Bizi Takip Edin

Amerika

İnsan Hakları İzleme Örgütü: Meta, Filistin yanlısı görüşleri sansürlüyor

Yayınlanma

İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) yeni bir raporuna göre Meta, 7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı operasyonundan bu yana Filistin yanlısı içeriklere ‘sistemli ve küresel’ bir sansür uyguluyor.

Kuruluş, 51 sayfalık sert bir raporda, Meta’nın Facebook ve Instagram’daki içerik kaldırdığı ve hesapları askıya aldığı veya kalıcı olarak yasakladığı bildirilen binden fazla örneği belgeledi ve inceledi. Şirket, gönderilerin, hikayelerin ve yorumların kaldırılması da dahil olmak üzere Filistin’i ve Filistinlileri destekleyen içeriğin ‘altı temel aşırı sansür modeli’ olduğunu tespit etti. Bunlar arasında hesapları devre dışı bırakmak; kullanıcıların başkalarının gönderileriyle etkileşim kurma yeteneğini kısıtlamak; ve HRW’ye göre, bir kişinin materyalinin görünürlüğünün ve erişiminin önemli ölçüde azaldığı ‘gölge yasaklama’ gibi uygulamalar yer alıyor.

Alıntı yapılan örnekler arasında, çoğu İngilizce olan ve tümü Filistin’e barışçıl desteği çeşitli şekillerde ifade edilen 60’tan fazla ülkeden gelen içerik yer alıyor. Raporda, HRW’nin çevrimiçi sansür örnekleri arayan kendi gönderilerinin bile spam olarak işaretlendiği belirtiliyor.

HRW, raporda, “Instagram ve Facebook’ta Filistin ile ilgili içeriğin sansürü sistemli ve küreseldir [ve] Meta’nın kendi politikalarını tutarsız bir şekilde uygulaması, Filistin ile ilgili içeriğin hatalı bir şekilde kaldırılmasına yol açmıştır,” diyor ve sorunun kökeninde ‘hatalı uygulama, içeriği denetlemek için otomatik araçlara aşırı güvenme ve içerik kaldırma üzerinde aşırı hükümet etkisi’ olduğunu savunuyor.

Meta, Guardian’a yaptığı açıklamada, insanlar için ‘sinir bozucu’ hatalar yaptığını kabul etti, fakat ‘belirli bir sesi kasıtlı ve sistematik olarak bastırdığımız imasının yanlış olduğunu’ ileri sürdü.

Meta ayrıca, İsrail ve Filistin ile ilgili konularda ‘insan hakları durum tespitini kamuya açık olarak yayınlayan dünyadaki tek şirket’ olduğunu iddia etti.

Amerika

Rubio: ABD ve Rusya, yanlış hesapları önlemek için müzakere etmeli

Yayınlanma

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD’nin yanlış hesapları ve çatışmaları önlemek amacıyla Rusya ile müzakereler yürütmesi gerektiğini belirtti. Rubio, iki büyük nükleer güç arasında iletişimin sorumsuzluk olduğunu vurgulayarak, dostane ilişkilerin ancak koşullar değiştiğinde kurulabileceğini ifade etti.

ABD Dışişleri Bakanı ve ABD Başkanı’nın ulusal güvenlik danışmanı vekili Marco Rubio, Washington’ın yanlış hesapları ve çatışmaları önlemek amacıyla Rusya ile müzakereler yürütmesi gerektiğini açıkladı.

Ancak, Rubio dostane ikili ilişkilerin ancak koşulların değişmesi hâlinde kurulabileceğini dile getirdi.

Rubio, ABD Kongresi Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonunda düzenlenen oturumda, her dışişleri bakanının barışın dostlarla değil, düşmanlarla yapıldığını hatırlamasının doğru olup olmadığı sorusunu yanıtladı.

Rubio, “Ukrayna’ya rağmen ABD ile Moskova arasında belirli bir düzeyde temas olması gerektiğinin nedenlerinden biri de budur,” dedi ve ekledi:

“Açıkçası, gezegendeki en büyük iki nükleer gücün birbirleriyle konuşmaması sorumsuzluktur ve bu, [ABD’nin 46. Başkanı Joe Biden yönetiminin] üç yıl boyunca gerçekleşti. Bu, koşullar değişmedikçe müttefik ya da dost olacağımız anlamına gelmez ancak yanlış hesapları ve savaşı önlemek için en azından onlarla iletişim kurabilmeliyiz.”

ABD Dışişleri Bakanı, “Eğer 1961’de ABD ile Rusya (SSCB) arasında temas olmasaydı, dünya Küba Füze Krizi sonucunda sona erebilirdi,” ifadelerini kullandı.

Daha önce Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Moskova’nın ABD yönetiminin Rusya üzerindeki baskısının etkisiz olduğunu anladığını varsaydığını belirtmişti.

Zaharova ayrıca, “Uzun bir aradan sonra Rusya-ABD temaslarının yeniden başladığını” vurgulamıştı.

Rusya, Ukrayna ile ateşkes şartlarını ayrıca listeleyecek

Okumaya Devam Et

Amerika

ABD’de 2 İsrailli elçilik çalışanı öldürüldü

Yayınlanma

ABD’de, Washington’da bulunan Capital Jewish Museum’da 2 İsrailli büyükelçilik çalışanı silahlı saldırı sonucu öldürüldü.

Silahlı saldırının şüphelisinin Elias Rodriguez olduğu açıklandı. 30 yaşındaki Chicago sakini, İsrail büyükelçiliği çalışanlarına ateş açarak ikisini de öldürdü.

Yetkililer, şüphelinin daha sonra müzenin lobisine giderek “Filistin özgürlük” sloganları attığını doğruladı.

Şimdi ise, şüpheliyle ilgili yeni iddialar ortaya çıktı ve birçok sosyal medya kullanıcısı onu Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi’nin (PSL) Chicago şubesi ile ilişkilendirdi.

Yetkililer PSL Chicago bağlantısını henüz doğrulamadı.

İsrail basını, öldürülen elçilik çalışanlarının isimlerinin Yaron Lischinsky ve Sarah Milgram olduğunu bildirdi.

İsrail Büyüelçiliği X’te yaptığı açıklamada, öldürülenlerin “hayatlarının baharında” olduğunu söyledi ve “Bir terörist, Washington DC’deki Capital Jewish Museum’da bir etkinlikten çıkarken onları vurarak öldürdü” dedi.

Büyükelçilik, personelinin cinayetten “yürekleri parçalanmış ve yıkılmış” olduğunu belirtti ve “Bu yıkıcı kayıp karşısında duyduğumuz derin üzüntü ve dehşeti kelimelerle ifade edemeyiz. Kalbimiz aileleriyle birlikte ve büyükelçilik bu zor zamanda onların yanında olacaktır,” ifadelerini kullandı.

Elçilik personelinin katıldığı etkinlik, “genç Yahudi profesyonellerin birliğini güçlendirmek ve Yahudi mirasını kutlamak” amacıyla düzenlenen bir kokteyl gecesi olarak duyurulmuştu. 

tkinliğin organizatörü Amerikan Yahudi Komitesi, etkinliğin Washington DC’deki diplomatik topluluğa açık olduğunu belirtti. Etkinliğin teması “acıları amaca dönüştürmek” olarak ilan edilmişti.

Etkinliğin açıklamasında, Gazze dahil Orta Doğu’daki “insani krizlere” müdahale eden insani yardım organizatörlerinin özel konuk olarak davet edildiği belirtildi. Etkinliğin saati kamuya açık olarak duyurulurken, yeri sadece etkinliğe kaydolanlara bildirildi.

Etkinliği düzenleyen Jojo Kalin BBC Today programına verdiği demeçte, saldırganı binanın içinde gördüğünü ve ateş açtıktan sonra “çok perişan” göründüğünü söyledi.

Kalin, “Güvenlik görevlileri bu kişiyi seyirci veya tanık sanarak içeri aldı,” dedi. Jojo, adamın üzgün göründüğü için ona su verdiğini fakat silah görmediğini belirtti.

Rodriguez o anda, kırmızı bir kefiye çıkarıp “Özgür Filistin” diye bağırdı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail temsilcileri ve dünya çapındaki diplomatik misyonların güvenliğinin artırılacağını söyledi.

Netanyahu, “Hayatları iğrenç bir antisemitik katil tarafından sonlandırılan sevgili genç adam ve kadının ailelerinin acısını yürekten paylaşıyorum. Antisemitizmin ve İsrail devletine karşı kışkırtmanın korkunç bedelini görüyoruz,” iddiasında bulundu.

Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada, Netanyahu’nun ABD Başsavcısı Pam Bondi ve İsrail’in ABD Büyükelçisi ile görüştüğü belirtildi.

Trump yönetimi de İsrailli diplomatların öldürülmesine hızlı bir şekilde tepki gösterdi. Trump ve üst düzey yetkilileri, haberin duyulmasının hemen ardından sosyal medyaya başvurarak “antisemitizmle mücadele edeceklerini” söylediler.

Donald Trump, saldırı için “açıkça antisemitizm” derken, Truth Social’daki sosyal medya hesabından, “Nefret ve radikalizmin ABD’de yeri yok,” diye yazdı.

Okumaya Devam Et

Amerika

ABD, 2021’deki Afganistan hezimetini yeniden masaya yatırıyor

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Pentagon’un Ağustos 2021’deki Afganistan’dan çekilme sürecini kapsamlı bir şekilde inceleyeceğini açıkladı. Soruşturma, Kabil Havalimanı’ndaki kaotik olaylara odaklanacak ve sorumluların belirlenmesini amaçlayacak.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Pentagon’un Ağustos 2021’de ABD askerlerinin Afganistan’dan çekilme sürecinin organizasyonu ve uygulanmasına ilişkin tam teşekküllü bir inceleme başlatacağını duyurdu.

Bakanlığın internet sitesinde yayımlanan açıklamada, bakanlığın söz konusu operasyonun ayrıntılarını ve özellikle Kabil Uluslararası Havalimanı’ndaki durumu üç aydır incelediği vurgulandı.

Bakan Hegseth, memorandumunda, “Bu olaydan dolayı hesap verilmesini garanti etmeliyiz,” ifadelerini kullandı.

İnceleme sürecinin yönetimi, halkla ilişkilerden sorumlu bakan yardımcısı Sean Parnell’e verildi.

Parnell’in liderliğinde uzmanlardan oluşan bir komisyon toplanacak. Komisyonda, üst düzey askeri komutayı en aktif eleştirenlerden biri olan ve Ekim 2021’de emre itaatsizlik suçlamasıyla görevden alınan eski yarbay Stuart Scheller ile bu operasyon hakkında kitap yazan yayıncı Jerry Dunleavy’nin yer alacağı biliniyor.

Amerikan askerlerinin Afganistan’dan çekilmesinin son aşaması, Taliban güçlerinin dönemin Devlet Başkanı Eşref Gani (2014-2021) liderliğindeki Afgan hükümeti güçlerine karşı haftalar süren hızlı ilerleyişinin ardından Ağustos 2021’de gerçekleşmişti.

Gani’nin Kabil’den kaçtığı bu süreçte yaşanan olaylarda 13 ABD askeri ve 170 sivil hayatını kaybetmişti.

Dünya basını, Afganların Amerikan kargo uçaklarının peşinden koştuğu ve bazılarının uçakların iniş takımlarına tutunarak yere düştüğü çarpıcı görüntüleri yayımlamıştı.

ABD askerlerinin ülkeden çekilme takvimi, Donald Trump’ın ilk başkanlık döneminde (2017-2021), 2020 yılında Amerikalılar ve Taliban arasında Katar’ın arabuluculuğuyla yapılan müzakereler sonucunda kararlaştırılmıştı.

O dönemde tüm operasyonun 14 ay içinde, yani Mayıs 2021’e kadar tamamlanması kararı alınmıştı.

Afganistan’daki Amerikan varlığının sona erdirilmesi, Cumhuriyetçiler ve mevcut Başkan Trump tarafından dönemin Devlet Başkanı Joe Biden yönetimine (2021-2025) karşı kullanılan en popüler eleştiri noktalarından biri olmuştu.

Örneğin, bu durumu Amerikalıların 1975 baharında Vietnam’dan kaçışına benzetmişlerdi. Ancak eleştirmenler daha çok askeri yönetimin Bagram Hava Üssü’nü kapatma kararını (eleştirilerini, üsten tahliyenin sivil bir havaalanı kullanmaktan daha güvenli ve etkili olacağı gerekçesiyle açıklıyorlar) ve sonuçta Taliban’ın eline geçen topçu sistemlerinden hava araçlarına kadar önemli miktarda askeri teçhizat ile mühimmatı geride bırakmasını gündeme getirmişti.

Geride bırakılan teçhizatın yaklaşık maliyetinin 7 milyar dolar olduğu belirtiliyor.

Hegseth tarafından planlanan bu inceleme, Amerikan hükümetinin Afganistan’dan başarısız asker çekme sürecini soruşturmaya yönelik ilk girişimi değil.

Örneğin, Eylül 2024’te Kongre’deki Cumhuriyetçiler ve Demokratlar, operasyon sırasındaki hataların nedenlerini inceleyen iki ayrı rapor hazırlamıştı.

Pentagon, Eylül 2023’ten Nisan 2024’e kadar başka bir inceleme yürütmüştü.

Ayrıca, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından Mart 2022’de Afganistan’dan asker çekme sürecinin (Ocak 2020 – Ağustos 2021) ayrıntılı bir incelemesi hazırlanmıştı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English