bir şekilde evlerine dönmelerini sağlamak” olarak sıraladı.

Açıklamasının videosunda Halevi’nin Katz’ın Hizbullah’ı silahsızlandırmayı savaşın hedeflerinden biri olarak söylemesine şaşkınlıkla tepki verdiği görüldü, zira İsrail hükümetinin resmi olarak açıkladığı böyle bir hedefi bulunmuyor.

Katz, İsrail’in “[herhangi bir anlaşmayı] kendi başına uygulama ve her türlü terörist faaliyet ve örgüte karşı harekete geçme hakkı” konusunda ısrarcı olmaya devam edeceğini vurguladı ve “Şimdi tüm gücümüzle Hizbullah’ı vurmaya devam etmeliyiz” dedi.

6 İsrail askeri öldürüldü

Öte yandan Lübnan’ın güneyinde karadan işgalini ilerletmeye çalışan İsrail, Hizbullah’la girdiği çatışmada 6 askerini daha kaybetti. Çatışma, İsrail’in güney Lübnan’daki kara operasyonunu daha da genişleteceğini açıkladığı sırada, meydana geldi ve Lübnan’da kara işgalinin başlamasından bu yana İsrail’in tek günde verdiği en ağır kayıplardan biri oldu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada askerlerin Golani Tugayı’nın 51. Taburunda görev yaptıkları belirtildi. Ordunun soruşturmasına göre askerler Lübnan’ın güneyindeki bir köyde bir binanın içinde en az dört Hizbullah militanıyla girdikleri çatışmada öldürüldü.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English