Bizi Takip Edin

Avrupa

Hollanda’da AP seçimleri: Hem Wilders hem Yeşiller zafer ilan etti

Yayınlanma

Sandık çıkış anketlerine göre, Hollanda’da Geert Wilders’in partisi PVV, Avrupa Parlamentosu’nda yedi sandalye kazanma yolunda, fakat İşçi Partisi-Yeşiller ittifakı da sekiz sandalye kazanmaya hazırlanıyor.

Anket şirketi Ipsos I&O’ya göre PVV 2019’da hiç sandalye kazanamadı ama şimdi 720 sandalyeli Avrupa Parlamentosu’nda Hollanda’ya ayrılan 31 sandalyenin yedisine sahip olacak gibi görünüyor. 

Bu da PVV’yi sekiz sandalyeli İşçi Partisi-Yeşiller ittifakının hemen arkasına yerleştiriyor.

Wilders gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bu akşam açık ara en büyük kazanan biziz,” dedi ve 27 üye ülkenin tamamının oylarını kullanmasının ardından 9 Haziran’da resmi sonuçlar açıklandığında PVV’nin hâlâ birinci çıkabileceğini umduğunu ifade etti.

Wilders sonucun “çok güzel” olduğunu da ekledi.

Aynı sevinç, Wilders’in İşçi Partisi ve Yeşiller’den oluşan rakiplerinin Utrecht kentinde düzenlediği seçim etkinliğinde de hakim oldu ve sandık çıkış anketi sonuçları alkışlarla karşılandı.

Yeşiller AP üyesi Bas Eickhout ve Ulusal İttifak lideri Frans Timmermans, sandık çıkış anketinin AB’nin geri kalanındaki yankısına dikkat çekti.

AB’nin eski iklim şefi Timmermans, “Avrupa yanlısı partilerin tüm sandalyelerini sayarak Avrupa’nın geri kalanına şunu söylüyoruz: Radikal sağın bu seçimleri kazanacağı kesin değil! Hollanda’nın ne yaptığına bakın: Siz de aynısını yapın!” dedi. 

Fakat sosyal demokratlardaki sevinç gösterilerine rağmen sandık çıkış anketi sonuçları, iltica ve göç gibi alanların yanı sıra iklim politikasını da etkileyebilecek olan sağın tahmin edilen yükselişinin bir teyidi niteliğinde.

Aynı zamanda geçtiğimiz Kasım ayında yapılan ulusal seçimlerde birinci gelerek Hollanda siyaset sahnesini altüst eden Wilders’in de yükselişini teyit ediyor ve partisinin tek bir sandalye bile kazanamadığı 2019’daki son Avrupa seçimleriyle tam bir tezat oluşturuyor. 

Ipsos I&O’ya göre seçime katılım oranı geçen seçime kıyasla beş puanlık bir artışla yüzde 47 oldu. Timmermans Utrecht’teki etkinlikte bu katılımı “Duvar’ın yıkılışından bu yana en yüksek katılım” olarak selamladı.

Görevden ayrılan başbakan Mark Rutte’nin merkez sağ partisinin (VVD) dört sandalye kazanması ve bir sandalye kaybetmesi bekleniyor.

Wilders’in daha küçük koalisyon müttefikleri olan Çiftçi Yurttaş Hareketi (BBB) ve Yeni Toplumsal Sözleşme (NSC) de sırasıyla iki ve bir sandalye kazanmayı başarmış görünüyor. 

Avrupa

Meloni, Ukrayna’nın Rusya topraklarını vurmasına karşı duruşunu koruyor

Yayınlanma

İtalyan gazetesi Il Fatto Quotidiano’nun haberine göre İtalya, Almanya’nın aksine, Ukrayna’ya tedarik ettiği silahların Rusya topraklarındaki hedeflere karşı kullanılmasına yönelik kısıtlamaları kaldırmayacak. Başbakan Giorgia Meloni’nin bu konudaki tutumunun değişmediği belirtilirken, Roma’nın Storm Shadow füzeleri gibi uzun menzilli silahların sadece Ukrayna sınırları içinde kullanılmasında ısrarcı olduğu vurgulandı.

İtalyan gazetesi Il Fatto Quotidiano‘nun hükümet kaynaklarına dayandırdığı haberine göre İtalya, Almanya’nın aksine, Ukrayna’ya tedarik edilen silahların Rusya topraklarına yönelik saldırılarda kullanılmasına ilişkin kısıtlamaları yeniden gözden geçirmeyi düşünmüyor.

Başbakan Giorgia Meloni’nin ofisinden, Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in benzer kısıtlamaların kaldırıldığına dair son açıklamaları hakkında yorum yapılmazken gazete, Roma’nın bu konudaki tutumunu değiştirmeyi ve Berlin’in yolunu izlemeyi planlamadığını yazdı.

Gazete, Başbakan Giorgia Meloni’nin geçen yıl haziran ayında dahi dönemin NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Ukrayna’nın Rusya topraklarına saldırmasına izin verilmesi çağrısını açıkça eleştirdiğini hatırlattı.

Kaynaklara göre, İtalyan başbakanının bu pozisyonu o zamandan beri değişmedi.

Storm Shadow füzeleri ve kontrol tartışması

Ukrayna’ya yapılan on bir askeri yardım paketinin detayları resmi olarak açıklanmasa da, Il Fatto Quotidiano, Roma’nın Rusya’nın içlerine doğru saldırılar düzenlemeye imkan tanıyan menzile sahip Storm Shadow füzelerini teslim ettiğini belirtti.

Haberde, İtalya’nın bu silahların herhangi bir şekilde kullanımının Ukrayna topraklarıyla sınırlı olması gerektiği konusunda ısrarcı olduğu, ancak Batı silahlarının savaş alanındaki uygulamasını gerçekte kimin kontrol ettiğinin belirsizliğini koruduğu vurgulandı.

Bu belirsizlik, sahadaki fiili durum hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Almanya cephesinden çelişkili açıklamalar

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, 27 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Berlin’in Kiev’e tedarik edilen silahların Rusya’daki hedeflere karşı kullanımına yönelik kısıtlamaları kaldırdığını duyurmuştu.

Merz ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve Birleşik Krallık’ın da benzer kararlar aldığını iddia etmişti.

Ancak, ABD Dışişleri Bakanlığı bu bilgiyi teyit etmekten kaçındı. Kısa bir süre sonra ise Almanya Maliye Bakanı Lars Klingbeil, bu konuda herhangi yeni bir anlaşmanın söz konusu olmadığını belirtti.

Merz, Ukrayna konusunda ‘çelişkili’ açıklamaları nedeniyle eleştirilerin hedefinde

Okumaya Devam Et

Avrupa

Alman Ekonomi Bakanı Reiche, Brüksel’den sübvansiyon desteği bekliyor

Yayınlanma

Almanya’nın yeni ekonomi bakanı Katherina Reiche, Brüksel’den Alman enerji yoğun şirketleri destekleme planını onaylaması için çağrıda bulunurken, ülkenin ağır sanayisinin hayatta kalmasının Avrupa’nın egemenliği için hayati önem taşıdığını ileri sürdü.

Financial Times’a (FT) konuşan Reiche, Avrupa Komisyonu’nun, Almanya’nın savaş sonrası en uzun durgunluk dönemini sona erdirmek için kimya ve çelik gibi sektörlerin elektrik maliyetlerini sübvanse etme ihtiyacını anladığını umduğunu söyledi.

Berlin’in “yapısal reformları” hayata geçirerek ve altyapı ve savunma sanayisine 1 trilyon avroluk bir yatırım planı başlatarak “ödevini yapmaya” kararlı olduğunu vurgulayan Reiche, Rusya ve Çin’e aşırı bağımlılığa yol açan önceki hatalara işaret ederek, diğer imalat sanayilerinin de korunması gerektiğini savundu.

Reiche, “Almanya’da çelik üretimi olmaması, yeni bağımlılıklara girilmesi anlamına gelir. Temel kimyasal üretiminin olmaması, yeni bağımlılıklara girilmesi anlamına gelir,” iddiasında bulundu.

Reiche, Almanya’daki büyümenin, Avrupa’da yeniden büyüme sağlamak için önemli olduğunu da savundu. Komisyon, bu yılki büyüme hedeflerini aşağıya çekmek zorunda kalmıştı. Alman bakana göre bu nedenle, Almanya’yı bir “iş merkezi” olarak yeniden güçlendirmekönemli.

Muhafazakâr Şansölye Friedrich Merz’in yeni koalisyonu, büyümeyi canlandırmak ve ülkenin otomobil üreticilerini ve diğer imalatçıları desteklemek için daha geniş kapsamlı bir planın parçası olarak, vergileri ve şebeke ücretlerini düşürerek elektrik maliyetlerini kilovat-saat başına en az beş sent azaltma sözü verdi.

Hükümetin vaatleri arasında çelik, cam, çimento ve kimyasallar gibi enerji yoğun sektörler için özel bir indirimli elektrik tarifesi getirme de yer alıyor.

Plan, üye ülkelerin ekonomilerine haksız avantajlar sağlamasını önlemek için tasarlanan AB’nin devlet yardımı kurallarına aykırı olma riski taşıyor. Fakat bu kurallar, Ukrayna savaşının ardından, ülkelerin rekor düzeyde yüksek gaz fiyatlarından zarar gören sektörleri destekleyebilmesi için esnekleştirildi.

Reiche, “Almanya’da enerji yoğun sektörleri … korumak için devlet yardımı onayı gerekiyor,” dedi. Bakan, dolaylı karbondioksit maliyetlerine bağlı mevcut fiyat telafi sisteminin de “genişletilmesi” gerektiğini ekledi.

Reiche, büyümenin kıtadaki “demokrasinin sağlığı” için gerekli olduğunu savunarak, “Aynı zamanda sistemler arasında rekabet içindeyiz ve Avrupa, hızlı tepki verebileceğini göstermeli ve gösterecektir. Daha iyi olmak ve demokratik süreçlerimizi korumak ve değerlerimizi savunmak için,” diye konuştu.

Daha önce 17 yıl CDU üyesi olarak Federal Meclis’te görev yapmış ve Angela Merkel’in görev süresi boyunca iki kez bakan yardımcısı olarak görev yapmış olan Reiche, son on yılını iş dünyasında çalışarak geçirdi. Son beş yıldır Alman enerji devi Eon’un iştiraki Westenergie’nin genel müdürüydü.

Reiche, Avrupa enerji işbirliği konusunda önceki hükümetten ayrıldığını işaret etti. Brüksel’de, eski şansölye Olaf Scholz’un koalisyonu, AB’nin karbonsuzlaşma çabalarının bir parçası olarak nükleer enerjiyi teşvik eden Fransa’nın çabalarına karşı çıkmıştı.

Reiche, bu tür konularda Paris ile yapıcı bir şekilde çalışmanın önemli olduğunu söyledi. “Benim yaklaşımım, bizi ayıran noktalara daha az odaklanıp ortak noktalar bulmaya çalışmak,” diyen Reiche, bu alanlardan birinin, fisyonun aksine uzun ömürlü radyoaktif atık üretmeyen nükleer füzyon teknolojisi olacağını ekledi.

Reiche, büyük otomobil üreticileri de dahil olmak üzere Alman ihracatçılar için en önemli pazarlardan biri olan, ama aynı zamanda Avrupa için iktisadi ve jeopolitik bir tehdit olarak giderek daha fazla görülen Çin konusunda bir denge kurulması gerektiğini vurguladı.

Almanya’nın zamanla Çin ürünlerine ve hammaddelerine bağımlılığını azaltması gerektiğini savunan Reiche, Pekin ile “makul ve iyi ilişkiler” sürdürmesi gerektiğini de sözlerine ekledi ve “Bu devasa bir pazar, iktisadi bir güç, askeri bir güç… Şirketlerimiz orada büyük yatırımlar yaptı. Çin’deki yatırımlardan çok fazla katma değer elde ediyoruz,” dedi.

Reiche, kendi partisinden de birkaç kişinin dahil olduğu Alman siyasetçilerin, Rusya ile ülkesi arasındaki Kuzey Akım doğalgaz boru hatlarının yeniden faaliyete geçirilmesi yönündeki son çağrılara sert tepki gösterdi.

Alman siyasetçi, “Yine Rus gazına mı? Her gün Kiev’i bombalayan bir rejime mi? Bu benim için kesinlikle düşünülemez,” dedi.

Bir zamanlar Gazprom’un Avrupa’daki en büyük müşterisi olan Almanya’nın, bunun yerine tedarik kaynaklarını çeşitlendirme çabalarını yoğunlaştırması gerektiğini savundu. 

Alman Demokratik Cumhuriyeti’nde (DDR) büyüyen Reiche, bölgenin bazı kesimlerinde Rusya’ya karşı köklü bir sempati duyulmasının kendisine “yabancı” geldiğini söyledi.

Reiche, “Ailem, dedem ve büyük dedem birkaç kez devletleştirilen bir şirkete sahipti, bu yüzden eski Sovyetler Birliği ile ilişkilerim gerginlikten uzak değil. Duvar yıkıldığında çok mutlu oldum,” dedi.

Almanya’nın, dünyada ne olursa olsun Rus gazı arzının güvenli olduğuna inanarak “bir yanılgıya kapıldığını” söyleyen Reiche, “Bu naif tavrımızın bedelini acı bir şekilde ödedik,” diye ekledi.

Şubat ayında birçok doğu seçim bölgesinde birinci olan sağcı Almanya için Alternatif partisinin, buralardaki “belirsizlik duygusunu istismar ettiğini” savunan CDU’lu siyasetçi, bu eyaletlerin Nazi rejimi, Alman Demokratik Cumhuriyeti ve yeniden birleşme altında onlarca yıl süren siyasi ve iktisadi çalkantılar yaşadığını belirtti ve Batı Almanların “doğulu kuzenlerine” karşı beslediği bazı önyargıları hatırlattı.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Ukrayna, Alman finansmanıyla kendi topraklarında uzun menzilli füze üretecek

Yayınlanma

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile Berlin’de yaptığı görüşmenin ardından, iki ülkenin Ukrayna topraklarında Alman finansmanıyla uzun menzilli silah sistemlerinin ortak üretimi konusunda anlaştığını duyurdu. Menzil kısıtlaması olmayacak sistemlerin yanı sıra Almanya, Ukrayna’nın Starlink ağının önemli bir bölümünü de finanse edecek.

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile Berlin’de gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, Kiev’e yönelik askeri desteğin genişletileceğini ve iki ülkenin yeni bir savunma sanayi işbirliğine adım attığını duyurdu.

Dpa ajansının aktardığına göre Merz, Almanya’nın Ukrayna’da uzun menzilli silah sistemlerinin üretimine finansman sağlayacağını ve bu sistemlerin menzilinde herhangi bir kısıtlama olmayacağını belirtti.

Menzil kısıtlaması olmayacak

Görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Merz, “Bu bağlamda yeni bir şeyi vurgulamak istiyorum. Ülkenin Starlink ağının önemli bir kısmını finanse edeceğiz ve savunma bakanlarımız bugün Ukrayna’da üretilen uzun menzilli silah sistemlerinin, sözde uzun menzilli sistemlerin tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalayacaklar. Menzil konusunda herhangi bir kısıtlama olmayacak. Bu, Ukrayna’nın kendi toprakları dışındaki askeri hedeflere karşı bile kendisini tam olarak savunmasına olanak tanıyacak,” dedi.

Şansölye Merz, bu adımın iki ülke arasında “büyük potansiyele sahip yeni bir askeri-sanayi işbirliğinin başlangıcı” olduğunu vurguladı. Merz, şansölye seçilmeden önce de Ukrayna’nın Almanya’dan Taurus uzun menzilli füzeleri alabileceğini ifade etmişti.

Konuyla ilgili doğrudan bir soruya Merz, “Ukrayna’ya uzun menzilli silahlar sağlamak istiyoruz,” yanıtını verdi ve “ortak üretim” kararına atıfta bulundu. Ancak işbirliğinin ayrıntılarının kamuoyuyla paylaşılmayacağını da sözlerine ekledi.

Almanya, Ukrayna’ya silah menzil kısıtlamasını kaldırdı

Alman Savunma Bakanlığı’ndan üretim takvimi

Daha sonra Alman Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, savunma anlaşmasının imzalandığı teyit edildi.

Açıklamada, Almanya’nın Ukrayna’daki silah üretimini yatırım taahhüdü çerçevesinde “Ukrayna’da uzun menzilli silah sistemlerinin üretimini finanse edeceği” belirtildi.

Bakanlık, “2025 yılında önemli miktarda uzun menzilli silah sisteminin üretilmesi bekleniyor. Silah sistemleri hızla Ukrayna ordusunun kullanımına sunulacak, ilk sistemler sadece birkaç hafta içinde konuşlandırılabilir. Herhangi bir ek eğitime gerek duyulmayacak,” ifadelerini kullandı.

Kremlin’den tepki: Savaşı kışkırtıyor

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Merz’in uzun menzilli füzelerle ilgili açıklamalarını “savaşı daha da kışkırtma” ve Ukraynalıları daha fazla savaşmaya zorlama girişimi olarak değerlendirdi.

TASS‘ın aktardığına göre Peskov, “Ve bu, barış sürecine girme girişimlerini engellemekten başka bir şey değildir,” dedi.

Merz’den barış müzakereleri açıklaması

Barışçıl çözüme ilişkin de konuşan Merz, “Ukrayna’dan daha fazla kimse barış istemiyor,” dedi ve ülkesinin müzakerelerin bir sonraki aşamasına hazır olduğunu belirtti.

Başbakan, “Nerede yapılacağı önemli değil, Vatikan, Cenevre ya da başka herhangi bir üçüncü yer olabilir. Biz Avrupalılar bu müzakereleri desteklemeye hazırız,” diye vurguladı.

Şansölye Merz, 26 Mayıs’ta yaptığı bir açıklamada Almanya, İngiltere, Fransa ve ABD tarafından “Ukrayna’ya tedarik edilen silahlarda artık herhangi bir menzil kısıtlaması olmadığını” ifade etmişti.

Ancak bu açıklamanın ardından Almanya Başbakan Yardımcısı Lars Klingbeil, Berlin’in bu konudaki politikasının değişmediğini söyleyerek Merz’i yalanlamıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise bu bilgiyi doğrulamamıştı.

Merz, ertesi gün yaptığı bir başka açıklamada ise Ukrayna’nın aldığı silahların menzil kısıtlamalarının kaldırılması kararının “birkaç ay önce” alındığını söylemişti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da böyle bir kararın uzun zaman önce gizlice alınmış olabileceğini öne sürmüştü.

Merz, Ukrayna konusunda ‘çelişkili’ açıklamaları nedeniyle eleştirilerin hedefinde

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English