Bizi Takip Edin

ASYA

İran ve Pakistan arasında sınır gerilimi

Yayınlanma

Tahran, Irak ve Suriye’nin ardından Pakistan’a da hava saldırısı düzenledi. Cihatçı Ceyşu’l Adl terör örgütünün sınırdaki üslerinin hedef alındığı bildirildi. Bugün ise Pakistan tarafından İran’ın Sistan ve Belucistan bölgesinde “terör örgütlerinin sığınaklarına yönelik” askeri saldırı gerçekleştirildi. İki ülke arasında sınır gerilimi yükseldi.

Pakistan Dışişleri Bakanlığı, İran’ın Sistan-Belucistan eyaletinde “teröristlerin saklandıkları yerlere” yönelik son derece koordineli ve özel hedefli bir dizi hassas askeri saldırı gerçekleştirildiğini açıkladı.

Pakistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, İran’ın Sistan-Belucistan eyaletinde gerçekleştirilen “istihbarata dayalı” operasyon sırasında çok sayıda “teröristin” öldürüldüğü aktarıldı.

Açıklamada, son birkaç yıldır İran ile yürütülen temaslarda İslamabad’ın, Tahran yönetimine Pakistan kökenli teröristlerin İran’daki kontrolsüz alanlarda sahip oldukları güvenli sığınaklar ve barınaklarla ilgili ciddi endişelerini sürekli paylaştığına işaret edildi.

Pakistan’ın “bu teröristlerin varlığına ve faaliyetlerine ilişkin somut kanıtlar içeren çok sayıda dosyayı da İran ile paylaştığına” dikkatin çekilen açıklamada, “uluslararası toplumun sorumlu bir üyesi olarak Pakistan’ın üye devletlerin toprak bütünlüğü ve egemenliği de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin ilke ve amaçlarını desteklediği” vurgulandı.

Açıklamada, Pakistan’ın uluslararası hukuk çerçevesindeki meşru haklarını kullandığı, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne herhangi bir bahane ya da koşul altında meydan okunmasına asla izin vermeyeceği belirtildi.

Pakistan’ın bu eyleminin, “ülkenin ulusal güvenliğini tüm tehditlere karşı koruma ve savunma konusundaki sarsılmaz kararlılığının bir göstergesi” olduğu aktarılan açıklamada, “bu son derece karmaşık operasyonun başarıyla yürütülmesinin Pakistan ordusunun profesyonelliğinin de bir kanıtı” olduğu vurgulandı.

Açıklamada, Pakistan’ın “kutsal ve dokunulmaz olan halkının emniyet ve güvenliğini korumak için gerekli tüm adımları atmaya devam edeceği” kaydedilerek, “Pakistan, İran İslam Cumhuriyeti’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne tam saygı duyuyor. Bugünkü eylemin tek amacı Pakistan’ın kendi güvenliği ve ulusal çıkarlarıdır. Bu çıkarlar her şeyden önemlidir ve asla tehlikeye atılamaz” ifadelerine yer verildi.

İran’ın kardeş bir ülke olduğu ve Pakistan halkının İran halkına büyük saygı ve sevgi duyduğu anlatılan açıklamada, İslamabad’ın terör tehdidi de dahil olmak üzere ortak sınamalar karşısında her zaman diyalog ve işbirliğini vurguladığı, ortak çözümler bulmak için çaba sarf etmeye devam edeceği belirtildi.

İran’dan açıklama

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, Pakistan ordusunun İran sınırında düzenlediği füze saldırısını kınadı.

Kenani, buna ilişkin Pakistan maslahatgüzarının İran Dışişleri Bakanlığına çağrıldığını söyledi.

İran, Pakistan tarafından düzenlenen füze saldırısında 3 kadın ve 4 çocuk toplam 9 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

İran devlet televizyonuna konuşan Sistan-Belucistan eyaletinin Vali Yardımcısı Ali Rıza Merhameti, Pakistan’ın sabah saatlerinde eyaletin sınır bölgesindeki bir köye füze saldırısı düzenlediğini ve bu saldırıda “İranlı olmayan 3 kadın ve 4 çocuğun hayatını kaybettiğini” bildirdi.

Eyalete bağlı Seravan kentinde de patlama meydana geldiğini belirten Merhameti ancak can kaybı yaşanmadığını aktardı.

İran, Pakistan’ın Belucistan eyaletinde terör kamplarını hedef almıştı

İran’ın yarı resmi Tesnim Haber Ajansı, dün cihatçı Ceyşu’l Adl terör örgütünün Pakistan’daki kamplarının füze ve insansız hava araçlarıyla hedef alındığını duyurmuştu.

Pakistan Dışişleri Bakanlığı, İran’ın, 16 Ocak’ta sınırdaki Belucistan eyaletinin Panjgur bölgesine hava saldırısı düzenlediğini ve saldırıda 2 çocuğun hayatını kaybettiğini, 3 kız çocuğunun yaralandığını açıklamıştı.

Tahran Büyükelçisini geri çağırma kararı alan Pakistan, halen İran’ı ziyaret eden İran’ın İslamabad Büyükelçisinin de bir süre geri dönmeyebileceğini Tahran’a bildirmişti.

“Ceyşu’l Adl” adlı cihatçı terör örgütü “Sünni Beluç halkının haklarını savunduğunu” öne sürerek, ülkenin güneydoğusundaki Pakistan sınırında yer alan Sistan-Belucistan eyaletinde zaman zaman İran’a karşı silahlı eylemler düzenliyor.

Çin arabuluculuk teklif etti

Çin, Pakistan ile İran arasındaki tansiyonun düşürülmesinde yapıcı rol oynamayı teklif etti. Geo News televizyonuna konuşan Çin Halk Cumhuriyeti’nin Karaçi Başkonsolosu Yang Yundong, Pakistan ve İran’ın bölgede ve İslam dünyasında iki büyük ülke olduğuna işaret ederek, Pekin yönetiminin İslamabad ile Tahran arasındaki farklılıkların müzakere ve diğer barışçıl yollarla çözülebileceğini umduğunu vurguladı.

Yang, Pakistan ile İran arasındaki tansiyonun düşürülmesi için ülkesinin yapıcı bir rol oynamak istediğini ifade etti.

Afganistan itidal çağrısı yaptı

Pakistan ve İran arasındaki sınır gerginliğiyle ilgili Afganistan’dan da bir açıklama geldi. Afganistan Dışişleri Bakanlığı, iki ülke arasında yaşanan “şiddet” olaylarından endişe duyduklarını vurgulayarak taraflara itidal çağrısı yaptı.

Açıklamada, “Bölgede uzun süredir yaşanan savaşlar ve istikrarsızlıkların ardından güvenlik ve istikrar konusunda nefes alma ortamı oluştuğundan dolayı, her iki tarafın da bölgesel istikrarın güçlendirilmesi için çaba sarf etmesi ve ihtilaflı  konuları diplomatik kanallar  üzerinden çözüme kavuşturması  gerekmektedir” denildi.

ASYA

Kishida enerji dönüşümünü desteklemek için ‘Asya’nın OECD’si’ çağrısında bulundu

Yayınlanma

Başbakan Fumio Kishida cuma günü yaptığı açıklamada, Japonya’nın temiz enerji konusunda diğer Asya hükümetleriyle işbirliğini derinleştireceğini belirtirken, yeşil dönüşüm için kural ve kılavuzların belirlenmesine yardımcı olacak bir “Asya OECD’si” vizyonunu açıkladı.

Kishida cuma günü Japonya İş Federasyonu ya da Keidanren tarafından düzenlenen Asya İş Zirvesi’nde konuştu. Etkinliğe aralarında Çin Uluslararası Ticareti Geliştirme Konseyi, Filipinler-Japonya Ekonomik İşbirliği Komitesi ve Endonezya Ticaret ve Sanayi Odası’nın da bulunduğu 11 Asya ekonomisinden 13 iş grubunun temsilcileri katıldı.

Kishida zirvenin kapanış konuşmasında Japonya’nın “Asya’nın karbonsuzlaştırılmasına öncülük edeceğini ve Asya’da büyük bir karbonsuzlaştırma pazarı yaratmak için işbirliğini güçlendireceğini” söyledi. Kishida, sıfır karbon emisyonuna ulaşma gibi zor bir görev söz konusu olduğunda “çok benzer bir durumda” oldukları için ülkesinin yeşil dönüşüm deneyimini diğer Asya ülkeleriyle paylaşabileceğini söyledi.

Tokyo, örneğin yeşil enerji ve elektrikli araçlarla ilgili tedbirleri benimseme konusunda daha proaktif olan Avrupa Birliği’ne kıyasla karbonsuzlaştırma konusunda daha kademeli ve iş dostu bir yaklaşım benimsenmesi için baskı yapıyor. Tokyo, imalat ağırlıklı ekonomisi için hızlı bir geçişin başarılmasının zor olacağı ve bunu yapmaya çalışmanın otomobil üretimi gibi kilit sektörlerin rekabet gücüne zarar verebileceği endişesini sık sık dile getiriyor.

Japonya, ASEAN’ın da daha yeşil bir ekonomi ile ekonomik büyümeyi teşvik etme arasında denge kurma konusunda benzer bir ikilemle karşı karşıya olduğunu düşünüyor.

Kishida AZEC’i ilk olarak 2022 yılında önerdi ve ertesi yıl dokuz ASEAN üye ülkesiyle birlikte başlattı. İlk zirve Aralık 2023’te yapıldı.
Başbakan, yeni girişimin, Tokyo tarafından finanse edilen Cakarta merkezli uluslararası bir düşünce kuruluşu olan ASEAN ve Doğu Asya Ekonomik Araştırma Enstitüsü’nde (ERIA) ulaşım ve elektrik gibi sektörlerde karbonsuzlaştırma programlarını desteklemek için bir “Asya sıfır emisyon merkezi” kuracağını söyledi.

Kishida, düşünce kuruluşunun “Asya’nın OECD’si” gibi olmasını ve çeşitli sektörlerde uluslararası kural ve standartların belirlenmesine katkıda bulunmasını istediğini belirtti ve bu sonbaharda Laos’ta ikinci bir AZEC zirvesi düzenlenmesi için görüşmelerin sürdüğünü söyledi. “Bu yılın, gelecek on yıl için belirli eylem planları üzerinde ilgili ülkelerle anlaşmaya varma yılı olmasını istiyorum” dedi.

Yapay zeka stratejisi konusunda Kishida, Nikkei’nin daha önce Japonya’nın ülkedeki ve Asya’nın başka yerlerindeki şirketler arasında, ilgili Asya ülkelerinin dillerine ve kültürlerine daha uygun yapay zeka geliştirmek için işbirliğini destekleyeceği yönündeki haberini doğruladı. “Ne yazık ki Japonca, küresel toplumda küçük bir dil,” diyen Kishida, Asya ülkelerinin yapay zekanın faydalarından tam olarak yararlanmak için birlikte çalışması gerektiğini sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Kırgızistan’da darbe girişimi

Yayınlanma

Kırgızistan Milli Güvenlik Devlet Komitesi’nden (GKNB) yapılan açıklamada, ülkenin güvenlik kurumlarının erken müdahalesi sayesinde düzenlenen darbe girişiminin önlendiği belirtildi.

Açıklamada, “Vatandaşların güvenliğini sağlamaya ve anayasal düzenin temellerini korumaya yönelik tedbirlerin bir parçası olarak, şiddet kullanarak iktidarı ele geçirmeyi ve vatandaşların ölümüyle sonuçlanan kitlesel kaos tertip ederek ülkedeki sosyo-politik durumu istikrarsızlaştırmayı planlayan yıkıcı bir grubun yasa dışı faaliyetleri bastırılmıştır,” ifadelerine yer verildi.

RİA Novosti‘nin haberine göre açıklamada, suç örgütünün dinci fanatikleri de içerdiği kaydedildi.

Ülkenin güvenlik kurumları tarafından yürütülen soruşturma ve operasyonel tedbirler sırasında, dört Kırgız vatandaşının gözaltına alındığı ve geçici bir gözaltı merkezine götürüldüğü bilgisine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Gözaltına alınanların evlerinde ve araçlarında yapılan aramalarda el yapımı patlayıcılar, ateşli silahlar, mühimmat, telsizler, kurşun geçirmez yelekler, kolluk kuvvetleri üniformaları, insansız hava araçları, aşırılıkçı yayınlar ve diğer yasaklı materyaller bulunmuş ve bunlara el konulmuştur.”

Öte yandan açıklamada, soruşturma ve operasyonel faaliyetlerin halihazırda devam ettiği vurgulanarak ilerleyen bir tarihte gerekli bilgilerin kamuoyuna açıklanacağına dikkat çekildi.

Daha önce Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’un 5-6 Temmuz tarihlerinde Azerbaycan’ı ziyaret etmeyi ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) gayrı resmi zirvesine katılmayı planladığı bildirilmişti.

Rusya gözünden Türkiye’nin Orta Asya politikası

Okumaya Devam Et

ASYA

Filipinler ve Japonya Karşılıklı Erişim Anlaşması’na hazırlanıyor

Yayınlanma

Filipinler ve Japonya, Güneydoğu Asya ülkesi ile Çin arasında Güney Çin Denizi’nde tırmanan gerilimin ortasında, savunma ve dışişleri bakanlarının pazartesi günü Manila’da yapacakları kritik “iki artı iki” toplantısıyla güvenlik ortaklıklarını bir üst seviyeye taşımaya hazırlanıyor.

Türünün ikinci örneği olan görüşmelerin odak noktalarından biri, iki ülke arasında askerlerin erişimini kolaylaştıracak ve ortak askeri tatbikatları kolaylaştıracak potansiyel bir karşılıklı erişim anlaşması (RAA) olacak.

Bu türden ilk Filipinler-Japonya toplantısı 2022 yılında, Manila ile Pekin arasındaki diplomatik ilişkileri yakınlaştıran dönemin Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte döneminde yapılmıştı. Buna karşılık önümüzdeki hafta yapılacak görüşmeler, ülkenin jeopolitik bağlılığını yeniden Washington’a kaydıran Başkan Ferdinand Marcos Jr. döneminde gerçekleştirilecek.

Çin, Filipinler’in Güney Çin Denizi’ndeki Scarborough Sığlığı ve İkinci Thomas Sığlığı’na yaptığı ikmal görevlerini egemenliğini ihlal ettiği gerekçesiyle tazyikli su ve çarpışmalarla bastırarak karşı çıkıyor. Filipinler ise Çin’in kendi egemenliğini ihlal ettiğini ve uluslararası hukuku çiğnediğini iddia ediyor.

Filipinler’deki Amador Araştırma Hizmetleri’nin CEO’su Julio Amador, Nikkei Asia’ya verdiği demeçte, “bence Japonya, Güney Çin Denizi’nin bölgede daha geniş bir çatışmayı tetikleyebilecek bir parlama noktası olmasından çok endişe duyuyor” dedi.

Güneydoğu Asya uzmanı ve Japonya Ulusal Politika Çalışmaları Enstitüsü’nde doçent olan Yusuke Takagi, karşılıklı erişim anlaşmasının imzalanmasının “Japonya’nın Filipinler’in yaptıklarını desteklediği” yönünde bir sinyal göndereceğini söyledi.

Nikkei’ye konuşan Yusuke Takagi, “RAA, ordunun acil bir durumda bir şey yapması durumunda bir yedektir. RAA’nın bir şeyleri hemen değiştirmeyeceğini düşünüyorum. Japonya’dan Filipin Sahil Güvenliğine] gemi sağlanması daha çok oyunun kurallarını değiştirir” dedi.

Filipinler ve Japonya arasında daha yakın bir ilişkinin başka sonuçları da olabilir. Hawaii’deki Pacific Forum International’da siber güvenlik ve kritik teknolojiler direktörü olan Mark Manantan, ikiden fazla iki görüşmesinin, Amerika’nın “Trump başkanlığında bir kez daha daha içe dönük, işlemci ve hatta değişken” olması durumunda bile ABD-Japonya-Filipinler üçlü ilişkileri için bir tür “gelecek güvencesi” işlevi gördüğünü söyledi.

Üç ülke bu yılın başlarında Washington’da tarihi bir üçlü zirve düzenleyerek Çin’in artan etkisine karşı Hint-Pasifik bölgesinde savunma ve ekonomik işbirliğini güçlendirmek için birleşik bir cephe sergilediler.

Manantan, Japonya’nın Filipinler ile yürüttüğü iki artı iki angajmanının, özellikle Güney Çin Denizi’nde hak iddia eden diğer Güneydoğu Asya ülkeleriyle gelecekte yürüteceği diyalog için bir “şablon” olabileceğini belirtti. “Japonya, olası bir Japonya-Vietnam-Filipinler diyaloğunun şekillendirilmesinde kolaylaştırıcı bir rol oynayabilir. Yani burada koalisyon kurma konusunda pek çok olasılık var” dedi.

Japonya’nın RAA gibi yasal anlaşmalarla bölgede artan varlığı daha fazla potansiyel çerçeveye kapı açabilir. Manantan, Japonya’nın Avustralya ile de RAA’sı olduğu göz önüne alındığında, Japonya-Filipinler-Avustralya ortaklığını “ABD-Japonya-Filipinler üçlüsünün bir yinelemesi” olarak görmenin kendisini “şaşırtmayacağını” söyledi.

Amador ayrıca Tokyo ve Manila arasındaki RAA anlaşmasının Japonya’ya bölgede ABD ve Avustralya’nın sahip olduğu “bazı ayrıcalıkları” vereceğini belirtti.

NATO Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda ile güvenlik bağlantılarını artıracak

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English