Bizi Takip Edin

AMERİKA

IMF’den üç uyarı

Yayınlanma

Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel ekonominin geleceğine dair üç ayrı uyarıda bulundu.

Önümüzdeki hafta yapılacak Dünya Bankası ve IMF bahar toplantıları öncesinde Washington’da konuşan IMF Başkanı Kristalina Georgieva, dünya ekonomisinin önümüzdeki beş yıl boyunca yıllık ortalama yüzde 3 oranında büyüyeceğini söyledi.

Bu rakam, son yirmi yılın ortalama yüzde 3,8’lik tahmininin oldukça altında ve 1990’dan bu yana orta vadeli büyüme için yapılan en zayıf projeksiyona işaret ediyor.

IMF Başkanı, küresel ekonominin yıllarca sürecek yavaş bir büyümeyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

“Sağlam büyümeye geri dönüş yolu engebeli ve sisli ve bizi bir arada tutan ipler şimdi birkaç yıl öncesine göre daha zayıf olabilir,” diyen Georgieva, zayıf görünümün ‘yoksulluğu azaltmayı, Covid krizinin ekonomik yaralarını iyileştirmeyi ve herkes için yeni ve daha iyi fırsatlar sağlamayı daha da zorlaştıracağını’ savundu.

Silikon Vadisi Bankası ve Credit Suisse’in başarısızlığının ‘belirli bankalardaki risk yönetimi başarısızlıklarının yanı sıra denetim eksikliklerini de ortaya çıkardığını’ belirten Georgieva, ‘politika yapıcıların son haftalardaki eylemlerinde son derece hızlı ve kapsamlı olduklarını’ sözlerine ekledi.

IMF lideri, OECD ve diğer uluslararası kuruluşların enflasyonla mücadeleyi öne alan politika çağrılarını da desteklediklerini söyledi.

Georgieva, daha fazla finansal istikrarsızlığın, merkez bankalarının fonlama güçlüğü çeken bankalara bol likidite sağlamasıyla çözülmesi gerektiğini söyledi ama kargaşanın artması durumunda, para otoritelerinin bu duruştan vazgeçmek ve faiz oranlarını düşürmek zorunda kalabileceğini kabul etti.

Jeopolitik gerilim uyarısı

Çarşamba günü yayınlanan raporlarda IMF, artan jeopolitik gerilimlerin küresel yatırımların yeniden şekillenmesini neden olarak büyümeyi baskılayacağı ve finansal istikrarsızlık riskini artıracağı uyarısında bulundu.

IMF, doğrudan yabancı yatırımların coğrafi olarak yakın olan ülkelerden ziyade jeopolitik müttefik olan ülkeler arasında yapıldığına dikkat çekti.

Ülkelerin birbirlerini giderek daha fazla stratejik rakip olarak görmeleri nedeniyle 2015’ten bu yana ABD ve Çin arasındaki yatırımlarda kayda değer bir düşüş yaşandı.

IMF ayrıca dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında artan gerilimin sıcak para akışını ve banka kredilerini yaklaşık yüzde 15 oranında azalttığını tespit etti.

IMF, sermayenin giderek artan bir şekilde dost ülkelerde konumlandırılmasının (‘friendshoring’) siyasi güvenliği artırabileceğini, fakat bu eğilimin risk çeşitliliğini azaltarak ekonomik gerileme olasılığını da artıracağı uyarısında bulundu.

Bir simülasyon çalışmasında IMF, dünyanın daha büyük yatırım engelleri olan ekonomik bloklara doğru kaymasının uzun vadeli verimlilik maliyetlerinin büyük olacağını ileri sürdü.

Simülasyona göre, bu durum küresel ekonomik çıktıyı yüzde 2 oranında azaltabilecek.

IMF raporunun yazarları, “Tahmin edilen büyük ve yaygın uzun vadeli çıktı kayıpları, özellikle büyük ekonomiler içe dönük politikaları destekledikçe, küresel entegrasyonu teşvik etmenin neden çok önemli olduğunu gösteriyor,” dedi.

Bankacılık dışı finans sektörü riski

IMF’nin internet sitesinde üç imza ile yayınlanan bir makalede, parasal sıkılaşma ve faiz artışlarının bankacılık dışı finans sektörlerinde (NBFI) riski artırdığı uyarısı yapılıyor.

Emeklilik fonları, sigortacılık ve hedge fonları gibi sektörlerin finansal hizmetler ve krediler konusundaki önemine dikkat çeken IMF iktisatçılar, önümüzdeki aylarda faiz artışlarının küresel çapta devam etmesi durumunda risklerin yoğunlaşacağını düşünüyorlar.

NBFI sektöründeki büyümenin 2008 krizinden sonra hızlandığına dikkat çeken yazarlar, şu anda küresel finansal varlıkların yaklaşık yüzde 50’sini bu sektörlerin oluşturduğunu hatırlatıyorlar.

NBFI’daki risklerin, örneğin yatırımlarını finanse etmek veya getirilerini artırmak için borç almak veya türevler gibi finansal araçları kullanmak gibi araçlarla birlikte ortaya çıkma eğiliminde olduğunu kaydeden IMF, tahvil veya hisse senedi gibi varlıkların nakde çevrilmesi veya yatırımcıların itfa taleplerini karşılamak için kredi limitlerinin kullanılması yoluyla yeterli nakit yaratamadığı likidite uyumsuzluklarının da bu riskleri artırdığını vurguluyor.

Bunların yanı sıra, geleneksel bankacılık sektörü ile NBFI arasındaki yüksek iç içe geçmişlik de riski artıran bir başka unsur. 

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English